27 Kasım 2009 Cuma

KURBAN BAYRAMI






























Kurban Bayramınızı kutlar, Rabb'imizin kurban ibadetimizi kabul etmesini ve bu bayramın hayırlara vesile olmasını dua ve niyaz ederiz. Hayırlı bayramlar...

ÜNİVERSİTE GİBİ KANAL: MEHTAP TV

Kültür-sanat ve fikir içerikli yayınlarıyla dikkat çeken Mehtap TV, tematik kanal olmanın zorluklarına rağmen seyircisinin entelektüel seviyesini yükseltmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin ilk ve tek kültür-sanat kanalı olarak öne çıkan Mehtap TV, rüştünü çoktan ispat etse de daha çocuk denecek yaşta. Çok değil, bundan dört buçuk yıl önce, Haziran 2006’da yayın hayatına başladı. Siyasi gündemin baş döndürücü hızla değiştiği ülkede, belki de dünyada örneği olmayan bir kültür kanalını izlenilir kılmaya çalışmak hayli güç olsa gerek. Hele de, uydu ve internet marifetiyle dünya kanallarına ulaşmanın çok kolay olduğu bir dönemde… Mehtap TV yöneticileri, bu zoru büyük oranda başarsa da daha alınacak çok mesafeleri olduğuna inanıyor. İzleyici sayısı ve program kalitesini artırmaya yönelik adımların hesabını yapıyorlar. ‘Aydınların buluşma noktası’ sloganı ile yola çıkan kanal, kısa sürede bunu gerçekleştirmişe benziyor. Öyle ki, her biri alanında kabul görmüş akademisyen, sanatçı, fikir ve iş adamını Mehtap TV ekranlarında görmek mümkün artık. Kanalın yola çıkış hikâyesini ve geleceğe dönük projelerini ilk ağızdan duymak için Genel Yayın Yönetmeni Murat Keskin’in kapısını çaldık.

-Önce sizden başlayalım. Televizyonculuğa nasıl başladınız?

Ben aslında tarih mezunuyum. Üniversitede araştırma görevlisi olmak istiyordum. O ruh bende gazetecilik altyapısını oluşturdu. Samanyolu TV, o dönem test yayını yapıyordu. Ben de başladım çalışmaya. Özel televizyonlar yeni geliştiği için her şeyi orada öğrendik, kamerasından montajına kadar. Dolayısıyla çok zor; ama bir o kadar da öğretici oldu bizim için. Sonra İstanbul ve Ankara haber müdürlüğü ve haber yayın yönetmenliği yaptım. Ardından 1 sene Star TV’de yayın planlama ve program müdürü olarak çalıştım. Mehtap ile ikinci kez bir kanalın kuruluşunda bulundum. Ama Samanyolu’nda öğrenen, burada ise kuran kişi konumundaydım. O yüzden Mehtap’ın ayrı bir yeri var. Ama annem her zaman ‘Senin televizyoncu olacağın çocukluğundan belliydi’ der. Çünkü ufakken mahallede birkaç kişinin televizyonu vardı. Bizim ekonomik durumumuz müsaade etmediği için alamamıştık. Televizyonu olan ailelerden birinin evi tek katlıydı. Perde aralı kaldıysa camdan televizyona bakardık. Yine böyle bir gün babam beni görmüş. ‘Yemeyip içmeyeceğim, bu çocuğa televizyon alacağım’ demiş, borç harç bir televizyon almıştı.

-Peki Mehtap TV’nin hikâyesi. Televizyonun kurulma süreci nasıl gelişti?

Mehtap TV dört buçuk yıl önce kurulduğunda tek bir oda ve ben vardım sadece. Bir televizyonu sıfırdan kurmak ilginç bir tecrübe. Her ne kadar daha önce 12-13 yıl habercilik yapmış olsam da Mehtap TV ile geçen son 4-5 yılın benim için ayrı bir yeri var. Her aşamasında yer aldığım için çocuğum gibi. Farklı bir şeyler yapmak istedik. Türkiye’de çok da karşılığı ve emsali olmayan bir konumdayız. Hatta kültür kanalı olarak ilk ve tekiz. Haber-kültür karışımı kanalların bir kısmı da bizden sonra açıldı. Kültür çok geniş bir kavram. Dolayısıyla onun enginliğini kullanmak istedik. Biz kurulduğumuzda din, spor gibi çeşitli alanlarda tematik kanallar zaten vardı. Ama yine de Türkiye’de tematik kanal çok gelişmedi ve tutmadı. Çünkü biz daha televizyon konusunda o kadar detaya inemedik. Tematik kanalların da zorluğu bu. Seçici ve sınırlı bir kitle bizi izliyor. Özel zevklere hitap eden kanallardır aslında tematik kanallar. Yurt dışında sırf golfle ilgili bile kanal bulabilirsiniz. Türkiye’de bu biraz eğitim, biraz ekonomik seviyeyle ilgili. Uzun vadeli bir iş tematik kanalın Türkiye’de ilerlemesi. Bu anlamda bir kültür kanalı olarak mümkün olduğunca çok insana hitap edebilmek adına yelpazeyi biraz daha geniş tutmak istedik. Din, düşünce, kültür-sanat, müzik programlarımızın hepsi bu yelpaze içinde yer aldı. Mesela radyo camiasına dönük Radyo Günleri programını yaptık. Her ne kadar haber kanalı olmasak da iş dünyası için Kahve Molası ve İşte Kültür adlı iki programımız var. Bunun dışında Kadraj ile fotoğrafçılara, Perdeler ile sinema-tiyatro camiasına, Kitap Evi ile de kitapseverlere ulaşıyoruz. Eğitimli bir camia Mehtap TV’yi takip ediyor. Ama kendi konseptimizden taviz vermeden her kesime ulaşmaya çalışıyoruz.

-Mehtap TV, hedeflediği izleyici kitlesine ulaştı mı?

Tematik kanal olduğumuz için reyting ölçümüne girmiyoruz. Ama kamuoyundan aldığımız tepkiler her geçen gün daha iyiye gittiğimizi gösteriyor. Benim prensibim şu: Bizim kaç kişi tarafından seyredildiğimiz elbette önemli; ama daha önemlisi ulaştığımız kişi kanalı seviyor mu, mutlu olabiliyor mu, bir şeyler alabiliyor mu? Çünkü siz bir kişiyi mutlu ettiğinizde kulaktan kulağa tanıtımınız gerçekleşiyor. En sağlam reklam da bu.

-İnsanların kültürel seviyelerini, entelektüel düşüncelerini artırmak gibi bir misyonunuz var mı?

Temel misyonumuz bu zaten. Bunu da hem demokrasi, hem kültür-sanat, hem de din alanında yapıyoruz. Demokrasi anlamında mesela biz 21.00 kuşağını yayınlamaya başladığımızda televizyonlarda bir elin parmakları kadar açık oturum programı vardı. Bugün haber kanallarında yayınlanan bu moderatör tarzı programlar bizden sonra arttı. Mehtap TV, bu tarz programlarıyla bir misyonu eda ederek özellikle demokrasi anlamında halkı eğitti. Bize gelen maillerde bile insanların demokrasiyi entelektüel olarak algılamalarının arttığını görüyoruz. Kültür anlamında da bugüne kadar hep bir kesim akla geliyordu. Mehtap TV, muhafazakâr değerlere sahip kişilerin de kültür-sanat dünyası içinde çeşitli zevkleri olabileceğini gösteren bir kanal oldu. Hem bu arayışta olanları eğitti, menü sundu; hem de üstü örtülü olanların tozunu aldı. Düşünün dinî yayınların da olduğu bir televizyonun içinde festival, konser haberleri veriyorsunuz. Bu sentezi ilk defa görüyor belki de birçok insan. Cemal Reşit Rey konseri bitiyor, peşinden Davut Aydüz Hoca ile Kur’an tefsiri başlıyor. O bitiyor bir sergiye, açık oturuma geçiyorsunuz. Dinî programdan hemen sonra yayınladığımız müzik konusunda hassas davranıyoruz. Bugüne kadar tepki almadık. Azımsanmayacak sayıda dinî programımız mevcut. İnsanların aradıkları bilgiyi bir ansiklopedi, rehber gibi, anlaşılabilir, sakin şekilde, tartışmadan sunuyoruz. Mesela Faruk Beşer ile İslam ve Hayat bir senedir binlerce soruya cevap verdi. Tefekkür ve Ufuk Ötesi de bu bağlamda önemli. Mehtap TV entelektüel yapısının yanında dini dört duvar arasında herkese ulaştırıp sevdirdi ve bunu da estetik bir şekilde yaptı. Demokrasi ve insan hakları, kültür-sanat ve inanç dünyamız alanlarındaki ortak payda zaten estetik sunum. Gözden kalbe ve beyne gidiyoruz. O anlamda bir kültür kanalı olarak televizyonculuğun sanatını yapma da dördüncü misyonumuz. Amerika’dan ve yurt içinden görsellik alanında ödüller kazandık. Arap ülkelerinin birinde dinî programlarımız ilk üçe girdi. Bu tip dönüşler aldığımız için görsel misyonda da Mehtap’ın iyi yönde ilerlediğini düşünüyorum.

-Kısa süreli ve çok sayıda programın olması yayın adına işi zorlaştırmıyor mu?

Biz üniversiteye döndük zaten. Yayına başlamadan önce üç aylık program hazırladık. Dolayısıyla tekrara düşmedik. Şu anda yayına koyamadığımız programlar var. Kısa program yapmak zor. Ama sonuçta biz eğlence kanalı değiliz. Böyle bir kanalı izlemek zordur. Bunu aşmanın yöntemlerini bulmamız gerekiyordu. Birinci yol insanların zevklerine ve gözlerine hitap etmek, ikincisi kısa programlar yapmaktı. Bizim o anlamda yayın koordinatörümüz Üzeyir Bey günde iki saat yayın planlama yapıyor sadece. Çok kısa programlarımız olduğu için normal televizyonların yaptığı haftalık planlamayı biz her gün yapıyoruz. Dünyada bizim kadar çok parçalı yayın yapan bir televizyon yok diye düşünüyorum. Konuşan bir televizyonuz, bunun ağırlığını aşmak için de kısa program yapmak durumundayız. Yurt dışından aldığımız bazı belgeselleri bile bölüp izlenebilir hâle getiriyoruz. Avrupa’da özellikle ilk açıldığımız zamanlarda “Mehtap TV bizim için bir üniversite oldu” tepkisini almıştık. Türkiye’den bir kanal olması ve içerisinde din, kültür, sanat gibi unsurları barındırması sebebiyle Avrupa’daki Türkler özellikle çocuklarının eğitiminde Mehtap’ı kullandıklarını söylüyor. O anlamda kültür kanalı olmasının yanı sıra, bir eğitim platformu aynı zamanda Mehtap TV.

-Yani bir programı seçip onu sürekli izleyen bir kişi en azından o konuda epey bir bilgi sahibi oluyor.

Hatta şöyle bir espri yapmıştım: Seyirci Mehtap TV’yi bir sene devamlı takip etse sertifika vermek lazım. Gerçi Radyo Günleri gibi programlarla biraz daha eğlenceye dönük aktüel işleri yapmaya çalışıyoruz; ama genelde eğitici programlarımız var. Ayrıca zaten sizi 24 saat kimse izlemez. Biz dolu dolu bir yayın yapmaya çalışıyoruz. Gündüz kadın ve çocuklara hitap ediyoruz. Akşam fikir kuşağında daha çok erkeklere yönelik programlar yapıyoruz. Hatta geceyi de planlıyoruz. Kim nereye denk gelirse, kim nerden ne alabilirse. Biz kaliteli mallardan oluşan iyi bir market oluşturmaya çalışıyoruz. Herkes buradan istediğini alabiliyor. Merdiven altı mal koymuyoruz ekrana. Bundan sonrası seç, beğen, al. ‘Ucuz olsun satarız’ mantığında değiliz. Mehtap, onun için zor bir kanal.

-Dünyada bir benzeriniz var mı?

Kültür-sanat ağırlıklı kanallar var dünyada nadir de olsa. Mesela Amerika’da PBS biraz benzetiliyor bize. Belgesel ağırlıklı bir kanal ve popüler değil. Her türlü fikre yer veriliyor. Tabii ciddi farklılıklarımız var. Avrupa’da da Arte diye bir kanal var. Uyduyu taradığımda kültür kanalı olarak fazla seçenek görmüyorum.

-Programlarınızda genellikle sunucu kullanmıyorsunuz. Bundan sonra markalaşmak adına sunuculara yer vermeyi düşünüyor musunuz?

Sunucu olmaması biraz bizim hızlı üretimimizle, biraz da yetişmiş insan olmamasıyla ilgili. Televizyonda önce yıldız oluşturulur. Bizim de zamanla bazı programları sunuculu yapma gibi bir takvimimiz var. Ama bu ne kadar hızlı gerçekleşir bilmiyorum. Biz tekrara düşen bir kanal olduğumuz için sunuculu programlar çok çabuk eskir. Sadece konuğun gözüktüğü programlar ise bir arşiv malzemesi gibi oluyor. Kısa bir belgesele dönüşüyor âdeta. Dolayısıyla onu kullanmak çok daha rahat oluyor. Sunucuyla o programı yayınladığınız zaman aynı havayı alamıyorsunuz. Daha önce yapılmış hissi veriyor hemen. Ama yine de tekrar etme şansımızın olmadığı sinema programları gibi yapımlara sunucu katmayı düşünüyoruz.

-Yeni projelerinize gelirsek, bu sene neler yapmayı planlıyorsunuz? Gençler için çalışmalarınız olacak mı?

Aktüel olarak daha çok gençlere dönük Radyo Günleri, Kahve Molası, İşte Kültür, Perdeler var. Bilgi teknolojileriyle ilgili iki genç arkadaşın sunduğu formatı değişik bir program Bilgitek de devam ediyor. Bu tarz programların sayılarını artırmaya çalışıyoruz. Başka program formatları da var kafamızda ama hayata geçirmek için hem zamana hem de paraya ihtiyaç var. Aslında aktüalite programlarını canlı yapmanız lazım. Çünkü canlının verdiği havayı başka şekilde alamazsınız. Mesela 21.00 kuşağında hocalar müsait olmayınca bazen banttan çekiyoruz. Seyirci bunu bilmediği hâlde programa gelen mesaj sayısı düşüyor. O enteresan bir enerji. Anında etkiliyor. Bir de yeni projelerin formatımıza uyması lazım. Biz Mehtap’ta yayınlanan çizgi filmleri bile özel seçiyoruz. Şiddetin, yaratıkların olmadığı yapımları tercih ediyoruz. Belgesellerde hayvanların böl parçala görüntülerinden ziyade tabiatın, manzaranın anlatıldığı çalışmalara yer veriyoruz. Bütün bu yapımlar Mehtap’ın o ince çizgisine uymalı. Bunu önemsediğimiz için 21.00 kuşağımıza tartışma değil fikir kuşağı dedik.

-Mehtap TV’nin ‘Aydınları buluşturuyor’ diye bir sloganı var. Hakikaten de sosyologlar, siyaset bilimciler, ilahiyatçılar, edebiyatçılar birer birer Mehtap TV ekranından geçiyor.

‘Üniversite gibi bir televizyon’ tepkisini çok alıyoruz. Çok farklı yelpazede insanlar Mehtap TV’ye geliyor. Özellikle akademik camiada televizyonumuzun bir kabulü var ve seve seve konuk oluyorlar. Fikirlerin çatıştığı değil de toplandığı bir merkez hâline geldik. Mehtap’ın bir güzelliği de şu: İzlenme kaygımız var; ama reyting kaygımız yok, tematik kanal olduğumuz için. Bu da ‘şu program faydalı ve güzel olur’ diye düşündüğünüzde bunu hayata geçirme imkânı sunuyor. Bu anlamda televizyonculuk hayatımın en keyifli yılları Mehtap TV’de geçiyor.

ELİF NESİBE ÖZBUDAK

Aksiyon

SAMANYOLU YAPIMLARI ÖDÜLE DOYMUYOR

Ekranlara girdiği andan itibaren büyük beğeni ile karşılanan Samanyolu TV’nin hem güldüren hem eğlendiren programı “Her Şey Yolunda” TÜTAP tarafından ödüle layık görüldü.
Türk Tanıtma Platformu tarafından siyaset, basın, spor, müzik, iş ve Sanat dünyasından ülkemizin tanıtımına katkı sağlayanlara iştigal ettikleri alanlarda başarılı çalışmaları ile dikkat çeken kişilere 21.11.2009’da Rixos Grand Ankara’da bir ödül töreni düzenlendi. Törenin sunuculuğunu Perişan EFEM ve Her Şey Yolunda programından tanıdığımız Frat Paşayiğit gerçekleştirdi.
Türk Tanıtma Platformu Başarı ödülüne layık görülen Her Şey Yolunda’ nın yapımcı ve sunucusu Fırat Paşayiğit “gösterdiğimiz gayret ve performansın fark edilmesi tabiî ki çok güzel bir şey, en yüksek performansta Türkiye’miz için en güzel çalışmaları yapmaya devam edeceğim” dedi.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, İlham Aliyev, Naim Süleymanoğlu, Hamza Yerlikaya, Bülent Arınç, Tamer Karadağlı, İbrahim Şahin gibi değerli isimler gecede ödüle layık görüldüler.
Türk insanın neşeli, samimi ve misafirperverliğinin ekranlara getirildiği bu sıcacık program her Cuma 23.00’de Samanyolu ekranlarında!...

http://samanyolu.com.tr/shownews.aspx?contentid=196

EN İYİ ERKEK OLUNCU: REHA ÖZCAN

“Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nda “En İyi Erkek Oyuncu” REHA ÖZCAN

Bursa büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği, 4.Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali’nin “Altın Karagöz” ödülleri 20 Kasım Cuma akşamı sahiplerini buldu.
İran, Macaristan, Fransa, Bulgaristan ve Türkiye’den oluşan seçkin jüri elemeleri sonucu birçok dalda ödül sahipleri ile buluşurken “Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nda “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü “Bahtı Kara” filmindeki Rolü ile Reha Özcan aldı.

Reha Özcan kimdir?

IV. Osman dizinde Osmanlı hayranı bir polis memurunu canlandıran Reha Özcan, Antalya Devlet tiyatrosu oyuncusu. Devlet tiyatrosundaki görevine (1986) Trabzon’da başlayan Özcan’ın İstanbul’a tayini çıkar(1990). Birkaç zaman İstanbul’da yaşayan Özcan, bu koca şehirde hayat koşullarının çok zor olduğunu düşünür ve 1992’de Antalya’ya yerleşir. O yıllardan bu yana Antalya’da yaşayan Özcan tek kelimeyle tiyatro aşığı bir insan. Mimar Sinan Üniversitesi mezunu olan Reha Özcan 1965 Bingöl doğumlu.

Ödüle Yorumlar

Koyu bir Beşiktaşlı olan başarılı oyuncu hem aldığı bu manalı ödül hem de bir gün sonrasında Beşiktaş’ın 3-0 lık muhteşem derbi sonucuyla oldukça mutlu olduğunu, tüm Beşiktaş Spor Camiasını tebrik ettiğini ve sonuna kadar sanat için çalışacağını belirtti.
Reha Özcan’ın aldığı bu ödül hakkında özellikle Antalyalılar çok sevinirken, rol aldığı dizisinin fanları ise “Reha Özcan ve rol arkadaşı Çetin Güner günümüz Hacivat ile Karagöz’ü. IV. Osman’ı seyrettiğimizde bu ikiliyi muhakkak hatırlıyoruz. Babacan tavırları, sıcacık gülümsemesiyle Reha Özcan gönlümüze girdi, kalitesinden hiçbir zaman taviz vermeyen oyuncu hak ettiğini almış daha çok ödüller onun olmalı dedi.

Reha Özcan ve Çetin Güner’in başrolünü oynadığı IV. Osman dizisi her Salı akşamı 19.40 Samanyolu’nda sevenleriyle buluşuyor.

KIRIK KALPLER 3. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

Kırık Kalpler 3.Bölüm Fragmanı



Kırık Kalpler, 30 Kasım Pazartesi akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler...

DÖRDÜNCÜ OSMAN 9. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

İki farklı ceset...
Birbiriyle derinden bağlantılı iki cinayet...
Ölenler birbirini tanımıyor...
Ama geride kalanlar, aynı planın birer parçası...

DÖRDÜNCÜ OSMAN 9.BÖLÜM FRAGMAN İZLE



iyi seyirler...

25 Kasım 2009 Çarşamba

KOLLAMA 66. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

Kollama 66.Bölüm Bayramın il günü Cuma 19:40 da STVde...

Resim

Yiğit, ülkenin kaderini ilgilendiren belgeyi almak için uğraşırken, ansızın çalan alarm güvelik birimlerini devreye sokar...
Bu arada yolda olan Memduh ve Necip olay yerine ulaşmak üzeredir. Yiğit, Gölge ile plan yapıp kaçmayı başaracakken Necip'le aralarında nefes kesen bir kovalamaca başlar. Yiğit ve Necip şimdi burun burunadır…
Gölge ise Yiğit'i zor durumda bırakarak ardına bakmadan kaçar...
Bu arada Karahan'dan şüphelenen Pikeas, onu izlemeye aldırır. Karahan onları Başkan'a götürecek midir ?
İKT'nin yeri ortaya çıkacak mıdır?
Yiğit, Necip'in elinden kurtulabilecek midir ?



Yönetmen Barış Yöş
Yapımcı Mustafa Kartal
Yayın Günü ve Saati 27 Kasım Cuma 19:50
Oyuncular Mehmet Özgür, Orhan Bıyıklı, Yeliz Şar, Ali Başar, İskender Altın, Ertan Kılıç, Deniz Evrenol

Kollama 66.Bölüm Fragman anında izle hemen izle online Sevenload versiyon


Tam ekran: http://tr.sevenload.com/videolar/S5idhJA-KOLLAMA-66-Boeluem-Fragman-www-SamanyoluFanlari-com

TEK TÜRKİYE 81. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

Kırmızı'nın istediği dosyayı almayı başaran Dila, birden kendisini Çetin ve Kado arasındaki pazarlığın içinde bulur. Kado ve Çetin'in arasındaki örgütü deşifre edecek olan kaset savaşına Dila'da kurban gitmek üzeredir...
Dila, canını kurtarmaya çalışırken, Rıfat'tan korkunç bir teklif alır. Ya şimdi kamera kayıtlarını Tarık görecek ve köstebeğin kendi karısı olduğunu öğrenecektir ya da Dila artık Rıfat'ın en iğrenç isteklerini bile yerine getirecektir...
Bu arada Sait ve Leyla'nın kaçış planlarını ise Botan bozmak üzeredir...

Tek Türkiye 81. Bölüm Fragman İndir, İzle:

http://rapidshare.com/files/312071138/Tek_Turkiye_81.Bolum_Fragmani_YENi_26.11.2009_YAYINDA..wmv

Tek Türkiye 81. Bölüm Fragman İzle:



22 Kasım 2009 Pazar

DÖRDÜNCÜ OSMAN 8. BÖLÜM (FRAGMAN GELECEK)

4.Osman yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Resim

Gündüz vakti bir otel balkonundan aşağı düşen bir genç kız cesedi herkesi şoke eder.

Haberi alan Osman ve Yıldırım bunun bir cinayet olduğunu anlayınca işe koyulurlar. Ancak önce kızın bir sevdiğini olduğunu, sonra da kürtaj yaptırdığını öğrenirler. Kızın sevgilisine ulaşmak için yola çıktıklarında ise gencin cesediyle karşılaşırlar. Şimdi her şey daha karmaşık bir hal alır. Ancak kimse henüz bu cinayetin ardındaki akıllara gelmeyecek olan kirli ilişkinin farkında değildir. Cinayeti çözecek sır genç kızın ailesinde saklıdır.

Yapımcı Melih Sezgin

Yönetmen Gül Güzelkaya

Yayın Günü ve Saati 24 Kasım Salı 19:50

Oyuncular Reha Özcan, Cavit Çetin Güner, Filiz Taçbaş, Beğüm Şahin, Hazam Kadak, Savaş Tamer

KIRIK KALPLER 2. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

Yayınlandığı ilk bölümü ile izleyiciden büyük ilgi gören ve duanın önemini insanlara bir kez daha hatırlatan Kırık Kalpler, ikinci bölümü ile ekrana geliyor.

Resim

Yaşamını bilime ve hastalarının hayatlarını kurtarmaya adayan doktor Berna’nın hayatı bir anda sekteye uğrar. Geçirdiği bir kaza sonucu oğlu bitkisel hayata girer. Berna, oğlunu iyileştiremediği için travma yaşamaktadır. Ancak çevresindeki insanların ona dua etmesini salık veren sözlerine aldırmamakta, dinsel inançları hiçe saymaktadır. Bu yüzden bitkisel hayattaki insanları hayata döndürdüğüne inandığı eski bir doktorun peşine düşer. Ancak gittiği yerde büyük bir şokla karşılaşır. Oğlunu kurtarmak için her yolu deneyecek olan Berna, en basit ve etkili yolu gözden kaçırmaktadır.

Yapımcı: Melih Sezgin

Yönetmen: Hasan Kıraç

Oyuncular: Yaren Aynuz, Kamil Adıgüzel

Yayın Günü ve Saati 23 Kasım Pazartesi 19:50

KIRIK KALPLER 2.BÖLÜM FRAGMAN İZLE



İyi seyirler...

19 Kasım 2009 Perşembe

İLK ÖZEL KÜRTÇE TV AÇILIYOR, KÜRTÇE DİZİLER GELİYOR!


TRT'den sonra Kürtçe yayın yapacak ilk özel televizyon kanalı şu günlerde açılıyor. Peki bu kanal hangi medya grubu bünyesinde hizmete giriyor?

Samanyolu Yayın Grubu daha önce Dünya TV adında Gaziantep'te bir yerel tv kanalı açmak için çalışmalara başlamıştı. Aradan geçen zamanda özel televizyonlara Kürtçe yayın izninin verilmesiyle birlikte Dünya TV'nin yayın çizgisi de netleşti. Dünya TV yerel değil, uydudan ulusal yayın yapacak ama içerik Kürtçe olacak

Buna göre Samanyolu'nun Dünya TV'si Türkiye'nin ilk özel Kürtçe yayın yapan ulusal kanalı olacak. Merkezi Gaziantep'te bulunan Dünya TV için yasal izinlerin alınmasıyla birlikte Kürtçe yayın başlayacak. Samanyolu TV'de yayınlanan birçok dizi ve yapım Kürtçe dublajla birlikte Dünya TV'de ekrana gelecek.

Genel Müdürlüğünü Samanyolu Ankara Temsilcisi Remzi Ketenci'nin yaptığı Dünya TV'nin şu günlerde stüdyo ve merkez bina inşaatı hızla devam ediyor.

DUA ETMEYİ UNUTMUŞTUK, İYİ Kİ HATIRLATTIN DUA ÇOCUĞU...


Samanyolu TV, izleyenlerine mest edecek bir dizi Kırık Kalpler ile 16 Kasım’da ekranlarımızı şenlendirdi. Çiçeği burnunda dizi, izleyenler tarafından oldukça beğenilerek iyi bir reyting elde etti. Daha ilk bölümden birçok olumlu mesajlar alan bu muhteşem yapım oldukça ses getireceğe benziyor. Dizinin başarılı yapımcısı Melih Sezgin ile Kırık Kalpler üzerine görüştük.


Beşinci Boyut’un ardından Kırık Kalpler’ i hazırladınız. İnsanların tepkisi nasıl oldu diziye?


Beşinci Boyut,
çok başarılı, umut dolu bir metafizik yapımdı. Onu sonlandırıp başka bir yapıma başladığımızda Samanyolu izleyicisinin metafizik bir yapıma gösterdiği ilgiyi de bildiğimiz için onların istekleri doğrultusunda cıvıl cıvıl, hayat dolu bir dizi hazırladık. Beşinci Boyut’tan farklı noktaları var. Kırık Kalpler bambaşka bir proje. Beşinci Boyut’ta kul sıkışıyor Hızır imdada geliyordu, Kırık Kalpler’de ise Kul, Yaratıcısı ile direk dua yoluyla iletişime geçiyor. Seyirci ilk bölüm sonrası çok beğendiğini söyledi. Dua etmeyi unutmuşuz iyi ki hatırlattınız dediler. Hatta kimisi dizinin adı Dua’nın Gücü diye değişsin diyerek ne kadar etkilendiğini belirtti.

Kırık Kalplerin esas amacı ne?


Başımıza gelen kötü olayların aslında bizim iyiliğimiz için olduğunu, her kötü olayın hayırla sonuçlanabileceğini belirtmek. Belki birçok kötü olay başınıza geliyor ama sıkışıp Rabbe el açtığınızda O’ nunla yakınlaştığınızı, onu bulduğunuzu hissediyorsunuz. Onu bulan neyi kaybeder ki? İşte amacımız O’nu nasıl bulabileceğimizi göstermek.

Dizinin ana karakterlerinin görevi ve temsil ettikleri manalar ne?

İki ana karakterimiz var. Dua Çocuğu ve Çöpçü. Dua çocuğu bir insan olarak gözüküyor aslında o kulun duası. Çöpçü ise kulun duasının kabul olması için gereken bir işi yapıyor. İnsanları ruh temizliğine davet ediyor. Görünürde çer çöple ilgileniyor ama esas görevi dualarının kabul olması için insanların kalplerini ruhlarını temizlemesi gerektiğini göstermek.

Eleştiri aldınız mı?


Almaz mıyız? Tabiî ki aldık. İlk bölümümüzde bir pim çekme sahnesi var. Neden asteğmeni askerini ezen bir kişilik olarak gösterdiniz neden asteğmenleri karaladınız diye eleştirdiler. Hatta dava açacağını söyleyenler oldu. Fakat biz konuda çok rahatız. Çünkü bizi tanıyanlar bilirler hiçbir meslek grubunu hiç kimseyi rencide etmek gibi kastımız, niyetimiz yok. Biz asla asteğmenleri kötülemek için böyle bir şey yapmadık, senaryonun akışı onu gerektirdi. Yoksa o kişi teğmende olabilirdi başka bir rütbede. Amacımız bizim orda Doğan karakterinin askerini çok koruyan kollayan iyi biri olduğunu vurgulamaktı. Yanlış anlaşılmasına çok üzüldük. Ve eğer gerçekten askerimiz rencide olmuşsa özürde dileriz. Fakat televizyon bu. Gerçek değil. Olayların gerçekmiş gibi algılamamak lazım. Bizim vermek istediğimiz mesaj farklıydı. Hiç ummadığım bir noktaya takıldı insanlar. O zaman doktorlarda bizi mahkemeye versin orda bir doktor hem kendi evli hem de evli bir bayanı kandıran bir tipti. Hemşireler de dava etsin, orda iki hemşire fitneci fesatçı çok kötü karakterlerdi. Böyle düşünülür mü hiç. Dizi bu. Gerçek değil. Kaldı ki gerçek hayatta da biri kötü ise tüm meslek erbabı mı lekeleniyor. Bilemiyorum bu konuda hiçbir art niyetimiz yoktu.

İlerleyen bölümlerde böyle yanlış anlaşılmalara sebep olabilir mi?


Bundan sonraki bölümümüz bir doktorun hikayesi. Ondan sonraki de emekli bir albayın. Bunların hiç birinde amaç ne belirli bir meslek grubunu yüceltmek övmek ne de yermek, aşağılamak. Lütfen seyrederken dikkatli izleyin kişiler gerçek değil ama duanın gücü gerçek. Yanlış anlaşılacak bir şey yok. Dizimizde dua karakteri ilerleyen bölümlerde tam oturacak çok güzel bölümler, çok iyi harmanlanmış hikayeler sizleri bekliyor.


Bu sıcacık yapımın ilk bölümü kaçıranlar için Kırık Kalpler tekrar bölümü Cumartesi günü

19:50’de Samanyolu’nda!..

OZAN ÇOBANOĞLU'NDAN DEV BİR YAPIM GELİYOR


Mart ayında sinema tarihine damga vuracak, adından çok bahsettirecek bomba bir sinema filmi geliyor!...PARAMPARÇA
Milyonlar onu Samanyolu TV’de yayınlanan Tek Türkiye dizisinin Doktor Tarık’ı olarak tanıdı. Çok kısa zamanda herkes tarafından sevilmeyi başardı. Gençti. Azimliydi. İnsanlar sadece benden değil işlerimden bahsetsinler dedi. Bir yandan Tek Türkiye’nin zorlu çekimlerini başarı ile tamamladı bir yandan sinemaya atıldı.
Yüzüm kara çıkmaz inşallah dedi, gece gündüz çalıştı. Kendisini dostları ne zaman arasa o hep meşguldü. Kimseye cevap veremedi. Babası da sanata düşkündü yani genlerinde vardı. Üretmeliydi, çalışmalıydı..
Evet, hepinizin yakından tanıdığı Ozan Çobanoğlu’ndan bahsediyoruz. Samanyolu TV’nin milyonlara gururla sunduğu Konya Devlet Tiyatrosu sanatçısı Ozan Çobanoğlu..
Bir yandan Tek Türkiye çekimlerinde onu görmek için etrafına dolan sevenleri, yolda yürürken bile onu soru yağmuruna tutan fanları, internet alemi, siteler, facebooklar, her şey onunla süslenmeye başladı. Tüm kanalları konuk olarak gezdi. Ünü yurt dışında da duyuldu. Konferans konferans dünyayı gezdi. Bu başarıyı hiçbir medya kuruluşu görmezlikten gelemezdi, gelmedi..
Çobanoğlu ise bir yandan dizi setlerine saatlerini harcadı, dinleneceği 2-3 saat vardı koştu Paramparça sineması için çalıştı. Yazın herkes tatildeyken o ve ekibi çekimlere devam dedi, durmadı.
Bütün bu yazılanların az bile kaldığını Paramparça filmi resmi web sitesini ziyaret ettikten sonra görebilirsiniz. Mükemmel bir görüntü, dehşet bir müzik, ustaların birleştiği bir kadro!...
Tüm sevenleri ve ilgilenenleri adına Ozan Çobanoğlu’na Paramparça’yı ve Tek Türkiye yeni sezonu sorduk.
Sinema çok büyük bütçeler gerektiriyor, mali güzü desteği bulmak zorundayız dediniz, şimdi de mükemmel bir fragmanla karşımıza çıktınız. Siz bütçe engeli varken kaliteyi nasıl yakaladınız?
Sinema pahalı bir sanat. Sinema yapabilmek için para şart. Ama şunu da unutmamak lazım festivallerde ödül alan sinemalar ne kadar para harcanmış ne kadar pahalı filmler diye değil, filmin ruhu, anlattığı hikaye, yönetmen ve oyuncu yeteneği ile değerlendirilir. Kalite para ile ölçülemez. Ekip olarak çok çalışarak, fazla yorularak ince düşünerek başarı, kalite yakalanabilir.
Paramparça’da nasıl bir Ozan var. İnsanın kendi yazdığını oynamasıyla başkasının yazdığını oynaması arasındaki fark nasıl?
Ya inanın senaryo bittikten sonra asla bunu ben yazdım mantığıyla bakmadım. Adapte olabilmek için diğer oyuncularla birlikte bende çalıştım. Özümsemeye çalıştım. Hiçbir fark yoktu başkasının yazdığında oynamaktan. Olmaması daha iyi zaten öbür türlü kolaya kaçmak olur ve gereken heyecanı katamazdım.

Bir sanatçıyı ideal bir sanatçı yapan nedir?

İnsan olmak.. İnsanlığınızı ve etik değerlerinizi kaybetmemek.
İki seti birden götürüyorsunuz, hem de neredeyse aynı ekiple, projeleri karıştırdığınız ya da farklı esprili anlar yaşıyor musunuz? Paramparçanın setinden bize biraz bilgi verir misiniz?
Paramparça seti öncelikle çoğu oyuncuların ilk sinema deneyimiydi. Zor zamanlar yaşadık. Dizi ile sinema arasındaki farkı gördük. Örneğin sinema filmini sesli çektik. Yani ortamdaki tüm sesler kayıt altında. Oldukça sessiz çalışmamız gerekiyor. E bizde alışmışız gürültülü çalışmalara. Dizi setinde sorun olmuyor ya bu. Baya zorluklar çektik sessiz durmaya alışana kadar. Kayıt sırasında birbirimizde kaşımızla, gözümüzle, mimiklerle anlaşıyorduk. Yürümemiz gerektiğinde de parmak uçlarımızda. Birbirimizin o halini görünce de gülmeye başlıyorduk. Parmak ucunda yürüyen kaşı gözü oynayan bir sürü insan. Çok komik ve eğlenceliydi. İki sette de çok eğlendik. Acı ve tatlı omuz omuza iyi işler çıkarttığımız için tek tek herkesle gurur duyuyorum. Set ekibinden, oyunculardan herkesten. İyi ki de Tek Türkiye ekibini tanıdım. Bu güzel iki işi anca bu ekip yapabilirdi.

Tek Türkiye’nin yeni hikâyesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tam anlamıyla rayına oturduğunda yeni karakterle özümsendiğinde, insanlar altı yıllık zamanı iyice kabullendiklerinde daha müthiş bir sezon olacak. Bu sezona çok güveniyorum. Yeni gelen bölümler çok duygulu, çok enerjik ve sosyal sorumluluğu olan bölümler. Ben yine iddia ediyorum bu sezon en güzel sezon olacak. Biraz sabır.
Kaymakam Tarık siyasetçilere ne gibi mesajlar veriyor?
Tarık, dürüst bir yönetici, kendinden çok halkını düşünüyor. Derdi ne para ne de güç gösterisi. Tarık için ülke “sağlık ocağı”. Dertli ve muzdarip hasta olarak gelen kim olursa olsun iyileştirmesi gereken olan halk. Tarık ise onların yaralarını sarmaya çalışan ir devlet adamı.
Doktor Tarık’ı özlüyor musunuz?
Tarık hala Doktor Tarık. Kaymakamlık halkı daha iyi koruma adına edindiği görev. Tarık belki de tekrar korucu olacak, ya da ülkesi için gönüllü asker. Tarık için mesleğin önemi yok. Bende onun gibi düşünüyorum ne olduğunun değil ne yaptığının önemi var.
Seyircinin kaymakam Tarık’a tepkileri?
Seyirci Kaymakamı sevdi. Ama tabi iki yıldır alıştığı doktoru unutması zor olacak. Çünkü hala yolda görenler Doktor Bey diyor. (Kaymak diyenlerde var) Bu geçiş sürecinde her türlü tepkiye hazırlıklı olmalıyız. Mutlaka eleştirenlerde var. Ama inanın her geçen bölüm Kaymakam Tarık daha çok seviliyor. Çok değil beş bölüm sonra her şey rayına girecek. Zaten Tarık hala Doktor Tarık. Belki ilerde tekrar doktorluk yapar. Her an her şey olabilir. Mükemmel bir sezon sizi bekliyor.
Tekrar sinemanıza dönelim gösterim ne zaman?
Mart 2010. Tüm sevenlerimi tüm sanatseverleri bekliyorum. Tüm değer verenlere ilgilenenlere teşekkür ediyorum.

Ayrıntılı bilgi için http://www.paramparcafilmi.com

19.11.2009 11:09:53

YAYINCILIK, TARİHE NOT DÜŞME HASSASİYETİDİR

Samanyolu Yayın Gurubu, "Bir Yeryüzü Kanalı" olma kararlılığıyla bundan tam 16 yıl önce yayın hayatına merhaba dedi. Bu yolda emin ve kararlı adımlarla ilerlerken evrensel olarak kabul edilmiş yayın ilkelerinin yanında, kendine has farklı çizgisi, üslubu, milli değerlere bağlı yayın esaslarıyla çok kısa sürede, her kesimden seyircinin, beğenisini ve takdirini kazandı. Samanyolu Yayın Gurubu’nun, kısa süreler içerisinde kat ettiği mesafeyi, bugünlere nasıl geldiğini ve yarınlara nasıl baktığını en güzel anlatan her şeyden önce insan merkezli, yaşadığı toplumun problemlerine duyarlı, güvenilir, kararlı, doğru ve tarafsız yayıncılık ilkelerini rehber edinen anlayışıdır.

Samanyolu Yayın Grubu, İnsan hak ve özgürlüklerine saygıyı esas alır.
Öncelikli hedefleri arasında, toplumun etnik ve mezhep farkı gözetmeden barış içinde yaşamasına katkı sağlar. Hoşgörü ve diyalog çalışmalarının hızlandırılmasına ve bugün için en çok ihtiyaç duyduğumuz demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tam manasıyla yerleşmesine çalışır.

Samanyolu Yayın Gurubu;
hem bugünün hem de geleceğin nesillerini düşünerek yayın yapma sorumluluğunun adıdır. ‘Bugün söylenenler söylenmiştir yarın da dünden farklı söylenir’ ilkesizliğine düşmez. Yayıncılık anlayışında tarafsızlık prensibini çok önemsemekle birlikte, şahsiyetli bir düşünce, sağlam bir kültür ve geniş bir sorumluluk duygusuna sahiptir. Reyting mücadelesine kurban edilecek bir yayıncılığın asla doğruyu ve güzeli anlatamayacağına, böyle bir anlayışın tam tersine toplumda kin ve nefret tohumları ekmekten başka bir işe yaramayacağına inanır. Çünkü geniş kitlelere ulaşmak ne kadar önemliyse, seviyeli ve faydalı yayıncılık için, olaylara bakışta tarafsız ve objektif kalabilmek de o kadar önemlidir.

Samanyolu Yayın Grubu,
her zaman öncü, ilklere imza atan bir yayıncılık anlayışının adıdır. Yayıncılığı kısa bir yarış değil, uzun soluklu bir maraton olarak benimser. 16 yıl gibi kısa bir sürede, kazandığı bilgi birikimi ve kararlı çalışmalarıyla, ulusal bir kanaldan uluslararası arenada yayın yapan ve ulaştığı her zeminde seyircinin beğenisini kazanmayı başaran yayın gurubudur.

Bugün 16. yılını kutlayan yayın gurubumuz, gelecek yıllar içerisinde de aynı ilkeli duruşunu korumayı sürdürecek;
sorumlu yayıncılık anlayışı, doğru ve tarafsız haberi esas alan yaklaşımı ve demokrasi yanlısı yayınlarıyla tarihe not düşme hassasiyeti içerisinde olacaktır. İnanıyoruz ki yakın bir gelecekte bu anlayış daha da önem kazanacak ve gelecek nesiller tarafından takdirle karşılanacaktır.

Dr. Hidayet Karaca
Samanyolu TV Yayin Grubu Baskani

http://www.samanyolu.com.tr/Showcontent ... ntentId=11


Samanyolu Yayın Grubu Tarihçesi

1993 yılının başlarında kurulan Samanyolu Yayın gurubu, küresel yayıncılığın öncüsü olma gayesiyle çıktığı yolculukta çok gelişti, çok büyüdü. Kaliteli çizgisi; dürüst, ilkeli ve topluma faydalı yayıncılık anlayışıyla yıllar içerisinde her kesimden insanın beğenisini kazanmayı başardı.

Tam 16 yıl önce bin bir güçlükle atılan tohum; bugün kocaman gövdesi, güçlü kökleri ve büyüyen tomurcuklarıyla adeta dalları dünyaya uzanan bir çınar oldu. Hedefi, bütün bir insanlığa seslenebilmek olan Samanyolu Yayın Grubu’nun ilk düşüncesi, altyapıya yönelik çalışmalarla yayın ağını genişletmekti. Orta Asya Cumhuriyetlerine ulaşan yayınları, 1999 yılından itibaren Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerinden de seyredilebilir hale geldi. Atılımlarına dur durak bilmeden devam eden Samanyolu Yayın Grubu; 2000 yılında, kardeş ülke Azerbaycan’da kendi stüdyolarında yayına başladı.

Nihayet, Kasım 2000’de yayın ağı Amerika’ya kadar uzandı.

Her zaman seviyeli yayıncılık anlayışını koruyan Samanyolu Yayın Gurubu, zaman içinde bu anlayışının meyvelerini de aldı. Yayın gurubunun o yıllarda ilk ve tek kanalı olan Samanyolu Televizyonu, uluslararası platformda bugüne kadar bir Türk televizyon kuruluşunun almış olduğu en büyük ödüle layık görüldü. Kalitenin, saygınlığın, dürüstlüğün ve değerlere bağlılığın ödülü ‘Diamond Star’ 2003 yılında Samanyolu Televizyonu’nun oldu.

Yayın grubunun farklı kesimlerin farklı beklentilerini karşılamaya yönelik atılımları ise 2006 yılından itibaren hızla gerçekleşmeye başladı. Bu tarihte ‘Bir Kültür Kanalı’ sloganıyla kurulan Mehtap Televizyonu ve 2007 yılı başlarında kurulan Samanyolu Haber Televizyonu, grubun ilk tematik kanalları olarak yayın hayatlarına merhaba dediler. Hemen ardından çocuklara ve anne-babalara hitap eden Yumurcak Televizyonu izleyiciyle buluştu ve emsallerini geride bırakarak kısa sürede büyük bir başarı elde etti. Amerika’daki stüdyolarından İngilizce yayın yapan Ebru TV ve Azerbaycan’da kurulan Hazar TV ise yayınlarını farklı kültürlere, onların dillerinde ulaştırmak isteyen Samanyolu Yayın Grubu’nun aynı yıllarda gerçekleşen iki önemli açılımı oldular.

Samanyolu Yayın Grubu, bugün 16 yaşında... Beş kıtayı kapsayan yayınları, 8 televizyon kanalı, ulusal ve uluslararası çapta yayın yapan 3 radyosuyla bugün çok büyük bir aile... Fakat ilk günkü heyecanı ve ilk günkü sorumluluk bilinciyle çalışmalarını sürdürüyor. Köklerinin gücü ve seyircisinin desteğiyle, gelecek zaman dilimlerine doğru bildiği yolda yürümeye devam ediyor.


1983 Sema Video kuruldu.
1993 Samanyolu Tv kuruldu.
1993 Burç FM kuruldu.
1993 Dünya Radyo kuruldu.
1994 Işık Medya tüm ulusal kanallara reklâm hizmeti vermeye başladı.
1999 Samanyolu Avrupa yayın hayatına başladı.
2000 Samanyolu Amerika yayın hayatına başladı.
2006 “Bir Kültür Kanalı” sloganıyla Mehtap TV kuruldu.
2006 “Renklerin kardeşliği” sloganıyla Amerika’da İngilizce yayın yapan Ebru TV kuruldu.
2007 Samanyolu Haber Kanalı kuruldu.
2007 İlk şifresiz yayın yapan çocuk kanalı Yumurcak Tv kuruldu.
2007 Azerbaycan’da yayın yapan Samanyolu Azerbaycan yayını Hazar Tv olarak yayın hayatına başladı.

http://www.samanyolu.com.tr/showcontent ... ntentid=59

SEMRA ÖZAL, OKTAY USTA İLE TURGUT ÖZAL'I YAD ETTİ


Samanyolu Televizyonun vazgeçilmez klasiği Yeşil Elma’nın bugünkü konuğu 8.Cumhurbaşkanımızın eşi Semra Özal’dı. Hayatına dair birçok özeli Oktay Aymelek ile paylaşan Semra Özal, “Bu programda dedikodu yok, kültürümüzü bozacak hiçbir şey yok seviyeli ve eğlenceli program o yüzden buradayım, Oktay Usta’yı da çok seviyor arkadaşlarımla beraber takip ediyorum, kıyamet kopacak diğer programcılar kıskanacak ama ben işte buradayım” dedi.
Eşi Turgut Özal ile tanışmalarını anlatan Semra Özal’ın duygulandığı anlar gözlerden kaçmadı. Eşi ile tanışmasını ise şöyle anlattı;“İstatistik memuru olarak çalıştığım şirkette Turgut Özal’da iş arkadaşım idi. Her öğlen yemeği dönüşümde bakıyordum ki cetvel makinem bozulmuş. Turgut Bey gelirdi hemen Semra Hanım bir sorun mu var yardımcı olayım derdi. Sonradan öğrendim ki benimle sürekli iletişim kurmak için bizzat kendi bozarmış makinemi.”
Semra Özal, Turgut Bey yemeklerinizi sever miydi sorusuna ise, “İlk evlendiğimiz zamanlardı tabi ben yemek yapmayı hiç bilmiyorum, ama üzülüyorum. Uğraşıyorum. O ise hangi yemeğimi yese ellerine sağlık hanım çok lezzetli olmuş derdi. Oysa olmadığını biliyordum. Yemek yapamadığımı ve bundan dolayı üzüldüğümü söylediğim zamanlarda ise “Hanım ben seni aşçı değil eş olarak aldım bunları dert etme derdi.” diye cevaplayarak 8. Cumhurbaşkanımızın bütün beylere örnek olacak yanlarını gösterdi.
25 yıldır Türk Kadını Güçlendirme Vakfını yöneten Semra Özal, Türk örf ve adetleri yaşatılmalı, kültürümüze sahip çıkılmalı derken sırf TV programı yapmak adına Türk milletine has kültürel güzellikleri yok eden yapımları da eleştirdi.
Yeşil Elma’nın reklam arasında sete giren Vicdanın Sesi programı sunucusu Zeynep Kasımlıoğlu, Semra Özal’ı Samanyolu’nda görmekten mutluluk duyduğunu söylerken “iddia ediyorum Oktay Usta’nın yemeklerini beğenmeyen yoktur” dedi.
Özel günlere has farklı tariflerle programını renklendiren Oktay Usta ise, Semra Özal ile bir Firt Lady ile program yapmanın ayrı bir güzellik olduğunu ve muhakkak tekrar çağıracağını söyledi.
Yapımcı Filiz Erdoğan, “Semra Hanım en çokta bizim organik ürünlere yönelmemizden etkilenmiş, Semra Özal’ın hazır ürünleri sevmeyen kiler meraklısı bir First Lady, hünerli bir Anadolu kadını hepimiz yakından gördük” dedi.

http://www.samanyoluhaber.com/ShowNews. ... eSupport=1

KOLLAMA 65. BÖLÜM (FRAGMAN VAR)

Kollama, 65.yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Bu haftanın konusu şöyle;

Yiğit, Sabit’i köşeye sıkıştırır. Tam her şeyi öğrenecekken gelen bir telefonla Sabit gizemli bir şekilde ortadan kaybolur...
Dokuzparmak ise Melike ve Yiğit hakkındaki tüm gerçeği Necip’e anlatır. Necip, duydukları karşısında şoke olur. Pikeas ve Pisagor ise çıkarılmak istenen Ermeni- Türk çatışmasını körüklemek için, Zaven ile eşi ve çocuğunu kaçırırlar...
Yiğit, bu olayda da başrol oynarken Pikeas, işleri sağlama almak için, bakanlıkta çok özel olarak korunan bir belgeyi Yiğit’ten çalmasını isterler. Yiğit bu yeni görevini yerine getirirken hiç beklemediği kötü bir sürprizle karşılaşacaktır.


Kollama 65.Bölüm fragmanı İNDİR İZLE: http://rapidshare.com/files/308924959/KOLLAMA--65.Bolum.YENi-FRAGMAN-20kasim2009.yayinlanacak.wmv

Kollama 65.Bölüm Fragman Sevenload ANINDA İZLE:



Online yayın yeri: http://tr.sevenload.com/videolar/8XuKGT6-KOLLAMA-65-boeluem-FRAGMAN-www-SamanyoluFanlari-com

18 Kasım 2009 Çarşamba

TEK TÜRKiYE 80. BÖLÜM

Dila’nın, Kırmızı’ya Anabella’nın gidişini haber vermesi beklenmedik olaylara neden olur. Kırmızı, Dila’nın verdiği haberle konvoya saldırı düzenler. Ve Ali Haydar hayatını kaybeder. Bunun üzerine kaymakamlık ve Ali Haydar’ın ailesi yasa bürünür...
Tarık ise bu işi yapanların hesabını sormakta kararlı adımlar atacaktır. Dila, vicdan azabı içerisindedir ve yaptığı hatayı düzeltmek için Tarık’la konuşmayı dener. Fakat Kırmızı’dan şok bir tehdit alır. Kırmızı, Dila’dan ikinci kez bir istekte bulunur...
Dila bu isteği kabul edecek midir? Yoksa her şeyi göze alıp ne yaptığını açıklayacak mıdır?

Tek Türkiye 80.Bölüm Fragmanı buyrun
en hızlı Rapidden sizlere ilk önce ulaşıyor

:arrow: http://rapidshare.com/files/308419855/TEK.TURKiYE.80.bolum.FRAGMAN.19Kasim2009Yayinda.wmv


Yayın Günü ve Saati
19 Kasım Perşembe 19:50

DÖRDÜNCÜ OSMAN 7. BÖLÜM

Bir sokak ortasında cesedi bulunan Necla, ölümünün ardında sırlar bırakmıştır...
Osman ve Yıldırım, cinayeti çözmek için harekete geçtiklerinde Necla’nın aslında hiç de masum olmadığını anlarlar. Necla, hayattayken eşini başka biriyle aldatmıştır. Ancak eşi de Necla gibi kirli işlerin içindedir. Necla’nın katili aranırken, ölüm sebebi anlaşıldığında herkes şoke olur. Katil, aslında Necla’yı etrafa daha fazla zarar vermesin diye öldürmüştür...
Peki iyi niyetle yola çıkıp cinayet işleyen kişi kimdir ?
Osman bunun cevabını ararken, Yıldırım ise Osman’dan habersiz işlediği suçu örtbas etme çabasındadır.

Yapımcı Melih Sezgin
Yönetmen Gül Güzelkaya
Yayın Günü ve Saati 17 Kasım Salı 19:40
Oyuncular Reha Özcan, Cavit Çetin Güner, Filiz Taçbaş, Begüm Şahin, Hazal Kadak, Savaş Tamer

Dördüncü Osman 7.Osman Fragmanı [HQ]



iyi seyirler...

16 Kasım 2009 Pazartesi

KIRIK KALPLER 1. BÖLÜM

Kırık Kalpler, Samanyolu Tv'de bu akşam 1. bölümüyle ekrana geliyor.
indirmek isteyene: http://rapidshare.com/files/299246454/KIRIK.KALPLER-1.bolum.fragman.YAKINDA.wmv



Kırık Kalpler, 16 Kasım Pazartesi akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler...

11 Kasım 2009 Çarşamba

KOLLAMA 64. BÖLÜM - FRAGMAN VAR

Kollama’da heyecan sürüyor. Gittiği konakta Başkan’la karşılaşan Yiğit, onu silah zoruyla konuşturmaya çalışır. Necip’lerin elinde olan Dokuzparmak ise artık bir bir gerçekleri anlatmaktadır. Bu arada ülkeye gelen Ermeni Diasporası’dan Arat isimli kadın Pikeas’la anlaşmaya varıp ülkede Ermeni-Türk düşmanlığını başlatacak planlar yapar. Arat’la yakından ilgilenen Yiğit’i gören Melike anlamlandıramadığı kıskançlık duygularına kapılırken, Yiğit hakkında kimsenin aklına gelmeyen korkunç bir plan ortaya atar.

Kollama 64.Bölüm Fragmanı [HQ Kalite]



İyi Seyirler.. :wink:

9 Kasım 2009 Pazartesi

IV. OSMAN 6. BÖLÜM

IV.Osman, 6.Bölümüyle ekrana geliyor...

Resim

Melek adlı genç bir kızın cesedi deniz kıyısında bulunur. Osman bunun intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu
araştırırken, karşısına bambaşka gerçekler çıkar. Bir kapıcı kızı olan üniversite öğrencisi Melek’in ölümün ardında karmaşık bir bulmaca gizlidir. Yıldırım ve Osman bu bulmacayı çözmek için ilginç bir strateji geliştirirler. Üniversite öğrencisi genç kızı kim öldürmüştür? Zengin bir mafya adamı mı, ailesi mi? Yoksa kimsenin aklına gelmeyen üçüncü bir kişi mi?

Yapımcı Melih Sezgin
Yönetmen Gül Güzelkaya
Yayın Günü ve Saati 10 Kasım Salı 19:40
Oyuncular Reha Özcan, Cavit Çetin Güner, Filiz Taçbaş, Begüm Şahin, Hazal Kadak, Savaş Tamer

IV.OSMAN 6.BÖLÜM FRAGMANI

Anında İzle;



İndirmek İsteyene;

http://rapidshare.com/files/304457343/I ... n.mpg.htm

4 Kasım 2009 Çarşamba

EN GÜZEL AÇILIMI DÖRDÜNCÜ OSMAN YAPTI

En güzel açılımı 4. Osman yaptı!...
Unutulmaz Ders!..
Samanyolu Televizyonu’nun yeni sezon yapımlarından bir dizisi olan 4.Osman, yayınlanan beşinci bölümünde muhteşem bir açılım gerçekleştirdi!...
Dizi bölümünde bir teröristin öldürülmesinden yola çıkarak terör olayını gündeme getiren dizi öyle bir ders verdi izleyenlerden tam not aldı.
Osmanlıya hayranlığı ile ön plana çıkan Osman Amir karakteri, polis memuru Yıldırım ile bir terör olayı ile karşılaşıyor. Osman Amir terör olayını duyar duymaz aklına 4. Mustafa döneminde yaşanılan bir terör olayı geliyor.

Ve o esnada Osman Amir tarih sayfalarından şunları söylüyor;

“Yıl 1807. Osmanlı Devleti, hacılarını hacca göndermek için mükemmel bir tören sergiliyor. Hacılar tam bir ay yürüyorlar. Şam’a yaklaştıklarında ise o zamanın teröristleri diyebileceğimiz bedevilerle karşılaşıyorlar. Bedeviler hacıların üzerine yürüyor. Ortalık kan revan. Çocuklar öldürülüyor. İnsanlar kesiliyor. Esir ediliyor. Müjdeci Başı Hasan Efendi ilk kez acı bir haberle Sultan’ın karşısına çıkıyor. Bu kanlı terör olayını anlatıyor. Sultan 4. Mustafa başlıyor ağlamaya..Ve derhal bir çözüm sunuyor. Hacca gidenlerin yanına koruma askerler verilecek, cephaneleri kuvvetlendirilecek ve bu terörü yapan Bedevilere de bir miktar para yollanacak”


Resim

Bu sahnede Yıldırım sözü alıyor. “Ne, hem bir sürü masumu öldürdüler, hem de devlet tarafından ödüllendiriliyorlar mı?” diye soruyor. Osman Amir de “Osmanlının tek düşmanı içerisindeki aç insandı. Aç insan her şeyi yapar. Aç insandan her türlü tehlike beklenilir. Yüksek medeniyetler terörü temizlemeye çalışmaz, terörün hiç doğmamasına çalışır.” cevabını veriyor. Bu cevabın içinde teröre karşı yapılabilecek en güzel açılımı saklayan dizinin izleyenleri bu sahneler için teşekkür mesajlarını göndererek, bu tarz yapımların çoğalmasını diledi.

ERGÜN KUYUCU'DAN DOBRA AÇIKLAMALAR


Ergün Kuyucu; " Ağalık ve aşiret sistemi özendirilmemeli!.."
Samanyolu TV’nin en çok seyredilen dizisi Tek Türkiye’nin setinden dobra dobra açıklamalar!...
Yayınlandığı günden beri gerek yurt dışı gerek yurt içi başarılara imza atan Tek Türkiye oyuncularından Ergün Kuyucu, kendisine sorulan soruları içtenlikle cevapladı.
Kışın kendisini göstermesi ile birlikte muhakkak ki dizi çalışmaları da bir hayli zorlandı. Hele ki şehir ortamından uzakta gerçekleşen diziler için bu bir kat daha zor bir durum. Hikayesiyle, setiyle her zaman gündemin baş köşesine oturan Tek Türkiye’nin kötü adamı Çetin karakteri Ergün Kuyucu ile bir söyleşi yaptık. Seyircilerin kendisine sorduğu birkaç soruyu ilettik.

TV hayatına atılmanız, nasıl oldu?

Açıkçası ben bir iş adamıyım. Özellikle Yurt dışı ilişkileri yoğunlukta olan sürekli gezilere giden bir iş adamıyım. Fakat bir gün bir prodüksiyoncu arkadaş katılacağı bir projede kötü adam eksikliğinden bahsetti. Sonra da bana sen kötü adam olur musun dedi. Düşündüm neden olmasın dedim. Türkiye’de kaliteli kötü adam eksikliği var. Günümüze bir Erol Taş lazım.

Resim

Siz Erol Taş olabilir misiniz?

Bunun cevabını tabiî ki en iyi izleyici verir. Erol Taş kötü olduğu zaman gerçekten insanın nefret ettiği eline geçirse bir bardak suda boğacağı bir karakterdi. Ve gerçek hayatta çok sempatik bir insandı.

Peki, siz gerçekte nasılsınız?

Kim kendine kötüyüm der bilmem ama çok aşırı duygusal değilimdir.

Tek Türkiye seyircisinin tepkisi size karşı çok sert. Çetin’i öldürün de öldürün diyorlar. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?


Çok doğal. Tabiî ki o kadar kötüyüm ki ben bile olsam öldürülmemi isterim. Bu bir yönden de rolümü iyi benimsediğimi ortaya koyar. Normal hayatta en çok karşı çıktığım işleri yapıyorum bu dizide meslek gereği kendimi kaptırmak zorundayım, kaptırıyorum da..

Doğuda ki vahşeti, hataları ekranlara getiren bu türlü yapımlar hakkında ne düşünürsünüz?

Tabi ki hataların, yanlışların gün yüzüne çıkması güzel. Fakat çok hassas bir mesaj içerdiğinden çok dikkatli olunmalı. Bu stil doğuyu ele alan dizilerde en çok kınadığım ağalık ve aşiret sistemini hoş ve doğru bir şeymiş gibi gösterilmesi. İnsanları imrendirmesi. Tek Türkiye’ de bu konuda çok hassas. Dikkat edin ağalık ve aşiret sistemi hiçbir zaman lüks konaklar, otorite sahibi adamlar gibi imrendirilicili bir havaya sokulmadan veriliyor. Maalesef diğer projeler bu konuya dikkat etmiyor. Ağalar, Aşiret kuralları Devlet’ten yüce, karizma gibi bir havaya sokuluyor. Çok dikkatli olmak lazım bu projeler aileler ile seyredilen yapımlar.

Gönül Salıncağı, Kara Köpek Havlarken, Beşinci Boyut, Arka Sokaklar, Kollama gibi projelerde yer alan Kuyucu, Tek Türkiye’ deki Çetin karakteri ile oyunculuğunun zirvesine yerleşti.

SAMANYOLU DİZİLERİ ORTADOĞU'DA


Ortadoğunun şu günlerde adı medya dünyasında çok sık geçiyor. Türk dizilerinin en keyifli alış-verişinin yaşandığı Arap medyası gözünü başarılı ve aile içerikli Türk dizilerine çevirdi.

Türk dizilerinin Arap dünyasında çok sevildiği tartışılmazken, Arap medyasında televizyon ve prodüksiyon firmaları Samanyolu'nun seviyeli, düşündürücü ve bilgilendirici filmlerine son aylarda taleplerini artırdılar. Samanyolu Televizyonu yapımlarının dünya ya açılımıyla birlikte Türkiye diğer seyredilen ülkelerde köprü rolü üstlenmesi ve Türkiye'ye ilginin ve sevginin artmasına vesile olduğu gözlemlenmekte. Dizilerin yayına girdiği zamanlarda sokakların adeta boşalması ciddi ilginin olduğunu göstermektedir. Satışı yapılan bazı dizilerin henüz dublaj aşamasında olanlarının da yakında Arap dünyasında boy göstereceği ve büyük ilgi göreceği bekleniyor. Satışların başlaması ile birlikte beklenenden daha fazla ilgi gördüğünü belirten Samanyolu Yayın Grubu Dış Satışlar Koordinatörü Fatih Gök, "Yurt dışında gösterime giren yapımlarımız, o ülkelerdeki insanlar tarafından büyük bir ilgi ile takip edilmekte ve aynı zamanda bu yapımların dünya barışına katkı sağlıyor" dedi. Gök, ülkemizle diğer ülkeler arasında sevgi ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine büyük katkı sağlamakta olduğunu belirtti.

Yurt dışına satışı yapılan programların Türkiye'deki izleyicilerden daha çok ilgi gördüğünü dile getiren Gök, "Arap dünyasının önde gelen televizyonlarında bizim yapımlarımızın yakın tarihte Arapça dublajlı da gösterime girecek olması bizlere yenidünya yapılanmasında ümit verici olduğunu göstermektedir" dedi. Gök, 2008 yılından itibaren Dubai, İran, Mısır, Suriye, Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Kazakistan Türkmenistan, Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Abu Dabi, Lübnan, Çin, Malezya, Tunus, Hindistan, Katar, Irak gibi ülkelerde gösterime girdiğini ve şu anda anlaşma aşamasında da bir bu kadar daha ülkenin dizilere ilgi duyduğunu belirtti. Samanyolu Yayın Grubunun uluslararası alanda da yer aldığını ifade eden, Satışlar Koordinatörü Gök, "Uluslararası Fransa-Cannes MIPTV, Amerika-AFM, Güney Kore-BCWW, Endenozya-ATF ve Ortadoğu da Dubai, Kahire ve de Tahran kentlerinde her yıl düzenlenen film market fuarlarına katılımı ile dünya media yayın kurumları arasında yerini almıştır" diye konuştu.

SamanyoluHaber

SAMANYOLU HABER TV'DEN YENİ PROGRAM - YARINLARDAN SORUMLUYUZ


Samanyolu Haber TV'de 3 Kasım Salı gününden itibaren yeni bir program başlıyor; Yarınlardan Sorumluyuz.
İşte Deniz Şafak'ın sunuculuğunu yaptığı programın ayrıntıları...


Samanyolu Haber TV, "Yarınlardan Sorumluyuz" programında, Türkiye'nin önde gelen firmalarının sağlık, eğitim, çevre ve kültür sanat alanlarında; bilinçli su tüketiminden kadın-aile sağlığına, tarihi değerlerimizi ayakta tutma girişimlerinden meslek liselerinde nitelikli eğitim için yapılan çalışmalara kadar ülke gelişimine katkıda bulundukları projeleri ekrana getiriyor.

3 Kasım Salı günü yayınlanmaya başlanacak olan ve sunuculuğunu Deniz Şafak’ın yaptığı ilk bölümde Koç Holding’in Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi ve Ünilever Omo'nun Sudaki Ayak İzi projesi ekrana geliyor. Tofaş Kurumsal İletişim Direktörü Banu Kalay Erton, at arabalarından Michael Schumacher’ın kullandığı Fiat Palio Kit Car arabalarına kadar arabanın tarihsel sürecinin görüldüğü Bursa Anadolu Arabaları Müzesi’ni anlatırken; Unilever Omo Ürün Müdürü Çiğdem Yıldız çevreyi tehdit eden küresel ısınma, doğal kaynakların kaybedilmemesi ve geleceğe temiz ve kuraklık yaşanmayan bir dünya bırakmayı hedefleyen Sudaki Ayak İzi projesiyle ilgili bilgi veriyor.

Yarınlardan Sorumluyuz 3 Kasım Salı saat 18:30’da Samanyolu Haber TV’de.

KOLLAMA 63. BÖLÜM - FRAGMAN GELECEK

KOLLAMA 63.bölüm özet ( fragman da verilecek)

Necip ve Memduh mucize eseri bombadan kurtulurlar. Ancak Pikeas ve diğerleri çoktan Dokuzparmak’ın işini bitirmek üzerelerdir.

Dokuzparmak, Yiğit’e son kez bazı bilgiler verir. Bunun üzerine harekete geçen Yiğit, nihayetinde günlüğü eline geçirir. Fakat çok geç olmadan bu Pikeas tarafından öğrenilir.

Günlüğün peşine düşen Melike ise omzuyla ilgili söylediği yalanın, Hüner tarafından ortaya çıkarılmasıyla zor anlar yaşar. Yiğit, sonunda hem kendi babası hem de Melike ile ilgili gerçekleri öğrenmeye oldukça yaklaşmıştır.

TEK TÜRKİYE 78. BÖLÜM - FRAGMAN GELİYOR

Tek Türkiye 78.bölüm

Dila, Kırmızı’nın teklifini kabul etmez. Ancak dönüş yolunda kötü bir sürpriz onu beklemektedir. Kasaba da dükkan kapatma eylemlerini alevlendiren Botan, çıkarılmak istenen kaosta başarılı olmaktadır. Tarık ise canını tehlikeye atarak halkı sakinleştirmeye ve Botan’ın oyunlarını bozmaya çalışır. Onu her an takip eden Anabella Tarık’a daha çok hayran olmaktadır. Bu arada Sait, Leyla’yı polislere teslim etmeyi başarır, ancak Çetin kendi planı için Leyla’yı alarak her şeyi bozar. Oğlu için çırpınmakta olan Dila ise bir hastanenin morgundan kötü bir haber alır.

Tek Türkiye 78.Bölüm Yüksek Kalite Fragman - Sevenload





Tek Türkiye 78.bölüm FRAGMAN

:arrow: http://rapidshare.com/files/302029153/TEK.TURKiYE.78.bolum.FRAGMAN.5Kasim2009Yayinda.wmv

3 Kasım 2009 Salı

4. OSMAN 5. BÖLÜM (fRAGMAN VAR)

4. Osman, sürprizlerle dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Bir gece otel odasında, Türk bayrağı ile boğularak öldürülen Leyla isimli bir kadının cesedi bulunur. Katil arkasında hiçbir iz bırakmamıştır. Ancak Osman ve Yıldırım ölen kişinin geçmişte bir terörist olduğunu öğrenince ardı ardına gelen şok bilgiler, bu cinayet bulmacasını daha çok karmaşıklaştıracaktır. Şimdi cinayeti işleyebilecek olan onlarca şüpheli vardır. Ancak kimsenin bilmediği ürkütücü bir gerçeğin ortaya çıkması çok yakındır.


Yapımcı: Melih Sezgin
Yönetmen: Gül Güzelkaya
Oyuncular: Reha Özcan, Cavit Çetin Güner, Filiz Taçbaş, Begüm Şahin, Hazal Kadak, Savaş Tamer
Yayın Günü ve Saati 3 Kasım Salı 19:40

IV.OSMAN 5.BÖLÜM FRAGMAN (YÜKSEK KALİTE)

Anında İzle;



İndirmek İsteyene;

http://rapidshare.com/files/300578994/I ... n.wmv.html

2 Kasım 2009 Pazartesi

SAMANYOLU HABER TV - YARINLARDAN SORUMLUYUZ

Samanyolu Haber TV'de 3 Kasım Salı gününden itibaren yeni bir program başlıyor; Yarınlardan Sorumluyuz.
İşte Deniz Şafak'ın sunuculuğunu yaptığı programın ayrıntıları...


Samanyolu Haber TV, "Yarınlardan Sorumluyuz" programında, Türkiye'nin önde gelen firmalarının sağlık, eğitim, çevre ve kültür sanat alanlarında; bilinçli su tüketiminden kadın-aile sağlığına, tarihi değerlerimizi ayakta tutma girişimlerinden meslek liselerinde nitelikli eğitim için yapılan çalışmalara kadar ülke gelişimine katkıda bulundukları projeleri ekrana getiriyor.

3 Kasım Salı günü yayınlanmaya başlanacak olan ve sunuculuğunu Deniz Şafak’ın yaptığı ilk bölümde Koç Holding’in Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi ve Ünilever Omo'nun Sudaki Ayak İzi projesi ekrana geliyor. Tofaş Kurumsal İletişim Direktörü Banu Kalay Erton, at arabalarından Michael Schumacher’ın kullandığı Fiat Palio Kit Car arabalarına kadar arabanın tarihsel sürecinin görüldüğü Bursa Anadolu Arabaları Müzesi’ni anlatırken; Unilever Omo Ürün Müdürü Çiğdem Yıldız çevreyi tehdit eden küresel ısınma, doğal kaynakların kaybedilmemesi ve geleceğe temiz ve kuraklık yaşanmayan bir dünya bırakmayı hedefleyen Sudaki Ayak İzi projesiyle ilgili bilgi veriyor.

Yarınlardan Sorumluyuz 3 Kasım Salı saat 18:30’da Samanyolu Haber TV’de.

DÜNYA, TÜRKİYE'Yİ KONUŞUYOR

Botswana, Gambiya, Madagaskar, Maritius, Tuva, Buryat Hakasya ve adını dahi duymadığımız yüzlerce ülkeyi gezen Ayna'nın sunucusu Saim Orhan, Türk dış politikasındaki değişimin yansımalarını en iyi bilenlerden...

Kat ettiği 545.540 km yol ile dünya çevresini 14 kez turlayan Orhan, gittiği her yerde el üstünde tutuluyor. Bunu ise sınır geçişlerinde yaşadıkları, ülke turlarında başından geçenler ve yaptığı röportajlar ile test etme imkânı bulmuş... Yıllar öncesiyle bugünü karşılaştıran Orhan, "Önceleri çok dikkat çekilmezdi. Ama şimdi çok farklı. Nereye gidersek gidelim bunu açık şekilde görüyoruz. Özellikle Arap dünyası ve Körfez ülkelerinde çok bariz hissediliyor Türkiye sevgisi. Herkes Türkiye'nin politikalarını konuşuyor. İnsanlar memnun. Dünya saygıyla bakıyor. Türkiye'nin bir dönem tarihte oynadığı role benzer bir rolü oynadığına inanmaya başlamışlar bile..." diyor. Bu akşam ekrana gelecek olan Sırbistan bölümü ile ilgili de önemli bilgiler veriyor. İki bölüm halinde ekrana gelecek Sırbistan'ın Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Sancak bölgesinde Türkiye'yi aratmayan görüntüler yer alıyor. 100 yıl sonra bir Türk dışişleri bakanı hem de Sırbistan dışişleri bakanı ile gezmiş bölgeyi. Bölge halkı çok memnun kalmış bu geziden. 'Türkiye' denince akan sular duruyormuş burada. Günlerce süren çekimlerde de insanların sevgi gösterilerini izlemek mümkün. Sırbistan'dan ayakta kalan Osmanlı eserleri, turistik bölgelerdeki Türkçe isimleri olan kale kapıları, mimarisi camiye benzeyen Aziz Sava Kilisesi ziyaret edilecek yerler arasında. Belgrad'da Sırp bir aileye akşam yemeğine davetli olan Ayna ekibini bekleyen sürpriz ise 'bu kadar da olmaz' dedirtecek cinsten.

Aldığı sayısız ödüllerle Türki-ye'nin en çok izlenen yerli belgeseli unvanını elinde bulunduran Ayna'nın Avrupa'daki yolculuğu önümüzdeki haftalarda da devam edecek. Sırbistan'dan sonra Fransa'ya gidecek olan Saim Orhan ilk olarak Paris'i ekrana taşırken, 2. bölümde Güney Fransa'yı ekrana getirecek.

ZAMAN

KOLLAMA SETİ H1N1 VİRÜSÜNE KARŞI SAVAŞIYOR

Kollama Seti H1N1 Virüsüne karşı savaşıyor!...

Kollama seti hareketli saatler yaşamaya devam ediyor. Ömer Genç’in kolunun kırılması, Ertan Kılıç’ın elinin kesilmesinin ardından Yeliz Şar herkesi korkutan bir sürece girdi.

Birkaç bölüm spreylerle ayakta durabilen güzel oyuncu yaşadığı şiddetli grip herkesi korkuttu. Başarılı oyuncu, gündemin kâbusu haline gelen Domuz Gribine yakalanmış olma ihtimaliyle doktor kapılarını aşındırdı. Sıkı bir kontrolden geçen, düzenli tedaviler gören güzel oyuncunun kanında H1N1 virüsüne rastlanılmadığı açıklandı.

Her ihtimale karşı sette sıkı bir tedbir alındığı gözlerden kaçmadı. Her an her yerde yakalanabilir bir virüs olduğu için oyuncular ve set ekibi koruyucu vitaminler alarak yoğun set çalışmalarını sürdürüyorlar.

Ayrıca Kollama dizisinde bir de yönetmen değişimi meydana geldi. Cem Akyoldaş ve Taner Tunç ekipten ayrılırken yeni yönetmen Elveda Derken, Bedel ve Aşk-ı Memnu dizilerinde yardımcı yönetmenlik yapmış Barış Yöş oldu.