15 Haziran 2009 Pazartesi

DOĞRULUK EKSENİ 36. BÖLÜM SEZON FİNALİ

Doğruluk Ekseni’nde Sezon Finali!

Doğruluk Ekseni 36. Bölüm - Özet

Ekranların ilgiyle izlenen dizisi Doğruluk Ekseni, bu hafta sezon finaliyle ekrana geliyor.

Kasabada yaşananlardan sonra aradan bir ay geçmiştir. Halime, eve dönmeyi çok istese de Hamza yüzünden eve dönememektedir. Fakat Sevda, annesinin geçmişte yaptığı büyük bir oyunu ortaya çıkaracak bir mektup bulunca aile yeniden karışır...

Bu arada kasabaya dönen Ali, Uğur tarafından öldürülmek istenmektedir. Oğuz babasını ne kadar uyarsa da ona engel olamaz. Herkes Oğuz ve Sırma’nın düğününde bir sorun çıkmaması için uğraşırken Uğur ve Fikret çıkaracakları olaylarla Adalı ailesini şoka uğratacaklardır.

Kaynak: Doğruluk Ekseni 36. Bölüm (Sezon Finali)

14 Haziran 2009 Pazar

TEK TÜRKİYE'YE ALTIN KELEBEK


Tek Türkiye'ye Altın Kelebek

Hürriyet gazetesi her yıl verdiği Altın Kelebek ödülleri sahiplerini buldu.

36. Altın Kelebek 2009 Ödülleri sahiplerini buldu. Sanat, sosyete ve iş dünyasından yaklaşık bin davetli Türker İnanoğlu Maslak Show Center'da biraraya geldi.

Geleneksel "Altın Kelebek 2009- TV Yıldızları Yarışması", bu yıl da sanat dünyasının zirvesindeki isimleri belirledi. Her yıl Hürriyet okuyucularının oylarıyla kendi alanlarında en başarılı olan isimlerin seçildiği yarışmanın final gecesi gerçekleştirildi. Sanat, sosyete ve iş dünyasından yaklaşık bin davetlinin katıldığı gecede, sanat dünyasının zirvesindeki isimleri, halkın oylarıyla kazandıkları bu ödüllerin haklı gururunu yaşadı. Samanyolu TV ekranlarında beğeni ile seyredilen Tek Türkiye dizine özel ödül verildi . Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün verdiği ödülü dizi yönetmeni Çelik Berksoy aldı.

DİĞER ÖDÜLLERDEN BAZILARI:

En İyi Kadın Sunucu: Saba Tümer
En İyi Erkek Sunucu: Acun Ilıcalı
En İyi Kadın Haber Sunucusu: Banu Güven
En İyi Erekek Haber Sunucusu: Uğur Dündar
En İyi Haber Progrumı: 32. Gün
En İyi Yarışma Programı: Var mısın Yok musun?
En İyi Talk Şov: Disko Kralı
En İyi Spor Programı: 90 Dakika
En İyi Magazin Programı: Mega Magazin
En İyi Güncel Kültür Sanat Programı: Şeffaf Oda
En İyi Türk Halk Müziği Kadın Solist: Şevval Sam
En İyi Türk Halk Müziği Erkek Solist: Volkan Konak
En İyi Türk Pop Müziği Kadın Solist: Hadise
En İyi Türk Pop Müziği Erkek Solist: Serdar Ortaç
En İyi Türk Sanat Müziği Kadın Solist: Muazzez Abacı,Emel Sayın, Seçil Heper
En İyi Türk Sanat Müziği Erkek Solist: Ahmet Özhan

36.Altın Kelebek Jüri Özel Ödülü Tek Türkiye dizisine layık görüldü.
Buyrun, Ertuğrul Özkök Altın Kelebeği Ozan Çobanoğlu ve Naci Çelik Berksoy'a verirken yaptığı konuşmaları içeren videosunun tamamı:

http://rapidshare.com/files/244379193/TEK.TURKiYE.dizisine.36.ALTIN.KELEBEK.odulu.verildi.wmv

Kaynak: Tek Türkiye'ye Altın Kelebek

TEK TÜRKİYE'DEN RAHATSIZ OLAN ZİHNİYETİ ANLAMAK ZOR

Ergenekon tutuklusu Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen ve dün Taraf gazatesinin manşetten verdiği 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesi kamuoyunda şok etkisi yaptı. Belgenin satır aralarında medyanın, özellikle de reyting rekorları kıran Show TV'deki 'Kurtlar Vadisi Pusu' ile Samanyolu'nun iki dizisi 'Tek Türkiye' ve 'Kollama'nın da adının geçmesi dizilerin yapımcılarını şaşırttı.
Adı geçen diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak kamuoyundaki güvenilirliklerinin zedelenmesini hedefleyen eylem planına ilk tepki Samanyolu Yapımlar Koordinatörü Yunus Aylıdere'den geldi. Tek Türkiye'nin, barışı ve kardeşliği sabote eden terörün gerçek yüzünü anlattığını söyleyen Aylıdere, "Ülkenin birlik ve beraberliğinden, milletin huzurundan yana olan bu diziden; kim, neden rahatsız oluyor? Tek Türkiye'yi tehlikeli bulanlar kimin ve neyin savunuculuğunu yapıyor? Bu sorunu anlatırken ilaç reçetesi yazar gibi basma kalıp bir çözüm sunmuyor dizi. Terörün asla çözüm olmadığını; çözümsüz gibi gösterilen bu sorunun en azından kanla çözülemeyeceğini söylemeye çalışıyor. Özetle barış, sevgi ve kardeşlik dilinde konuşmak gerektiğini söylüyor." diyor.

Samanyolu'nda perşembe günleri ekrana gelen 'Tek Türkiye', Güneydoğu'da nasıl bir oyunun döndüğünü, kardeşi kardeşe kırdıran örgütün kimlerle nasıl bağlantılar içinde olduğunu gösteriyor. Düşman edilmeye çalışılan insanların birbirini anlaması için neler yapılması gerektiğinin de altı çiziliyor dizide. Yıllardır ülkenin doğusunda yaşanan, ama aslında tüm Türkiye'nin en büyük sorunu olan Kürt meselesiyle ilgili gerçekleri izleyicisiyle paylaşan Tek Türkiye, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da gösteriyor.

Tek amaçlarının barış ve kardeşliği yaymak olduğunu söyleyen Aylıdere, 'Kollama' dizisinin de adının belgede geçmesine bir anlam veremiyor: "Dizide devletin içine yuvalanmış ve adeta devlet adına hareket eden karanlık yapının ülkeyi kaos ortamına taşıması anlatılıyor. Toplumu bölmek isteyenlerin ve dindar hayat tarzında olanları töhmet altında bırakanların ipliği pazara çıkarılıyor. Kaos oluşturmak için gerektiğinde kendi adamlarını ortadan kaldıranların neyi amaçladıklarını izleyicinin bilmesi kimi rahatsız ediyor?"

Kaynak: Tek Türkiye'den rahatsız olan zihniyeti anlamak zor

HALKIN ÇOK SEYRETTİĞİ DİZİLERİN İMAJI HEDEF ALINMIŞ


İşte Andıcın hedefindeki diziler
Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen eylem planında televizyonlarda yayınlanan bazı diziler de hedef alınmış .

Eylem planında Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri dizilerin kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ifade ediliyor: “Bu diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak her üçünün de kamuoyundaki güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanmalıdır”

- Vatandaşlar tarafından yoğun olarak izlenen ve gündemdeki olaylar hakkında kamuoyunu yanlış yönlendiren, Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak söz konusu dizilerin güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanacaktır.

11 Haziran 2009 Perşembe

SAMANYOLU HABER TV'DE YENİ BİR PROGRAM

Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, Lale Sarıibrahimoğlu ve Faruk Mercan SamanyoluHaber TV'de yeni bir programa başlıyor

Türköne, Sarıibrahimoğlu ve Mercan “Endaze”de Türkiye gündemini konuşacaklar
Samanyolu Haber TV ekranlarında yepyeni bir program başlıyor… Gündemi her an değişen ülkemizde yaşananların nabzını tutan ve satır aralarındaki ayrıntılardan gerçeği çekip çıkaran önemli yorumlar ve değerlendirmeler bundan böyle ‘ENDAZE’ programıyla izleyicilere ulaşacak.
Siyaset, dış politika, sosyal hayat, ekonomi, uluslararası ilişkiler gibi Türkiye gündeminde önemli yer tutan tüm olaylar SHaber TV ekranlarında ‘ENDAZE’ ile ölçüp biçilecek…
Türkiye’nin sağduyulu, demokrat ve yetkin isimlerinin yer alacağı programda siyaset bilimci ve Zaman gazetesinin köşe yazarlarından Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne ve usta gazetecilerden Taraf gazetesi köşe yazarlarından Lale Sarıibrahimoğlu ve yine Zaman gazetesi yazarlarından Faruk Mercan ülkenin en önemli gündem maddelerini yorumlayacak.
11 Haziran Perşembe akşamı saat 21.00’de ilk bölümü yayınlanacak olan ENDAZE’de Kürt sorununun çözümü adına Türkiye’de neler oluyor? Hükümetin Kürt açılımı için hayata geçirdiği projeler neler? Yargıtay Başsavcısının tartışılan söylemi "Muhafazakâr partiler öne çıktıkça, ekonomik büyümeye daha çok vurgu yapılmak suretiyle, laikliğin gündemden düşürüldüğü görülmektedir" ne anlama geliyor? Obama’nın Kahire konuşmasında neler öne çıktı, kim nasıl yorumladı? ABD yeni başkanla birlikte bir değişimin simgesi mi olacak? Soruları tartışılacak.

Endaze 11 Haziran Perşembe saat 21:00’de Samanyolu Haber TV’de

KOLLAMA 57. BÖLÜM

Kollama 57. Bölüm

Adliye baskınında ölümle burun buruna gelen Süha,Rana ile duygusal anlar yaşıyor.Necip,bütün olayları tek tek incelerken,Athena nın kim oldugunu anlıyor.Bu gerçegi Yigite de söyleyen Necipi büyük bir hayal kırıklıgı bekliyor.Yigit,Haldun,Güvercin ve Ferruhu esir alırken,en son duymak istedigi ismi duyuyor.Bir yandan polisler,bir yandan Yigit aynı hedefe dogru ilerliyorlar.Ama Yigit,polisler için artık azılı bir katildir.

Kaynak: Kollama 57. Bölüm

TEK TÜRKİYE 73. BÖLÜM

Tek Türkiye 73. Bölüm

Yıldız, kurşun yağmuruna tutulurken, Botan, ona siper oluyor!... Şivan, Muhtar ile bir olup, karakoldan kaçmak için çalışırken, Bekir, annesinin bitmek bilmeyen kininden dolayı intiharın eşiğine geliyor. Dila, ise tam nikâhı kıyılacakken, Tarık’ın yetişmesi ile büyük bir tehlikeyi atlatıyor ama Tarık’ı anlamamakta kararlı gözüküyor. Tarık, bir yandan duygularını toplayamazken diğer yandan ısrarla babasını bulmaya çalışıyor. Muhtardan babasına dair büyük bir ipucu ele geçiren doktorun hasta ayağına geliyor. Ki bu hasta Tarık’ın birçok yarasının da devasını içerisinde saklıyor. Kezban ise büyük ve ağır bir gerçeği öğrenmek üzere!..Yıldız, Botan ile evlilik hazırlığına başlarken, Önder’in de kampa katılımıyla Yıldız’ı acımasız bir kurşun yağmuru bekliyor. Bu yağmur, ya Botan’ı ya Yıldız’ı alıp götürecek!...

11.06.2009 perşembe yayınlanacak

Kaynak: Tek Türkiye 73. Bölüm

9 Haziran 2009 Salı

YAZ EKRANI EĞLENCE VE YARIŞMA AĞIRLIKLI

Televizyonların 'yaz ekranı' eğlenceyle başladı. Star TV, Show TV ve TRT'de birbirinden farklı yarışmalar denenirken, atv altı yeni dramayı ekrana getirmeyi planlıyor. Kanal D'nin bir dizi yayınlayacağı yaz döneminde Samanyolu-Kollama, Tek Türkiye ve Doğruluk Ekseni gibi yapımlarla yoluna devam edecek.

Her yıl onlarca dizinin ekrana geldiği yaz döneminde bu yıl televizyonlar, eğlence ve dizi ekranı olarak ikiye bölündü. Pek çok yeni formatın denendiği beyazcamda atv, dizi ağırlıklı bir yayın politikasını benimserken, Samanyolu'nun yaz boyunca devam edecek mevcut dizilerine de bir yenisi eklenecek. Show TV eğlenceye dönük yarışmalar ve eski dizilerin devamıyla yazı geçirmeyi planlıyor. Kanal D yeni bir diziyi, Star TV ise yeni dizilerin yanında, çeşitli eğlence ve yarışma programlarını izleyiciyle buluşturmayı hedefliyor. Bu yıl kanalların yazlık program ve dizileri şunlar:

atv: Altı yeni diziyi ekrana getirmeye hazırlanan atv, bu dönem en çok dizi yayınlayan kanal olacak. Serkan Kuru ve Feride Çetin'in rol aldığı duygusal komedi 'Yalancısın Sen'in yönetmeni Metin Günay. 30 yaşında bir kızın evde kalma sendromunu anlatan 'Elmalar Armutlar'da Tayanç Ayaydın ve Görkem Yelten rol alıyor. Ersoy Güler'in yönettiği, Serhan Savaş, Özlem Yılmaz ve Sinem Özfatura'nın rol aldığı 'Unutulmaz'da ise aynı adama âşık olan iki kız kardeşin yaşadıkları anlatılıyor. Hacıhüsrevli bir gencin mücadelesini konu alan gençlik dizisini Bahadır İnce yönetirken oyuncular henüz belli değil. 'Aile Saadeti' adlı nostaljik dizinin yapımcısı Nezihe Dikilitaş, senaryosunu ise Alper Erze yazıyor. Kanalın son dizisi 'Kız Kaçıran'da Barış Hayta ve Pınar Aydın rol alıyor. Haziran sonu ve ağustos başında ekrana gelecek dizilerin yanı sıra 'Cesur ve Güzel' adlı bir de eğlence programı yayınlanacak.

Show TV: Yaz döneminde eğlenceye dönük programların fazlalığı dikkat çekiyor. Komedi-dram dalında farklı bir formata sahip olan 'Manyak Dükkan' yayınlanmaya başladı. Uzun süre ekrana ara veren 'İlle de Roman Olsun' bu yaz yeniden ekrana gelecek. Bursa'dan Silivri'ye, Balıkesir'den İzmir'e, İstanbul'dan Çorlu'ya ve Edirne'ye kadar birbirinden iddialı sesler ve gruplar birbiriyle yarışacak. Ferhat Göçer ile "Biri Bana Gelsin" yaz boyunca devam edecek. 'Melekler Korusun' tatile girmezken, 'Yemekteyiz' ile 'Korolar Çarpışıyor'un yeni bölümleri yayınlanacak.

Star TV: Başrollerini Pınar Altuğ ve Emre Kınay'ın paylaştıkları 'Aile Reisi'nde su tesisatçısı Nazım ile mimar karısı Bahar'ın dört çocuğuyla birlikte başlarından geçenler anlatılıyor. Haziran sonunda ekrana gelecek diziyi Şengül Halat Atak yönetiyor. 'Hamdi Alkan'ın yapımcılığını üstlendiği kamera şakası 'Bir Zahmet'i Alper Mestcioğlu yönetiyor. Yine yakında ekrana gelecek 'Süperstar Aile'de ilk kez bir müzik yarışmasında aileler yarışacak. Kanalın son yarışma programı ünlülerden oluşan jürisiyle 'Endomal' olacak. Yarışmacılar seçtikleri sanatçıların taklidini yapacak.

Kanal D: Daha çok televizyon programlarının taklitlerinin yapıldığı 'Haneler' ile 'Kocam Size Emanet' yaz boyunca devam ederken kanalın yeni dizisi 'Geniş Aile'nin temmuz ayında ekrana getirilmesi planlanıyor.

Samanyolu TV: 'Beşinci Boyut', 'Kollama', 'Tek Türkiye' ve 'Doğruluk Ekseni' yaz döneminde de ekrana gelirken kanal, yeni bir diziyi de izleyiciyle buluşturacak.

TRT 1: Bekir Develi'nin sunuculuğunu yaptığı 'Kim Bilecek' adlı yarışma programı haftaiçi hergün ekrana geliyor. Pazar günleri 'Köşe Bucak Türkiye', Haftaiçi her gün 'Ömer Seyfettin Hikayeleri', 'Kapadokya Düşleri' ve her bölümde Türkiye'nin farklı bir bölgesinin tanıtıldığı 'Ben Neredeyim' ekrana geliyor. Kanal ayrıca 'Kariyer Edin' adlı yeni bir diziyi ekrana getirecek.
ZAMAN

TÜRKÇE OLİMPİYATLARI

[Yorum - Ertuğrul Yaman] Türkçe Olimpiyatları markalaşırken

Türkçe, gerek Çin kaynaklarındaki bilgilerden, gerekse oluşum seyri açısından geçmişi Milat'tan önceye kadar uzanan köklü bir dildir. Çin kaynaklarındaki Hun Türklerine ait kişi ve yer adları, bunun en güçlü delilidir. Elimizde belgeleri bulunan ilk Türk yazı dili, Orhun Bengü Taşları'nda kullanılmıştır.

Göktürk Hakanlığı (552-744) dönemindeki bu yazı dili, 745'te Uygurların hâkimiyeti ele geçirmeleriyle bazı küçük farklarla devam etmiştir. Türklerin gruplar hâlinde Müslüman olduğu Karahanlılar devrinde müşterek bir Türk yazı dili oluşmuştur. 13. yüzyıla kadar tek bir kol hâlinde devam edegelen bu Türk yazı dili, 13. yüzyıldan sonra iki büyük yazı diline -Doğu ve Batı Türkçesi- ayrılmış ve 20. yüzyılın başlarına kadar -hemen hemen- bütün Türkler, bu iki yazı dilini kullanmışlardır.

Türk dili ve kültürü, bütün dünyaya ilkin Kâşgarlı Mahmud aracılığı ile tanıtıldı. Türkçenin kullanım alanını genişleten iki âlimden birisi Kâşgarlı Mahmud, diğeri Karahanlı Devleti'nin bir başka mensubu Yusuf Has Hâcib'dir. Kâşgarlı Mahmud; Dîvânü Lugati't-Türk, Yusuf Has Hâcib ise Kutadgu Bilig adlı eserleri ile Türk dil birliğinin temellerini attılar. O temel, asırları aşıp günümüze ulaştı. Batı ucunu Adriyatik Denizi'ne kadar uzatabileceğimiz İpek Yolu boyunca ve çevresinde Çin Seddi'ne kadar seyâhat eden ve Türkçe bilen bir kimse, tercümana ihtiyaç hissetmeden meramını bu dille anlatabilir. Bu başarı, Kâşgarlı Mahmud ile Yusuf Has Hâcib'in, Türk milletine armağanıdır.

Kâşgarlı Mahmud, bizlere asırlar öncesinden seslenmekte ve bizleri bilinçli olmaya çağırmaktadır. Türkçenin bilimsel temellerini atan ve doğumunun 1.000. yılını kutladığımız Kâşgarlı Mahmud, Divanü Lugati't-Türk'te, "Bize ad olarak Türk adını Ulu Tanrı vermiştir." der ve şu bilgileri de ekler: "Türkler aslında yirmi boydur. Boyların hepsi, Tanrı kutsal kılası, Peygamber Nuh'un oğlu "Yafes", "Yafes"in oğlu "Türk"e kadar ulaşır..." Kâşgarlı Mahmud, eserini Araplara kabul ettirmek için, delil olarak Türkler ve Türkçe ile ilgili iki de hadis zikreder.

Dünyaya açIlan Türkçe

Türkçe bilincinin belki ilk halkası Bilge Kağan kabul edilse bile, Kâşgarlı Mahmud, bu bilinci muazzam bir eserle somutlaştırmış; Karamanoğlu Mehmet Bey'e, Ali Şîr Nevâyî'ye, Âşık Paşa'ya, Aydınlı Visalî'ye, Tatavlalı Mahremî'ye, Edirneli Nazmî'ye, Şinasî'ye, Gaspıralı İsmail'e, Ömer Seyfeddin'e, Ziya Gökalp'e ve nihayet Atatürk'e kadar birçok Türkçe sevdalısına ilham kaynağı olmuştur.

20. yüzyıl sonlarında, Türkçe bayrağını devralan adsız sansız bir kısım Anadolu yiğitleri, tıpkı Ahmed Yesevî erenleri gibi, gönüllerinde insanlık sevgisi, dillerinde Türkçe ile dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Her biri, hizmet aşkıyla gittiği gurbet ellerinde bağırlarına taş basarak aziz milletimizin bütün dünyayı kuşatan hoşgörü ve insaniyet duygularını zirveye çıkardılar. Gece gündüz demeden, kırık dökük gönülleri onardılar. Çorak topraklara, uçsuz bucaksız çöllere sevgi tohumlarından fidanlar diktiler. Bin bir zahmetle yetiştirilen o fidanlar artık meyveye durdu.

Türk kültürünün dünyaya tanıtıldığı Türkçe Olimpiyatları, son birkaç yıldır mayıs ayı sonu, haziran başı itibarıyla Türkiye'ye olağanüstü güzellikler yaşatmaktadır. 2008 yılı itibarıyla 110 ülkeden 500'den fazla katılımcıyla gerçekleşen kapsamı itibarıyla dünyanın en muhteşem etkinliği, kendini bu millete ait hisseden herkese tadına doyulmaz hazlar yaşattı. Haritada yerini bulmakta zorlandığımız ülkelerden gelen renk cümbüşü, tomurcuk misali yavrucakların dillerinden şarkılarımızı, şiirlerimizi ses bayrağımız Türkçe ile dinlemek ne büyük mutluluk!

Düşünebiliyor musunuz; kimi sömürgeci milletlerin silah zoruyla ve asırlarca uğraşarak başaramadığı "dünya dili" olma hedefini, bizim pek hamiyetperver halkımızın adsız sansız evlatları, sevgi ve gönül diliyle kısa zamanda gerçekleştirdiler. Onlara hak ettikleri her türlü övgüyü izhar ederken ve güzel Türkçemiz emin adımlarla dünya dili olma yolunda ilerlerken Türkiye'nin yabancı dillerin istilasına uğramasına çanak tutan aymazlara ne demeli! Herkes bizim o muhteşem, o duygu yüklü dilimize hayranken bizim duyarsızlığımız nasıl izah edilmeli?!.

İNSANLIK ADINA SAHİP ÇIKMAK

Türkçenin dünyanın dört bir köşesine yelken açtığı günümüz şartlarında, her şeyden önce, ilk adım olarak Türkçenin farklı lehçe ve ağızlarını konuşanların daha sağlam ve bilimsel bir zeminde ortaklaştırılması gerekmektedir. Türk dünyasındaki her türlü ilişki ve iletişim için, "ortak iletişim dili"ne ihtiyaç duyulmaktadır. Türk milletinin varlığını sürdürebilmesi, Türk dünyasının dirlik ve birliği için, en önemli ön şartlardan birisi, belki en başta geleni, iletişim dili olarak "Ortak Türkçe"nin oluşması/oluşturulmasıdır. Parça parça edilmiş güzel Türkçemizin kollarını bir araya getirmeden, ortak edebî bir Türkçe oluşturmadan dünyaya sevgimizi yaymak çok zor olacaktır!

Her dil, kendi kültür zemininde hayat bulur. Bir milletin kültür dünyasında ne varsa, dilinde onun yansımaları görülür. Türkçe, Türk milletinin zengin duygu, düşünce ve hayal dünyasının ortak bir ürünüdür. Sevecen, hoşgörülü, yardımsever milletimizin bu özellikleri diline ve davranışlarına da yansımıştır. Türkçe, Türk milletinin özündeki bu sevgi hazinesini dünyaya yansıtan bir ayna gibidir. Milletimizin asırlar boyunca kardeşçe yaşadığı farklı kültürlerdeki insanlarla birlikte oluşturduğu okyanus misali zengin kültür birikimine sahip olan Türkçe, çoktan kendi sınırlarını aşarak bütün dünyaya bu büyük milletin iç dünyasındaki güzellikleri sergilemiştir. Türkçe Olimpiyatları, Türkçenin aynı zamanda bir "sevgi dili" olduğunu da bütün dünyaya göstermiş oldu.

Baht ki ne baht! Ecdadının vakarını hâlâ muhafaza ederek bir büyük ülkünün, kutsal bir dava uğruna okyanus ötesi, kıtalar arası mesafeleri hiçe sayarak dünyaya yelken açıp inanılmaz zorlukları aşıp Türk milletinin engin hoşgörüsünü, payansız insanlık sevgisini dünyanın neredeyse bütün kalelerini sevgi burcuna dönüştürenleri izledikçe ruhum kanatlanıyor. Ne mutlu Türkçeyi dünyaya yayma yolundaki bu kutlu çabanın içinde olanlara!

Bu yıl, 115 ülkeden on binlerce genç arasından seçilerek gelen 700 civarında adayın yarışacağı Türkçe Olimpiyatları, artık markalaşma yolundadır. Bu muhteşem organizasyon, dünya barışı adına birçok ülke ve millete örnek olabilecek çapta çok önemli bir misyonu da üstlenmiş görünmektedir. Böylesine geniş bir katılımla yapılacak olan Türkçe Olimpiyatları, hem milletimizin dünyada doğru algılanması hem de dünya çocuklarının gelecek adına barışçıl bir anlayışa kavuşturulması için büyük önem taşımaktadır. Bu tür uluslararası tanışma ve kaynaşma organizasyonlarının, gelecekte, dünya çapında birçok somut sosyal, kültürel ve ekonomik açılımları olacağı kesindir.

Yalnızca Türkçeyi değil, bütünüyle kültürümüzü, insanlığımızı dünyaya tanıtmakla kalmayarak dünya barışına çok büyük bir katkıda bulunan bu muhteşem sevgi şöleninin 2009 finalleri, Ankara'da yapılacak. Bu geniş ufuklu olimpiyatların düzenlenmesinde emeği geçen başta Prof. Dr. Mehmet Sağlam olmak üzere, herkese; görünen görünmeyen bütün kahramanlara, milletimiz ve insanlık ailesi adına en içten şükran ve muhabbetlerimizi sunmak, hepimizin en önemli görevi olmalıdır...
ZAMAN

Kaynak: Türkçe Olimpiyatları

TÜRKÇE OLİMPİYATLARI

NİÇİN AĞLIYOR BU İNSANLAR?

Görmeyen gözlere, hissetmeyen kalplere bunu anlatmak zordur. Ama şunu söyleyebilirim:

Bir muhteşem organizasyon var. Adına Türkçe Olimpiyatı denilmiş.

Ülke dışında Türkiye'den giden işadamlarının, öğretmenlerin açtığı okullarda okuyan yetmiş iki millete mensup çocuklar Türkiye'ye gelmişler.

Ortak dilleri Türkçe olmuş. Kendi aralarında Türkçe konuşarak anlaşıyorlar. Hem de Türkçe'nin en güzel ağzı İstanbul ağzı ile konuşuyorlar.

İyi ama bugüne kadar bu okullarda İngilizce öğretildiği iddia edilmiyor muydu?

Evet! Evet ama bu 110 millete ait seçilmiş binlerce çocuk bu okullarda Türkçe öğrenmişler. Tabii sadece binlerce değil.

Binlerce, on binlerce...

Her geçen yıl daha fazlalaşarak geliyorlar.

Her geçen yıl kendilerini daha fazla insana sevdirerek geliyorlar.

Dikkat ettiniz mi bu yıl kendilerini kabul edenler arasında hükümet partisine 'bu okullara destek verdiği için' kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı da vardı!

Sevgi dilinin ulaşamayacağı gönül yoktur. En katı sandığınız kalpler bile zamanı gelir yumuşar.

Sabırla koruk üzüm olur.

Bunlar sadece seçme öğrenciler.

Demek ki Türk milletinin bağrından çıkan işadamı ve öğretmenler yurtdışında açtıkları okullarda İngilizce eğitim yaparken Türkçemizi ihmal etmemişler.

Oralara Türkçe'yi ihmal edip İngilizce'nin dünya dili egemenliğini pekiştirmek için gitmemişler.

Dönmemek üzere gittikleri yerlerde Türklüğü, Türkçe'yi, Türk insanına ait güzel ne varsa hepsini yaşatmaya çalışmışlar.

Buna inanmayanlar varsa, onlar oralarda başka şeylere hizmet ediyor diyenler varsa diye, bir de düşünenler böyle düşünerek hataya düşmesinler diye de öğrencilerinden bazılarını yeryüzünün incisi İstanbul'a getirmişler.

Gerçek bu işte. Yalın, apaçık.

Kimsenin beyninin kıvrımları arasında başkaca komplo teorileri gezinmesin.

İşte buradalar, onlar başka milletlerden bizim okullarımızda okuyup Türkçe konuşan çocuklarımız.

Sahip çıkılıyor işte fena mı!

Bizi tanıyorlar fena mı, İstiklal Marşımız'ı öğreniyorlar, Atatürk'ü, Fatih Sultan Mehmet'i tanıyorlar, bunda ne kötülük var?

Bizim şiirimizi okuyup, bizim gibi duygulanıyorlar.

Bizim gibi ağlıyorlar.

Ben çok yerde, bu çocukların kendi ülkelerinde şahit oldum bu sahnelere. Bana yabancı değil bunlar.

İstiklal Marşı'nı okuyan Rus çocukları, Mustafa Sandal'ın şarkıları ile dans eden Moğollar'ı, Nurullah Genç'in, Necip Fazıl Kısakürek'in şiirleri ile duygulanan Afrikalılar'ı...

Her görüşümde duygulandım, ağladım.

Ama neden?

Türkçe Olimpiyatı'nı izleyen her görüşten, her taraftan, her köşeden insanlar neden gözyaşlarına hakim olamıyorlar?

Bence, bu organizasyonun güzelliğinden çok, bu gibi şeylerin bu insanları neden ağlattığı daha önemli!

Bülent Arınç beyefendinin damardan girerek yaptığı konuşmasına mı ağladılar?

Sanmam.

Nurullah Genç'in Yağmur Şiiri'ni okuyan Moğol çocuk mu onları ağlatan?

İşte soru bu. Bir Moğol, bir Rus, bir Afrikalı, dünyanın bilmem hangi köşesinden, bucağından gelmiş çocuklar Türkçe bir şeyler mırıldandığında bu insanlar niçin gözyaşlarına hakim olamıyorlar?

Niçin?

Görmeyen gözlere, hissetmeyen kalplere bunu anlatmak zordur. Ama şunu söyleyebilirim:

Bütün bu gözyaşlarının sebebi, bugün ucundan kenarından görünmeye, hissedilmeye başlanan milletimizin dünya dengeleri içinde yeniden hak ettiği yeri alacağının belirtileri olmasındandır!

Yanılıyorsam düzeltin!

İnsanımızı ağlatan hasrettir, yıllar yılı itilmişliğin, yalnız bırakılmışlığın, vizyonsuzluğun, terk edilmişliğin artık terk ediliyor olmasıdır.

Gözyaşının sebebi, milletimizin değerlerinin tüm dünya ile yeniden paylaşılmaya başlanmasıdır.

Bu gözyaşları hasret ile vuslat arasında bir yerlerde olmanın sevinciyledir belki de!

Ne güzel yazmış Sezen Aksu:

"Ağlamak güzeldir, süzülürken yaşlar gözünden sakın utanma. Ağlamak bu gelip geçici dünyada her şeye rağmen var olmak demek..."

Kaynak: Türkçe Olimpiyatları

TÜRKÇE OLİMPİYATLARI VE ATATÜRK

Türkçe Olimpiyatları ve Atatürk

Belki bilmeyenleriniz olabilir. Haftada iki gün Analiz adı altında Burç FM’de program yapıyorum.

Bu hafta dosya konum Türkçe olimpiyatlarıydı. Konuklarımdan biri de Toktamış Ateş’ti.

Sohbetimiz geldi çattı Atatürk’ün idealleri, hayalleri açısından Türkçe olimpiyatlarını değerlendirmeye.

Toktamış hocaya şunu sordum; "Atatürk bugün yaşasa idi 115 ülkeden gelen gençlerin Türkçe konuşmalarına, Türkçe için yarışmalarına ne derdi? Dünyada Türkçenin bu kadar yaygınlaşması karşısında neler düşünürdü?"

Bu soruyu sormakla birlikte ‘Atatürk bugün yaşasaydı’ cümlesi ile başlayan ifadeleri pek sevmem. Bu genellikle Atatürk’ü dogma haline getirenlerin veya 1930’ların dünyasına sıkışmışların çok sık kullandıkları bir ifadedir bu.

Türk diline büyük önem vermiş, Türk Dil Kurumunu kurdurmuş, ‘milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkartmalıyız’ demiş ve bunu hedef göstermiş bir Atatürk gerçekten 115 ülkeden gelmiş Türkçe konuşan gençleri görseydi ne derdi, nasıl düşünürdü acaba?

Kimsenin Atatürkçülüğünden şüphesi olmayan Toktamış hoca bu sorunun tam muhatabı diye düşündüm ve sordum. Aldığım cevap çok çarpıcıydı. Hoca aynen şunları söyledi;

‘Atatürk; Türkçe olimpiyatlarını yapanların, emeği geçenlerin alınlarından tek tek öperdi hiç kuşkun olmasın. Dünyanın her yerinde o öğrencileri yetiştiren öğretmenlerimizin özverisinin, çabalarının değerinin ölçülmesi mümkün değil’.

Ben de aynı kanaatteyim. Evet, Atatürk bu öğretmenlerin alınlarından tek tek öperdi.

Şimdi kimileri açısından ilginç, kimileri açısından ters gelecek bir tespitte bulunmak istiyorum.

Diyorum ki eğer Atatürk ilke ve inkılâpları olmasıydı, bütün dünyada kabul gören, insanların çocuklarını vermek için yarıştıkları bu okulları açmak mümkün olamazdı. Dolayısı ile Türkçe olimpiyatlarını düzenlemek de mümkün olamazdı. Düşünsenize başlarınızda fesler ve Arap harfleri ile dünyanın neresine okul açabilirdiniz?

Bu fikri belki çok uçuk görebilirsiniz. Eğer Atatürk olmasa idi Osmanlı kendi süreci içinde zaten bu yöne evirilecekti ve eviriliyordu da diyebilirsiniz. Veya konuya başka türlü yaklaşıp batılılaşma sürecini yerden yere de vurabilirsiniz.

Ama gelinen nokta itibarı ile Türkiye’nin mevcut ‘vizyonu’ bu okulların açılmasında çok ciddi bir alt yapı oluşturmuştur.

Bu okullar Cumhuriyetin kazanımı ve sonucu olduğu gibi bu okulların meyveleri de Türkiye’nin kazanımıdır.
Çünkü Türk okullarının dünyanın her yerinde varlığı milli kültürümüzün küresel dünyada dolaşıma girmesi, küreselleşme içinde kendisine yer bulması demektir.

Bu öğretmenler sayesinde Türkiye sevgisi okulların açıldığı her yerde yaygınlaşmaktadır. Hem de devletin kasasından tek kuruş almadan. Aynı Milli mücadeledeki gibi fedakârlık temeli üzerine.

Evet, bu bir başlangıçtır, okullar daha yeni yeni meyve vermektedir. Ama bu geleceğin Türkiye’si adına ümit tohumlarıdır.

Bu sebeple Atatürk bu Türkçe kahramanları genç öğretmenlerin alınlarından tek tek öperdi.

Demek yıllarca sadece Türkçenin lafını etmişiz. Muasır medeniyetin üstüne çıkalım deyip oturmuşuz. Ama birileri laf değil iş yapmış. Hem de her şeye rağmen. Şimdilik bu her şeye rağmenin sadece altını çizip dikkatinizi çekiyorum.

Her şeye rağmen ne demek bunun açılımını başka bir yazıya bırakıyorum.

Bu işler Çiçek Pasajı’nda oturup rakı içerken memleket kurtarmaya benzemez. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.


Erkam Tufan AYTAV / Haber 7


Kaynak: Türkçe Olimpiyatları

TÜRKÇE BAYRAMI

Türkiye'ye 12 gündür 'Türkçe bayramı' yaşatan 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları coşkusu sürüyor. 115 ülkeden gelen 700 öğrenci, Ankara'daki muhteşem finalle yarışma stresine noktayı koydu. Gençler, bu hafta Türkiye'yi gezerek dinlenme fırsatı bulacak.

Öğrenciler, yarışmalar sürerken Ankara'da devlet büyüklerine bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da aralarında bulunduğu ünlü isimlere yapılan ziyaretlerde öğrencilere büyük ilgi gösterildi. ASKİ Spor Salonu'ndaki ödül töreni ise muhteşemdi.

Binlerce kişinin izlediği törene Başbakan Tayyip Erdoğan, bakanlar ve Zaman Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Akbulut'un da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Programda duygu dolu anlar yaşanırken, öğrencilerin sergilediği birbirinden güzel gösterilerin keyfine doyum olmadı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bir rüyaydı." sözleriyle salondaki havayı özetledi.

CEVDET YILMAZ (Devlet Bakanı): Türkçemizin dünya dili olması, ülkemizin diğer ülkelerle bağlarına katkıda bulunması bakımından Türkçe Olimpiyatları'nın çok önemli bir faaliyet olduğuna inanıyorum.

PROF. DR. THOMAS MICHEL (Teolog): Türk edebiyatının mirasına hayranım. Özellikle 'Ali Şir Nevai Ödülü'nü aldığım için çok mutluyum. Nevai, şiirleriyle olimpiyatın ruhunu canlandırıyor.

HÜSEYİN ÇELİK (Eski Milli Eğitim Bakanı): Dünyayı Türkiye'ye, Türkiye'yi dünyaya taşıyan muhteşem bir organizasyon. Tek kelimeyle bir kültür şöleni. Etkisini artırarak devam edeceğini düşünüyorum.

PROF. DR. MIHAIL MEYER (Türkolog): Ali Şir Nevai Ödülü'nü öğrencilerin adına kabul ediyorum. Çok hürmetli bu ödül için bütün öğretmenler ve öğrencilerimin adına çok teşekkür ederim.

PROF. DR. R. BORISOVIC RIBAKOV (Rusya Şarkiyat Enst. Müd.): Her Rus'un mutlaka ikinci dil olarak Türkçeyi öğrenmesi gerekiyor. Torunum Rusça ve Türkçe biliyor, şu an beni tercüme ediyor.

PROF. DR. KEMAL ERASLAN (TÜRKOLOG): Aziz vatanımızın çağdaş dünyada layık olduğu yere ulaşması için ilim, teknoloji ve sanatta çağı yakalamalıyız. İlim ve sanatı güzel Türkçemizle ifade etmeliyiz.

NİHAT ÖZDEMİR (Fenerbahçe 2. Başkanı): Tüm dünyanın Türkçe konuştuğunu görünce gözlerim yaşardı. Organizasyonun büyüyerek devam etmesinden yanayım. Bu konuda her türlü desteği vermeye hazırım.

PROF. DR. DURMUŞ BOZTUĞ (Tunceli Üniv. Rektörü): Devlet müesseselerimizin milyonlarca dolar harcayarak yapamadıklarını yapan organizasyonu şükranla karşılıyorum. Emeği geçenleri kutluyorum.

AHMET GÜNDOĞDU (Memur-Sen Genel Başkanı): Dünyanın ayağına dilimizi götürüyorlar. Türkçenin dünya dili olması için ortaya konulmuş büyük bir gayret. Dünya kültürleriyle aramızda gönül köprüsü kuruyor.

MUSTAFA BAŞOĞLU (Sağlık-İş Sendika Bşk.): Türkçenin bütün dünyaya yayılması açısından çok önemli bir çalışma. Bundan sonra görev Türk devletine düşüyor.

DENİZ GÜÇER (Akşam Gazetesi): Çocukların hepsine bayıldım. Türkçeye çok hakimdiler. Türklerin bile söylerken zorlanacakları Türkçe parçaları çok güzel söylediler. Organizasyon son derece başarılı.

METEHAN DEMİR (Hürriyet Gazetesi): Muhteşem bir organizasyon. Atatürk ve İstiklal Marşı ile başlamasından çok etkilendim. Bu kadar çok ülkeden çocukların getirilmesini de takdir ediyorum.

ABDÜLKADİR SELVİ (Yeni Şafak Gazetesi): Ruhum dinlendi. Ülkem adına gerçekleştirilmiş en saygı değer projelerden birinin başarıyla icra edilmesine tanık oldum.

İSMET DEMİRDÖĞEN (Taraf Gazetesi): Dünyada dillerin yaşaması için uluslararası örgütlerin büyük çaba sarf ettiği bir dönemde Türkçenin yaşaması için yapılmış bu etkinliği izlerken çok etkilendim.

HİLMİ BENGİ (AA Genel Müdürü): Tek kelimeyle harika bir organizasyon. Her sene kar yumağı gibi büyüyen bir hizmetin ürünü. Gün gelecek bu organizasyonu gerçekleştirecek salon bulunamayacak.

ERKAN TAN (TV8 Sunucusu): Sivas'ın yollarında yürüyen Afrikalı kızı, Sivas'tan Afrika'ya yürüyen bu gönül köprüsünü kutluyorum. Öğretmenler yeni Türkiye'nin müthiş kahramanları.

Kaynak: Türkçe Olimpiyatları

DOĞRULUK EKSENİ 35. BÖLÜM

Doğruluk Ekseni, yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Halime, kızını türlü oyunlarla Uğur’a vermeye çalışırken, Harun engel olmaya çalışır...

Fakat her şey arapsaçına döner ve Halime ile Huriye karşı karşıya gelir. İki kadın birbirilerine ölesiye saldırırken Sevda her şeyi yanlış anlar ve Harun’u tamamen hayatından çıkarır. Fakat Harun’un bu durumu kabullenemez ve durumu daha kötüye gider...
Bu arada Fikret, Namık’la ilgili olayı öğrenir ve onun karşısına çıkarak tehdit eder. Fakat Adalı ailesinden hem Fikret’i hem de Halime’yi kötü bir sürpriz beklemektedir.

Kaynak ve Fragman indir, İzle: Doğruluk Ekseni 35. Bölüm

KOLLAMA 56. BÖLÜM

Kollama, heyecan dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor.

Melike, Destek Büro ekibini karşılamaya gittiği yerde tüm delilleri yok eder...
Oraya ulaşan Necip ve diğer memurlar büyük bir patlamayla karşılaşırlar. Yanan tüm delillerin arasından buldukları kanıtları kurtarmak için çabalayan Necip, uzun uğraşlar sonucunda Yiğit’le ilgili korkunç bir gerçeğe ulaşır...
Elinde şimdi bulması gereken bir isim vardır; Athena. Bu kişiyi ancak Sarı’dan öğrenebilir fakat Melike Necip’ten önce ona ulaşmak için yola çıkmıştır...
Yiğit, ise vatanseverlik uğruna girdiği yeni örgütte bir görev alır. Kendisini ispatlamak için, Savcı Süha’yı öldürmek zorundadıdır.

Kaynak: Kollama 56. Bölüm

TEK TÜRKİYE 73. BÖLÜM

Şivan, Dila’yı geri almak için zekice bir plan yapar.

Botan’a teslim edilmesi gereken Selma ise sağlık ocağından kaçar. Fakat Tarık, Şivan’ın planı sayesinde Dila’yı geri almayı başarır...
Botan’ın ise vazgeçmeye niyeti yoktur. Teröristlerin elinden kurtulan Dila, Tarık’ın evlenme teklifini kabul etme aşamasındadır. Ancak beklenmedik bir olay Dila’yı kararından caydırır.
Dila , kızgınlık ve şaşkınlıkla başkasıyla evlenmeye karar verirken, evleneceği kişinin karanlık kişilerden olduğunu bilmemektedir... Şimdi Tarık Dila’yı kararından vazgeçirmek için harekete geçecektir ama önce babasını bulmak zorundadır.

Fragman:

Kaynak: Tek Türkiye 73. Bölüm