12 Temmuz 2009 Pazar

DOĞRULUK EKSENİ İZLEYİCİLERİNE ÜZÜCÜ HABER

Geçtiğimiz sezon samanyolu televizyonunda zengin oyuncu kadrosu ile yayına başlayan ve izleyiciler tarafından severek izlenen Doğruluk Ekseni dizisinin yayın hayatına son verilmiştir.

Samanyolu Televizyonu'ndaki yetkililerden aldığımız bilgilere göre yeni sezon bölümleri olmayacak. Bu güzel yapımı bizlere sundukları için Doğruluk Ekseni dizisinin çaycısından yapımcısına kadar, bütün ekibine teşekkür ederiz.

Tutkunu olduğumuz Samanyolu Televizyonu ise yeni yayın dönemine Kollama ve Tek Türkiye ile birlikte 4 yeni yapımla başlayacak inşallah.

Kaynak: Doğruluk Ekseni Final

11 Temmuz 2009 Cumartesi

DİZİ OYUNCUSUNDAN "FİŞLENME" İDDİASI - NECİP AMİR

Dizi oyuncusundan "fişlenme" iddiası

Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu oyuncusu Mehmet Özgür, Samanyolu televizyon kanalındaki bir dizide rol aldığı için Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li yönetiminden baskı gördüğünü ve diziyi bırakmasının istendiğini iddia etti. Özgür, “Kendimi fişlenmiş gibi hissediyorum” dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu'nda (ABT) 20 yıldır oyuncu olarak görev yapan Mehmet Özgür, Samanyolu (STV) televizyonunda yayınlanan ‘Kollama’ adlı dizide rol aldığı gerekçesiyle Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li yönetiminin baskılarına maruz kaldığını öne sürdü. Dizide canlandırdığı ‘Komiser Necip’ karakteriyle başrol oynayan Özgür, çalıştığı televizyon kanalının ideolojik yapısı ve dizideki siyasi temalar nedeniyle belediye içinde fişlendiğini iddia ederek, baskıların belediye yönetiminin değişmesinin hemen sonrasında başladığını ileri sürdü.

Rol aldığı dizinin çekimlerine resmi izin günlerinde katılmasına rağmen, tiyatro yönetimince hakkında tutanak hazırlandığı kaydeden Mehmet Özgür, bu olayın hemen sonrasında ise bir aylık ücretsiz izine çıkarıldığını söyledi. Kendisiyle irtibata geçen bazı belediye yöneticilerinin dizide oynamaması yönünde telkinlerde bulunduğunu öne süren oyuncu Özgür, “Benimle konuşan üst düzey yöneticiler çalıştığım kanalla ilgili belediye ve parti içinde birtakım rahatsızlıklar olduğunu aktararak rol aldığım diziyle ilgili yeni kararlar almam konusunda söylemlerde bulundu.
Kendimi fişlenmiş gibi hissediyorum” diye konuştu.


İDDİALARA YALANLAMA

ABT Genel Sanat Yönetmeni Müfit Kayacan, Özgür'ün oynadığı diziyle ilgili rahatsızlıkların resmi olarak kendisine iletilmediği, yanlızca sohbet esnasında söz konusu dizideki ideolojik mesajların bazı çevrelerde rahatsızlık yarattığının söylendiğini vurguladı. Özgür'ün oynadığı dizinin yayınlandığı televizyon kanalıyla ilgili herhangi bir sorun olmadığını belirten Kayacan, “Kanal değil, sanırım dizinin içeriği sıkıntı yarattı” dedi.

İddiaların tamamen reyting amaçlı olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Adem Akyürek ise Özgür'ün çalıştığı televizyon kanalı ya da diziyle ilgili hiçbir sıkıntılarının olmadığını vurguladı. Akyürek, ”Gündeme taşıdığı iddialar, reytingini yükseltmek ve çalıştığı kanaldan daha fazla para almak için” dedi.

Kaynak

10 Temmuz 2009 Cuma

DİLA HEMŞİRE DOMUZ GRİBİ...

Dila Hemşire domuz gribi oldu

Samanyolu Televizyonu'nun gözde dizisi Tek Türkiye'nin Dila Hemşiresine nazar değdi.
Özel işleri sebebiyle yurt dışında bulunan Müjgan Gönül, Türkiye'ye döndüğünde, yüksek ateş ve halsizlik şikâyetiyle özel bir hastaneye gitti. Burada yapılan ilk tetkiklerin ardından Gönül, 'domuz gribi' şüphesiyle özel ambulansla Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği'nde tedavi altına alınan Müjgan Gönül'ün kanında, yapılan detaylı tetkikler sonucu domuz gribi virüsü A/H1N1 rastlandı. 1 hafta boyunca karantina altında tutulacak olan genç oyuncuya ilaç tedavisi uygulanacağı belirtildi.

Hayranlarının yoğun ilgisi karşısında duygulandığını belirten Müjgan Gönül, “ Yurt dışına çıktım, hastalık kaptım geldim ama çok şükür erken teşhis koyuldu ve tedavilerim yapıldı, bu pazartesi taburcu edileceğim” dedi.

Tüm sevenlerine ilgilerinden dolayı teşekkür eden güzel oyuncu Müjgan Gönül'e biz de geçmiş olsun diyoruz.

Kaynak: Dila Hemşire Domuz Gribi

İSTANBUL ÇOK ÖNEMLİ BİR TOHLANTIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR

İstanbul çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor.

Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda yöneticiyi bir araya getiren, Medya ve İletişim Zirvesi bugün başladı. Zirvede toplum için faydalı yayıncılığın nasıl yapılacağına cevap aranıyor.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda medya yöneticisi, zirvenin katılımcıları arasındaydı.

Zirvede, aynı zamanda Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanlığı görevini yürüten, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca bir konuşma yaptı. Karaca, medyaya çok önemli görevler düştüğünün altını çizdi.

İletişim zirvesinde, medya aracılığıyla "topluma nasıl olumlu hizmet edilir?" sorusuna cevap arandı. Zirve yarın da devam edicek. (via)

Kaynak: İstanbul çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor

BUYRUN RADYO İZLEMEYE

Buyrun Radyo İzlemeye

Olgun, gizemli, karizmatik... Sadece sesini duyduğunuz ve sesinden tanıdığınız radyocuların kimler olduğunu merak ediyor musunuz? Stüdyosunu, mikrofonunu, görüntüsünü ve hatta neler yaptığını... Mehtap TV'de cumartesi günleri ekrana gelen 'Radyo Günleri' izleyiciyi, günleri mikrofon başında geçen radyocuların dünyasına götürüyor.

Televizyonda ilk kez denenen ve gerek radyocular gerekse de izleyicilerin beğenisini kazanan programda, her hafta bir radyocu stüdyosunu 'Radyo Günleri' ekibine açıyor. Canlı yayın esnasında açılan kameraya, programıyla ilgili bilgiler verirken, kendi dinleyicisine de programın yayınlanacağı günü not etmelerini tavsiye ediyor. Tabii ki meraklısına... Yapımcılığını Cem Güler, yönetmenliğini Recep Çetin ve sunuculuğunu Habibe Yıldız'ın üstlendiği 'Radyo Günleri'nde sadece radyocularla yapılan sohbet yok. İlginç kurgusuyla dikkat çeken programda birbirinden eğlenceli animasyonların yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş radyolu filmlerden kesitler de yayınlanıyor. İzleyici ilgisinin her geçen gün arttığı program, radyocular arasında da gündemden düşmüyor. Ulusal ve yerel çok sayıda radyocu programa çıkmak için yapımcı Cem Güler'e teklifte bulunuyor. Çekimler sırasında çok farklı teknikler kullandıklarını söyleyen Güler, programla ilgili iki önemli noktanın altını çiziyor: "Programı Radyo Yayıncıları Derneği (RAYAD) ve Mehtap TV olarak ortak yürütüyoruz. Program sayesinde dinleyiciler merak ettikleri radyocularla ilgili önemli bilgilere ulaşmış oluyorlar." Radyocuların hayatını anlatan başka bir programın olmadığını söyleyen sunucu Habibe Yıldız ise, "Radyoya değer veren bir başka program olmamıştı. Şimdi televizyona teşekkür ediyorlar. Ayrıca stüdyosuna konuk olduğumuz radyoculara sadece radyoculuğu sormuyor, onların bilinmeyen yönlerini de ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bu da seyircinin hoşuna gidiyor." diyor. 'Radyocunun gizemli kalması gerekir mi?' sorusuna ise Yıldız, "Bu konuyu sohbet ettiğim radyoculara da soruyorum. Eskiden böyle bir şey vardı. Ama şimdi radyocuların çoğu televizyonlarda program yapıyorlar. Bunun için gizem kalmadı." şeklinde konuşuyor.

Kaynak: Buyrun Radyo İzlemeye

STV'NİN YENİ PROGRAMINA BÜYÜK İLGİ

STV'nin yeni programına büyük ilgi

Samanyolu Televizyonu'nun (STV) Anadolu'da çekimlerine başladığı yeni programı Batman'da ilgi gördü.

İllerin sosyo-ekonomik ve coğrafi tanıtımının yanı sıra, yöreye ait oyunlar, folklor ve müzik yarışmalarının yer aldığı programın çekimlerinde bir birinden ilginç ve renkli görüntüler ortaya çıktı.

Batman'ın en işlek caddelerinden Gülistan Caddesi'nde çekimleri yapılan programın Sokak Starları bölümünde sahneye çıkanlar yeteneklerini sergilerken, etrafta toplanan kalabalık da keyifli anlar yaşadı.

Fırat Paşayiğit'in sunduğu program çekimlerinde, Sokak Starları bölümünde sahneye çıkan çocuk, genç ve yetişkinlerden kimi rap yaptı, kimi taklit, kimileri Türkçe kimisi ise Kürtçe parça seslendirdi. Özellikle Maykıl lakaplı Abdulkerim Ballıses, kendi yazıp bestelediği yabancı parçasını seslendirirken Sunucu Fırat Paşayiğit ve izleyiciler gülmekten kendilerini alamadılar. Yaptığı şov ile birinci olan Maykıl, çekimlerin sonunda genel istek üzerine ilginç parçayı tekrar seslendirdi.

Belediye Başkanı Nejdet Atalay'ın da izlediği çekimler sonrası sahneye çıkanlara çeşitli hediyeler verildi. Hediyelerini Başkan Atalay'ın elinden alan vatandaşlar, STV ve Başkana teşekkür etti.

Kaynak: Stv'nin Yeni Programına Büyük İlgi

4 Temmuz 2009 Cumartesi

AYNA NORVEÇ'TE

Ayna, Norveç'te sağlıklı hayatın sırrını keşfetti

Saim Orhan ile 'Ayna'nın dünya turu bu hafta Norveç ile devam ediyor. Yaz yağmurları ve yeşiliyle bilinen Norveç, dünyanın en uzun kıyılarına sahip ülkelerinden. Dünyada petrol üretiminde üst sıralarda yer alan ülke, refah seviyesi bakımından da ilk sıralarda yer alıyor.

Hayatlarından oldukça memnun olan ülke insanları, bu yüzden Avrupa Birliği'ne bile girmek istemiyor. Denizinden tutulan lezzetli balıklar her öğün Norveçlilerin sofrasında yer alıyor ve onları dünyanın en uzun ömürlü insanları yapıyor. Dünyanın en iyi üniversitelerinden birine sahip olan Norveç'te yabancı öğrencilerden para alınmıyor. Ayna kameralarına konuşan bir Afgan öğrenci parasız eğitimin kazanımlarını anlatıyor.

Ayna, Norveç bölümüyle bu akşam 22.45'te Samanyolu'nda. İyi seyirler...

Kaynak: Ayna Norveç'te

2 Temmuz 2009 Perşembe

DENİZ EVRENOL İLE RÖPORTAJ





















Samanyolu Televizyonu'nun resmi sitesi olmayıp sadece fanlarından oluşan http://www.samanyolufanlari.com/ adlı site, bu ay içinde Kollama dizisinin acar gazetecisi Rana Topal'ı canlandıran Deniz Evrenol ile röportaj gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Siz de sorularınızla röportaja bir nebze katkı sağlamak isterseniz, buraya tıklayarak sorularınızı gönderebilirsiniz.

SAMANYOLU'NDA YAZ HAZIRLIKLARI MI?

Samanyolufanları haber servisinin aldığı duyumlara göre Samanyolu Televizyonumuzda yaz dönemini rengarenk programlar ile farklı geçeceği benziyor.

Anadolumuzun kültürel özellikleriyle yüzlerimizdeki tebessümü eksik etmeyecek eğlenceli bir program bu yaz bizleri bekliyor. Ayrıca, komedinin vazgeçilmez üstadı Ömer Pekin'in de Stv'nin yaz projelerinde yer alacağı duyumları alınıyor.

Yaz dönemde izleyeceğimiz bir başka program ise faili meçhul cinayetleri aydınlatacak, nefes kesen serüvenleri anlatacak iddialı bir yapım bizleri bekliyor olabilir.

Kanalımızın sürpizleri sadece bunlar olmayacak.Yine bu dönemde kırgınlıkların ve dargınlıkların barıştırılacağı kin ve nefretin yerine sevgi tohumlarının atılacağı bir program ekrana gelecek.

Son olarak Samanyolu Tv yaz ekranında mahkeme salonlarındaki heyecanı koşuşturmacayı ve yaşanan olayları bizlere hissettirecek bomba bir yapım daha başlayacak.

Yaptığı insan odaklı yayın anlayışı ile zirvede olan kanalımız yaz ekranında da iddialı yapımlarıyla sizlerin karşısında olacak...

-SamanyoluFanları Haber Servisi-

SAMANYOLU TV'NİNİ BÜYÜK BAŞARISI



















Samanyolu Televizyonu izlenme oranı grafiğindeki yükselişini sürdürmeye devam ediyor.
Yaptığı insan odaklı yayıncılıkla taraflı-tarafsız herkesin beğenisini kazanan Samanyolu Televizyonu, izlenme oranı ile her geçen gün zirveye yaklaşıyor. Haziran 2009 döneminde televizyonumuz en çok izlenen 4. kanal oldu.

Kaynak: Samanyolu'nun başarısı

DOĞRULUK EKSENİ 'BİZİ' HER ŞEYİYLE YANSITTI

Samanyolu Televizyonunun kendi yapımlarından biri olan Doğruluk Ekseni, sezon finaline girmesine rağmen seyircilerden hala mesajlar almaya devam ediyor.

Ekranlarda Doğruluk Ekseni’ni göremeyeceğiz diye endişelenen seyirciyi, Samanyolu Televizyonu, Doğruluk Ekseni’nin tekrarlarını yayınlayarak bir nebze teselli ediyor.

Biz de sizler için dizinin birbirinden değerli karakterleri ile Doğruluk Ekseni, üzerine söyleşi yapmaya devam ediyoruz.

Uzun ve yorucu bir set çalışmasından sonra tatile giren güzel oyuncu Ayçin Tuyun, tüm sevenleri için sorduğumuz sorulara cevap verdi. Dizinin gözü yaşlı doktoru, son bölümde gülümseyerek tüm sevenlerinin yüreğine su serpti. Senaryoyu çok başarılı bulan Ayçin Tuyun, en başta diziyi zirvelere çıkaran izleyicilerine teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Doğruluk Ekseni ilk bölümlerinde çok eleştirildi, kuzenler hep birbiri ile evleniyor kötü örnek oluyor falan denirken bir anda ilk ondan hiç düşmeyen çok sıkı takip edilen bir dizi oldu, sizce insanlar Doğruluk Ekseninde ne buldu? İnsanımızın kaybettiği bir şeyler mi vardı Doğruluk Ekseninde ki bu kadar sıkı takip altına alındı?

Doğruluk Ekseni dizimiz, her şeyden önce samimi ve doğal.. Hikâyenin gerçekleri yansıtması ve izleyenlerin kendilerinden – Anadolu insanını- bir şeyler bulmasıydı. Dediğim gibi Doğruluk ekseni ismiyle eşdeğer bir takım doğruları da beraberinde getirmesi izleyicileri bu diziye bağladı.

Bir de çoğu dizide çok pahalı kıyafetler, lüks evler dikkat çeker. Oysa maalesef ülkemizde bu tarz lükse sahip çok az bir kesim var. Doğruluk Ekseni dizisinde ise, içimizden kareler, kendi evlerimiz kendi kıyafetlerimiz sanki ekranda. Bu durumun avantajları ve seyirciyi çeken tarafı nedir sizce?

Çünkü içimizden ‘bizi’ her şeyiyle yansıttı.Her şeyin son derece hayattan alınmış kareler olması seyirciyi çeken tarafıydı….. Anadolu insanı ekrandaydı. Her şeyiyle.. Giyinişi, duruşu, sofrası ile adım adım Anadolu’ydu Doğruluk Ekseni..

Sizce dizimizde Aliye’nin Fikret’e dönmesi dizinin vereceği mesajı bozar mıydı? Aliye’nin konumunda Sırma olsaydı ne yapardı?

Öncelikle hiç kimse ayrılmak için evlenmez ama maalesef hayat sizi bir yerlere sürükleyebilir. Önemli olan bu noktada sizin duruşunuzdur ama bir çocuğunuzun olması sizin bütün düşüncelerinizi daha yapıcı, affedici yönde değiştirebilir. Sonuçta bir anne olmak fedakârlık gerektirir. Bu fedakarlığı yaparken de dikkat edilmesi gereken husus sizin ve çocuğunuzun zarar görmemesidir. Aliye’nin konumunda sadece Sırma değil kim olursa olsun her şeyden önce çocuğunun bir aile ortamında büyümesini isteyecektir, bunun içinde doğru olan neyse onu yapardı. Aliye de bu doğrultu da yuvasını kurtarmak için çalıştı. Fikret ise hata üstüne hata yaptı. Affı zor ve çok kırıcı davranışlarda bulundu. Bu da Aliye’yi artık yordu ve çocukları için iyi bir şans olduğunu düşündüğü öğretmen ile evlilik kararı aldı.

Yapımcı Mustafa Kartal ile çalışmaktan gurur duyduğunu belirten Tuyun, Mustafa Kartal, yapımcıdan hariç çok iyi bir abide oldu bize derken, final bölümünü kendisinin de çok beğendiğini belirtti. Bir daha ki sezon tekrar görüşmek üzere tüm sevenlerine iyi tatiller dileyen güzel oyuncuya bizde çok teşekkür ediyoruz.

Kaynak: Doğruluk Ekseni

SAMANYOLU'NUN ÖYKÜSÜ VE HEDEFLERİ - HİDAYET KARACA İLE RÖPORTAJ

Samanyolu'nun öyküsü ve hedefleri
HİDAYET KARACA İLE ÖZEL RÖPORTAJ:


Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Dr. Hidayet Karaca, dizi ve programlardaki yayın çizgisinin, toplumsal ihtiyaç ve talepler göz önüne alınarak sosyal sorumluluk anlayışıyla belirlendiğini söylüyor.

16 yıl önce tek bir kanalla yayın hayatına başlayan grupta hâlen ilk yerli çocuk kanalı Yumurcak TV, haber kanalı S Haber ve kültür kanalı Mehtap TV bulunuyor. Avrupa, Amerika ve Azerbaycan’daki özgün yayınlar ile üç ulusal radyo kanalını da bunlara eklemek lazım elbette. Grubun amiral gemisi konumundaki Samanyolu TV, reytingdeki iddiasını ortaya koyarken, tematik kanallar farklı yaş grubuna ve farklı sosyokültürel gruplara sesleniyor. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) Başkanlığına oy birliğiyle seçilmesi de, grubun sektörde geldiği noktayı gösteren son örnek. Dr. Hidayet Karaca, Samanyolu’nun öyküsünü, Televizyon Yayıncıları Derneği’ndeki hedeflerini ve sektördeki güncel tartışmaları Aksiyon’a değerlendirdi.

- Hem yazılı basın hem de televizyon tecrübeniz var, ikisini kıyaslayabilir misiniz?

İkisi arasında bir karşılaştırma yapmak zor ama her birinin avantaj ve dezavantajları var. Yazılı medyada, haberler hakkında baskıya girinceye kadar düşünme fırsatınız var. Olayların geçmişine bakarak çalışabilirsiniz ama televizyonda hız öne çıkıyor. Rekabet içinde, doğru bilgiyi en hızlı şekilde ulaştırmanız gerekiyor ve hata riski artıyor. Olayın heyecanıyla televizyoncular hemen yayına geçer ama sonra yaptıkları yanlışların farkına varırlar. O zaman medyada etik tartışmaları başlar. Yazılı medyada daha sakin davranabilir ve olayların perde arkasını geçmişiyle verebilirsiniz. Televizyonda yapacağınız her bir programın, dizinin, haberin perde arkasındaki emek, yazılı basına göre daha fazladır. Ana haberi sadece sunanı görüyorsunuz ama nereden baksanız aynı anda 25 kişi o haberin seyirciye ulaşması için çaba sarf ediyordur. Dizilerde de aynı durum geçerli, bir sahnenin çekimi için bile saatlerce hazırlık yapılıyor. Bunlara bakınca televizyonculuk gerçekten ciddi bir emektir, masrafı çok daha yüksektir.

- 10 yıldır STV’nin başındasınız, kanal bu süreçte ciddi dönüşüm yaşadı. Samanyolu TV’den Samanyolu Yayın Grubu’na dönüşmenin öyküsünü anlatabilir misiniz?

Bu süreçte bir televizyon kanalından, yayın grubuna dönüştük. Samanyolu TV, grubun amiral gemisidir. Genel izleyici kitlesine sahip, çok izleniyor ve güncel bir kanal. O kanalın seyirci üzerindeki olumlu kredisiyle, ihtiyaç duyduğumuz diğer yayın alanlarına geçtik. Bizim izleyicilerimizden; kültür programları nerede, çocuk kanalı olmayacak mı, haber kanalı yok mu gibi sorular geldi, bunları tek kanalda yapmak çok zor. Biz de bu noktada seyirciye vefa borcumuzu ödeyebilmek için tematik yayınlara girdik. Yeni kanalları Samanyolu’nun birikimi ve tecrübesi ile kurduk. Sıfırdan bunları yapmak zordur. Burada yetişmiş kadro var ve onun üzerine inşa edebiliyoruz. Kendi kültürümüzün gelecek nesillere aktarılması için Mehtap TV’yi yayına soktuk. Çok güzel tepkiler alıyoruz. Daha sonra haber ve haber programlarına ağırlık verecek doğru ve tarafsız yayın yapabilecek S Haber’i kurduk. Haber kanalını ileride bir dünya haber kanalına dönüştürmeyi planlıyoruz. Bir de tabii çocuklar var. Çocuklara yatırım, geleceğe yatırım demek. Bu düşünceyle Yumurcak TV yayına girdi. Çok büyük talep gördü. Basamakları 20’şer çıkan, örnek bir kanal oldu. Ülkenin ilk yerli çocuk kanalı. Avrupa’da yaşayan Türkler için Avrupa yayınımız var ve çok izleniyor. Amerika yayını Türkçe olarak var ama Amerikalılara hitap edebilecek Ebru TV’yi de kurduk. Uydudan yayın yapıyor, kabloya girmek için bekliyor. Azerbaycan Bakü’de, Orta Asya ülkelerine yayın yapan Hazar TV var. Burç FM, Dünya Radyo ve S Haber Radyo olmak üzere üç radyo kanalımız, günlük 400 bin tekil tık alan bir de haber sitemiz var.

- O zaman Samanyolu TV daha fazla eğlence kanalı formatında, diğer ihtiyaçlar için tematik kanallar var diyebiliriz.

Samanyolu TV, televizyon dilinde prime – time denilen daha çok genel izleyici kitlesine hitap eden bir kanal. Diğer tematik kanallarımızın özel ve meraklı seyirci kitlesi mevcut ve onlarda reytingden ziyade kalite ve hedef kitleye ulaşma amacı var. Reklam gelirimiz açısından grubun amiral gemisi konumundaki Samanyolu TV yaptığı dizi, program ve yayınladığı filmlerle yayıncı kuruluşlar arasında ilk sıralarda yer alma gayreti içerisinde. İlk başlarda biz 0,8 reytingde kalırken, özellikle bazı dizilerimiz 6 reyting aldığında arkadaşlarımız üzülüyor. Kaliteli, insan merkezli yayınlarını daha fazla seyirciye ulaştırmak, Samanyolu TV’nin öncelikleri arasındadır.

- Bahsettiğiniz bu çok reyting alan programlarla ilgili bazen eleştiriler duyuyoruz. Çok ajitasyon, duygu sömürüsü yapıldığı, insan psikolojisini olumsuz etkileyebilecek yayınlar olabildiği söyleniyor. Samanyolu bazen çok reyting alsın diye özellikle dizilerde her yolu mübah görebiliyor mu?

Şunu baştan belirtmeliyim; biz kesinlikle reyting almak için program yapmıyoruz. Şunu yaparsak çok iyi reyting alırız diye bir mantığımız yok. Biz toplumdaki ihtiyacı hissediyoruz, belirliyoruz ve insanı merkeze alarak bir yayın yapıyoruz. Toplumda ne ihtiyaç varsa ona göre program ve dizi yapıyoruz. Mesela ‘boşanmak istemiyorum’ programı toplumsal bir ihtiyaçtır ve devletin ilgili bakanlıklarından ve birimlerinden tebrik aldık. Sosyal sorumluluk anlamında bu işleri yapıyoruz. Bunu yaparken ajite edelim de insanlar daha fazla seyretsin demiyoruz. Mesela şimdi ‘iki alyans’ diye bir proje yapıyoruz. Evlenmek isteyen gençler birbirlerini tanımadan heyecanla bir araya geliyor ama sonra boşanıyor. Şimdi biz bu sorundan hareketle gençlerin evlenirken nelere dikkat etmesi gerektiği üzerinden bir program yapıyoruz. Bazen dizilerdeki şiddet sahnelerine veya çok duygusal sahnelere tenkit alıyoruz ve seyirciye hak veriyoruz ama olayın seyri içinde çok hızlı çalıştığımızdan dolayı bunlar gözden kaçabiliyor. Bazen günlerce oturup düşünme imkânı olmadan çekim yapılıyor ve bunlar olabiliyor ama bunları da daha sonra düzeltiyoruz. Reyting amaçlı değil, sadece gözden kaçan sahneler oluyor.

- Bu programları hazırlarken bir danışma kurulunuz var mı? O ihtiyaçları nasıl tespit ediyorsunuz?

Biz bir projeyi yaparken uzmanlarıyla elimizden geldiği kadar görüşüyoruz. Danışmanlarımız her zaman var. Bir uzmanlık alanındaysa mutlaka uzmandan görüş alıyoruz. Tıp alanında bir iş yapıyorsak mutlaka doktordan görüş alırız. Toplumsal sorunlar hakkında ilgili insanlara danışıyoruz. Kanalla seyircimiz arasında çok interaktif bir iletişim var. Her gün yüzlerce mail, telefon, mektup ile bizlere ulaşıyorlar. Bundan da son derece memnun oluyor ve katkılarından dolayı da vefalı seyircimize teşekkür ediyorum. Biz de seyircilerimizin görüşlerini dikkate alıyoruz. Bazı dizilerimizin internette hayran siteleri bile oluşmuş, biz bunları sonradan fark ediyoruz. Tek Türkiye, Şubat Soğuğu ve Kollama gibi dizilerin kendi hayran siteleri var.

- Televizyon yayıncılığı çok tartışılan, çok eleştiri alan bir sektör. Her dönem çok tepki alan yayınlar var. Neden bu tartışmalar bir türlü bitmiyor?

Televizyonlar neden bu kadar çok eleştiriliyor? Çünkü insanlar bu ülkede günde 5 saat televizyon izliyor. Hayatlarının en önemli unsurlarından biri olmuş. Böyle olunca orada gördüğü her olaydan etkileniyor insanlar. Televizyonların her şeyi konuşuluyor. Ekrana çıkan insanın giyimine ve saç modeline kadar konuşuluyor. İçindeki reklam sürelerine kadar insanlar bunu konuşuyor, eleştiriyor. Televizyon yayıncılığının bu kadar çok konuşulması bizim çok kötü yayıncılık yaptığımız anlamına gelmez. Hayatlarında bu kadar vazgeçilmez olunca, ister istemez gündemlerinde biz yayıncılar oluyor.

- Çok konuşulması kötü yayıncılık yapıldığı anlamına gelmez elbette ama bu aynı zamanda televizyon yayınlarının çok masum olduğu anlamına da gelmez… Öz eleştiri ihtiyacı yok mu?

Bu bir vakıa elbette. Reyting uğruna yapılan yanlışlar var. Televizyon yayıncıları da kendilerini eleştirebiliyor. Televizyon Yayıncıları Derneği Yönetim Kurulu’nda bu öz eleştiriler yapılıyor ve bu da bence takdire şayandır.

- Peki, o zaman derneğe gelelim. Bize biraz Televizyon Yayıncıları Derneği’ni anlatabilir misiniz? Bu sektördeki işlevi nedir?

Dernek 1997’de kurulmuş. Türkiye’de görsel medyaya geçiş çok hızlı olmuş. Televizyon kanalları gecekondu gibi, imarsız yapılar gibi çoğalmış. Bu tabii problemleri de beraberinde getirmiş. Gelinen noktada epey mesafe alındı. Dünyaya bile dizi satmaya başladık. TVYD bu geçiş döneminde bu problemlere çözüm aramak için kurulmuş. Ulusal kanallar, dijital platformlar ve yerel kanallar olmak üzere sektörü temsil eden en önemli kuruluş. Üyelerimiz arasında TRT de var.

- Dernekte bu dönemdeki hedefiniz nedir?

Bu dönemde en acil konu, RTÜK yasasının çıkması. Bu yasa çıkarken derneğin de görüşü alınarak ortak bir platformda problemlerimizin çözülmesini hedefliyoruz. Şu anda RTÜK yasası ve onun içeriği çok önemli. AB Müktesebatı çerçevesinde sayısal yayıncılığın geleceği konusu var. Aslında sektör çok fazla problemle karşılaşıyor. Hedefimiz bunların çözümünde derneği aktif ve etkili hâle getirmek.

- Bir de televizyon denince bugünlerin gündemi reyting tartışmaları. Bu size göre de ciddi bir sorun mudur?

Kamuoyunda bu konu şu anda ciddi şekilde tartışılıyor ve yargıya intikal etmiş. Yargı sürecinde olan bir konu ve derneğin yönetiminde konuşulmadan, fazla bir şey söylemek doğru olmaz. Reyting meselesi bizim ilk yönetim kurulu toplantımızda ele alacağımız konulardan biri. Bunun öncesinde sadece şunu söyleyebilirim. Konunun bütün tarafları bu tartışmalardan, bu iddialardan kendi açısından sağlıklı bir sonuç çıkartmalı ve ona göre tavır almalıdır. Herkes kendine bakan yönüyle ilgili sağlıklı düşünmeli, bir değerlendirme yapmalı, sektöre güven vermeli ve sorunlar aşılmalıdır. Bu meselenin sektöre daha fazla zarar vermesinin önüne geçilmelidir. Yayıncıların bu işten daha fazla zarar görmesi engellenmelidir

haber ve yorumlar için: http://www.samanyoluhaber.com/haber-155827.html

MASA ÜSTÜ SAMANYOLU HABER TV'DE

MASA ÜSTÜ PROGRAMI SAMANYOLU HABER'DE BAŞLIYOR

Artık Masaüstü'nde konuşulmadık hiçbir şey kalmayacak.

Her Cumartesi saat 23.00'de Ahmet Turan Alkan ve Salih Zengin Masaüstü’nü seyircilere açıyor. Siyasetten spora, sanattan aktüaliteye Türkiye’ye insana dair ne varsa Masaüstü’ne çıkartılıyor. Gazeteci Salih Zengin araştırmacı, karıştırmacı kimliğiyle konukları terletirken, Ahmet Turan Alkan, yazılarındaki doyumsuz üslubunu ekrana taşıyor.

Kaynak: samanyoluhaber

KOLLAMA 58. BÖLÜM SEZON FİNALİ

Kollama, büyük sezon finali ile ekrana geliyor...

Yiğit, Dokuz Parmak’ı öldürmek için adeta Destek Büro ile yarışa girer. Fakat Destek Büro Yiğit’ten önce Dokuz Parmak’a ulaşır…

Necip, bir yandan bu olayla ilgilenirken diğer yandan Athena’nın kim olduğunu öğrenir ve onu tutuklamak için baskın yapar. Fakat Yiğit yine Necip’e inanmamaktadır. Onu tek hedefi Dokuz Parmak’ı ortadan kaldırmaktır…
Bunun sonucunda Necip ve ailesini de yok edeceği aklının ucundan bile geçmez. Ancak tetiğe çoktan basılmıştır…

Kaynak ve fragman indir, izle: Kollama 58. Bölüm Sezon Finali

TEK TÜRKİYE 74. BÖLÜM SEZON FİNALİ

Tarık ve Dila nikah masasında.

Tek Türkiye, sürpriz ve heyecan dolu sezon finali ile ekrana geliyor. Sağısu Köyü’nde düğümler yavaş yavaş çözülüyor. Kezban, annesinin Aysun olduğunu öğrenirken, Şivan oğlu için kendisini Zeliha’ya bir kez daha affettirmeyi dener. Tarık, Dila’yı evliliğe ikna etmeye çalışırken beklenmedik ile kendilerini teröristlerin arasında bulurlar. Tarık şimdi Botan’ı hayata döndürmek zorundadır. Fakat, bu onu babasına bir adım daha yaklaştırmıştır. Tam her şey çözüldü derken, kimsenin beklemediği şok bir gerçek Tarık ve Dila’nın düğün gününde ortaya çıkacaktır.

Kaynak, Fragman indir, izle: Tek Türkiye 74. Bölüm Sezon Finali