31 Aralık 2010 Cuma

Ayna; Futbol, Pizza ve Lüks Otomobillerin Ülkesi İtalya'da

Resim

Ayna'nın kıtalararası yolculuğu, bu hafta İtalya'yla devam ediyor.
Saim Orhan; pizzanın ana vatanı, futbolcularıyla ve lüks arabalarıyla ünlü Roma'da gezilmedik yer bırakmıyor.

Melekler Kalesi hakkındaki tarihi gerçekler, Ayna farkıyla ekrana geliyor.
Fatih Sultan Mehmet'in İtalya'yı fethetmek isterken, oğlu Cem Sultan bu ülkede esir düşer. Castel San Angelo'da
yani Melekler Kalesi'nde tutsak edilen şehzade Cem'in tutsak edildiği yerler, Ayna'da ilk kez gün ışığına çıkıyor.

Roma sokaklarında karşılaştığı herkesle keyifli röportajlar gerçekleştiren
Saim Orhan, İtalyanlar hakkında bilinmeyen bazı gerçekleri öğreniyor. Erkeklerin,
evlenseler bile anneleriyle yaşamaya devam ediyor olması, kaynana-gelin rekabetini körüklüyor.
Yaşanan bu tatlı sert rekabetin nereye vardığını, Saim Orhan röportajlarıyla gözler önüne seriyor.

Ortaçağda, fikirlerinden dolayı kilise ile ters düşen rahip Bruno,
bunun bedelini çok ağır öder. Kilisenin verdiği kararla, 1600 yılında diri diri yakılır.
Yıllar sonra yakıldığı meydanda inşa edilen rahip Bruno'nun görkemli heykeli, Ayna'da ekrana geliyor.

Dünya tarihinin başkenti Roma'nın simgelerinden biri olan gladyatörlerle sohbet edebilmek için
Saim Orhan, Collesium'un yolunu tutuyor. Tarihte insanların eğlence için ölümüne dövüştürüldüğü ve
55 bin kişinin aynı anda bu gösterileri izleyebildiği Collesium'un çarpıcı görüntüleri, Ayna farkıyla ekrana geliyor.

Aşk Çeşmesi'ne arkalarını dönüp para atmak uğur sayılıyor. Asıl adı "Fontana di Trevi" olan ve görkemli
heykelleriyle bir sanat şaheseri sayılan bu tarihi mekandan renkli görüntüler, röportajlar ve daha fazlası Ayna'da!

ŞEFKAT TEPE 6. Bölüm - Leyla, Komutan Serdar'la yüz yüze!

Resim

Baskına uğrayan köyde, geride hiç kimse kalmamıştır. Komutan Serdar ve ekibi, bitkin bir halde inceleme yaparlar. Memiş ise, örgütün elinden kaçmayı başararak, köy korucularına sığınır. Burada ev baskınlarına şahit olan Memiş, askeri birliğe katılmaktan vazgeçer. Memiş'in örgütün peşinden Yılanlı Vadisi'ndeki kampa gitme kararı, Komutan Serdar'ı deliye çevirir.

Kendine bile itiraf edemediği duygulara kapılan Berivan, türlü bahanelerle Memiş'in infazını engeller. Hainlikle suçlanır ve yargılanmasına karar verilir. Memiş, kendisi için hayatını ortaya koyan bu genç kıza yardım etmek ister.

Kardeşinin sesi bir türlü kulaklarından gitmeyen Leyla, verdiği kararı sorgulamaktadır. İntikam duygusundan başka bir şey düşünemeyen Leyla, kendine verilen ilk görevde, Komutan Serdar'la karşı karşıya gelir.


30 Aralık 2010 Perşembe

KOLLAMA 109. Bölüm - Necip Perişan

Nurbanu hayat mücadelesi veriyor, Necip perişan...

Resim

Necip Amir, Sinan'ın evinde düzenlenen tanışma partisine ekibinden iki kişiyi ajan olarak gönderir. Evin etrafında güvenlik tedbirlerini arttıran Necip, kızı Nurbanu'nun da eve geldiğini görünce tedirgin olur.

Pikeas ile buluşmaya giden Ercan ise, kendine yapılan haksızlığı kaldıramaz ve Pikeas'a rest çeker. Birlikte Sinan'ın evine gitmeleri ortalığı karıştırır. Aralarında çıkan tartışma sonucu Nurbanu vurulur.

Durumu oldukça ağır olan Nurbanu, hastanede yaşam mücadelesi vermektedir. Hayatta kalması için organ nakli gereklidir. Yapılan doku testi sonucu, Nurbanu'yu yeniden hayata bağlayacak kişi kim olacaktır?

Bu arada Pikeas, kargaşadan yararlanıp kaçmaya çalışırken başı daha büyük bir belaya girmiştir. Bu kez Yiğit ile karşı karşıya gelir. Yiğit, Pikeas'ın elini kolunu bağlayacak bir hamle yapmıştır ama bu sefer Mazhar Bey, Pikeas'tan yanadır.




29 Aralık 2010 Çarşamba

TEK TÜRKİYE 123. Bölüm

Doktor Tarık, öğrendiği her şeyi telsizle haber verir. Bu olaya şahit olan Zohar, Tarık’ın kendilerine ihanet ettiğini düşünür. Bu gerçeği liderleriyle paylaşmak zorundadır. Ama ona karşı beslediği duygular yüzünden, büyük bir ikilem yaşamaktadır.

Hayatının en zor anlarını yaşayan Berfo ise, Çetin’in oyununa gelmiştir. Çocukları arasında adeta seçim yapmaya zorlanır. Bu zorlu sınavı atlatsa bile, kızını tedavisi için yüklü miktarda paraya ihtiyaç duyacaktır. Yardım istemek için yanına gittiği Zabit, kendisine çok ilginç bir teklifte bulunur. Recep’e karşı kızı Seher’in tedavisini üstleneceği sözünü verir.

Bu arada Zehra, ölüm ile yaşam arasında kaçak bir hayat yaşamaktadır. Kagir’le birbirlerini yakından tanıma fırsatı bulurlar. Zor koşullar, onları bambaşka bir atmosferde buluşturmuştur...

28 Aralık 2010 Salı

GÜZ GÜLLERİ 12. Bölüm - Yusuf gözaltına alınıyor!

Cezaevinde isyan. Bilal zorlu bir yolda..

Menekşe için bütün hayaller bitiyor...

Hazım Kara hergün yeni bir yenilgiyle uyanıyor..

Hazım Kara, Aydın ailesinin evinin tapusunu dalavereyle kendi üstüne almıştır. Mahalleye gönderdiği yıkım ekiplerinin başında oğlu Cem vardır. Mahalle sakinleri olaya tepki göstermek için sokağa dökülür. Çıkan arbedede Menekşe, bir kız çocuğunun ölümüne neden olur. Yusuf, gözaltına alınan Menekşe'yi kurtarmak için suçu üstlenir ve onun yerine nezarete atılır.

Yusuf'un yokluğundan faydalanan Cem ise, Menekşe'ye yapabileceği en büyük kötülüğü yapar. Zorla kaçırılarak nikah masasına oturtulan Menekşe, gözyaşları içinde imzayı atar. Meryem ise, sürpriz bir şekilde oturduğu evin sahibi olurken Hazım Kara'nın neden ve nasıl bu kadar hain olabileceğini sorgular.

Kardeşinin suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışan Bilal ise, düşmanı Mümtaz Saruhan'dan yardım ister. Ama Mümtaz Saruhan'ın dünyasında hiçbir yardım karşılıksız değildir. Kendileri için tehdit saydıkları birinin ortadan kaldırılması için Bilal'le işbirliği yapar. Bu kişi, Banka Özelleştirme Komisyonu Başkanı Murat Kahraman'dır. Bilal, kardeşi ile değerli dostu arasında tercih yapmak zorunda kalır.


23 Aralık 2010 Perşembe

KOLLAMA 108. Bölüm - Yiğit, Pikeas'ın peşinde!

Melike'nin yaşadığından artık emin olan Yiğit, ona ulaşmak için Pikeas'a ulaşması gerektiğine karar verir. Subay Hüseyin'in intihar ettiği gece çıkan çatışmada Yiğit, Pikeas'ı ele geçirir. Kendi hayatı da tehlikeye giren Leyla, bu kavgada Pikeas'tan yana olur.

Kripto cihazına bir türlü ulaşamayan Pikeas, bu kez de Subay Selim'e komplo kurar. Vatanına ihanet etmek istemeyen Subay Selim, bu ağır yükü taşıyamamaktadır. Mesleği ve şerefini kaybetmek istemeyen Selim'i bu zor durumdan kurtarmak için, Yiğit'in aklına dahiyane bir fikir gelir. Böylece Pikeas'ın kripto cihazına neden ulaşmak istediğini öğrenebileceklerdir.

Ekibiyle birlikte bu sorunlarla uğraşan Amir Necip ise, bir yandan da ayrı kaldığı oğlu Alperen'i düşünmektedir. Babasının bu ayrılıktan yararlanma konusundaki teklifi oldukça hoşuna giden Alperen ise, heyecanla planlar kurmaya başlar.


Caillou, Tiyatro Sahnesinde

Yumurcak TV'de yayınlanan dizide çocukların sevdiği karakterler arasına giren 'Caillou' tiyatro sahnesine taşındI.

Caillou çizgi filminin sahne gösterileri lisansını alan Keşif Organizasyon'un sahibi Hakan Yıldırım, ünlü çizgi film karakterinin gölge gösterisini de yakında çocuklarla buluşturacaklarını söyledi.

Çocukları ekran başına kilitleyen Caillou'nun tiyatro kulübü de kuruldu. Keşif Organizasyonun sahibi Hakan Yıldırım, Caillou'nun tüm çocuklar tarafından sevildiğine dikkat çekerek, "Caillou, bence modern zamanın keloğlanı." diye konuştu.

İlk tiyatro gösterisinin dün Gülbahçesi Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında gerçekleştirildiğini kaydeden Yıldırım, "Çocuklar için televizyondan izledikleri bir karakteri gerçek hayatta görüp, ona dokunabilmek ayrı bir mutluluk. Çocuklar çok güzel tepkiler veriyorlar. Hadi bize gidelim, diyenler var. Bazıları da Caillou için hediyeler getiriyor." dedi.

Türkiye'nin pek çok yerinden davet aldıklarını kaydeden Yıldırım, "35 kişilik bir ekibimiz var. Türkiye'nin değişik yerlerinde aynı anda gösteri yapabiliyoruz. Tiyatroda oynayanlar ise (Caillou, annesi, babası ve dedesi) 4 kişi. Aynı zamanda Gilbert adındaki kedi de hareket edebilen, maket olarak sahnede yer alıyor." diye konuştu.

Gösterinin müzikleri ile birlikte yaklaşık 45 dakika sürdüğünü kaydeden Yıldırım, "Kanada'dan, burada çok bilinmeyen Caillou'nun orijinal müziklerini de getirdik. Bu müziklerle de çocukları tanıştıracağız." şeklinde konuştu. Yıldırım, Caillou'nun tüm çizgi filmlerini izleyerek, en eğitici ve öğretici olanlarının tiyatro sahnesine taşıdıklarını aktardı.

Caillou'nun gölge tiyatrosunun da olacağını söyleyen Yıldırım, "Caillou'nun, Karagöz- Hacivat gibi gölge oyunu da olacak. Belki, onu Karagöz ve Hacivat ile konuşturacağız." dedi.

Gülbahçesi Eğitim Kurumları yetkilileri ise, Caillou ile buluşan öğrencilerin eğlenceli dakikalar yaşadığını belirtti. Gülbahçeli miniklerin, paylaşmayı, kardeş sevgisini ve düzenli olmayı Caillou tiyatrosu ile bir kez daha öğrendiklerini aktardı. Caillou'nun Hayal Dünyası, 23 Aralık'ta Burç Eğitim Kurumları'nda, 30 Aralık'ta Kırıkkale Kültür Merkezi'nde, 1 Ocak 2011'de ise Ankamalla Sanatolia Sahnesi'nde, 9 Ocak 2011 de iseAnkaraBüyükşehir Belediye Tiyatrosu'nda küçük hayranları ile buluşacak.

Dünya TV'den Sürpriz Adım

Gaziantep'ten yayın yapan, Türkiye'nin ilk özel Kürtçe kanalı Dünya TV, özgün yayınlarla bölge insanını kendine bağlıyor. ‘Halka Kürtçe öğretmek' üzere hazırlanan dil programı ile Kürtçe dublajlı Caillou'nun yakında yayına girecek olması, kanala ilgiyi bir kat daha artırmış.

Gaziantep'ten yayın yapan, Türkiye'nin ilk özel Kürtçe kanalı Dünya TV, özgün yayınlarla bölge insanını kendine bağlıyor. ‘Halka Kürtçe öğretmek' üzere hazırlanan dil programı ile Kürtçe dublajlı Caillou'nun yakında yayına girecek olması, kanala ilgiyi bir kat daha artırmış. (*) Caillou, Kürtçe konuşacak…
Gaziantep sokaklarında gözümüze çarpan ‘Caîllou di Dunya TV'yê de' reklamı haliyle ilgimizi çekiyor. Son yıllarda yediden yetmişe herkesi ekrana kilitleyen çizgi film karakteri Caillou'nun Dünya TV'den yayımlanacağı belirtiliyor ilanlarda. Elbette Kürtçe seslendirmeyle… Detaylarını öğrenmek üzere bu yıl yayına giren Türkiye'nin ilk özel Kürtçe kanalı Dünya TV'nin yolunu tutuyoruz.

Tematik kanal konseptiyle kurulan Dünya TV, 20 Temmuz'da başladığı test yayınını bu ayın başında tamamlamış. Ekim itibariyle 24 saat kesintisiz yayına geçmiş. Hâlihazırda belgeselden spora, eğitimden kültüre, hatta sınır ötesindeki Kürt ailelerin portrelerine varıncaya kadar çok geniş yelpazede programlar sunuyor izleyicilerine. Dünya TV Genel Müdürü Remzi Ketenci, özgün, kitlelerine hitap eden yeni programları ekrana taşıyabilmek için kendilerini zorladıklarını anlatıyor. Önümüzdeki günlerde yayına girecek olan Kürtçe dublajlı Caillou ile ulaştıkları hanelerin sayısını artıracaklarını düşünüyor: “Türkiye'de Kürtçe yayın oldukça yeni olduğu için bu alanda yayın materyalleri açısından bir sıkıntı yaşanıyor. Ama biz soruna takılmadan güzel yapımlara imza atmaya hazırlanıyoruz. Bu amaç doğrultusunda İstanbul'da bir dublaj stüdyosu kurduk. Türkiye'de çok beğenilen dizi, çizgi film ve belgesellerin dublajını yapıp yayına hazırlıyoruz. Küçük seyircilerimize de bir müjde verelim; çok yakında Caillou'yu (Kayu) Kürtçe olarak izleyebilecekler.”

Ketenci, dublajların yanı sıra bir dizi yeni programı da yakın dönemde ekrana yansıtacaklarını heyecanla anlatıyor. Bunlardan biri de izleyicilere Kürtçe öğretmeyi hedefleyen dil programı: “Dünya TV, Türkiye'nin ulusal yayın yapan ilk özel Kürtçe kanalı. Bölgeye yakın bir yerde konuşlandığı için bölgeyi ilgilendiren konularda reflekslerimiz daha hızlı. Dil konusunda, kullandığımız Kürtçenin anlaşılır olması konusunda iddialıyız. Bu çerçevede yakın zamanda ekrana yansıyacak bir dil programını tamamlamak üzereyiz. Dünya TV çok yakında Kürtçe dil dersleriyle önemli bir eşiği aşacak.”

Dünya TV'de kullanılan dile özellikle dikkat ettiklerini belirtiyor 17 yıllık televizyon habercisi Remzi Ketenci. Ulaşmak istedikleri coğrafyada Kürtçenin birçok lehçelerinin bulunduğunu, daha fazla kişiye ulaşabilmek için Kürt kanaat önderlerinin kullandığı dili ekrana taşıdıklarını aktarıyor: “Diğer televizyonlar, uzun bir dönem Türkiye'de yasak olduğu için dışarıda geliştirilmeye çalışılan ancak özünden uzaklaşan Kürtçeyi kullanıyor. Biz bu dilin halka hitap etmediğini gördük. Daha geniş kitlelere ulaşabilmek için halkın kullandığı Kürtçeyi, yani eski Kürt kanaat önderlerinin kullandığı dili kullanma kararı aldık. Kullandığımız Kürtçenin referansı Kürt kanaat önderleri.”

“SINIR DIŞINDAN İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ ALIYORUZ”

Test yayını sırasında bölgedeki Kürt kanaat önderlerini bizzat ziyaret etmiş Dünya TV ekibi. Dünya TV'nin misyonunu anlatmışlar, onların kendilerinden beklediklerini sormuşlar. Elde ettikleri değerlendirmeleri de yayınlara yansıtmışlar. Remzi Ketenci, Kürt kanaat önderlerinin Dünya TV'nin yayınlarından, özellikle deramazansüresince ekrana taşınan programlardan memnun kaldıklarına değiniyor: “Kürt kanaat önderleri dilimizin anlaşılır olmasından memnunlar. Bu topraklarda yüz yıllardır birlikte yaşayan bölge insanının duygu ve düşüncelerini ekrana taşımamız onları da mutlu ediyor. Bölge insanı belli saiklerle batıya hep yanlış lanse edilmiş. Kendisi Kürt olan ancak Türkçülük yapan bazı ünlü isimler aradaki uçurumu derinleştirmişler. Ancak yakından bakıldığında bu insanların derin ilim ve kültür birikimine sahip oldukları görülüyor. Son dönemde devletin bölgeye yaptığı yatırımlar ve müspet yaklaşım kanaat önderlerinin de en önemli gündem maddesi. Sürecin devamı bölge insanının ortak beklentisi. Biz de Dünya TV olarak müspet gelişmelerin altını yayınlarımızla çiziyoruz.”

Geniş kitlelere hitap eden Kürtçeyi tercih etmenin olumlu dönüşünü de kısa zamanda almış Dünya TV. Kuzey Irak'tan ziyarete gelenler, Suriye'den programları talep edenler olmuş. Ketenci, üç farklı kıtaya uzanan geniş bir coğrafyaya ulaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söylüyor: “Dünyanın birçok ülkesinde izleyicimiz var. Nerede Kürt varsa biz oradayız aslında. En çok Avrupa'dan müspet dönüşler alıyoruz. Bugüne kadar yakıp-yıkıcı yayınlardan rahatsız olan Kürtler bizi bağırlarına basıyor. Irak'ın kuzeyinde Türkiye'nin çok büyük yatırımları var. Özellikle Gaziantepli iş adamlarının buraya ilgisi oldukça fazla. Biz bu önemli ilişkilerin gelişmesi için çalışacağız. İleriki günlerde sınır ötesindeki bazı televizyonlarla ortak yapımlara imza atmayı planlıyoruz.”

Dünya TV'nin Türksat 3A, D Smart, Tivibu ve Kurtv'de yer alması izlenme oranını artırmış hâliyle: “Çin Seddi'nden İngiltere'nin batısına, Rusya'nın kuzeyinden Suudi Arabistan Yarımadası'nın güneyine ve Kuzey Afrika bandına kadar birçok yerden Dünya TV uydu kanalı ile izlenebiliyor. D Smart ve Tivibu sayesinde dijital platforma taşındık. Aynı zamanda Küre TV ileinternetolan her yerden izlenebiliyoruz.”

Remzi Ketenci'ye, bir yıl gibi kısa bir zaman zarfında yakaladıkları başarıyı neyle açıkladığını soruyoruz. ‘Özverili çalışmaya, samimi gayrete' değinip kanalın katettiği mesafeyi bölge insanını doğru okumaya bağlıyor: “Aslında çok değil, 40 kişilik bir ekibiz. Ancak Gaziantep'te eşi benzeri olmayan bir altyapıya sahibiz. Mekân ve ekipman olarak oldukça profesyonel Dünya TV. Canlı yayın aracımızla farklı illerden canlı yayın yapabiliyoruz. Merkezden direkt uyduya çıkabiliyoruz. Ama başarının sırrı özverili çalışma ve samimi gayretten geçiyor. Biz kitlemizin beklentilerini doğru okuyoruz. Onların isteklerine cevap vermeye çabalıyoruz. Bunu yaparken de ithal kaynakları değil, öz kaynaklarımızı kullanmaya çalışıyoruz. Mesela yayındaki programların yarısını bizzat kendi altyapımızla hazırlıyoruz.”

‘Dünya TV'nin her kesime' ulaşma gibi bir derdinin olduğunu, bu yolda ilerleyebilmek için program çeşitliliğini özgün fikirlerle artırmaya çalıştıklarını vurguluyor Remzi Ketenci: “Ekranımızda sinema ve dizi de var, çizgi film ve haber de... Her geçen gün yapım ve yayın çeşitliliğini artırmaya çalışıyoruz. Herkesin Dünya TV'de kendine uygun bir program bulabilmesini istiyoruz. Mesela Kürtçe bilmeyen izleyicilerimiz için de Türkçe programlar var Dünya TV'de. Bunun yanında dinî programlarımızın, özellikle de kadınlara yönelik olanlarının önemli bir ihtiyacı giderdiğini fark ettik. Biri öğleden önce, biri akşama doğru olmak üzere kadınlar için iki programımız var. Yeni kültür, çocuk, sağlık ve yemek programlarıyla izleyicilerimizi kendimize bağlayacağız.”

Ayna Yine En İyisi Seçildi

Türkiye’nin en çok seyredilen gezi-belgesel programı Ayna bu sefer ödülünü Tüm Terör Mağduru ve Aileleri Güçbirliği Derneği “Temader”den aldı.

Samanyolu Televizyonu Ayna Programı ödül üzerine ödül almaya devam ediyor. Türkiye’nin en çok seyredilen gezi-belgesel programı Ayna bu sefer ödülünü Tüm Terör Mağduru ve Aileleri Güçbirliği Derneği “Temader”den aldı. Ankara Dedeman otelinde düzenlenen törende “2010 En İyi Televizyon Tanıtım Programı ödülü” Programın yapımcısı ve sunucusu Saim Orhan’a takdim edildi. Samanyolu Televizyonu’nun sevilen programı Ayna şu ana kadar 120’den fazla ülkede çekimler yaptı ve çok farklı coğrafyaları Türk halkına tanıttı. Ayna’nın bilinmedik coğrafyalara seyahati sürüyor.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Samanyolu TV’de yeni program: Doktorunuz

Samanyolu TV’de 13 Aralık'tan beri ekrana gelmeye başlayan “Doktorunuz”, her gün alanında uzman Türkiye’nin en iyi doktorları arasından seçilen konukları ekrana çıkarıyor.
Günümüzün en sık rastlanan hastalıkları kanser, tansiyon ve grip gibi pek çok hastalık hakkında programın moderatörü dahiliye uzmanı Dr. Yavuz Furuncuoğlu ile beraber alanında uzman doktorlar izleyiciler için ekranda uygulamalı tedavi yolları gösterecek… İzleyiciler, stüdyoda tedavi yöntemleri her türlü alet ve teçhizat ile uygulanırken doktorlara danışmak istediği konuları canlı yayına bağlanarak sorabilecekler…

Programda ayrıca ilk yardım bölümü de olacak… Kaza anında ilk yapabileceğimiz ve hayati önem taşıyan ilk yardım konusunu ayrıntısı ile öğrenebileceğiniz yine uygulamalı olarak görüntülerle izleyeceksiniz… Ev kazası, iş kazası, trafik kazası gibi her an başımıza gelebilecek kazalara karşı yapabileceğimiz ilk müdahaleler doktorumuz tarafından sizler için uygulamalı anlatılacak…

Programın mutfak bölümü içerisinde sağlık adına en uygun olan pişirme yöntemleri ve yiyecek saklama yöntemleri anlatılacak… Buzdolabınızdan sofranıza adım adım kendinizi yenileyebileceğiniz, sağlığınız için vazgeçilmez olan yiyecekler ile ilgili bilgiler bu bölümde ekrana taşınacak…

Sağlığınız için geçerli reçeteleri sizler için ekrana taşıyacak “Doktorunuz”, Zeynep Solman'ın sunumuyla hafta içi her gün 12:50’de canlı yayınla SAMANYOLU TV'de…

TEK TÜRKİYE 122. Bölüm - Mehmet'in ailesi zor durumda...

Doktor Tarık, Sofu Mehmet'in yaşaması için dua etmektedir. Fakat Mehmet'in ailesini zor günler beklemektedir. Sofu'nun eşi Berfo, kızını ve oğlunu ne pahasına olursa olsun hayatta tutmaya kararlıdır. Kızını ameliyat ettirmek zorunda olan Berfo, kardeşi Halil'den gerekli parayı bulmasını ister. Çaresizlik içindeki Halil ise, ameliyat parasını vermesi için yanında çalıştığı Çetin'i tehdit eder.

Zaim ise, Kagir'i ve dışlanan tüm örgüt üyelerini, ölüm taburu olarak tayin ederek asker ocağına sürer. Planları oldukça iyi işleyen örgüt, bu esnada rehin askerleri devlete teslim eder. Amaçları devleti askere zulmetmiş gibi göstermektir. Tarık, bu planı öğrenir ve harekete geçer. Fakat bu hareket, pahalıya patlayacaktır.

20 Aralık 2010 Pazartesi

FARKLI DESENLER 10. Bölüm

Galip utanç içinde yaşayamıyor, Hayrettin Bey'i acı gerçekler bekliyor...
Emir kalbinin sesini dinliyor, Şeref ise yılların emeğini heba etmek üzere...


19 Aralık 2010 Pazar

Ayna, New York Turuna Devam Ediyor!

Sunuculuğunu Saim Orhan'ın yaptığı Ayna, bu hafta da izleyiciyi New York sokaklarında gezdirmeye devam ediyor.

Ayna ekibi ilk olarak, New York'un merkezinde bulunan ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olan 11 katlı binayı ekrana getiriyor. Amerika'nın en büyük tren istasyonu olan New York Grand Terminal'de başlayan Türk Günleri'nin coşkusunu ekrana taşıyan Ayna, festivalden oldukça renkli görüntüleri bizimle paylaşıyor. Amerikalıların yoğun ilgi gösterdiği festivalde Saim Orhan, kaftanı ve kavuğu ile dolaşan ve kendini Sultan Süleyman olarak tanıtan Amerikalıyla röportaj gerçekleştiriyor. İnsanların ilgisinin yoğun olduğu festival alanında yürümekte dahi zorlanan Amerikalıların, Türk köftesini tadınca festival tezgâhının önünde oluşturduğu uzun kuyruklar da Ayna'nın kamerasından yansıyor.

Yumurcak TV'nin Başarısının Sırrı Ne?

Yumurcak TV`ye her geçen gün çocukların ilgisi çığ gibi büyüyor...

Yüksek bütçeli yerli dizileri, dev prodüksiyona sahip Hollywood yapımı filmleri, verdikleri ödüllerle izleyicinin aklını başından alan yarışma programlarıyla ulusal kanallar bir yana; Caillou, Oliver'in ve Mavi Kuş'un başrolde olduğu Yumurcak TV bir yana... Bunlar hayli iddialı cümleler olsa da son ayların izlenme oranları ortada. Yumurcak TV, AGB ölçümlerinde Türkiye'de en çok seyredilen kanallar sıralamasında Ekim ayında 8. sırada... Sadece belli dijital platformlarda izlenebilen bir kanal olmasının yanında Yumurcak TV sadece çocuklara hitap eden tematik bir kanal üstelik. Bu başarıda çocukların gönlüne dokunan yapımların yanı sıra Caillou'nun etkisini de yadsımamak gerek. Zira tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm çocuklar bu sıradan çizgi film karakteri için çıldırıyor. Pek çok marka, Caillou lisansını almak için birbiriyle yarışıyor. Peki, Yumurcak TV neden bu kadar çok seyrediliyor, global rakiplerini nasıl bir stratejiyle geride bırakıyor ve Caillou neden çocuklar için bir fenomen haline geliyor? İşte tüm bu sorularımızın cevabını kanalın Genel Yayın Yönetmeni Meryem Akbal ile yaptığımız röportaj sırasında alıyoruz.


Öncelikle Yumurcak televizyonu hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz?

Yumurcak TV Samanyolu Yayın Grubu bünyesinde uzun bir ön hazırlık döneminden sonra 2007 yılından itibaren yayın hayatına başlamış bir kanal. Kanalımız yayın hayatına başladıktan sonra kısa bir süre içinde çocuklar tarafından çok sevildi. Aynı zamanda yetişkinlerin güvenini kazandı. Yumurcak her şeyden önce görsel açıdan estetik, pedagojik açıdan ise öğretici olmayı hedefleyen bir kanal. Çizgi film ve animasyona dayalı yayın yapan çocuk kanallarından farklı olarak hedef seçtiğimiz kitlenin okulda aldığı eğitimi tamamlayacak programlar yapmaya gayret ediyoruz. Yani çocukları sadece eğlendirmek değil amacımız. Eğlenmenin ve hoş vakit geçirmenin yanında televizyonun öğretici ve eğitici tarafını ön plana çıkarmak.

Yumurcak TV çocuğunu tarif eder misiniz? Genel anlamda Türk çocuğunun ne tür bir televizyon izleme alışkanlığı var?

Yumurcak TV çocuğu diye bir kavram bize yakın gelmiyor. Çocuğu kategorize etmek, dolayısıyla sınırlamak istemiyorum. Her çocuk özeldir, bu nedenle hem pedagojik açıdan hem de yayıncılık etiği açısından "özel tanımlanan bir izleyici profili" oluşturulmaması daha sağlıklı olur. Türkiye'deki çocuğun televizyon izleme alışkanlığına gelmeden, toplumun televizyon izleme alışkanlıklarını değerlendirmek gerekiyor.

Peki programlarınızı seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Gerek dışarıdan aldığımız yapımlarda gerekse kendi üretimimiz olan yapımlarda her şeyden önce işin pedagojik tarafını gözetiyoruz. Bu konuda çok hassas oldu ğumuzu söylemeliyim. Bazen bir program hakkında karar vermek uzun zaman alıyor. Programın vereceği mesajları olumlu ve olumsuz taraflarıyla günlerce değerlendiriyoruz. Uzman pedagoglar ve akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulumuz var. Yaptığımız işin insan ve Türkiye gerçeğine uygun olması yolunda azamî çaba sarf ediyoruz.

Sürekli bir arayış içindeyiz. Tüm dünyada çocuk televizyonculuğu adına yapılan iş leri dikkatle takip ediyoruz. Bir çizgi film ‘tuttu' diye hep ona benzer, onun çizgisinde programlar seçmiyoruz. Programlarımızın öncelikle nitelikli, yeni ve çeşitlilik gösteren bir yelpazede olmasına özen gösteriyoruz. Kısaca Yumurcak TV olarak yerel değerlerimizi önemseyerek, evrensel sunumların izinde seçimler ortaya koymaya çabalıyoruz. Kitle iletişim araçlarının çocuğa vereceği zararı en aza indirebilmek amacıyla yayını "kontrollü" sunmaya, yayınlayacağımız programların çocuğun hayatına olumlu katkı sağlamasına, büyüklerin de çocuklarının izlediği programlardan haberdar olmalarını sağlayacak ve çocuklarını daha iyi anlamalarına zemin oluşturabilecek yapımlar seçmeye gayret ediyoruz.

Peki, en çok hangi saatlerde izleniyorsunuz ve en çok seyredilen prog ramlarınız hangileri?

Çocuk televizyonu yayın planlaması yetişkin televizyonundan çok farklı. Yetişkin kanalında tek prime time'dan bahsederken; çocuk kanalında birkaç prime time olduğunu söyleyebiliriz. Caillou ile Tarçın ve Arkadaşları, Loopdido, Tel Tel'in Torbası, Arthur, Yeşil Oba önde gelen yapımlarımız. Çocuklar kendilerine sunduğumuz programları kesin bir ayrıma gitmeden bir bütün halinde izliyorlar. Çok yüksek tempolu bir hayatı olan Başbakanımızın yalnız Yumurcak'ta yayınlanan bir çizgi film hakkında bilgi sahibi olması da bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.

Özellikle Caillou Yumurcak TV'nin en başarılı programlarından... Sizce Cail lou neden bu kadar sevildi? Bunun bir fenomen haline gelmesini bekliyor muydunuz yoksa bu sizin için bir sürpriz mi oldu?

Caillou'nun bu kadar sevilmesini bu çizgi filmin Yumurcak TV'nin yayın ilkeleriyle örtüşmesine bağlıyoruz. Azami faydayı yakalamak, ebeveynlerin onayını almak, çocuğun duygusal, düşünsel ve davranışsal gelişimini desteklemek, sosyal hayata katılımını kolaylaştıracak önerilerde bulunabilmek; Yumurcak TV'nin ilkelerinden ol duğu gibi Caillou'nun da ana hatlarını oluşturuyor. Çocuk anaokulunda öğrendiği fakat henüz edinmediği bilgiyi, kendisine çok benzeyen bir çizgi film kahramanıyla özdeşim kurarak hızlı ve kolay bir şekilde benimsiyor. Üstelik bunu yaparken eğleniyor da. Caillou'nun sevilmesi olağanüstü değil. Caillou'da çok basit sade bir hayat var ve çocukların kolaylıkla empati kurabilecekleri bir kahraman olduğu için bu ilgiyi biz olağan görüyoruz. Caillou'daki bahçıvan, postacı, dozer operatörü, kütüphaneci, bakıcı, polis, itfaiyeci... Her bir karakter; görevlerini yaparken, çocuğun haklarını ve masumiyetini koruyarak "çocuk yanlısı tutumlar" sergiliyorlar.

O halde Caillou'nun Yumurcak TV'nin izlenme oranlarında önemli bir etkisi var .

Caillou Yumurcak TV bütünlüğünün önemli bir parçası, çikolatalı pastamızın kreması! Ama "Janggeum'un Rüyası, Tel Tel'in Torbası, Oliver, Marsuplami, Gülnurve Mavi Kuş..." bu pastanın fındığı fıstığı meyvesi keki... Pastayı lezzetli ve göz alıcı bir pasta yapan bütün malzemenin doğru ölçülerde yerli yerinde kullanılmasıdır.

Biraz da izlenme oranlarınıza gelirsek... Genel izleyiciye hitap eden birçok kanalı geride bıraktığınız söyleniyor...

Yumurcak TV AGB ölçümlerinde Türkiye'de en çok seyredilen kanallar sıra lamasında Ekim ayında 8. sırada yer aldı. Yumurcak TV, 05:00 ile 23:00 saatleri arasında sadece uydu ve dijital (Digitürk, d-Smart) üzerinden izlenebilmesine rağ­men ölçümlenmeye başladığı tarihten itibaren tüm günde en çok izlenen ilk 10 kanal içerisindeki sırasını korudu. İstikrarlı bir yükseliş grafiği çizen kanal, yaz döneminde tüm izleyicilerde, yüzde 2.3 izlenme payına yükselerek tematik bir kanal olmasına rağmen 24 saat yayın yapan ve genel izleyiciye hitap eden birçok kanalı geride bıraktı.

Peki, bu giderek yükselen grafiğinizi neye bağlıyorsunuz?

Bildiğiniz gibi televizyon özellikle çocuklar için ‘zararlı' yönü çokça tartışılan bir mo dern çağ gerçeği. Ancak onu hayatımızdan çıkarmamız, yok saymamız mümkün değil. Biz gerçekçi bir yaklaşımla televizyonu yadsımak yerine, "çocukların yararına nasıl kullanırız" sorusuna cevap aramayı daha doğru ve faydalı buluyoruz. Sürekli yükselen izlenme grafiğimizi, seyircinin bu gayretimizi fark etmesine bağlayabiliriz.

Çocuklar, ebeveynlerin en hassas noktaları... Siz de kanal olarak ebeveynlerin çocuklarını televizyon başına oturtmalarını sağlamak için nasıl bir pazarlama yürütüyorsunuz? Bunun incelikleri nelerdir?

Televizyon izleme sürelerini ve program içeriklerini ebeveynlerin belirlemesi ko nusunda aktif rol oynama üzerine özel bir çabamız var. Ebeveynler bu çabamızı fark ettikleri için Yumurcak TV'yi sahipleniyorlar. Buna bir pazarlama stratejisi değil; yayıncılık anlayışı ve stratejisi diyebiliriz. Yumurcak TV'nin anlayışı "Seyirciye karşı dürüst olmak ve ilkeli yayıncılık yapmak". Seçtiğimiz programların içeriğine toplumda ihtiyaç olduğu düşüncesindeyiz. Satmak için değil, toplumsal fayda için üretiyor, seçiyor ve hizmetimizi sunuyoruz. Yayın politikamız ise "marka" değerimizi arttırmak. Gerek program üretirken gerekse pazarlarken öncelikli amacımız, çocuk televizyonculuğunun gerçeklerine göre hareket etmek.

Ciddi global ve yerli rakipleriniz var. Bu kanallar arasında kendinizi nasıl konumluyorsunuz?

Rekabetçi bir tutum içerisinde değiliz. Bizim kendi hedeflerimiz, bu hedeflere ulaş mak için benimsediğimiz ilkelerimiz ve yöntemlerimiz var. Kendi çıtamızı yükseltme gayretindeyiz. Daima "çocuk"tan yana ve "çocuk" hayrına bir yayıncılık sürdürmek niyetimiz.

16 Aralık 2010 Perşembe

KOLLAMA 107. Bölüm - Yiğit geçmişin hesabını soruyor!

Resim

Çocuklarının velayetinin dedelerine verilmesi, Necip'i hayal kırıklığına uğratır. Hayatı boyunca adalet için çalışan Necip, hukuk sistemine inancını yitirmeye başlar. Babasına adeta savaş açan Nurbanu'nun mahkemede söyledikleri ise, Necip'in aklından hiç çıkmaz. Ablası ile dedesinin evinde yaşamaya başlayan Alperen için hayat, kabusa dönmüştür. Dedesinin evinde çok gizli şeyler öğrenen Alperen, duyduklarını babasına anlatmaya karar verir.

Pikeas'ın gizli belgelerine ulaşan Yiğit ise Melike'nin yaşadığını öğrenir. Hiç beklemediği bu gerçek karşısında çılgına dönen Yiğit, bedeli ne olursa olsun Melike'yi bulmaya ve geçmişin hesabını sormaya kararlıdır. Bunun için önce Pikeas'ı bulmalıdır.


Caillou, Anadolu Turnesine Çıkıyor

Çocukların çok sevdiği çizgi film karakteri Caillou'nun, oyuncaklarından sonra tiyatro oyunu ve müzikali de çıktı. Caillou tiyatrosu, ocak ayında Anadolu turnesine çıkıyor.


Yumurcak TV'de yayınlanan Caillou çizgi filminin sahne gösterileri lisansını alan Keşif Organizasyon'un sahibi Hakan Yılmaz, "Oyuncularımızı gören çocuklar Caillou'nun gerçekten geldiğini sanıyor." diyor. Caillou, müzikal ve tiyatrosu gösterilerine başladı, ama galası 9 Ocak'ta Ankara Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi Kültür Salonu'nda yapılacak. Galadan sonra Caillou Türkiye'yi gezecek. Çocukların 'kel kahramanı'nın ne zaman hangi ilde olacağı, http://www.caillouturkey.com adresinden öğrenilebilir.

TEK TÜRKİYE 121. Bölüm - Zehra, acı sona ilerliyor!

Resim

Kendi davası için hareket eden Bahoz; hem vatan aşığı bir kahramanını kaybetmiştir hem de Zehra'yı kurtarma planlarını gerçekleştirememiştir.

Örgüt ise, sözde bir mahkeme kurarak Zehra'yı yargılamaya karar verir. Sonucu belli olan bu mahkemede, Zehra'ya ölüm emri verilir.

Zaim'in ise, acı sona adım adım yaklaşan Zehra ile ilgili haince planları vardır. Her türlü tehlikeyi göze alan İgor ve Tarık, Zehra için birlik olur. Fakat acı sonu engelleyemeyeceklerdir.


15 Aralık 2010 Çarşamba

Oktay Usta, Diyarbakır'da Öğrenciler Yararına Yemek Yarışmasına Katıldı

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan Yeşil Elma programının sevilen yapımcısı ve sunucusu aşçı Oktay Aymelek, Diyarbakır'da yoksul öğrenciler yararına düzenlenen yemek yarışmasına katıldı. Yarışmanın yapıldığı bin kişilik salonda yer kalmadı. Ünlü aşçı Osman usta, "İlk kez Diyarbakır'a geldim ve bu güzellikleri gördüm. Bayanlar hayırda yarışıyor adeta." dedi.


Diyarbakır Özel Nil İlköğretim Okulu velileri tarafından düzenlenen yemek yarışması okulun konferans salonunda yapıldı. Öğrencilerin mini skeciyle başlayan programda, 21 yemek içinde en güzelini ve en lezzetlisini seçecek jürinin yerine oturmasıyla devam etti. Alkışlar eşliğinde sahneye çıkan Oktay usta, yarışmaya katılan ve salonda bulunan herkese teşekkür etti.

Diyarbakırlı işadamı, esnaf ve eğitimcilerden oluşan juri yemekleri tadına bakarken diğer taraftan Oktay Aymelek kadınlara yönelik mini yarışmalar yaptı. Oktay usta, yarışma sırasında düzenlediği hızlı soğan soyma, portakal kabuğundan gül yapma ve sigara böreği sarma, turptan mantar yapma gibi yarışmalarda üzerinde imzası bulunan ahşap kaşık ve sürpriz hediyeler verdi.

Yarışma sonunda Oktay ustanın hiçbir yerde satılmayan ve özel olarak üretilen 7 tane mutfak önlüğü açık artırma usulüyle satışa sunuldu. 20 TL'den başlayan önlükler kıran kırana süren çekişmeler sonucu 300-400 TL arasında alıcı buldu. Oktay usta, "Tamamen öğrenciler yararına yapılan bir satış. Diyarbakırlı kadınlar hayır işlerinde birbirleriyle yarıştıklarını görüyorum. Bu manzara beni çok mutlu etti. Bizim de çorbada bir tuzumuz olsun istedik. Bu etkinliğe katıldım. Diyarbakır'a ilk kez geldim ve çok sevindim." diye konuştu.

Programı düzenleyen veliler ise bayanların dolu dolu bir gün geçirmelerini sağladıkları için mutlu olduklarını dile getirdi. Program sonunda kadınlar Oktay usta ile fotoğraf çektirmek için birbirleriyle adeta yarıştı.

Yarışmada kabur dolması yemeğiyle Hülya Dölegel birinci, perde pilavı yemeğiyle Sümeyye Yazar ikinci, Reyhanlı iç pilavı ile Hediye Polat üçüncü oldu. Birinci olan Dölegel, kazandığı altın ödülünü öğrencilere bağışladı.

GÜZ GÜLLERİ 10. Bölüm - Cem engel tanımıyor!

Cem engel tanımıyor... Menekşe korkulu... Hazım Kara'ysa ilk kez yeniliyor...

Menekşe, ecel terleri döküyor!

Cem, nikah memurunu çağırmış ve Menekşe ile evlenmek için her şeyi hızlı bir şekilde planlamıştır. Menekşe ise Yusuf'un yaşaması için sözünden dönememektedir. Ancak bu evlilik, onun gelecek hayallerini bitirecektir. Yusuf, bu evliliğe karşı çıkmak için düşmanı Hazım Kara'dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Fakat Hazım Kara, bu işbirliği teklifine sıcak bakmaz ve Yusuf'u yanından kovar.

Karanlık işlere karışan Bilal ise annesi tarafından affedilir. Meryem, artık ailenin reisi olarak gördüğü oğlu Bilal'den kendisine yeni bir sayfa açmasını ister. Yusuf ve ailesine karşı öfke dolu olan Cem, intikam almak için Meryem'in evine gider. Gerçekleri bilmeyen Cem, tartışma sırasında kendini kontrol edemez ve Meryem'e el kaldırır.


14 Aralık 2010 Salı

FARKLI DESENLER 9. Bölüm - Savcı Timur'un beklenmedik ziyareti

Sahibi tarafından seranın satılığa çıkarıldığını öğrenen Şeref, bu haber ile yıkılır. Evden ayrılmak üzereyken parasız ve işsiz kalmıştır. Feride'nin de bu durumu kabullenmesi oldukça zor olur. Hayrettin Bey ise, oğlunu bu durumdan kurtarmak için ilerlemiş yaşına rağmen çalışmaya karar verir.

Emir, Yasemin'in babasıyla tanışmak için katıldığı akşam yemeğinde hiç beklemediği bir sürpriz ile karşılaşır.

Savcı Timur'un beklenmedik ziyaretinden hiç hoşlanmayan Galip'in nasıl davranacağı ise merak konusudur. Yasemin ve Emir ile ilgili bir ayrıntı, Feride'nin kuşkularını giderek arttırır.

Canan içinse her şey yolunda gitmektedir. Planını çoktan yapmış, Galip'in evine kahya kılığında yerleşmiştir.


11 Aralık 2010 Cumartesi

ŞEFKAT TEPE 3. Bölüm - Serdar Üstteğmen Memiş'i bulabilecek mi?

Dağda büyük bir çatışma çıkar ve çatışma sırasında Memiş, rehin alınır. Terörün ve teröristlerin asıl amacı, askerin annesi Dudu üzerinden siyaset yapmaktır. Dudu’ya ulaşmak için mayın patlamasından son anda Serdar Üstteğmen sayesinde kurtulan Leyla’yı kullanmaya karar verirler. Örgütün gönderdiği mektubu Leyla’ya getiren Baran ise, Leyla’nın evinde geçmişe ait bir detay fark eder. Bu arada Serdar komutan, Memiş’i bir an önce bulmak için tüm gücüyle aramalara başlamıştır... 1997 yılında Güneydoğu'da terörün dağıttığı ailelerin yaşantısını konu alan hikaye, "Denilir ki gelincikler şehitlerin olduğu yerlerde açarmış... Hepimiz birer gelincik olduk buralarda..." sloganıyla 11 Aralık Cumartesi 19:50’de Samanyolu TV’de ekrana geliyor...





9 Aralık 2010 Perşembe

KOLLAMA 106. Bölüm

Yap-boz tamamlanmaya başlıyor... Ama bütün deliller Pikeas'ta... Necip, kanunla yapılan adaletsizliğe baş kaldırıyor... Yiğit'se yarım kalan gerçeği öğrenmek üzere...



TEK TÜRKİYE 120. Bölüm - Tarık Deşifre Oluyor!

Tarık deşifre oluyor, Zehra sığınacak bir liman arıyor...
Resim

Tarık, Akdağ Karakolu baskınının ardından deşifre olur.

Rehin alınan askerler üzerinden siyaset yapmaya çalışan örgüt, kendi içinde sorunlar yaşar. Ümit Erleri tarafından vurulan Zahor yüzünden Kagir'in başı belaya girer. Yaralı terörist ise iyileşir ve Tarık hakkında tüm bildiklerini Zaim'e anlatır.

Ümit Erleri ise rehin askerlerin peşindedir. Rehin askerler örgütten kaçmak için ellerinden geleni yapar ama yağmurdan kaçarken doluya tutulurlar. Zehra ise kaçacak bir yer, sığınacak bir liman bulamaz. Sonunu bile bile Çetin'e teslim olur.




8 Aralık 2010 Çarşamba

GÜZ GÜLLERİ 9. Bölüm

İnfaz emri veriliyor, vicdan azabı Meryem'i yakıyor.

Resim

Gazeteci Cumhur Mumlu suikastının gerçekleştiği sokakta, Bilal ağır yaralı halde bulunur. Meryem ise Bilal'in başına gelenler karşısında utanç ve pişmanlık içindedir. Yusuf'tan duyacağı şok sözler karşısında dayanılmaz bir vicdan azabına sürüklenir.

Kendisine oynanan kirli oyunlardan sıyrılmanın yollarını arayan Yusuf ise yeni tanıştığı Eylül ile ilgili endişeler taşımaktadır. Yusuf'u çok seven Menekşe, Cem'e verdiği sözü yerine getiremeyeceğini anlar ve intihar eder. Yusuf ise Menekşe'yi kurtarmak için düşmanı Hazım'ın kapısına gider.

Gazeteci suikastına tanık olan Bilal, hastanede yoğun bakımdayken kendisi hakkında infaz emri verilir.


7 Aralık 2010 Salı

FARKLI DESENLER 8. Bölüm - Hayrettin Bey'in zor seçimi

Resim
Şeref ve Feride'nin evden ayrılma kararı Hayrettin Bey'i oldukça üzer. Fakat Şeref, kardeşi Yaşar ile aynı evde yaşamamaya kararlıdır. Hayrettin Bey ise iki oğlu arasında tercih yapmak zorunda kalır.

Galip ise Timur'dan kurtulmanın yollarını arar. Fakat bu, hiç kolay olmayacaktır. Timur, Galip hakkında çok fazla bilgi edinmiştir. İpler Timur'un elindedir. Emir ise olacaklardan habersiz Galip'in daveti üzerine akşam yemeği için hazırlanmaktadır.

Hayrettin Bey çocuklarının tekrar birleşmesi için çok hoş bir teklifle gelir. Ama Şeref'in bu teklife vereceği yanıt, olayların gidişatını etkileyecektir.

2 Aralık 2010 Perşembe

KOLLAMA 105. Bölüm

Necip patlamadan hafif sıyrıkla kurtulmuştur, Yiğit’ten ise ses yoktur…

Resim

Yüzbaşının Pikeas tarafından götürülmemesi Necip’de soru işaretleri oluşturmuştur. Pikeas rehin aldığı yüzbaşıyı neden götürmemiştir? Bu arada Nurbanu’nun başı büyük belaya girmiştir. Bu sefer onu kurtaracak kimse yoktur. Baba nasihati dinlememesinin bedelini oldukça ağır ödeyecektir. Leyla ise Pikeas tarafından deşifre edilmiş ama Pikeas şimdilik ses çıkartmamaktadır. Pikeas ülke gündemini sarsacak bir suikast planı hazırlamıştır… Paşa ölmelidir… Ama bu suikast diğerleri kadar masum değil çok can yakıcı olmalıdır… Çok ses getirmelidir… Acımasız suikast planı nasıldır? Nurbanu’nun başı neden büyük beladadır? Yüzbaşı neden hala yaşıyor? Bütün bu soruların cevabı heyecan ile izleyeceğiniz Kollama’nın yeni bölümünde…


TEK TÜRKİYE 119. Bölüm - Rehin askerler kurtulabilecek mi?

Resim

Samanyolu’nun reyting rekortmeni dizisi “Tek Türkiye Son Karakol”da Tarık Akdağ karakolu baskınının ardından rehin alınan askerleri kurtarma planları yapıyor... Ülke gündemine Akdağ Karakolu baskını kara bir bulut gibi çöker… Şehitler, yaralIlar… Ve en kötüsü rehin alInan erler… Bilanço ağırdır… Bir terörist bu saldırı esnasında Tarık’ın niyetini anlamıştır… Tarık’ın ajan olduğunu gözleri ile görmüştür… Tarık onu etkisiz hale getirmeyi başarmıştır ama bu süre uzun olmayacaktır…

Zehra ise gözlerine inanamayacağı bir gerçeğe şahit olmuştur… Gerçekten öte bir dehşettir bu… Kim asker kim terörist birbirine karşımıştır… Bu gerçeği gördüğü için ölümle cezalandırılmıştır… İlk fırsatta Zehra yakalanacak ve öldürülecektir…

Tarık deşifre olmak üzere olduğunun farkında olmadan rehin askerlerin istikbali için, devletin bu kana susayan insanlarla aynı masaya oturmaması için elinden geleni yapmaktadır…

Zehra’yı ölüme sürükleyen gerçek ne? Tarık’ın rehin askerleri kurtarma planı ne? Tarık deşifre olacak mıdır?


1 Aralık 2010 Çarşamba

GÜZ GÜLLERİ 8. Bölüm

Masumiyet kelepçelere engel olmuyor... Bilal kardeşinin peşine düşerken, Yusuf cendereye düşmek üzere... Menekşe sürpriz kararını açıklıyor...

Resim

Yusuf'un sabretmekten başka seçeneği kalmamıştır. İrticai eylemle suçlanan Yusuf, eziyet çekmekte ve işkence görmektedir. Meryem evladını kurtarmak için çırpınırken, asla çalmayı düşünmeyeceği bir kapıyı çalmak zorunda kalır.

Kör kuyulara düşen Yusuf, büyük bir planda en büyük kurban olmak üzeredir. Menekşe ise Yusuf'a unutamayacağı bir gönül acısı yaşatmak üzeredir.