28 Nisan 2012 Cumartesi

Türkçe Şöleni Devam Ediyor

Resim

Dünyanın dört bucağındaki Türk kolejlerinin öğrencileri yine Türkçe Olimpiyatları'nda buluşuyor... 

Türkçe'nin bayrağını taşıyorlar... Şiirler, şarkılar ve türkülerle dostluğumuzu seslendiriyorlar.. 

Dünya genelinde yapılan Türkçe Olimpiyatları ülke finalleri Mehtap tv'de ekrana gelmeye devam ediyor. 

10. Türkçe Olimpiyatları ülke finallerinde Cumartesi günü Romanya, Pazar günü de Bosna Hersek Finali 22:30'da Mehtap TV'de...


Türkçe Şöleni Devam Ediyor

Bilmediğin Şeyin Peşine Düşme!

Resim

"Bilmediğin şeyin peşine düşme!" şeklindeki emr-i ilahi, insanların gizli hallerini araştırmayı ve su-i zanna dayanarak onlar hakkında hüküm vermeyi yasaklamıştır.

Bir başka ayet-i kerimede de "Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın." (Hucurât, 49/12) buyrulmuştur. 

Eğer, bir insanın ruhunda herhangi bir hastalık varsa, o başkalarında da o hastalığın olduğunu zanneder ve diğer insanları da o marazla değerlendirir. Mesela, onun bunun malını aşırmaya alışmış bir hırsız, her gördüğü kapıyı nasıl açacağının hesaplarını yapar, önüne çıkan her duvarı nasıl aşacağını düşünür ve karşılaştığı her insanı da kendi mülahazalarına benzeyen düşünceler içinde zanneder. Yolda yürürken bir dükkânın kepengine göz ucuyla bakan birini görse, onun hakkında hemen "hırsız" hükmünü verir. Çünkü kendi dünyası hep el-âlemin kilitli kapılarını açmak ve mallarını çalmak etrafında örgülendiği için başka insanlar hakkındaki değerlendirmeleri de ona göre olur. Aynı türden kalb hastalıklarına maruz diğer insanların durumu da farklı değildir. Onlar her gölgeyi asıl zanneder; her ihtimali vak'a gibi değerlendirirler. Gördükleri ve duydukları en küçük şeyleri büyütür, şişirir ve mübalağalarla bir balon haline getirirler; kulak yoluyla içe akan ve göze takılan ham bilgileri kalb kazanında eritir, farklı kalıplara döker ve onları kesin bilgi yerine koyarak hükümler verirler. Sonra da daha baştan yanlış olan o hükümleriyle insanları suçlar, yargılar ve değişik şekillerde cezalandırırlar. 

Oysa Allah Resûlü (aleyhi ekmelü't-tehâyâ), "Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin içyüzünü araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı buğzetmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey Allah'ın kulları kardeşler olun!" buyurmuş; tecessüsten, su-i zandan ve kardeşliği zedeleyecek her türlü davranıştan uzak durmamız ikazında bulunmuşlardır. 

Öyleyse, gerekirse kulaklarınıza kurşun akıtacaksınız ama mü'minler hakkındaki olumsuz sözlere asla kulak kabartmayacaksınız.. icap ederse gözlerinize mil vuracaksınız ama Müslümanların olumsuz yanlarını araştırmayacak, hatalarını görmeye çalışmayacaksınız. İnanan hiçbir insanı bir sözüne, bir haline ya da bir tavrına mahkûm edip onun hakkında kötü düşünmeyecek, gönlünüzü su-i zanlarla kirletmeyecek; gözünüzden, kulağınızdan ve kalbinizden dolayı da hesap vereceğinizi bir lahzacık da olsa unutmayacaksınız. 

Tarikat-ı Muhammediye üzerine yazılan şerhlerden biri olan Berika'nın müellifi İmam Hâdimî, "Bir mü'mini zina halinde bile görsen, hemen onun hakkında hükmünü verme. Gözlerini sil, 'Allah Allah, bu insan böyle çirkin bir işi yapmaz!' de; dön bir kere daha 'O mu?' diye kontrol et. O ise, 'İhtimal yine yanlış gördüm' de; bir kere daha gözlerini yalanla ve onları silip tekrar bak. Eğer hâlâ o insanı o kötü iş üzerinde görüyorsan, 'Ya Rabbi! Onu bu çirkin halden kurtar, beni de böyle bir günaha düşürme' deyip çek git." diyor. Hazreti İmam'ı çok severim, ona karşı çok hürmetim vardır ama bu sözlerini fazla bulurum. Bence, gördün ki, bir mü'min bir yerde böyle kötü bir haldedir; gözüne iliştiği ilk anda, meseleyi tecessüs etmeden, tam teşhis ve tespit peşine düşmeden, o sevimsiz fotoğraflar gözünden gönlüne akarak kalb kazanında eriyip bir hüküm kalıbına girmeden, sırtını dönüp "Allahım günahkâr kullarını hidayete erdir, beni de affet" demeli, oradan uzaklaşmalı ve gördüğünü de unutmalısın. 

Kur'an Talebesine Yakışır mı? 

Evet, günümüzün en büyük dertlerindendir su-i zan ve gıybet. Öyle ki, bugün imana ve Kur'an'a hizmet dairesi içinde Müslümanlara ait pek çok problem halledilmiştir. Mesela, şöyle-böyle bir kardeşlik ruhu teessüs etmiştir; müşterek hareket, paylaşma, yardımlaşma, bir gaye-i hayale bağlı yaşama ve fikir işçiliği peşinde olma gibi çok önemli hasletler, Allah'ın izniyle, herkesin benimseyip kendi hayatında tatbik etmeye çalıştığı esaslar haline gelmiştir. Fakat kötü ahlakın birer parçası olan bazı mezmum fiiller vardır ki, maalesef, onların üstesinden hâlâ gelinememiştir. İnsanların hatalarını arama, gizli hallerini araştırma, kabahatlerin izini sürme, kulağı olumsuz sözler için kullanma, gözü faydasız resim kareleriyle yorma, dili gıybetle, iftirayla kirletme ve bütün bu menfilikleri kalb mutfağında, fuad tezgahında kesme, doğrama, pişirme.. böylece, çok küçük meseleleri büyütme; bazen bir sözle bir insanı ademe mahkum etme, bazen de bir başkasının bir anlık haline bakıp onu defterden silme.. gibi öyle çirkin günahlar vardır ki, herkes için olmasa bile bazılarımız için bunlar hâlâ bertaraf edilememiştir ve bu günahlar, kuyruğunu dikip bir köşede sinsi sinsi bekleyen bir akrep gibi bazı mü'minlerin gönül hayatına zehir akıtmaya devam etmektedir.

Bilmediğin Şeyin Peşine Düşme!

Çocuk Programları, Çocuk Yayıncılığı Nereden Nereye Geldi?

Akoder Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Bostancı'dan çarpıcı değerlendirmeler

Resim

Ülkemizde çocuk odaklı televizyonculuğun geçmişini düşününce ilk akla gelen kişi tartışmasız Meryem Akbal. TRT terbiyesinden geçmiş olan Meryem Akbal ülkemizde çığır açan bir televizyoncu.Çocuklarımdan dolayı yıllardır yaptığı her iş bir şekilde gündemimde yer aldı.Samanyolu ekranlarından evimize misafir olan Tarçın ve arkadaşlarıyla büyüyen oğlum şu an 13 yaşında.Yeşil Obayı çocuklarım kadar, hatta belki daha büyük bir ilgiyle takip ettim.Şakayık ailesinin veteriner babası Hasan Bey,öğretmen annesi Necla hanım ve oğulları Nezih’i şehirden köye uzanan hikayesi ne tatlı anlatılmıştı.

Bizden,yerel öğelerle süslenmiş bir program olan Yeşil oba, bize farklı bir ufuk açtı. Kendimizden beslenmeyi, müktesebatımızı kullanmayı, yerel ve bize özgü olanların değerini bilmeyi,bu şekilde ürün üretmeyi örnekledi. Yeşil Obanın bitişi evde en çok beni üzmüştü.O dönem bir boşluk oldu yayınlandığı kanalda.Cedrik isimli çizgi filme bıraktı yerini Yeşil Oba. Cedrik ve kız arkadaşı Çinli Çen’e dair şikayetlerimle ilgili kanalı bir çok kez aradığımı hatırlıyorum.Her defasında uzman bir ekibin gözetiminden geçtiğini, bazı bölümlerin ayıklanarak yayınlandığını anlatmaya çalıştılar. Ama Yeşil Oba sonrası Cedrik soğuk bir duş etkisi yapmıştı bende.

Sonra 2007’de Yumurcak doğdu. Artık ülkemizin bir çocuk kanalı vardı.Çocuk odaklı yayın yapmanın ticari risklerine rağmen Yumurcak bu riski aldı ve yeni bir çığır açtı.

Genel Yayın yönetmeni Meryem Akbal yine çok güzel işlere imza attı. Bu ülkeye çocuk yayıncılığında bir ufuk çizdi. Yumurcak tv, hem ebeveynlere hem de çocuklara rahat bir soluk aldırdı. Çocukluğun masumiyetine zarar vermeyen, duygusal, düşünsel ve davranışsal anlamda gelişimine katkıda bulunan yapımların toplumun geleceğini korumak için ne kadar önemli ve gerekli olduğu anlaşıldı. Çocuk odaklı yayınların ne kadar önemli olduğu, özellikle çocuğun yaşına, duygu, düşünce ve algı dünyasına uygun olmayan içeriklere maruz kaldığında ne tür sıkıntılar oluştuğu müşahede edildi.Yumurcak tv ‘nin çok kısa bir sürede ciddi bir izlenme oranına ulaşması da pedagojik bir bakış açısıyla yapılan kaliteli içeriğin muhatabı tarafından kabul gördüğünün en büyük ispatı oldu.

Bu süreçte bir çok ulusal kanal ticari endişelerle uzak durdukları çocuk odaklı yapımlarını yayın akışlarından tamamen çıkardılar. Bazıları çocuk kanalı açtı. Bu arada uydudan ya da kablolu üzerinden yayın yapan çocuk kanalı olduğu iddiasında olan kanallarda ortaya çıktı.Çocuğun hassasiyetlerini yok sayan,masumiyetine helal getirecek dozda şiddet, cinsellik içeren yada belli bir yaşam tarzı dayatan çizgi filmleri tercih eden kanallarda var olmaya devam ediyor.Ancak pedagojik olarak çocuğun yaşına uygun,görsel anlamda kalite yapımların varlığının diğerlerinin etki gücünü azaltıcı bir etkiye sahip olduğu görüldü.

Süreç içinde devlet destekli çocuk kanalı TRT Çocuk geldi. Çocuk odaklı,devlet destekli bir kanalın olması biraz gecikmişte olsa çok isabetli oldu. Çünkü televizyon izleme oranının oldukça yüksek,medya okuryazarlığı oranının istenen düzeyin hayli altında olduğu ülkemizde,çocuğa uygun, kaliteli ve reyting kaygısı gütmeden yapılan, devamı reklam gelirlerine bağlı olmayan kanalların sayısının artması hayati derecede önemliydi.

JANGEUMUN RÜYALARI VE CAİLLOU

Yumurcak TV bizi Jangeum ve Caillou ile tanıştırdı.

Bizim evin en çok izlenen iki çizgi filmi oldu bunlar.Jangeumun maceralarını kaç tur izlediğimizi hatırlamıyorum bile. Verdiği mesajlar, öğreticiliği hakkında sayfalarca yazabilirim.

Sonra Caillou geldi. İki çocuklu bir Fransız ailesinin hayatını 3-6 yaşın pedogojik özelliklerine uygun şekilde anlatıyordu. Onu ve sakin yaşantısını çok sevdik.Zamanının büyük bölümünü Caillou ve kardeşiyle ile geçiren anne-baba karakterleri, aile büyükleri (büyükbaba-büyükanne), komşularla ve çevresiyle sıkı bir temas halinde olmanın gerekliliği ve bu ortamın çocuğa ve aileye katkısı çok güzel vurgulanıyordu. Modern çağın parçalanan büyük ailesini toplayan, güven içinde yaşanan bir mahalleyi hatırlatan bu yapım bize kaybettiğimiz ya da kaybetmekte olduklarımızı da hatırlattı. Özellikle yoğun bir çalışma hayatının içindeki aileler için, genelde ise çocuğunun yanında olup onu ihmal edenler için güzel bir örneklik oluşturdu.Hatta çocuklar çok kibar, orunlarını konuşarak halleden, sabırlı ebeveynler için ''Caillou’un ailesi gibidiye bir tabir geliştirdi.

PEPEE, KELOĞLAN MASALLARI VE DEDEKORKUT

TRT Çocuğun en sevilen iki yerli karakteri Pepee ve Keloğlan.

Pepee hedef kitlesi 3-6 yaş olan bir yapım.Hitap ettiği kitle ve iyi bir pazarlama taktiği sayesinde çok iyi tutan,bilinirliği artan bir proje.Pepee yerel değerlerden beslenen,3-6 çocuklarının dilini yakalamış bir yapım.Akılda kalan şarkıları,Halayları,Zeybek oyunu,Hüdayda’sıyla,başı örtülü ninesiyle kendi kültüründen beslenen temalarıyla önemli bir yapım.

Bir anne hassasiyetiyle yapıldığını gözlemlemek hiç zor değil.İçeriğe eklenen bize has,yerel temalar çok iyi çalışılmış. Kendi değerlerinden beslenmenin izleyicide oluşturduğu önemli bir duygu var. Kendi tarihsel kodlarını doğru okuma ve bu birikimden bir çocuk yapımında faydalanmak, bir müzik ve sanat zevki edindirmek çocuklar açısından ciddi bir kazanım.

Tüm bunlara karşın bazen çok iyi çalışılmamış hissi veren şarkıları da var. Düşünüldüğü gibi söylenivermiş bazı şarkılar. Bazı pedagojik hatalara da rastlanabiliyor. Örneğin 10’ar 10 ar saymak gibi.Bir de dünyanın 150 ülkesinde yayınlanan Pokoyo gibi çok bilinen bir karakterden esinlenilmiş olma gerçeği var. Özgün bir proje olmayışı çocuklar penceresinden bakınca çok fazla bir şey ifade etmeyebilir ancak, işin uzmanları ve meslek erbabı tarafından bu işin nasıl değerlendirildiği de önemli.Malum yapılan işin küresel etkileri de var.

Eğer çocuk yayıncılığı konusunda söz sahibi olmak, bu konuda bir ufuk belirlemek istiyorsak tamamen özgün projeler üretmek zorundayız olmalı ve o sabiteden hareketle genişletmeliyiz çemberi.

KELOĞLAN MASALLARI

Hedef kitlesi çocuklar olsa da yetişkinlerinde büyük bir beğeniyle izlediği TRT Çocuğun en çok bilinen, kaliteli ve tamamen yerli yapımı Keloğlan Masalları kendine özel bir hayran kitlesi oluşturmuş durumda. Çocukların tekrar bölümlerini bile sıkılmadan tekrar tekrar izlediği bir yapım.

Dede Korkut isimli çizgi filmde kültürel ve tarihi merakları tahrik etme anlamında güzel bir yerli yapım. Bu tür yapımların sayısının artması ülkemiz açısından hayli sevindirici. 

POKOYO

Pepee’nin en kibar tabiriyle esinlendiği çizgi film karakteri Pokoyo,2005 yılında İspanya,Madrid’te doğmuş. 150 ülkede bilinen evrenselmiş bir karakter. Şimdilerde Yumurcak tv’de haftada üç gün izlenebiliyor.

Benim gözlemlediğim kadarıyla Yumurcak tv son yıllarda evrensel değerleri taşıyan yapımları önceliyor. Bu anlamda yapılmış kaliteli ürünleri muhatabına taşımayı hedefliyor. Ancak ben şahsen Meryem Akbal’ın düşünce ve duygularından beslenen yapımları özledim. Meryem Akbal neden dünyanın ikinci Hayao Miyazaki’si olmasın. Eserleri tüm dünya çocuklarına dokunmasın.Belki şu anki sorumluluğunun ağırlığı buna müsadee etmiyor olabilir ancak onun etrafında ondan el alan bir ekip bu işi pekala yapabilir.Bu, belki de dünyada bırakılacak en büyük sadakayı cariye olabilir.

Ebeveynlerin çocuklarına rahatça izletebileceği bu tip yapımların artması hem ülkemiz hem de dünya açısından ciddi bir kazanım.Belki bundan sonraki hedef, tüm dünyada kabul görecek yerel öğelerde taşıyan, insani erdemleri merkezine alan yapımlar olmalı. Keloğlanın yada Nasrettin hocanın evrensel figür olarak tüm dünya çocuklarının gündeminde olması ne hoş olurdu değil mi?


Çocuk Programları, Çocuk Yayıncılığı Nereden Nereye Geldi?

26 Nisan 2012 Perşembe

Farklı Boyut 28. Bölüm

Resim

Farklı Boyut, merakla beklediğiniz yeni bölümüyle Samanyolu TV'de.


Ailenin üstünde kara bulutlar dolaşmaktadır. Melike'nin kalbi durmuş, hastaneye götürülürken Melek’i ele geçiren Kobol’un adamları ise bu kez isteklerine çok yaklaşmışlardır.

Melek’teki potansiyeli fark eden Kobol, Davut’un kasasındaki gizli emaneti Mesih kılığına girerek ele geçirir, Hançer ise, Medusa’nın kendisini öldürmek istediğini anlar ve intikam peşine düşer.




Farklı Boyut 28. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Farklı Boyut 28. Bölüm

Farklı Boyut heyecan dolu 28. bölümü ile 27 Nisan Cuma saat 19:30'da Samanyolu TV'de...

Ünlü Dizi Oyuncusu Birinci Oldu

Resim

Samanyolu TV’de yayınlanan Şefkat Tepe’nin yakışıklı oyuncusu Mert Kılıç sporda da iddialı.

Samanyolu TV’nin her hafta reyting rekorları kıran dizisi, Şefkat Tepe’nin yakışıklı oyuncusu Mert Kılıç oyunculukta olduğu kadar sporda da iddialı olduğunu gösterdi.

Mert Kılıç geçtiğimiz hafta Dedeman Hotel’de gerçekleştirilen Squash turnuvasında 1.olarak rakiplerine gözdağı verdi.

Elemelerde tüm rakiplerini yenerek finale çıkan ünlü oyuncu Mert Kılıç finalde Hayrettin Bulan'ı da yenerek 1.oldu.

Ana Sponsor Altınkaynak Kuyumculuk ve Mücevherat tarafından çeşitli hediyelerin dağıtıldığı turnuvada, Hayrettin Bulan 1. İsmail Kara 2. olurken, Şefkat Tepe’nin başarılı oyuncusu Mert Kılıç büyük ödülün sahibi oldu.


Ünlü Dizi Oyuncusu Birinci Oldu

Maceracı 'Kırklareli'de...

Anadolu'nun farklı güzelliklerini ekrana getiren Maceracı, bu hafta Kırklareli'de...

''Maceracı'' Murat Yeni ve ekibi, Pınarhisar ve Demirköy ilçelerinde çekimler yaptı.

Özel bir televizyon kanalında yayınlanan ''Maceracı'' adlı gezi programını sunan Murat Yeni ve ekibi, Pınarhisar ve Demirköy ilçelerinde çekimler yaptı. 

İlçeye bağlı Ataköy Köyü'nde çekim yapan ekip, ardından Demirköy ilçesinde tarihi ve doğal yerleri görüntüledi. 

İğneada beldesinde kadınlar tarafından hazırlanan yöresel yemeklerin de çekildiği programı, CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve Pınarhisar Kaymakamı Mevlüt Özmen de takip etti...




Maceracı Kırklareli Bölümünü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Maceracı Kırklareli Bölümü

Maceracı, "Kırklareli" bölümü ile 27 Nisan 2012 Cuma 23:00'da Samanyolu TV & Küre TV'de... 

Türkçe Olimpiyatları 10 Yaşında

Yıllar ne kadar hızlı geçip gidiyor. Çeşitli vesileler olmasa yaşlandığımızı bile anlayamayacağız. ''Uluslararası Türkçe Olimpiyatları 10. yaşını kutlamaya hazırlanıyor'' cümlesini duyunca, bu gerçeği fark ettim. 

Resim

Oysa Türkçe Olimpiyatları'nın başlangıcı daha dün gibi geliyor gözümün önüne...

Hele hele geçen yılki şarkı yarışmasında finale kalan Polonyalı küçük kız... Polonya'da kaç TV programına katılıp, Türkçe'yi nasıl öğrendiğini, Türkiye'deki günlerini anlatmış, Türkçe şarkılarıyla Polonya'da en popüler çocuk olmuştu. Polonya'da olduğum için aklıma hemen o şirin kız geldi.

İşte Uluslararası Türkçe Olimpiyatları bu... Dünya çocuklarını Türkçe şemsiye altında buluşturup, dünya barışının temelini atmak. O temel ki çok sağlam oluyor. Kalıcı, sevgi, dostluk ve anlayış...

Şayet sonucu çok merak ediyorsanız YÖK'ün Erasmus ile ilgili yetkilisine sorun. Polonya'dan Erasmus'a gelen kaç Türk öğrenci vardı, bu yıl ise kaç üniversitelimiz şu sıralar Polonya'da öğrenimine devam ediyor? Bir de kaç Polonyalı öğrencinin Erasmus kapsamında Türk üniversitelerinde bir yıl okuyabilmek için birbirleriyle yarıştığını öğrenin... Osmanlı hukukunu araştıran pek çok öğrenci var.

Onların çoğu doçentlik tezini Osmanlı üzerine yapacak. Küçük oğlum İstanbul Üniversitesi'nde okuyor. Polonyalı öğrenciler gelin diye çok uğraştığı için konuya yakın kişiyim. Kafadan atma bilgiler değil. Benim hoşuma giden konu dünyanın dört bir yanındaki öğrencilerin Türkçe öğrenmek istemesi... Onlar ki, Türkçe öğrenirken Türk insanını tanıyor. Türkler'in, Haçlı Ordusu'nun anlattığı gibi eli kanlı barbar insanlar olmadığını görüyor.

İnşallah önümüzdeki hafta Almanya'nın Frankfurt kentinde yapılacak 10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Almanya Finali'ne gideceğim. Geçen yıl son dakika bir aksilik çıktığı için gidememiştim. Sanırım Almanya'daki finaller çok görkemli oluyor. Müthiş bir program hazırlanmış, daha okurken yoruldum.

Türkiye'de açılış ise 30 Mayıs akşamı İstanbul Four Seasons Oteli'ndeki davetle başlayacak. 14 Haziran günü Telekom Arena Stadı'ndaki törenle kapanacak. Bu törene dünyanın en az 135 ülkesiyle birlikte Türkiye'den 50 bin kişinin katılması bekleniyor. Sanırım heyecan 5 Haziran günü Sinan Erdem Salonu'nda doruğa çıkacak. Çünkü şarkı yarışması var. Ağlayan mı, sevinçten havalara zıplayan çocuklar mı, ne ararsanız salonda olacak. Onların Türkçesinden bildik şarkıları dinlemek de başka güzel oluyor.

Uluslararası Türkçe Olimpiyatları çok geniş kapsamlı bir organizasyon. Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından başlatılmıştı. Bugün organizasyonun içinde TBMM, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı,Türk Dil Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı gibi pek çok ciddi kurum görev alıyor.


Türkçe Olimpiyatları 10 Yaşında

Kimse Yok Mu'dan Teşekkür Zamanı

Kimse Yok Mu'dan Teşekkür Zamanı 

Resim

Somali ve Van için düzenlediği yardım kampanyalarıyla afetzedelerin yardımına koşan Kimse Yok Mu Derneği 27 Nisan'da Haliç Kongre Merkezi'nde düzenleyeceği ''Teşekkür Zamanı'' adlı' özel gecede yardımseverler ve özel konuklarıyla bir araya gelecek.

Somali ve Van'da düzenlediği yardım kampanyalarıyla büyük ses getiren Kimse Yok Mu , bütün yardımseverlere 27 Nisan Cuma günü saat 19.30'da gerçekleştirilecek olan ''Teşekkür Zamanı'' adlı özel gece ile teşekkür edecek. Kimse Yok Mu ve ülkemizdeki diğer yardım kuruluşlarının gerçekleştirdiği yardım seferberliği ile Somali'de yaşanan ve tehlikeli boyutlara ulaşan açlık tehlikesi büyük ölçüde ortadan kalkarken, Van depreminde zarar gören vatandaşların imdadına da hızla yetişilerek yaraları sarıldı. Kimse Yok Mu, kampanyalarına maddi manevi destek sağlayan tüm yardımseverlere şükranlarını iletmek amacıyla ''Teşekkür Zamanı'' adlı özel bir gece organize edecek.

Kimse Yok Mu, bağışlarıyla kampanyalara destek olan yardımseverlere ayrıca toplanan bağışlarla bugüne kadar yapılan faaliyetleri, geceye katılan konuklar ve tüm Türkiye ile paylaşacak.

Bu özel geceyi, daha önce TUSKON, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu işbirliği ile gerçekleştirilen ''İnsanlık Ölmedi'' ve Kardeşlik Zamanı adlı yardım programlarının da sunuculuğunu üstlenen ünlü radyo programcısı, Kral FM ve Kral TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akbay (Gezegen Mehmet), sürpriz konukları eşliğinde sunacak.

Geçtiğimiz yıl Somali'de yaşanan kuraklık ve açlık tehlikesi sonrasında bütün imkânlarını seferber ederek ''İnsanlık Ölmedi'' sloganıyla bir kampanya başlatan Kimse Yok Mu, Samanyolu Yayın Grubu ile ortaklaşa düzenlediği ve çok sayıda ulusal ve yerel kanalda canlı olarak yayınlanan '''İnsanlık Ölmedi'' adlı bir yardım programı da düzenlemişti. Gezegen Mehmet'in sunduğu yardım programına sanat, spor ve iş dünyasından çok sayıda ünlü isim canlı yayına bağlanarak destek vermiş ve bağışlarda bulunmuşlardı. 

Van depremi sonrasında ise ''Kardeşlik Zamanı'' adıyla yine TV'den canlı yayınlanan bir yardım programı düzenlenmiş, yardımseverler programa gösterdikleri yoğun ilgi ve depremzedelere uzattıkları yardım eliyle afetzedelerin yaralarını sarma adına adeta birbirleriyle yarışmışlardı.


Kimse Yok Mu'dan Teşekkür Zamanı

Kültürel Dokusu ve Eşsiz Lezzetleriyle Afyon!

Resim

Afyon'a konuk olan Davetisiz Misafir, Sandıklı'nın meşhur sac kavurmasını ve birbirinden leziz yöresel yemeklerini ekrana getiriyor. Türküler eşliğinde yenilen yemeklerin ardından, Afyon'un ünlü lezzeti olan sucuk yapımı izleyicilerle paylaşılıyor...

'Davetsiz Misafir'in gözüyle Afyon'dan renkli kareler... Bir kültür mozaiği olan Afyon'un en güzel türküleri, lezzetleri ve keyifli yöre insanıyla eğlenceli sohbetleri ile birlikte ''Davetsiz Misafir'' 25 Nisan Çarşamba günü saat 23:00'te Samanyolu TV'de...




Davetsiz Misafir Afyon Bölümünü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Davetsiz Misafir Afyon Bölümü

Davetsiz Misafir, "Afyon & Sandıklı" Bölümü ile 25 Nisan 2012 Çarşamba 23:00'da Samanyolu TV & Küre TV'de...

Ayna - Riyad (2)

Ayna bu hafta Riyad'ın 2. bölümüyle ekranlarda olacak...

Resim

Arap yarımadasının toprak bakımından en büyük ülkesi Suudi Arabistan’daki yolculuğumuz devam ediyor. Bu hafta sizleri Riyad’ın farklı köşelerine götürüyoruz.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Suudi Arabistan.
Ülke aynı zamanda dünyanın en büyük petrol ihracatçısı. İhracat gelirlerinin %90’ı petrolden. Petrol ülke ekonomisinde çok önemli rol oynuyor. Dünyanın bilinen petrol rezervlerinin 4’te biri bu ülkede. Bugün Suudi Arabistan sadece bölgenin değil, dünyanın en zengin ülkelerinden biri.

Ayna dünyanın en yüksekte olan mescidinde.

Kral Abdullah tarafından 2003 yılında ibadete açılan mescidin yerden yüksekliği 183 metre. Guinness rekorlar kitabına da girmiş bu mescit. Aynı anda 85 kişi ibadet edebiliyor.

Kumda kaymak Arap gençlerin en büyük eğlencesi.

Başkent Riyad’dan ayrılıp çölde safari yapılan mekanlara geliyoruz. Onlarca jeep ve ATV kum dünyasında bir oraya bir buraya savruluyorlar. Kar ve buz yerine çölde kayıyor onlar. Gençlerin bütün hünerlerini dökerek yaptıkları gösterileri hayretle izleyeceksiniz.

Çölde bedevi usulü yemek çatal bıçakla değil ellerle yeniyor.

Çölde ilerlemeye devam ediyoruz ve bir Arap çadırına konuk oluyoruz. Abdullah Şerif Beyin çadırında oturur oturmaz hurma ve kahve servisi yapıyorlar bize. Kendileri şehirlerde lüks konutlarda yaşasalar bile hafta sonlarını çölde çadırlarda geçirmek en büyük zevklerinden onların. Hurma ve kahve ikramından sonra bizim için özel olarak hazırlanmış yemeğe geçiyoruz. Pilav üstü parça koyun ve deve etini elleriyle kopara kopara yiyorlar.

Deve sütü bin derde deva.

Yemeğin ardından taze sağılmış deve sütü ikram ediyorlar. Deve sütü için çok sağlıklı diyorlar bize. Özellikle sindirim sistemi ve mide ağrıları için şifa kaynağı olan deve sütünü taze taze içiyoruz.

Riyad uluslararası kitap fuarında Türk standına büyük rağbet var. 

Kitap fuarına 25 ülkeden 450’den fazla yayınevi katılırken Türkiye'den ise yalnızca bir yayın evi katıldı. Ancak Türk yayınevinin standına ilgi çok büyük. Arapçaya çevrilen kitaplar arasında en büyük ilgiyi ise Fethullah Gülen Hoca efendinin kitapları görüyor.


Ayna - Riyad (2) bölümünü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Ayna - Riyad (2) Bölümü

Aksiyon Yılın Dergisi Oldu

Resim

Türkiye Yazarlar Birliği'nin '2011 Yılı Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri' törenle sahiplerine verildi.

Türkiye Yazarlar Birliği'nin İstanbul Şubesi'nde düzenlenen törene çok sayıda yazar ve konuk katıldı. 

25 dalda ödül dağıtılırken Türkiye Yazarlar Birliği, dergi yayıncılığı alanındaki ödüle ise haftalık haber dergisi Aksiyon layık görüldü. 

Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, bu ödüle layık görülmenin kendileri açısından çok önemli olduğunu söyledi. 

Aksiyon muhabiri Ülkü Özel Akagündüz'ün 'Dost Şehirler, Aşina Yüzler' adı altında kitaplaşan seyahat yazıları da 'gezi' dalında ödüle layık görüldü.

Törende ayrıca, Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak ve Nuri Pakdil, Üstün Hizmet dalında ödüle layık görüldüler.


Aksiyon Yılın Dergisi Oldu