30 Eylül 2012 Pazar

Samanyolu Haber, Kendimize Doğru Setinde!

'Kendimize Doğru'' ekranlara dönüyor 



Samanyolu Haber , Ramazan ayında ekranlara merhaba diyen ve devam bölümleri çekilmeye başlanan 
dizinin setinde... Bir kasabada yaşanan olayları hem esprili bir dille anlatan hem de güzel mesajları 
izleyicilere ulaştıran dizi seyircinin sabırsızlıkla beklediği yeni bölümlerle ekrana dönmeye hazırlanıyor. 
Yönetmenliğini ünlü komedyen ve yönetmen Hamdi Alkan'ın yaptığı dizide başarılı oyuncular da oldukça 
keyifli sahneler çekiyor. İşte Kendimize Doğru setinde yaşananlar ve oyuncuların görüşleri...

S Haber, Kendimize Doğru Setinde!

Mevlana Klibi İzleyenleri Gözyaşına Boğdu!

Mevlana klibi izleyenleri gözyaşına boğdu!

Resim

Samanyolu TV'de yayınlanan İki Dünya Arasında dizisinde izleyici ile buluşan video klibin içeriği seyirciyi ağlattı.

Suriye'de yaşanan insanlık dramına ayna tutan, işlediği güncel konularla son dönemin en çok konuşulan dizilerinden İki Dünya Arasında, hafta içi her gün Samanyolu TV ekranlarında izleyenleriyle buluşmaya devam ediyor. Dizinin Mevlana'nın unutulmayan sözleriyle hazırlanan video klibi ise internette oldukça ilgi görüyor.

Sevgiyi satırlarında işleyen Mevlana'nın sözleri izleyenleri hüzünlendiriyor. Samanyolu TV'de yayınlanan İki Dünya Arasında dizisinde izleyici ile buluşan video klibin içeriği seyirciyi ağlattı.


İki Dünya Arasında - Genel Tanıtım Fragmanı (Aşk)

Aşka uçarsan kanatların yanar! (Sadi Şirazi)
Aşka uçmazsan kanat neye yarar? (Mevlana)
Aşka varınca kanadı kim arar? (Yunus Emre)




Mevlana Klibi İzleyenleri Gözyaşına Boğdu!

Mert Kılıç ile Keyifli Bir Söyleşi

Cem Yılmaz bir dramada oynayamaz!

Resim

'Şefkat Tepe' isimli diziyle beğeni toplayan başarılı oyuncu Mert Kılıç, "Bir aktör hem komedi, hem drama yapamaz. Bakın Cem Yılmaz'a, dram filminde bile komik! Çünkü oyuncu, ilk önce görüntüsünü satar. Bu her yerde böyle" diyor

Samanyolu TV kanalında geçen sezondan beri devam eden 'Şefkat Tepe' adlı dizide 'Serdar Komutan' rolünü canlandıran Mert Kılıç, oyunculuğuyla dikkat çekiyor. Oyunculuğa Best Model seçildikten sonra başlayan Kılıç, kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı. 

Sizi tanıyabilir miyiz?

1976 Ankara doğumluyum. Aslen Amasyalıyım. Yaklaşık 7-8 yıllık profesyonel sporculuk hayatım var. Sonrasında Best Model yarışmasında 'Best Fotomodel' seçildikten sonra dikkatleri çektim ve oyunculuğa böylece giriş yapmış oldum. Erler Film'den Türker İnanoğlu'nun teklifi üzerine başrolünde Fatma Girik'in oynadığı 'Gurbet Kadını' isimli dizide 'Ökkeş' karakteri ile oyunculuk hayatıma başladım. Şu anda Güneydoğu'da teröristlere karşı savaşan bir askerin yaşadığı dramı konu alan 'Şefkat Tepe' isimli dizide rol alıyorum. 

TEHDİT YOK! 

Günümüzde terör olaylarının arttığını da düşünürsek çok bıçaksırtı bir hikaye. Bu role nasıl hazırlandınız?
Her gün zaten hikayeleri izliyoruz. Ben Güneydoğu bölgesinde yaşadım. O bölgeyi çok iyi biliyorum. Okumak ve gözlemlemek çok önemli. 

'Şefkat Tepe' çok izleniliyor. Geçtiğimiz yıl tehdit aldığınızı duydum; doğru mu? 

Yapımcımızdan direkt böyle bir şey gelmedi ama bizim 'Şefkat Tepe'den önce bir işimiz daha vardı; 'Tek Türkiye' diye... Oraya ufak çaplı bir baskın olduğunu duymuştum ama bizim işte böyle bir şeyle karşılaşmadım. 

GÖRÜNTÜ UYMALI! 

Ruhunuza ve bedeninize uzak bir karakteri oynayabilir misiniz? 

Önce şunu söyleyeyim; herkes her şeyi oynayacak diye bir şey yok! Bir aktör hem komedi, hem darama yapamaz. Bakın Cem Yılmaz'a, dram filminde bile komik! Çünkü biz onu komik olarak algıladık. Biz, görsel bir iş yapıyor ve öncelikle görüntümüzü satıyoruz. Görüntüyle rolün uyması şart! Ancak bu uyum sağlanırsa izleyicinin hoşuna gidiyor. 'Jim Carrey niye komedi çekiyor?' ya da 'Al Pacino niye dramada oynuyor?' Hep bu yüzden. Bence oyuncu görüntüsünün farkında olup üstüne uyabilecek karakterler seçmeli. 'Oyuncu her şeyi oynar' diye bir şey yok! 

Rol alacağınız projeyi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Hikayeyi okuduğum zaman, canlandıracağım karakteri inceliyorum. Bana göre oyunculuk ne oynamak, ne de yalan söylemektir. Oyunculuk, kişinin karakteri kendi doğrularıyla tanımlamasıdır. Bu arada benim babam asker emeklisi ve ben de hep bir asker projesinde yer almayı istemiştim. 'Şefkat Tepe', bu yönüyle de bana çok yakın geldi ve bu projeyi hemen kabul ettim. 

OYUNCULUK İÇİN İÇ GÜDÜ ŞART! 

Dizide bir askeri oynuyorsunuz. Role hazırlanırken ekstra bir şey yaptınız mı? 

Ben bedenini çok iyi tanıyan biriyim. Ayrıca içgüdülerim de kuvvetli. Oyunculuk bence içgüdüyle yapılan bir iş. Özel hayatımda sporu da seven biriyim; squash oynuyorum. Rolüme hazırlanırken ekstra bir şey yapmadım.

KIVANÇ'LA AYNI YARIŞMADAYDIK!

Kıvanç Tatlıtuğ da Best Model Yarışması'ndan çıktı ve oyuncu oldu. Onunla görüşüyor musunuz? 

Kıvanç'la aynı yarışmadaydık zaten ama o oyunculuktan çok uzaktı. O birinci oldu, ben dördüncü oldum ama o dönem çok görüştük. Sonra Kıvanç, Fransa'ya gitti; aklında oyuncu olmak vardı ama nasıl olacağına bilemiyordu. Hâlâ karşılaştığımız zaman konuşuruz ama arayıp sormayız birbirimizi... 'Gümüş' dizisi için görüşmeye beraber gittik ama onu seçtiler. O zaman Kıvanç, sarışın uzun saçlıydı. Sonra Kıvanç'ın saçlarını boyadılar ve böylece oyunculuğa başladı.

SEKTÖRDEKİLERLE SAMİMİ DEĞİLİM!

Oyuncular arasında çok arkadaşınız var mı? 

Benim sektördeki insanlarla çok samimiyetim yok ama hepsini de çok iyi tanırım. Dışarıdan her şey çok farklı gözüküyor, işin içine girildiği zaman farklı. Ben kendimi bu piyasadan uzak tutmak, iğrençliklerin içerisinde olmamak istedim. 

Askerlik yapmadığı halde askeri canlandıran, hatta ödül alan oyuncular var. Siz bu durumu nasıl karşılıyorsunuz? 

Ödüllere baktığınız zaman tamamen ilişkilerle alakalı. Amerika'da böyle işlemiyor; sadece yakışıklı diye adama ödül vermiyorlar.

Mert Kılıç ile Keyifli Bir Söyleşi

23 Eylül 2012 Pazar

Şefkat Tepe 77. Bölüm

Örgüt hain planlar peşinde...

Resim

Şefkat Tepe 77.Bölüm bu akşam saat 19:30'da Samanyolu TV'de

Aşktan gözü bir şey görmez olan Aslı, kendisini sevdiğini düşündüğü Seyit’in planlarına alet olur. Seyit ise Naza’dan, Aslı’yı kullanarak Celil, Serdar ve Şahin’i öldürmek ve ilçedeki hain planı harekete geçirmek için emir alır.

Celil ise iyilik yapmak isterken istemeden yeni bir düşman edinir. Doktor ise yıllar öncesinden gelen hiç beklemediği biriyle karşılaşır ve hayatındaki her şey değişir.




Samanyolu TV’nin sevilen dizisi
 
Şefkat Tepe, heyecan dolu yeni bölümüyle bu akşam saat 19.30’da Samanyolu’nda.


Şefkat Tepe 77. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Farklı Desenler Feride 84. Bölüm

Feride geçmişini hatırlayabilecek mi?

Resim

Farklı Desenler Feride 84.Bölüm Yarın Akşam 19:30'da Samanyolu TV'de.

Pınar, Efsun’un kaçırılmasını sağlayıp yerine geçmeyi başarır. Artık hayallerine adım adım yaklaşmaya başlar. Diğer yanda Sedat, Emine’yi etkileyerek kurduğu tuzağa çekmeye çalışır.

Yasin tarafından yattığı klinikten çıkarılan Feride başka bir yere nakledilir. Eskiye dair bazı şeyleri hatırlamaya çalışan Feride’nin, beklenmedik olayları hatırlaması endişe verici olmaya başlar.

Yasin ise annesi için kendisine yardım eden Kahraman’ın teklifiyle karşı karşıya kalır. Bu teklife göre, Sedat’tan ders alıp, kızları fuhuş batağına çekmek üzere görevlendirilecektir. Görevi kabul etmemesi halinde ise hem Feride’nin hem Yasin’in hayatı tehlikeye girecektir.



Farklı Desenler Feride, heyecan dolu yeni bölümüyle 23 Eylül Pazar, saat 19.30’da Samanyolu’nda...


'Kendimize Doğru' Çok Yakında Samanyolu TV'de

'Kendimize Doğru' Yeni Sezonuyla Yakında Samanyolu'nda!

Ramazan'a özel günlük sit-com olarak başlayan ve oldukça ses getiren, reytingleri ve seyircilerin istekleri doğrultusunda devam etmesi kararlaştırılan Kendimize Doğru, Ekim ayında haftalık dizi olarak sevenlerinin karşısında olmaya devam edecek.

HAMDİ ALKAN YÖNETMEN KOLTUĞUNDA!

Yeni sezonda diziyi ünlü oyuncu ve yönetmen Hamdi Alkan yönetecek.

İKİ YENİ KARAKTER BİRDEN!

Diziye 8-9 yaşlarında bir çocuk oyuncu girerken, diğer karakter ise Dursun'un annesi olacak.



Yeni gelişmeler için bizleri takip etmeye devam edin...

22 Eylül 2012 Cumartesi

'Nizama Adanmış Ruhlar' Yakında Samanyolu'nda!

"Dirlik için yaşayanlar, bir olan için ölenlerdir!.."

Resim

Samanyolu, Ekim ayında ekrana gelmesini planladığı yeni dizisi 
"NİZAMA ADANMIŞ RUHLAR" için hazırlıklarını sürdürmekte...

8 kişilik bir özel harekat timinin maceralarını ekrana taşıyacak dizinin
yönetmenliğini Nuh Şenyapımcılığını ise Mehmet Akyol üstleniyor.

Dizide 'Paşa'yı Tuan Öztürk'Balta'yı Fatih Akçın', 'Sebo'yu Sekvan Serinkaya',
'Akif'i ise Orhan Bıyıklı canlandıracak.

Geçen hafta teaser/fragman çekimlerine başlanan dizinin, 
bölüm çekimlerine ise önümüzdeki hafta başlanacak.

"Dirlik için yaşayanlar, bir olan için ölenlerdir!.." sloganıyla yayınlanacak 
dizinin yeni gelişmelerinden haberdar olmak için bizi takip etmeye devam edin.


İŞTE DİZİNİN TANITIMI İÇİN ÇEKİLEN FRAGMANDAN RESİMLER:

Resim
NİZAMA ADANMIŞ RUHLAR'LA İLGİLİ HER ŞEY İÇİN: SAMANYOLUFANLARI.COM
Resim
SAMANYOLUFANLARI.COM
Resim

'Nizama Adanmış Ruhlar' Yakında Samanyolu'nda!

20 Eylül 2012 Perşembe

Hocaefendi'den Duaya Çağrı

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, ülkemizin ve milletimizin peş peşe maruz kaldığı musibetlere karşın herkesi dua seferberliğine davet etti.

İşte Hocaefendi'nin "121. Nağme: Kara Bulutlar ve Dua Seferberliğine Çağrı" başlığıyla paylaşılan son sohbeti...

Her sohbetten önce iki üç mevzu üzerinde çalışıyor, sorularımızı kartlara yazıyor ve muhterem Hocaefendi'nin önündeki ekrana yansıtmak için hazırlık yapıyoruz. Kıymetli Hocamız önce çay faslında bazı hakikatleri dile getiriyor; akabinde suallerimizi tevcih edebileceğimize dair işarette bulunuyor. Sohbetlerden önce hangi konuları gündeme getireceğimizi ve sorularımızın neler olduğunu Zât-ı âlilerine hiçbir zaman söylemiyoruz; zira kendileri önceden suallerden haberdar olmayı bir nevi pazarlık sayıyor ve berekete mani addediyor. Ne var ki pek çok defa sorular elimizde kalıyor; çünkü sanki sözleşmişiz gibi daha biz onları okumadan muhterem Hocamız cevaplarını veriyor.

Dünkü sohbette de böyle oldu. Biz aşağıda okuyacağınız soruyu hazırlamıştık; fakat, aziz Hocamız çay faslında aynı konuyu detaylıca anlattı. "Artık sorunuzu sorabilirsiniz!" işareti yaptığında zaten cevabımızı almıştık ama yine de karta yazdıklarımızı okuduk. Muhterem Hocaefendi de nezaketen tetimme babından bazı hususları daha şerhetti. Biz de kaydın orijinaline dokunmadan yayınlamaya karar verdik. Dualarınıza vesile olması istirhamıyla arz ediyoruz.

***

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi en son sohbetinde ülkemizin ve milletimizin maruz kaldığı belaları, peşi peşine gelen musibetleri ve acı haberleri Cenâb-ı Hakk'a yönelme istikametinde değerlendirmek gerektiğini anlattı.

Herkesin kendi açısından önemli gördüğü talepleri olabileceğini, bazılarının hayırlı bir çocuk, bazılarının yüksek bir makam, bazılarının da dünyevi bir kazanç için dua edebileceklerini; fakat himmeti yüce insanların dünyadaki umumi hercümercden nasibini alan ülkemizin selamet ve ikbali adına yalvarıp yakarmaları gerektiğini ifade etti: “Bir buçuk milyara yakın bir durumumuz var. Ama ilk müslümanların sayısı yüz bindi, dünyaya kendilerini dinletiyorlardı. Onların onda biri kadar dünyaya kendimizi dinlettiğimiz söylenemez. Ve müslümanlık var olduğu günden bu yana dünyada bizim dönemimizde yaşadığı kadar da derbeder olmamıştır. İşte himmeti âli olan insanlar, her zaman Allah'a müteveccih olan insanlar, İslamiyet'i seven insanlar, onun bir şey ifade etmesini arzu eden insanlar, milletlerinin ayaklar altında ezilmekten kurtulup başlara taç olmaları, insanlık için sertac-ı iptihac olmaları için ellerini kaldırıp o fırsat, o teveccüh aralıklarını böyle değerlendirmeliler” dedi.

Evvela kalblerin te'lifi, vifak ve ittifak için dua etmek gerektiğini vurgulayan Hocaefendi, bu konuda mü'minlerin iradenin hakkını vererek, birlik ve beraberlik aramaları, kavli-fiili-hali Cenâb-ı Hakk'a o istikamette teveccühte bulunmaları icap ettiğini anlattı. Kendisinin de namazda bile vifak ve ittifak mülahazalarıyla Allah'a niyaz ettiğini belirtti: “Namazın içinde bile kıtmiriniz -imamı dinlemek, ister cehri olsun, ister hafi olsun- aklımdan bu mülahazaları geçiririm ben. Eşref saate rastlar diye, Allah'ın kabul buyuracağı bir dakikaya rastlar diye, başımı yere koyduğum zaman, “Ne olur Allah'ım şöyle olsun ümmet-i Muhammed; başta ülkemizin insanı böyle olsun; birbirini yemesin, kusurları birbirine mal etmek suretiyle atf-ı cürümde bulunmasın, kendilerini aklamaya-paklamaya gitmesin.. aklamanın-paklamanın kapısı Senin kapındır, Senin dergahına teveccüh etsin ve dua etsinler.”

Darda kalmışın duasına Allah'ın icabet edeceğini söyleyen muhterem Hocaefendi, “Siz hiç denemediniz mi bunu? Kıtlık olduğu zaman urbalarınızı tersine çevirdiniz, ellerinizi de böyle tuttunuz. Burada biz bunu yaşadık, iki defa yaşadık; altı ay bir sene, belki iki sene kuraklık oldu, bir damla yağmur düşmedi. 3-5 tane ağzı dualı çıktı şurada dua ettiler.. bir gün.. ertesi gün müydü, sağanak sağanak yağmur yağmaya başladı. O gün bugün burası yağmur mahalli oldu. Kıtmirin haline gelince, “Ben, dedim, onların içinde karışmayayım, benim yüzümden yağmur kesilir”, pencereden baktım, “Beni de böyle kabul et” dedim; onlar dua ederken, uzaktan dualarına iştirak etmeye çalıştım. O gün bugün de yağıyor” dedi.

Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) tekvini emirlerdeki hafif bir ahenksizlik, ay ve güneş tutulması, fırtına kopması gibi hadiseler karşısında heyecanlanıp hemen duaya durduğunu nakleden Fethullah Gülen Hocaefendi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi sağımızda-solumuzda bir sürü olumsuz, negatif hadise cereyan ediyor; bir taraftan bir şekavet şebekesi senelerden beri insan öldürmeye doymamış caniler gibi.. yamyamlıktan daha kötüdür bu. Senelerden beri millete kan kusturuluyor. Bir yerde düşünün ki, yüz tane insanın ölmesini, nasıl insan olursa olsun, bu yüz tane insanın on tane aileyle münasebeti varsa, bin tane aileye ateş düşüyor demektir. Bunu hafife alamazsınız ki.. bu her gün cereyan etse bile kanıksanmamalı; büyük bir hadise olarak algılanmalı. 'Allah'ım bu belayı def u ref eyle' demeli.”

Böyle bir dönemde yıkıcı tenkitlere girmemek, atf-ı cürümlerde bulunmamak ve insanların kuvve-i maneviyelerini bütün bütün kırmamak gerektiğini önemle ifade eden Hocaefendi, “Falan iyi bir politika burada yürütemedi, zayıf diplomasi yüzünden geldi, ağalar, askerler burada yapmaları gerekli olan şeyleri yapamadılar... Hukuk sisteminde olduğu gibi, böyle kendisine bir şey atfedildiğinde, atf-ı cürümle o işten sıyrılma gayreti içine girmenin hiçbir faydası yok. İş olup bittikten sonra, “şöyle olmalıydı, böyle olmalıydı” demenin hiçbir faydası yok. Aklınız varsa, basiretiniz varsa, think-tank kuruluşlarınız olur sizin. Daha önceden idare edenlere akıl verirsiniz, alternatif sistemler sunarsınız; olmadan evvel, o meselenin önünü almaya çalışırsınız” dedi.

Sohbetinde adeta bir dua seferberliğine davet eden Hocaefendi şöyle seslendi: “Sesim ulaşsaydı, ünüm yetseydi, derdim Türkiye'de bütün camilere hitap edecek insanlara: Ne olur Allah aşkına, yağmur duasına çıkıyor gibi çıkın, urbalarınızı tersine çevirin; ellerinizin iç yüzünü, ayalarını aşağıya doğru çevirin, tevcih edin, Cenâb-ı Hakk'ın bu belaları üzerimizden def u ref etmesi için O'na teveccühte bulunun, ağlayın, sızlayın. Duası makbul birinin duası o mevzuda müessir olabilir, eşref saate rastlayabilir. Günde beş vakit bile camilerde böyle dua etseniz, bağırıp çağırarak değil, içinizi Allah'a dökerek, meseleyi biraz gözyaşlarınızla seslendirerek, kalbinizin sesini dilinizle dışa dökerek Cenâb-ı Hakk'a dua, tazarru ve niyazda bulunun”

Tarih boyunca musibet anlarında Cenâb-ı Hakk'a teveccüh eden peygamberlerden ve salih kullardan misaller veren muhterem Fethullah Gülen, herkesin kendi sorumluluk alanı ile alakalı bir muhasebe yapması icap ettiğini belirtti: “Kıtlık, Medine halkını muvakkaten demir pençesine aldı. Seyyidina Hazreti Ömer milletin başında.. “Ben milletin başında olduğuma göre bu daire bana ait, olumsuz bir şey benim yüzümden olabilir!..” Başını yere koydu; Eslem diyor ki, “Harabede yalvarıyordu: ‘Allah'ım benim yüzümden ümmet-i Muhammed'i mahvetme' diyordu.” Bu anlayış ve bu şuurla Cenâb-ı Hakk'a teveccüh etme. Ben bir camide imam isem şayet -onu da yüzüme gözüme bulaştırmış tam yapamamışımdır; uzun zaman yaptığım halde yapamamışımdır- eğer o camiyle alâkalı, o cemaatle alâkalı olumsuz bir şey varsa, ben onu kendimden bilmeli, halk uykudayken kalkmalıyım; “Ey dide nedir uyku, gel uyan gecelerde / Kevkeblerin et seyrini seyran gecelerde / Bak heyet-i âlemde bu hikmetleri seyret / Bul sâniini, ol O'na mihman gecelerde.” demeli, başımı yere koymalı, içimi dökmeli, “Benim yüzümden bu cemaate zarar verme!..” demeliyim. Vilayetteki, vilayeti idare eden insan da, o da kendi dairesi açısından öyle demeli; kasabadaki kendi dairesi açısından öyle demeli; köydeki kendi dairesi açısından öyle demeli; milletin başındakiler de kendi açıları açısından öyle demeli.”

Kitle ruh haletinin dua ve tazarruya teşvik etme istikametinde kullanılabileceğine de değinen Hocaefendi bu konuda en büyük vazifenin Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarına düştüğüne işaret ederek istirhamda bulunur gibi şöyle konuştu: “Biraz evvelki mülahazalarımda arzettiğim gibi, belki onlar da düşünüyorlardır yani, bir diyanet teşkilatımız var, milletimizin kaderiyle alâkadardır bu insanlar, giderler hacda Arafat'ta dua ederler, Müzdelife'de dua ederler, hacılara ‘amin' dedirtirler, bu meseleyi de mutlaka düşünmüşlerdir, keşke camilere, köye-kasabaya en ücra yerlere kadar, ovaya-obaya, meseleyi duyuracak şekilde hep ta'mimde bulunsalar, Allah aşkına İslam dünyası için ve hususiyle de o İslam dünyasına belli bir dönemde başlık yapmış, dümendarlık yapmış milletimiz için ne olur dua edin, iki büklümüz asa gibi, Allah belimizi doğrultma fırsatı versin bize, bütün dünya çapında, zannediyorum yani akıllarına gelir yaparlar bunu. Ramazan-ı şerifi arkada bıraktık, her gecesi belki Kadir gecesiydi, bu istikamette çok iyi değerlendirilebilirdi, fakat insanımızın öyle bir tembihe ihtiyacı vardır. Bakın insanımızda yanlış şeylere karşı bile kitle psikolojisiyle nasıl hareketlenmeler oluyor. Çıkıyor bir tane Patrona Halil, ‘Haydi yürüyün' diyor, ‘Müteferrika'nın matbaasına karşı', millet yürüyor, yakıyorlar, yıkıyorlar, ediyorlar. Şimdi bu, pozitif, böyle müsbet bir şey için de olabilir. Demek bu kitle psikolojisi.. bunu psikososyologlar çok iyi bilirler. İnsanların o damarları değerlendirilerek bir mevzuda böyle harekete geçirilebilir.”

http://www.samanyoluhaber.com

Twitter da #duaseferberligi tag altında bu çağrıya destek verebilirsiniz.

Yeni Hikayeyle Ve İnsan Aldandı, Yeni Sezonuyla Ekim'de!

İnsanın şeytanla mücadesini anlatan Ve İnsan Aldandı, yepyeni bölümleriyle yeni sezonda da devam edecek.

Dİzi, formatta yapılacak değişiklikler ve yepyeni sürprizlerle geliyor. 
Ancak sevenleri Ve İnsan Aldandı'yı izlemek için Ekim ayını beklemek zorunda.


Yeni Hikayeyle Ve İnsan Aldandı, Yeni Sezonuyla Ekim'de!

Maceracı Yalova'da

MaceracıYalova’dan çok özel görüntülerle ekrana geliyor...

Resim

Yalova’yı keşfe çıkan Murat Yeni, ilk olarak ipek böceklerinin süslediği bahçeyi ziyaret ederken, ipekle yapılan birbirinden güzel eserleri izleyiciyle paylaşıyor. Yalovalı hanımların yüzyıllık mutfak mirasına şahit olan Yeni, en güzel Yalova lezzetlerini ekrana yansıtıyor.

Yalova’ya has mantarlı köfteyi ustalarından tatmakla kalmayan Yeni, kuzu budunu mangalda pişirmenin inceliklerini ekranlara taşıyor. Ardından Yalova’nın en çılgın mucidiyle, tahtadan yaptığı arabanın Çınarcık sahillerinde keyifli bir test sürüşüne çıkıyor.


Anadolu'yu adım adım gezen Maceracıbu hafta Yalova bölümüyle ekrana gelecek.


Ayna Tunus'ta

Ayna bu hafta Tunus'ta...

Resim

Ayna bu hafta hem Akdeniz hem de bir Afrika ülkesi olan Tunus'tan seslenecek sizlere. Kültüründe Arap, Berberi, Afrika ve Avrupa izlerini görmek mümkün. Bir yanında uzayıp giden sahiller diğer yanında keşfedilmeyi bekleyen çöller…Tunus farklı beklentileri karşılayan cazip bir turizm cenneti.

Ayna Tunus’un daha da güneyine Duz şehrine gidiyor bu kez. Bu şehrin turistler için en cazip yönü çöl. Çöl birçok aktiviteyle turizme hizmet ediyor. İlk olarak deveyle safariye katılıyor Ayna ekibi. Bedevi kıyafetleri giyerek çöl hayatına tamamen adapte olan ekip Tunus’un tek hörgüçlü develerine binmenin inceliklerini de öğreniyor.

Ardından 4 tekerlekli motorlu küçük bir araçla çölü turluyor Ayna ekibi. Dört teker üstünde de olsa çölde seyahat hiç de kolay değil. Dik yerlerde epey zorlanan ekibin aracı zaman zaman kuma saplanıyor.

Çölü bir de havadan görmek isteyenler için küçük uçaklar hazır bekliyor. Ayna’nın çöldeki son turu da bu uçakla oluyor.

Duz şehrini geride bırakan Ayna ekibi Tuzır şehrine varıyor. Ayna bu şehirde ilk olarak Afrika’nın en büyük tuz gölünü ekrana getiriyor. Tamamında suyun olmadığı 5 bin kilometrekarelik bir alana yayılan gölde sıcağın etkisiyle, kameranın da kaydedebildiği seraplar görülebiliyor.

Tuzır şehrinde bir dağ köyünü de ekrana getiriyor, program. Devasa çölün ortasında kurulan ilk köy, bu köy. 3 bin nüfuslu köy etrafındaki hurmA bahçeleri dışında başka hiçbir yeşilliğe sahip değil. Turistik bir köy.

Ayna Tunus’ta Starwars filmlerinin çekildiği platoları da görüntülüyor. Hollywood’daki iş gücünün ve mekanların ücretlerinin yüksekliği yapımcıları yeni arayışlara itmiş. Starwars yapımcıları da kendilerine Tunus’un uçsuz bucaksız çöllerini plato olarak seçmişler. Burası sahip olduğu kanyonlarla zaten doğal bir film platosu görünümünde. Platolar turistlerin de ilgi odağı.

Ayna son olarak meşhur Tunus hurmalarının yetiştirildiği bahçelerde bir fayton turu yaptıracak izleyicisine.



Davetsiz Misafir, 2 Ekim Salı Günü Başlıyor!

Sevilen Sunucu Turgay Başyayla ile Davetsiz Misafir Çankırı'da

Resim

Türkiye'nin sevilen sanatçılarından Çankırılı hemşehrimiz Turgay Başyayla Çankırı'da...

Türk Halk Müziği'nin sevilen seslerinden hemşehrimiz Turgay Başyayla, sunumuyla ekranda gösterilen Davetsiz Misafir programının çekimleri için memleketi Çankırı’da çekimlere başladı.

Başyayla bugün memleketi Çankırı’ya gelerek programın bazı bölümlerini çekti. Kızılırmak’ta yayın balığı, yanlarda kızılcık ekşisi tanıtımları ile ilk çekimlerini gerçekleştirdi. Yarinde tuz mağarasında tuzun soframıza geliş hikayesi ile Çankırı’da farklı bazı programlar çekecekler. Ahilik Haftası Yaran Kutlamaları programında da aktif görev alacak olan Turgay Başyayla, 19 Eylül 2012 günü saat 20.00 ‘da belediye meydanında konser verecek.

Konaklamak için Sim Prestige otele gelen Başyayla’yı otelde ziyaret ettik. Otele gittiğimizde Turgay Başyayla’nın orada kaldığını ve geldiğini öğrenen bazı gençler ile sohbet ettiğini gördük. Başyayla ile sohbet etmek gerçekten güzeldi. Başyayla '' Memleketimde olmak çok güzel. Ben Çankırı’yı çok seviyorum. Çankırılı olduğumu da her fırsatta gururla belirtiyorum. Programdaki asamın adını da bu nedenle Yaran koydum. Programlarım yoğun olmasına rağmen Çankırı’da olmak ve Çankırılı hemşehrilerimle beraber olmak için zaman zaman ilçelerde konser verdim.

Bu günde Davetsiz Misafir programının çekimleri için buraya geldik. Çankırı’yı gönülden seven gerek burada gerekse il dışında çok hemşehrilerimiz var. Herkes kendi imkanları doğrultusunda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bizde imkanlarımız nispetinde bize düşen görevi yerine getirmeye çalışıyoruz.. Çankırı için bir şeyler yapan ve yapmaya devam eden tüm hemşehrilerime teşekkür ediyorum.''dedi. Vatandaşların büyük ilgiyle seyrettikleri Davetsiz misafirin Çankırı bölümünde neler olduğunu hep birlikte seyrederek göreceğiz.Samanyolunda Davetsiz Misafir açılışı 02 ekim 2012 tarihinde Çankırı Bölümü ile başlayacak.


Turgay Başyayla ile Davetsiz Misafir 2 Ekim Salı günü Çankırı'da...



19 Eylül 2012 Çarşamba

Samanyolu'nda Yabancı Diziler Başlıyor

Samanyolu Tv'de biri doktor, diğeri polisiye olmak üzere iki tane yabancı dizi yayına girecek.

Yakında... 

Yayınlanacak Diziler:

Chase:



Miami Medical





Samanyolu'nda Yabancı Diziler Başlıyor