26 Ekim 2012 Cuma

Farklı Desenler'in Feride'si ile Güzel Bir Röportaj

Müziğe niyet, tiyatroya kısmet

Resim

Biz onu Samanyolu Televizyonunun ilgiyle izlenen ve son zamanlarda reytinglerde üst sıralarda yer alan Farklı Desenler dizisindeki FERİDE rolüyle tanıdık.

Sınırsız sabrı ve iyi niyetiyle izleyenlere bazen “bu kadar da olmaz “ dedirtti , bazen de iyi niyetiyle kendimizi sorgulamamıza neden oldu. Her türlü zor durumdan azimle kurtulmayı başaran ama her defasında da bir yenisiyle karşılaşan Feride’nin umudu izleyenlere de umut oldu. 


Oyuncu GÖZDE BAŞARAN’ı Kadının Gazetesi takipçilerine daha yakından tanıtmak istedik ve başladık söyleşimize…. 


Sanatla buluşmanız nasıl oldu? 

-İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi müzik bölümünde okuyordum. Piyano ve şan. Lisede müzik okuyordum niyetim üniversitede de müzikle devam etmekti. Sonra okulun tiyatro klubüne gidince tiyatroya sevdalandım ve tiyatro okumaya karar verdim. Ailem de destek oldu. Zaten her kararımda beni desteklerler. Aslında müziğe çok emek vermiştim ama bir anda tiyatroda buldum kendimi. 2-3 yıl okuldaki tiyatrolarda oynadım. Sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı tiyatro bölümünü kazandım. 2001’ de girdim, 2005’te mezun oldum. Sanat yolculuğum böyle başladı. 

Tiyatrodaki ilk deneyiminiz hangi oyunla oldu? 

- Kartal Sanat Tiyatrosu’nda ‘Papaz Kaçtı’ adlı bir oyunumuz vardı. Henüz 18 yaşındaydım ve amatör bir tiyatroydu bu. Aslında ilk tiyatro deneyimim okulda oldu. Yarışmalara katılırdık hep. ‘Keşanlı Ali Destanı’nda Madam Olga rolü ilk deneyimimdi. 15 yaşındaydım. Zaten hep sanatın içindeydim. 13 yaşımdan beri piyano çalıyordum. Ama tiyatrodaki ilk deneyimlerim bunlarla oldu. 

Kendinize örnek aldığınız, idolünüz diyebileceğiniz biri var mı? 

-Oyuncu pek çok açıdan gözlem yapan biri olmalı. Bu yüzden örnek aldığım kişiler var. Türkiye’de de çok iyi oyuncular ve tiyatrocular var. Oyun Atölyesi’nde oynadım Haluk Bilginer’in tiyatrosu. Onun disiplini ve insani tarafı oyunculuktan önce insanlığın ne kadar önemli olduğunu anlatmıştır bana. Çünkü ne kadar yetenekli olursanız olun, yetenek de çalışmayla geliştirilebilen bir şey, küçük bir yetenekle çok çalışarak bir şeyler yapılabilir ama büyük bir dahide çalışkanlık yoksa ve insani yönden kendini geliştirmemişse o yeteneği bir gün kaybolur gider. Bunlar her meslekte olduğu gibi oyunculukta da önemli. Zaten işimiz insan, insanı insanla anlatıyoruz. Hep kendine ait bir yolculuk oyunculuk. 

Televizyon oyunculuğuna geçişiniz nasıl oldu? 

- Daha önce televizyon deneyimlerim oldu ancak en uzun soluklusu ‘Farklı Desenler’ olduğu için buradaki rolümle daha iyi tanındım. 2005 yılında mezun olur olmaz Maki adlı bir projede yer aldım. Show Tv’ de Hakan Gürtop’un yönettiği 8 bölüm yayınlanan bir diziydi bu. Daha sonra ATV’de’ Aman Annem Duymasın’da rol aldım. Fox’a da ‘Aşksın Sen’ diye bir proje yaptık. Ama televizyonculuk faklı bir mecra. Reytingi düşük olunca diziler hemen yayından kalkabiliyor. Bu yüzden çok uzun olmadı bu işler. Şu anda Farklı Desenler’ in 3. Sezonundayız. 

Farklı Desenler’deki Feride karakteriyle örtüşen yanlarınız var mı veya zıtlıklarınız? 

- Tabii ki var. Onu oynarken ondan örnek aldığım şeyler de oldu. Feride, çok sakin şefkatli biri. Ama tabii ki hayatın içinde yaşadıklarıyla ilgili kırgınlıkları, kızgınlıkları ve öfkeleri var. Mümkün mertebe bunları halletmeye çalışıyor. Örnek aldığım yönü onun sakinliği aslında. Kendim de sakin bir insanım. Bu konuda benziyoruz Feride’yle. 
Onun sabrı kadar da sabrınız var mı? 

- Yoktur herhalde. O yaşananları yaşamadan çok büyük de konuşmak istemem. Kendisi dramanın merkezinde olduğu için olaydan başı kurtulmuyor. Gerçek hayatta bilmiyorum böyle bir şey var mı ama çok fazla acı yaşıyor ve onlara karşı metanetli duruşu takdire şayan. Onun anaç ve toplayıcı birleştirici bir hali var. Bu da şu zamanda gerek bireysel gerekse toplumsal hayatta geliştirmemiz gereken özellikler. Barışçı, bireysel olmayan bir yönü var.

Bir de olaylara hep iyi niyetle bakabilen bir yönü var değil mi? 

-O kadar doğru bir şey söylediniz ki. Hayat çok enteresan. Şu kapıdan çıktığınızda başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Önemli olan meseleye ne kadar pozitif ve iyi niyetle bakabilmemiz. Çünkü her şey geçici. O çok üzülüp yasını tuttuğunuz şeyler de geçecek. 


Oyunculukta kendinize ait kurallarınız var mı? Senaryoda ne varsa oynar mısınız ya da seçici davranır mısınız? Yani “Her şey sanat için” der misiniz? 
-Keşke her şey sanat için olsa ama bence içinde bulunduğumuz topluma da bakmak gerekiyor. Nasıl bir toplumda yaşadığınız önemli. Bu yüzden sanat için her şeyi yaparım demiyorum açıkçası. Ama tabii ki belli bir estetik ölçüsünde, o senaryoda şartsa ve bu bir amaca hizmet ediyorsa yapılmalıdır. Ama gerçekten doğru bir noktadaysa. Sadece olmuş olması için değil yani. Bazen sırf böyle bir şey çekilmiş olsun diye bazı sahneler yer alıyor, bunları toplumun çok kaldırdığını düşünmüyorum. Bu toplumda yaşıyoruz. Yarın ne olup biteceğini bilemeyiz, yine bu toplumda yaşayacağız. Dolayısıyla her şeyin belli ölçüler içinde olması gerektiğini düşünüyorum. 

Hayalinizde yer almak istediğiniz bir proje, bir oyun ya da bir rol var mı? 

- Bir müzikalde oynamak isterdim. Keşke müzikal sektörü biraz daha gelişse. Şu an dizi bütün vaktimi alıyor ama dizi biterse bu konuyu araştırıp bir müzikalde sahne almak istiyorum. 
Müziğe olan ilginiz devam ediyor mu? Hala piyano çalıyor musunuz? 

-Piyanoyu kendi kendime çalıyorum. Müzik her insanın hayatında olması gereken bir şey. Her insanın bir enstrüman çalması, ya da konserlere gidip kulağını geliştirmesi gerekiyor. Bu onun olaylara bakışını çok değiştiriyor. Özellikle çocukların bir enstrüman çalması çok güzel bir şey. İlla ki bir piyanist veya keman virtüözü olacak diye bir şey yok. Ama çocuğun enstrümanla ilişkisi onu bambaşka yerlere götürür. 

Evet, çocukların sanatın herhangi bir dalıyla uğraşması onların ruhlarını eğitiyor ve daha duyarlı, daha naif insanlar olmasını sağlıyor bence de. Hem de vaktini sağda solda, boşuna geçirmemiş olur. Hem kendi ruhunu eğitir, hem de duyarlı bir insan olarak başkalarına faydalı olur. 

-Kesinlikle, kesinlikle duyarlılığı gelişmiş gençlere çok ihtiyacımız var. Özellikle şu zamanda yaşadığımız toplumda en önemli konulardan biri bu. Çocukların duyarlılığının artması için her nasıl eğitmek gerekiyorsa öyle eğitmek gerek . 

Gün içinde olmazsa olmazınız, yani yapmadığınızda rahatlayamadığınız bir alışkanlığınız var mı? 

-Mutlaka kendimi rahatlatmak için yaptığım özel şeylerim var. Olumlu niyetlerde bulunmak ve dua etmek insanı çok rahatlatan bir şey. Bunu illa bir dinin kisvesine büründürmeye de gerek yok, herkes içinden nasıl gerekiyorsa öyle o günü olumlamalı bence. O gün için iyi niyetlerde bulunmak ya da dua etmek her gün kendim ve yakınlarım için yapmaya çalıştığım bir şey. Spor yapmaya çalışıyorum. Son zamanlarda yoga da yapıyorum. 
Evlilik hakkında ne düşünüyorsunuz? Evlenip çoluk-çocuğa karışmayı ister misiniz? 

-Tabii ki isterim, evlenip çocuklarım olsun. Ama önemli olan kalpten ruhtan biriyle birleşmek. Tabii ki fiziksel olarak da hayat standardı olarak da anlaşmak önemli. Hepsinde bir kritik seviye tutturduktan sonra bir çift gözle buluşmak benim için çok kıymetli olur, ancak öyle olursa evlilik güzel olur. Kısmet 

Allah hakkınızda en hayırlı olanı karşınıza çıkarsın inşallah, teşekkür ediyoruz bize zaman ayırdığınız için. 

-Ben de teşekkür ederim. 


Kaynak: http://kadiningazetesi.com/haberler/muz ... et/36861/2

Farklı Desenler'in Feride'si ile Güzel Bir Röportaj

İki Dünya Arasında'ya Sürpriz Transfer

Resim

Ekranların genç ve başarılı ismi STV’nin günlük dizisi İki Dünya Arasında’ya transfer oldu.

Reyting listelerinin üst sıralarına doğru tırmanan STV’nin günlük dizisi İki Dünya Arasında’nın oyuncu kadrosu genişliyor. Kadrosuna dâhil ettiği iki yeni oyuncu ile yoluna devam edecek olan İki Dünya Arasında adından en çok söz ettiren günlük dizi olmayı başardı.

Arka Sokaklar ve birkaç yapımda boy gösteren genç oyuncu Bihter Delüv, İki Dünya Arasında’da Suriye iç savaşından kaçan ve Sahra’ya destek olmak için gelen Hacer karakterini oynayacak. Dilara Yüzer ise Ahmet’in uzun zamandır kayıp olan kız kardeşi Elif karakterini ekrana yansıtacak.


İki Dünya Arasında'ya Sürpriz Transfer

17 Ekim 2012 Çarşamba

Davetsiz Misafir, Karadeniz'in incisi Trabzon'da...

Resim

Samanyolu TV’de, Turgay Başyayla’nın keyifli sunumu ile gezi-eğlence programı Davetsiz Misafir, izleyenleri ve türkü sevenleri ekrana kilitlemeye devam ediyor. Ünlü türkücü Başyayla, Trabzon’un keşfedilmemiş diyarlarını dağ tepe geziyor. 

Bu hafta Trabzon’a konuk olan Başyayla, ilk olarak meşhur Akçaabat köftesinin yapılışını ekrana getirirken, dillere destan mıhlamanın lezzetini de yerinde test ediyor. Trabzon’un en hızlı horon ekibine katılan Turgay Başyayla, horon eğitimini ilginç görüntüler eşliğinde ekrana getiriyor.

Ardından yaylalara düşkün Karadeniz yöre halkının birbirinden süslü ineklerini ekrana getiren Davetsiz Misafir, yayıkta tereyağı yapımını eşsiz türküler eşliğinde izleyenlerle paylaşıyor. Eğlencenin hız kesmediği Trabzon’da bir Karadeniz geleneği olan mısır soyma eğlencesine katılan Başyayla eğlenceli görüntülerle izleyenlere keyifli anlar 
yaşatıyor.


Trabzon’un en güzel türküleri, lezzetleri ve keyifli yöre insanıyla eğlenceli sohbetleri ile birlikte ''Davetsiz Misafir'' bu akşam saat 23.05’te Samanyolu TV’de.

Davetsiz Misafir bu akşam Samanyolu'nda...

Nizama Adanmış Ruhlar - Akif'in Ev Sahnesi

Nizama Adanmış Ruhlar Kamera Arkası

Resim

Nizama adanmış Ruhlar, dizisi Kasım ayında ekranda olacak. Dizinin çekimlerine başlandı.

Orhan Bıyıklı dizideki adıyla (Akif)'in evinde çekim yapıldı...



resmi facebook adresi : https://www.facebook.com/StvNar
resmi twitter adresi : https://twitter.com/Ekip1Nar

Nizama Adanmış Ruhlar - Akif'in Ev Sahnesi

13 Ekim 2012 Cumartesi

Nizama Adanmış Ruhlar Yakında Başlıyor!





Nizama Adanmış Ruhlar Yakında Samanyolu Tv'de...

Takip (Chase) Yakında Samanyolu TV'de!

Takip (Chase) - Yakında Samanyolu TV'de!

Hastane (Miami Medical) Yakında Samanyolu TV'de...

Hastane (Miami Medical) - Yakında Samanyolu TV'de... 





Samanyolu Haber TV '1 numara'

Resim

Samanyolu Haber TV, yükselişini sürdürüyor. Türk Halkının en doğru, en güncel ve en hızlı haber alma kaynağı olan Samanyolu Haber TV 'nin başarısı bağımsız ölçümleme şirketleri tarafından da tescilleniyor. Kurulduğu günden bu yana yaptığı ses getirici yayınlarla halkın gönlünde taht kuran Samanyolu Haber Televizyonu'nun yayıncılık başarısı reytinglerine de yansıyor.

Samanyolu Haber TV, Bağımsız ölçümleme şirketi TNS tarafından açıklanan verilere göre dün akşam televizyon seyircisinin en yoğun olarak ekran karşısında bulunduğu saatler olan Prime Time'da haber kanalları arasında en yüksek reytingi (tüm seyirciler) ve sharing'i (açık olan televizyonlar) alarak 1. olmayı başardı. 

İşte o oranlar

Resim


Kaynak: http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Sa ... ra/858838/

Samanyolu Haber TV '1 numara'

Ayna - Maldivler Sri Lanka

Saim Orhan’ın sunduğu Ayna programında bu hafta büyüleyici güzelliğe sahip Maldiv Adaları ve Sri Lanka ekrana geliyor.

İlk durak olarak Hint Okyanusunun ortasında adalar topluluğundan oluşan Maldiv Adaları’nı seçen Ayna, ülke genelinde adalar arası hizmet veren hızlı botları ve hava taksilerini ekrana getiriyor. Olgunlaşmamış Hindistan cevizi anlamına gelen Kurumba Adası’na giden Orhan, adayla ilgili bilinmeyenleri izleyenlerle paylaşıyor.

Maldivler’den ayrılan Ayna ve ekibi ikinci durak olarak Hindistan’ın güneyinde bulunan Sri Lanka’yı seçiyor. Ülkenin başkenti Colombo’ya giden Saim Orhan, Hz. Adem’in dünyada ilk ayak bastığı yer olarak bilinen Hz. Adem tepesini ve tarihini izleyenlerle paylaşıyor. Colombo’dan ayrılan Ayna, Kandy şehrinde, ülkemizde Seylan Çayı olarak bilinen meşhur çayını ekrana getiriyor.





Saim Orhan’ın sunduğu Ayna programı, 13 Ekim Cumartesi günü saat 00.15’te Samanyolu’nda.

2 Ekim 2012 Salı

Orhan Bıyıklı'dan StvNar Fanlarına Mesaj Var (Nizama Adanmış Ruhlar)

Resim



İlk bölümde Ekip1'in süper bir kurtarma operasyonuna şahit olacağız. Ayrıca iç acıtan bir aile dramı da bizleri bekliyor. Samanyolu hayranlarını televizyon başına kilitleyecek ilk bölümle yakında sizlerle.

Resim

Orhan Bıyıklı'dan StvNar fanlarına mesaj var

Ve İnsan Aldandı'ya İki Yeni Oyuncu Dahil Oldu

Ve İnsan Aldandı dizisi yeni formatıyla yakında Samanyolu'nda...

Resim

Ve İnsan Aldandı, dizisine iki yeni oyuncu dahil oldu. Dizimize yeni katılan isimlerden biri kendisini daha önce Güz Gülleri'nden de tanıdığımız Yunus Emre Yıldırımer, ikinci isim ise, Kollama'dan çoğumuzun yakından bildiği Ayçin Tuyun, rol alacak...

Ve İnsan Aldandı dizisi, yeni hikâyesi ve yenilenen formatıyla yakında Samanyolu Tv'de...


Ve İnsan Aldandı'ya İki Yeni Oyuncu Dahil Oldu

Anlamlı İş Bırakma Eylemi

Resim

İki Dünya Arasında Dizisi Oyuncuları, 3. Down Sendromu Dostluk Yürüşüne Katıldı.

Samanyolu Televizyonu'nda hafta içi her akşam yayınlanan İki Dünya Arasında adlı dizi, dün sete bir gün ara vererek "3. Down Sendromu Dostluk Yürüyüşü"ne katıldı.

Dizi oyuncularının daha önce yaptığı çağrıya kulak vererek yürüyüşe katılan pek çok kişi, hem oyuncuları gördü, hem de down sendromluların sesine kulak vermiş oldu.

Samanyolu Televizyonu'nun interaktif dizisi İki Dünya Arasında da down sendromlu bir çocuk bekleyen Filiz Kaya (Nisan) ile Ahmet Bozkuş (Ahmet) ve başrol oyuncularından İnanç Ömer Benlioğlu (Selim) dün (30 Eylül Pazar) Taksim'de 3. Down Sendromu Dostluk Yürüşü'nde, down sendromlu insanlara tek vermek amacıyla yürüdü.

Toplum down sendromuna normal bakmalı

Selim Hoca karakterini canlandıran İnanç Ömer Benlioğlu; bakış açısının önemli olduğunu söyleyerek, "şahsen duruma normal bakıyorum. Hayata güzel baktığınızda her şey güzelleşir. Toplumun da artık bu duruma normal bakmasını tavsiye ediyorum. Down sendromlu insanlar da sanatla uğraşabilir. Yetenekleri var. Fırsat verildiği müddetçe onlar için daha normal bir yaşam alanı oluşturabiliriz" dedi. 

Down sendromlu bir çocuğum olsa doğurup hayata katmak isterim

Dizide down sendorumlu bir Bebek bekleyen Nisan karakterini canlandıran Filiz Kaya ise, günümüzde sadece down sendromlu olanların değil, diğer insanların da yaşam hakkının kısıtlı olduğu söyledi. Engelli insanları örnek veren Kaya, hiçbir şeyin engelli insalara göre olmadığını hatırlattı. Down sendromlu insanların eğitim ve sosyal çevre imkanları olması gerektiğine değinen Kaya, "Böyle olsa aramıza karışacaklar. Her aile bu imkanları karşılayamıyor. Keşke bu konuda daha özenli çalışmalar yürütülse. Dizide down sendromlu bir Bebek bekliyorum. En başta böyle bir çocuğu dünyaya getirmem diyordum. Ama sonra bakış açım değişti.

Ama down sendromu o kadar büyütülecek bir şey değil. Böyle bir çocuğum olsa en iyi şekilde yetiştirip hayata katmak isterim. Zor olsa da göze alırdım. Down sendromlu Bebek bekleyenler korkmasınlar. Kendilerini, çocukları dünyaya gelmeden yetiştirsinler. Önce aileleri onları farklı görmekten vazgeçmeli" diye konuştu.

Down sendromlu Bebek bekleyen Nisan karakterinin eşi Ahmet karakterinin Ahmet Bozkuş da, "Yaradılanı severiz, Yaradan'dan ötürü" diyerek, hayatta sigortalı bir an olmadığını vurguladı. Allah'ın can verdiği bireylerin, ne olursa olsun hediye gözüyle görülmesi gerektiğini belirten Bozkuş, bunun hem bu dünyada, hem de ahrette mükafatı olacağını düşündüğünü anlattı.

Down sendromlu çocuklar dizi oyuncusu oldu

Şişli'deki Down Cafe'de çalışan down sendromlu çocuklar daha önce diziye konuk olarak 24 Temmuz Salı günü yayınlanan 17. bölümde yer almışlardı.

İki Dünya Arasında dizisinin çağrısına kulak verenler arasında, yayınlandığı kanal olan STV'den Oktay Usta da yer alarak down sendromlulara destek verdi.


Anlamlı İş Bırakma Eylemi

Herkes Oktay Usta'nın Müdavimi O da Camideki Bu Programın

Resim

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde pazar günleri sabah namazından sonra programlar düzenleniyor.

Cami cemaatinin yoğun ilgi gösterdiği programda Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından ilahiler okunuyor. Programın müdavimlerinden biri de Samanyolu televizyonunda ilgiyle takip edilen Yeşil Elma programının aşçısı Oktay Usta olarak bilinen Oktay Aymelek. Geçtiğimiz Ramazan ayında ibadete açılan camideki programa gelmek için pazar gününü iple çektiğini söyleyen Oktay Usta, "Her hafta ön safa geçip arkamı dönüyor, safları sayıyorum. 'Maşallah, sayımız her geçen hafta artıyor.' diyerek önüme dönüyorum." diyor.

Niyetine göre Allah'ın insanın yolunu açacağını ifade eden Aymelek, "İşten çok yorgun döndüm. Kalkabilir miyim endişesiyle saatimi kurdum. Rüyamda camiye geliyorum ki imam namaza durmuş. 'Yarabbi, ben sünneti kılmadım n'apayım, önce farza mı durayım, sünneti mi kılayım.' derken rüyamdan, çalar saat namaz için çalmadan uyandım." diye konuşuyor. Cemaate çay ve simidin ikram edildiği caminin imam hatibi Rıza Günay da cemaate hem manevi hem de maddi ziyafet sunduklarını anlatıyor. Cemaat ise Günay'ın Kur'an-ı Kerim okuyuşundan çok etkilendiğini söylüyor. 1999 yılında Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma yarışmasında birinci olan Günay, 16 yaşındayken İsmail Biçer hocanın kandil gecesi Kur'an-ı Kerim okuyuşunu işitir ve vurulur. 

"Ne güzel okuyor. Ben de hocanın yanına gidip ondan Kur'an eğitimi alarak onun gibi okumak istiyorum." diyerek, dedesiyle beraber İstanbul'un yolunu tutar. Eyüp müftüsü, kendisini ve dedesini karşılayıp ikramlarda bulunur. Daha köyünden yeni gelmişken Eyüp Sultan Hazretleri'nin kürsüsüne çıkararak, "Kur'an-ı Kerim okuyacaksın." derler. Çok geçmeden de kendisini ağlayarak dinlediği Beyazıt Camii Hatibi İsmail Biçer'le tanışır. İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde okurken de İsmail Hoca'yla hafızlığını tamamlar. Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma aşkı ile Mısır'a giden Günay, El-Ezher Üniversitesi'nde kıraat bölümünde de eğitim alır.

Herkes Oktay Usta'nın müdavimi o da camideki bu programın