28 Haziran 2011 Salı

KOLLAMA DİZİSİNİN SESLENDİRMESİNİ YAPANLAR KİMLER BİLİYORMUSUNUZ ?

Kollama dizimizin Seslendirmesini(dublaj) yapanlar kimler biliyormusunuz?
Samanyolu fanları farkıyla öğrenin

KOLLAMA dizisinde OYNAYANLAR ve SESLENDİRENLER:

Resim Resim Resim
Mehmet Özgür Köksel (Emniyet Amiri Necip Yılmaz) seslendirme: Hakan Vanlı
Orhan Bıyıklı (Yiğit Gündüzalp) seslendirme: Arda Esen

Hüseyin Köroğlu (Pikeas) seslendirme: kendi sesi
Ertan Kılıç (Memduh) seslendirme: Ertan Kurt

Osman Kot (Hayri) seslendirme: Cumhur Arat
Reha Taşman (Kaya Minik) seslendirme: İbrahim gündoğan

Enis Yıldız (Savci Zeki Yahya) seslendirme: Orhan Gözen
Gökçer Genç (Vatoz) seslendirme: kendi sesi

Okay Şenol (Niyazi) seslendirme: Sinan Divrik
Eşref Kolçak (Mazhar Bey) seslendirme: mazlum Kiper

Ömer Genç(Gölge Gökmen) seslendirme: Erhan Türkmen
Yeliz Şar(Melike) seslendirme: kendi sesi

seslendirme yönetmeni: Nami Esatgil

ve diğer Kollama karakterleri seslendirenleri:
merd iven: Edip Saner
fifi : Deniz salman
Dokuzparmak : Ahmet Enes
Savcı Süha : Nami Esatgil
Haldun : İsmail Yıldız
Sarı Cüneyt : Selçuk Soğukçay
Psikopat Mesut : Cüneyt Yağız Öner
pisagor : Gökhan Özkara
Karahan :Mesut Uz


HEPSİ VE DAHA FAZLASI İÇİN TIKLAYINIZ!

SAMANYOLU'NDAN YENİ DİZİ DAHA !

Samanyolu Televizyonu'ndan yeni bir dizi daha!

Reha Yeprem, katıldığı bir programda Ebuzer (r.a) -''Yalnız Kahraman'' filminde yer alacağını açıkladı.

Konuşmasının devamında Samanyolu TV'de yakında başlayacak olan ''Sır Perdesi''adlı dizinin müjdesini de verdi.

''Sır Perdesi''nin Sırlar Dünyası benzeri bir yapım olup olmayacağı, dizi yayına girdiğinde belli olacak.

Gelişmeler ve yeni haberler, http://www.samanyolufanlari.com adresinde.

24 Haziran 2011 Cuma

Türk Okulları Sayesinde BM'de Söz Sahibi Olacağız

Saim Orhan:Türk okulları sayesinde BM'de Türkiye lehine kalkan parmak artacak

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan Ayna isimli belgeselin yapımcı ve sunucusu Saim Orhan, Anadolu insanının azim ve gayretiyle açılan Türk okulları sayesinde Birleşmiş Milletler Toplantılarında Türkiye lehine kalkan parmakların sayısının artacağını söyledi.


Saim Orhan, belgesel için yıllardır dolaştığı dünya ülkelerinden elde ettiği izlenimlerini Bartınlılarla paylaştı. Bartın Aktif İşadamları Derneği (BAKİAD)'nin Halk Eğitim Merkezi Salonunda düzenlediği 'Dünya Turu ve İzlenimler' konulu konferans programı ile vergi rekortmenleri ödül töreninde konuşan Saim Orhan, ilk olarak katılımcılara Ayna Programıyla ilgili Dünya ülkeleri videosunu izlettirdi. Sanayici, işadamı ve BAKİAD üyelerinin katıldığı programa Bartın Vali Yardımcısı Türker Öksüz, İl Genel Meclisi Başkanı Ali Kartal, Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof.Dr.Metin Tunay, Emniyet Müdürü Burhan Gümüş, Bartın TSO Başkanı İsmail Toksöz, Meclis Başkanı Halil Çelen, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sabri Tutum, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan, il genel meclis üyeleri, daire amirleri ile birlikte 300 kişi katıldı. Derneklerinin mutlak bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla mümkün olduğuna inancı doğrultusunda üyelerini sürekli daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok ihracat ve sürekli kalkınma odaklı bir politika izlediğini ifade eden BAKİAD Başkanı Birol Dikyurt, "Üretim, istihdam, ihracat ve katma değer sağlayarak kentimizin ve ülkemizin kalkınmasında önemli katkıları olan tüm üyelerimize, sanayicilerimize, işadamı ve esnafımıza huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum" şeklinde konuştu.

"DÜNYANIN HER YERİNDE OLAMAYAN TÜRKİYE, AYAKLARI ÜZERİNDE SAĞLAM DURAMAZ" 

130 ülkede çekim yaptığını kaydeden Ayna programının sunucusu Saim Orhan, "Öyle ülkelere gittim ki güzel ülkemizin adını bile duymamışlar. Türkiye'den geldim dediğimde 'Öyle bir ülke var mı? Nerede?' gibi sorularla karşılaştım. Tanıyanlar da yanlış biliyor. Ülkemizi az gelişmiş ülkelerden diye biliyor. En son çekim yaptığım Zambiya'da Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gitmek istediği için Zambiya muhalefet partilerinin kendisine karşı çıktıklarını öğrendim. Sebebini öğrenince şoke oldum. Muhalefet partileri devlet başkanına 'İlle de bir ülkeyi ziyaret edeceksen Avrupa ülkelerine git. Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkede ne işin var. ' demişler. " diye konuştu. Türkiye'nin dünya üzerindeki ağırlığının, gücü ve saygınlığının yeterice tanıtmak ve anlatmaktan geçtiğini dile getiren Saim Orhan, "BM'de Türkiye lehine kalkan parmakların sayısını çoğaltmak, uluslar arası arenada etkinliği arttırmak, sözü dinlenen bir ülke haline gelmek, Anadolu insanının azim ve gayretiyle açılan Türk Okulları sayesinde olacaktır. Dünyanın her yerinde olamayan bir Türkiye'nin ayakları üzerinde sağlam durması mümkün değildir sözünü kendisine rehber edinip her kıtaya dağılan 10 binlerce eğitim gönüllüsü şanlı bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandırıyor. Geçmişte çok güzel şeyler başarmış ve adını tarihe altın harflerle yazdıran bu milletin torunları yine sahneye çıkarak arkasında Anadolu İnsanının olduğu bu okullar, bu eğitim gönüllüleri gittikleri ülkelerde fahri büyükelçilik yapıyorlar." dedi. Bartınlı işadamı ve sanayicilere dünya ülkeleriyle ilgili izlenim ve hatıralarını anlatan Orhan, işadamı ve sanayicilerin yurt dışına açılmalarını önerdi. Konuşmasının ardından izleyicilere 'Daha güzel bir Türkiye ve Dünya' konulu video sunumu yapan Saim Orhan'a Bartın Vali Yardımcısı Türker Öksüz ve BAKİAD Başkanı Birol Dikyurt tarafından Bartın'a özgü tel kırma Türk Bayrağı hediye edildi. Program vergi rekortmenlerine plaket takdiminin ardından sona erdi. 

(CİHAN)



Türk Okulları Sayesinde BM'de Söz Sahibi Olacağız

FARKLI DESENLER 35. Bölüm - Feride, Şeref'i Masum Olduğuna İnandırabilecek Mi?

Resim


Pınar'ı bıçaklayan Kemal evden kaçarken, yardım istemeye koşan Feride, merdivenlerden düşer. Eve gelen Hayrettin, onları bu halde görünce şok olur. Hastaneye kaldırılan Pınar ve Feride'ye ilk müdahale yapılırken, Şeref'in ısrarla Pınar'ın başında beklemesi ailenin gözünden kaçmaz.

Feride'nin kendisini aldattığını düşünen Şeref, seçimini Pınar'dan yana kullanır ve onu hayat arkadaşı olarak seçer. Artık Pınar ile yeni bir hayata başlamayı düşünen Şeref, Feride'yi gözden çıkarır. Yaşadığı travmadan sonra yitirdiği hafızası yerine gelen Feride ise tüm bildiklerini Şeref'e anlatmaya çalışacaktır, ama nasıl?



Farklı Desenler 35. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Farklı Desenler 35. Bölüm



Farklı Desenler, 35. Bölümü ile 26 Haziran Pazar 20:30'da Samanyolu TV'de ve aynı zamanda Küre TV'de...

ŞEFKAT TEPE 31. Bölüm - Sabrı Azalan Fuat, Çılgına Döner...

Örgütün hazırladığı füzeler istenilen hedefi vuramayınca çılgına dönen Fuat, içerideki ajanı bulmaya çalışır. Celil'e artık hiç güveni kalmayan Fuat, Hicran ve Jale'ye ulaşır. İşlerin ciddiyeti artıkça Fuat'ın sabrı da azalır. Sürekli büyük hatalar yapan Fuat öfkesini Celil'den alır. Berivan ise Serdar Komutan'ın eline düşer. Serdar onu itirafçı olmaya ikna eder. Bunun sevincini bile yaşayamadan kendisine silah doğrultan bir el onu şoke eder.



Şefkat Tepe 31. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Şefkat Tepe 31. Bölüm

İbret Alacak Kadar Yaşıyoruz

Buluğ çağına erdikten sonra ölen her insan için, ibret alacak kadar yaşama süresi gerçekleşmiş demektir.

Bir insan yirmi, otuz, kırk, elli... yaşında da ölse, artık o "Düşünüp gerçeği görebileceğin kadar ömür vermedik mi?" itabının muhatabı sayılır

Çünkü şuurluca bir saat bile yaşamak Yüce Yaratıcı'nın varlığına ve hilkatin esasına uyanmak için yeterlidir; dolayısıyla, şuurlu bir saat geçiren insanın bilhassa küfür mevzuunda hiçbir mazereti kalmamıştır. Hâlbuki Allah Teâlâ insanların çoğuna buluğdan sonra uzun süre yaşama imkanı vermektedir. Hâlık-ı Kâinat, bazı canlıları sadece bir saat, hatta çok daha kısa süre yaşatmakta, onları bir anlığına bir kısım isimlerinin tecellilerine mazhar etmekte ve sonra hayatlarına son vermektedir. Ömrü bir hafta, bir ay ya da bir yıl... olan canlılar vardır. Fakat Cenâb-ı Hak, insanı sadece bir saatliğine yaratmamıştır; ona normal şartlarda altmış senelik bir ömür bağışlamıştır.

Bu açıdan, etrafını duyacak, hissedecek ve değerlendirecek şekilde, şuurlu olarak bir saat bile yaşasa özellikle inkâr ve şirk hususunda bir mazeret hakkı kalmayacak olan insanın, vasatî ömür sayılan altmış seneyi tamamladığında Cenâb-ı Allah'ın emir ve yasaklarına tâbi olma konusunda hiçbir mazeret hakkına sahip olamayacağı aşikârdır. Buluğ çağına eren bir gencin artık mesul sayılacağı ve onun küfür, şirk ve günah üzere yaşama mevzuunda herhangi bir bahanesinin geçerli olmayacağı düşünülürse, vasatî ömrü geride bırakan bir insanın da evleviyetle mazeret hakkını kaybetmiş olacağı açıktır.

Evet, onca sene eğitimini, istikbalini, evini barkını, çoluk çocuğunu ve iaşesini düşünen; yaşamanın, kazanmanın, rahat etmenin, caka yapmanın ve çalımın ne olduğunu bilen; dünyevî menfaatleriyle alâkalı iyiyi kötüyü ayırt edebilen ve kafasına koyduğu bir meseleyi senelerce takip edip onu sona erdirebilen; yani yüzlerce, binlerce, milyonlarca hususu düşünüp onlarla ilgili kararlar verebilen bir insanın ulûhiyet hakikatini ve âhiretini de düşünmüş olması gerekmez mi? Dahası, bu kimse, İnsanlığın İftihar Tablosu'nu duymuşsa, Kur'an'dan haberdâr olmuşsa; ölümün keşif kolları sayılan hastalıklarla tanışmışsa ve ihtiyarlık pek çok dille kendisine "yolcusun" demişse, artık onun bütün bütün ahirete teveccüh etmiş, eksiklerini gidermiş ve öteler için zâd ü zahîre hazırlamış olması lazım gelmez mi?

İşte, bu hakikate karşı kapalı yaşayan ve ömrünü gafletle tüketen bir insanın acı akıbetle karşılaşınca pişmanlık duyması, yeniden dünyaya gelmek gibi olmayacak isteklerde bulunması ve dünya hayatındaki hataları için mazeretler döktürmesi ona hiçbir şey kazandırmayacaktır. Onun mazeretleri dikkate alınmayacak ve bahanelerin arkasına saklanmasına fırsat verilmeyecektir.

Bu açıdan, özellikle belli yaşın üzerindeki kimselere bir ikaz mahiyetinde Kur'an, "Bunca sene hak ve hakikat hesabına pek çok şeye şahit oldunuz, dahası bir sürü meşguliyeti de arkada bıraktınız; artık hiçbir mazeretiniz kalmadı. Şu halde, iyi bir mü'min olmak için daha ne duruyorsunuz?" demektir. Aynı zamanda, ömrün sonunda iyilikleri, ibadetleri, sâlih amelleri daha da artırmaya ve geçmişteki eksikleri bir ölçüde de olsa telâfi etmeye teşvik etmektedir. Öyleyse, yaşlılıkta dine ve diyanete daha bir candan sarılmak inanmışlığın gereğidir.

İki Büyük Tehlike

İnsan için çok büyük iki tehlike vardır ki; biri umumiyetle gençlikte, diğeri de ekseriyetle yaşlılıkta kendisini gösterir: Bunların ilki, başlangıçta nazarîde kalmaktır; ikincisi ise sonunda her şeyi bir kültür şeklinde, şuursuzca ele almaktır.

Bir devrede insanı aldatan husus, işin sadece nazariyesi ile meşgul olmak ve amelde derinleşmeyi düşünmemektir. Öyle kimseler vardır ki, sorduğunuz her meseleyi bilirler; daha siz "ihlâs" demeden onlar "İhlâs Risalesi"ni ezberden okuyuverirler; "Besmele"ye dair olan Birinci Söz'ü ezbere bilirler; "uhuvvet" kelimesini duyar duymaz, hafızalarına nakşettikleri "Uhuvvet Risalesi"ni gözlerinin önüne getirirler. Heyhat ki, her söz, her tavır ve her davranışlarıyla sürekli kendilerini nazara vermekten bir türlü kurtulamazlar.

İkinci tehlike ise müntehayla alâkalıdır; nazarîden amelîye geçmek ama zamanla o ameli folklora dönüştürmektir. Bir insan, belli bir noktada İsm-i A'zam'ın tecellilerine mazhar olsa ve başını kaldırdığı zaman İsrafil'in azametli heykelini görecek keyfiyete erse bile, şayet bir süre sonra meseleyi sadece kültürün bir parçasıymış gibi ele almaya başlarsa, onun karbonlaşması ve yıkılıp gitmesi kaçınılmaz olur. Sadece semayla, semahla, mevlitle, gazelle ve gırtlak ağalığı yapan bazı kimselerin ilahileriyle teselli bulma, bir kültür faslına ve sönme dönemine adım atma demektir. Karbonlaşmamak, yıkılmamak, sönmemek ve dinin amelî yanını kültüre kurban etmemek için İslam'ın her meselesini şuurluca ele almak lazımdır. Kimileri, şuursuzca yatar kalkar ve bu yaptıklarına "namaz" derler; sadece yemeden içmeden kesilip aç durmayı "oruç" zannederler; mukaddes topraklarda bir turist edasıyla dolaşmayı "hac" bilirler. Babadan-anneden gördükleri ya da kültürün bir parçası olarak algıladıkları fiilleri şuurunda olmadan ve içte bir ürperti duymadan ortaya koyar ve kendilerini ibadetin hakkını vermiş sayarlar. 

1- Buluğ çağına erdikten sonra ölen her insan için, ibret alacak kadar yaşama süresi gerçekleşmiş demektir. Kaldı ki, Allah Teâlâ insanların çoğuna buluğdan sonra uzun süre yaşama imkânı vermektedir.

2- İnsan için bir tehlike, dini kabul etmekle birlikte onun kural ve kaidelerini amellerine yansıtamaması ve böylece hayatını bir çekirdek gibi toprağın içinde çürümeye terk etmesidir.

3- Bir diğer tehlike ise amellerine yansıttığı dini hayatın şuursuzca yaşanması neticesinde, yaptıklarını Allah'ın bir emri değil de kültür olarak algılamasıdır.



İbret Alacak Kadar Yaşıyoruz

Kollama, Bu Kareyle Bitiyor

Samanyolu TV'de yayınlanan ve basında "Her şeyi önceden bilen dizi" olarak anılan "Kollama" bu akşam ekrana veda ediyor.

Resim

Son bölüm çekimleri çarşamba akşamı sabahın ilk ışıklarına kadar süren dizi, senaryo gereği çekilen toplu fotoğrafla bitiyor. Dizideki Hayri karakteri fotoğraf makinesini ayarlıyor ve kareye dahil oluyor. Patlayan flaşla birlikte kare donuyor ve dört sezon ekrana gelen Kollama sona eriyor.

Dizinin son bölümü yine sürpriz gelişmelere sahne oluyor. Erkenkondu'nun kara kutusu Baron, emniyet güçleriyle girdiği çatışmada vurulur. Baron'u kurtarmak için öne atılan Hayri ise kendini feda eder. Erkenkondu örgütüyle ilgili tüm sırları bilen Baron'un vurulması sonrasında örgüt harekete geçer. Tüm ülkede geniş çaplı bir suikast hazırlığı yapan örgüt mensupları, kendi kurdukları tuzağa düşerler. İşin peşini bırakmayan istihbarat güçleri, örgütün arkalarında bıraktıkları ipuçlarını değerlendirir. Emniyet güçleri, elde ettikleri bu bilgilerle zafere ulaşmayı başarırken, Erkenkondu ve Karakutu Baron'un sonu ise sürpriz...

Ayrıntılı bilgi, fragman ve yorumlarınız için...

Samanyolu'ndan 'Şeytan' Dizisi

Samanyolu ekranlarında yaz aylarıyla birlikte “İnsan Aldandı…” adında sıra dışı bir dizi başlıyor.

İnsanın çok kolay aldanabilme ve gafletinin, kadim düşmanı şeytan tarafından nasıl kullanıldığını görsel efektlerle ve kaliteli hikâyesi ile ekranlara taşıyan "İnsan Aldandı..." Samanyolu TV'de izleyici ile buluşmaya hazırlanıyor.

Her bölüm farklı oyuncuların yer alacağı "İnsan Aldandı..."nın başrolünde "Şeytan ile mücadele halinde olan insan" oynuyor.

Görsel efektlerle süslenen dizide "ŞEYTAN" karakterini oyuncu Akın Erozan canlandırıyor.

İzlerken "işte bunu içimdeki bir ses hep söylüyor" diyeceğiniz "İnsan Aldandı..." dizisinde; vicdan ile vesvesenin sinir sistemini alt üst eden savaşına şahit olacaksınız.

"İnsan Aldandı..." dizisinde şeytanın vesveselerinden; makam hırsı, gurur, kibir, şehvet, öfke gibi konularda bazen bir arkadaş bazen tanımadığınız biri bazen de herkimse şeytanın vesvesesiyle bir nevi şeytanı oynayacak...

Yapımcılığını Mustafa Kartal'ın, yönetmenliğini Taner Tunç'un üstlendiği dizi, konusu ve içeriği ile yazın en çok konuşulan dizileri arasında yer alacak...

www.gazeteciler.com


Samanyolu'ndan 'Şeytan' Dizisi

Dön Çağrısına Hocaefendi'nin Cevabı

Fethullah Gülen Hocaefendi, Türkiye’ye dönmesi için çağrıda bulunan birkaç kişiye ne cevap verdi?

Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’e Türkiye’ye dönmesi için çağrıda bulunduklarını belirterek, Gülen’in “Ben uçaktan iner inmez Türkiye’yi karıştırmak isteyenler bir provokasyon düğmesine basacaklar. Böyle bir şeye izin veremem” dediğini kaydetti.

Gülerce, “Bu benim yorumum. Humeyni gibi dönecek iddialarına cevaben, ‘Ben dönersem kendim gibi dönerim’ diyor” açıklamasını yaptı.

NTV’de yayımlanan Yazı İşleri programında Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Gülerce, Gülen’in Türkiye’ye dönmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. “Kamuoyunda, Gülen’in sözcüsü olduğunuz gibi bir imajınız var” sözleri üzerine Gülerce, bunun doğru olmadığını her fırsatta dile getirdiğini kaydetti. “Koşullar Fethullah Gülen’in geri dönüşü için uygun bir ortam yaratıyor mu, bu durumda mıyız?” sorusu üzerine de Gülerce şu yanıtı verdi:

“Bu soruyu en doğru yanıtlayacak olan Gülen’dir. Birkaç gün önce bir Alman muhabir de o soruyu soruyor. Gülen de ‘Gurbetlik hasretini kavuşma dindirir. Ama ne yapayım ki kaderin gönüllü mahkûmuyum’ diyor. İlk defa size anlatayım. Bundan 4 yıl önce ben yaşlarda bir grup arkadaş kendi aramızda Sayın Gülen’e ‘dönün’ demediğimiz için konuştuk. Türkiye’de bulunan arkadaşlar, ‘Lütfen Türkiye’ye dönün dememiz gerekmiyor mu?’ konusunu tartıştık uzun uzun. Baştan fizikçi mantığımla kendi vereceği karar derken, ben de böyle yapmamız gerektiğine ikna oldum.

‘İşi hissiyata dökmeyin’
Kendisinden bir randevu aldık. Karşısına geçtik, ‘Şöyle bir talebimiz var’ dedik. Bir arkadaş içli bir mektup yazmış. O mektubu okutmadan gülümseyerek aldı, cebine koydu. ‘İşi hissiyata dökmeyin. En hisli olan benim. Ben uçaktan iner inmez Türkiye’yi karıştırmak isteyenler bir provokasyon düğmesine basacaklar. Böyle bir şeye izin veremem’ dedi. Bundan sonrası benim yorumum; Humeyni gibi dönecek iddialarına cevaben ‘Ben dönersem kendim gibi dönerim’ diyor.”

23.Haziran.2011,09:50:14

MİLLİYET



Dön Çağrısına Hocaefendi'nin Cevabı

22 Haziran 2011 Çarşamba

Ve İnsan Aldandı

Ve İnsan Aldandı Fragman

Ve İnsan Aldandı Oyuncuları

Samanyolu’nun temmuz ayında yayına girmesi beklenen yeni dizisi “Ve İnsan Aldandı“nın başrol oyuncularından birini Akın Erozan olarak açıklamıştık. Diğer iki başrol oyuncusunu ise yine http://www.samanyolufanlari.com farkıyla duyuruyoruz. Merve Dizdar ve Cem Uras, Samanyolu Televizyonu’nun “Ve İnsan Aldandı” isimli yeni dizisinde Akın Erozan ile başrolü paylaşan oyuncular olacak. Yeni haberler ve gelişmelerden haberdar olmak için “www.samanyolufanlari.com“u takip edin.

Kollama'dan Bomba Gibi Bir FİNAL

Samanyolu TV’nin sevilen dizisi “Kollama”, muhteşem final bölümüyle veda ediyor... 

Samanyolu TV’de 24 Haziran Cuma günü saat 20.30’da yayınlanacak dizinin final bölümünde; 

Erkenkondu’nun kara kutusu Baron, emniyet güçleriyle girdiği çatışmada vurulur. Baron’u kurtarmak için öne atılan Hayri ise kendini feda eder. Erkenkondu örgütüyle ilgili tüm sırları bilen Baron’un vurulması sonrasında örgüt harekete geçer. Tüm ülkede geniş çaplı bir suikast hazırlı yapan örgüt mensupları, kendi kurdukları tuzağa düşerler. 

İşin peşini bırakmayan istihbarat güçleri, örgütün arkalarında bıraktıkları ipuçlarını değerlendirir. Emniyet güçleri, elde ettikleri bu bilgilerle zafere ulaşmayı başarırken, Erkenkondu ve Karakutu Baron’un sonu merak konusudur?




Kollama 134. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Kollama 134. Bölüm

TEK TÜRKİYE 148. Bölüm - Dila Mahkemede, Tarık Yoğun Bakımda!

Resim

Zaim, Kaya Minik hakkında şikayetçi olan herkesi tehdit etmekle görevlendirilir. Fakat işler planladığı gibi gitmez. Kaya Minik'in serbest kalması konusunda çalışma yapanlara engel olmak için, Tarık kendini feda eder.

Hastanede bulunan Dila ise Minik'in mahkemesine katılmak ve bildiği her şeyi anlatmak için arkadaşlarını toplar ve hapishaneden kaçar. Minik hakkında beraat kararı verilmek üzereyken Dila ve arkadaşlarının salona girmesi herkesi şaşırtır. Minik'ten şikayetçi olduğunu belirten Dila, mahkemede bildiklerini anlatırken, Tarık da yoğun bakımda ölüm kalım savaşı vermektedir.



Tek Türkiye 148. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Tek Türkiye 148. Bölüm

19 Haziran 2011 Pazar

Bu Yılın "Enleri" Ödülü Sahiplerini Buldu




İstanbul Yardımlaşma ve Eğitim Derneği tarafından üçüncüsü düzenlenen "Yılın Enleri" ödülleri sahiplerini buldu. Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkez'indeki törene medya dünyasından çok sayıda tanıdık sima katıldı. Ünlüler geçidine dönüşen gecede renkli ve eğlenceli anlar yaşandı. Yılın Televizyonu ödülü Türkiye'nin ilk özel Kürtçe Televizyon kanalı Dünya TV'nin oldu. Ödülü Dünya TV Genel Müdürü Remzi Ketenci aldı. Yılın Sivil Toplum Kuruluşu Ödülünü Kimse Yok mu Derneği alırken Yılın Vefa Ödülünü ise Ömrünü eğitim hizmetlerine adamış bir isim merhum Hacı Kemal Erimez adına Kadir Tufan'a verildi.


Bu Yılın "Enleri" Ödülü Sahiplerini Buldu

Kimse Yok mu Gönüllüler 6. Bölüm

Yardıma muhtaç bir annenin isteği gerçek oluyor!

Sunuculuğunu Ahmet Bozkuş ve Cengiz Toraman'ın üstlendiği Kimse Yok Mu? Gönüllüler programı bu hafta yardıma muhtaç bir anne için Soma'da ev yapıyor. Manisa'nın Soma ilçesine giden ekip, kanser hastalığıyla savaşan 3 çocuklu bir annenin yürek burkan hikayesini ekrana getiriyor. Soma halkının yardımseverliliğini gözler önüne seren program, hüzün dolu hayatlara umut oluyor.







Kimse Yok mu Gönüllüler 6. bölümünü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Kimse Yok mu Gönüllüler 6. Bölüm


'Kimse Yok Mu Gönüllüler’ programı, yeni bölümü ile 20 Haziran saat 22:45'te Samanyolu TV'de.

Turgay Başyayla İle "Davetsiz Misafir"

Türkü tadında bir program geliyor

Resim

Samanyolu TV’de türkü tadında bir program ekrana geliyor... 

En meşhur türkülerin ana vatanlarını ya da nice bilmediğiniz türküleri duyacağınız her yörenin en özel lezzetleri ile tanışacağınız sıra dışı bir gezi eğlence programı sizleri bekliyor… 

Yöresel türküler, yöresel eğlenceler ve yöresel lezzetlerle dolu bu programda her yörenin yemeğini o yörenin insanından birebir dinleme fırsatı da elde edeceksiniz.. 

Anadolu’nun birbirinden güzel türküleri ile hareket ve enerji kazanan “Davetsiz Misafir” her an kapınızı çalabilir… 

Turgay Başyayla, Türkülerin, halayların, zeybeklerin, horonların, geleneksel mutfağımızın gerçek ustaları ve kaynağı olan Anadolu’nun sahiplerine, bu toprakların sakinlerine çat kapı misafir olup birlikte hüzünlenip birlikte gülüp eğlenip sofralarına misafir oluyor… Türkiye’nin cennet köşelerini Samanyolu izleyicileri için gezip araştırıyor, özlemlerini hasretlerini gidermeye çalışıyor, onlar la birlikte türküler seçip, yemekler yapıp adeta geleneksel bir şölen gerçekleştiriyor…






Turgay Başyayla İle "Davetsiz Misafir"


Türkü tadında yepyeni bir program Turgay Başyayla İle "Davetsiz Misafir" yakında Samanyolu TV'de...

Şefkat Tepe'de Hafta Sonu Gezisi

Deniz Şafak, Konya gezisine devam ediyor..

Etli ekmek, tandır kebabı, bamya çorbası, ekmek salması, höşmerim helvası ve daha neler neler... Programın 2. bölümünde İyi Haftasonları ekibi Şefkat Tepe'nin setine konuk oluyor. Dizinin başrol oyuncularından Mert Kılıç, Aslıhan Güner ve Ertuğrul Şakar ile dizinin başarısı, sezon finaline dair ipuçları, Leyla ile Serdar Komutan konuşuluyor. 

SAMANYOLU HABER TV 10.10



Şefkat Tepe'de Hafta Sonu Gezisi

FARKLI DESENLER 34. Bölüm - Feride aklanabilecek mi ?

Samanyolu TV'nin sevilen dizisi Farklı Desenler merakla beklenen yeni bölümüyle ekrana geliyor... 

Yoğun bakımda bulunan Sultan’ın vereceği ifade, Feride’yi aklayacaktır. Bunun hayali ile umutlanan Feride, üst üste gelen şok gelişmelerle ne yapacağını bilememektedir. Fakat Pınar, Sultan’ın kendine gelmesini engellemek için elinden geleni yapar ve çeşitli yollara başvurur. Pınar’ın kötü niyetini fark eden Kemal ise, bu sefer ona haddini bildirmekte kararlıdır. 

Galip’in tuzağa düşürdüğü Emir, bir uyuşturucu operasyonu sırasında büyük bir tehlikenin içine girer. Kendisi kurtulsa da görev arkadaşı Duygu Komiser ağır yaralanır. Bunun intikamını almak isteyen Emir, büyük bir operasyon başlatır ve ilk yakaladığı isim ise onu şok edecektir.







Farklı Desenler 34. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Farklı Desenler 34. Bölüm


Ekranların aile dizisi “Farklı Desenler” 19 Haziran Pazar günü yeni bölümü ile saat 20.30’da Samanyolu TV'de...

17 Haziran 2011 Cuma

'Değişme Fantezisi'nden Uzak Durun

İnanan insanlar, sürekli tekâmül peşinde bulunmalı, kalbî ve ruhî hayatları itibarıyla hep "diriliş"ler yaşamalı; fakat aynı zamanda kendi öz değerlerine bağlı, değişme fantezisinden uzak ve durdukları yerde "sabit-kadem" olmalıdırlar.

Onlar, her gün yeni bir duyuş, yeni bir seziş, âfak ve enfüse ait yeni bir keşif ve yepyeni tahlil ve terkiplerle imanlarını bir kere daha derinden duymalı, Hak tevfîkine dayanarak inançlarını yeniden inşa etmeli ve sonra da irfanlarının derinliği ölçüsünde bir aksiyon sergilemelidirler. Ne var ki, kendi kimliklerinden uzaklaşma, farklı kültürlerin tesirlerinde kalarak başkalaşma ve öze yabancı bir hal alma anlamlarına gelen bir "değişim"den korkmalı; bu manadaki bir değişikliği bozulma saymalı ve kendilerini ondan korumak için farklı vesilelere sığınmalıdırlar. 

BAŞKALAŞMA MARAZI 

Zira böyle bir deformasyon, nimetlerin bütün bütün kesilmesine ve hem insanların hem de toplumun İlahî azaba uğramasına sebebiyet verebilir. Kur'an-ı Kerim, "Bir millet kendilerinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimeti, güzel durumu değiştirmez." (Enfal, 8/53); "Bir toplum özündeki güzellikleri değiştirmedikçe, Allah Teâlâ da onlara lütuf buyurduğu nimetlerini ve iyi hali tağyir etmez." (Ra'd, 13/11) buyurarak bu hususa dikkat çekmektedir. Bir toplum, kendisine bahşedilen nimetlere mazhar olduğu andaki iman, marifet, safvet, samimiyet, azim, kararlılık ve hasbîlik gibi yüce hasletlerini yitirmedikten sonra, -İlahî âdete göre- o nimetlerin alınması ve o toplumun derbederliği asla söz konusu değildir. 

Aksine, bir heyet-i içtimaiye kendini yücelten ve ayakta tutan bu üstün vasıfları kaybedince, orta sütun çökmüş ve toplum çatısında tamiri imkânsız yıkıntılar meydana gelmiş demektir. Şayet, insanlar, kendilerine bahşedilen nimetlere vesile olan güzel ahlâk ve sâlih amel gibi meziyetlerden uzaklaşır, bir deformasyona uğrar ve inanmışlığa yakışan iyi huylarını değiştirirlerse, Cenâb-ı Allah ilahî âdeti muktezasınca o topluluğa ihsan ettiği nimetlerini keser ve onların kötü hale duçar olmalarını hükme bağlar. İçten içe çürüyen, bozulan ve adeta mahiyet değiştiren bir toplum kıymetli bir emanetin emanetçisi olamayacağından dolayı, Allah Teâlâ İslamiyeti yüreklerinde taptaze duyacak yeni bir kavim getirir ve emanetini değişikliğe uğramış kimselerden alıp onlara teslim eder. 

Bu itibarla, değişmemek ve hatta değişikliğin en küçüğüne karşı dahi tavır almak çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki, bir çeşit başkalaşan her çeşit başkalaşabilir. Diğer bir vesile ile zikrettiğim gibi; İmriü'l-Kays'a isnad edilen bir sözde, "İki şey vardır ki, onları başlatanlar da nerede durduracaklarını bilemezler: Bunlar, savaş ve yangındır." denilir. Bu söze üçüncü bir hususun daha ilave edilmesi gerektiğini düşünüyorum ki, o da "başkalaşma"dır; evet, bir türlü başkalaşan her türlü başkalaşabilir, dolayısıyla, o kapı hiç aralanmamalıdır. 

Bazen başlangıçtaki çok küçük bir değişim, ileride pek büyük başkalaşmalara sebep olabilir. Bu mevzuda bir sızıntının meydana gelmesine bile fırsat vermemek lazımdır. Evet, atalarımızdan tevarüs ettiğimiz dinî ve millî değerlerimizden herhangi biri ile alâkalı en küçük bir kayma, daha sonraları önü alınamaz inhiraflara dönüşebilir. Şayet, insan bu mevzuda nefsiyle hesaplaşırken, vazifeleri icabı bir zaruret bulunmamasına rağmen, kendi üzerinde başkalaşma emareleri ve başkalarına benzeme temayülleri görüyorsa, nimetlerin zevalinden çok korkmalı ve henüz fırsat varken yeniden kendi kimliğine ait hususiyetlere bürünmeye çalışmalıdır. 

TEŞEBBÜH VE İLTİHAK 

Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardan sayılır." buyurmuştur. Bu hadis-i şerifin metninde "başkalarına benzemek" ile alâkalı olarak "teşebbehe" fiili kullanılmıştır ki, bu kelime tefa'ul babındandır. Bu babın hususiyeti de tekellüf ifade etmesidir. Bu açıdan, kerih görülen ve yasaklanan "teşebbüh", insanın başkalarının âdetlerine, geleneklerine, göreneklerine özenmesi; kendini sürekli onlara benzemeye zorlaması ve onlar gibi yaşamak için özel çaba harcaması demektir. 

Diğer bir ifadeyle, "teşebbüh", insanın, kendi kültürünün ve tabiatının dışına kayarak, hatta öz değerlerini hafife alarak, saç-baş, kılık-kıyafet, yeme-içme ve günlük hayat bakımından olduğundan farklı görünmesi, zorla başkalarına benzemeye çalışmasıdır ve sonuç itibarıyla "iltihak"a varıp dayanabilecek bir marazdır. Bu mevzuda, biraz esnek ve gevşek davranan bir insanın, ilk çıkış noktasını unutacak kadar merkezden kopması, zamanla kendinden bütün bütün uzaklaşması, hiç farkına varmadan özendiği ve benzediği o kimselere katılması ve Hak nezdinde de onlardan biri addedilmesi söz konusudur. Binaenaleyh, Nur Müellifi, teşebbüh ve taklit hastalığına yakalananlara şöyle seslenmiştir: "Ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler! Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünkü aramızdaki dere pek derindir; doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz. Ya siz de onlara iltihak edersiniz veya dalâlete düşer, boğulursunuz."



'Değişme Fantezisi'nden Uzak Durun

ŞEFKAT TEPE 30. Bölüm - Celil İyice Kontrolden Çıkıyor

Resim


Şefkat Tepe'nin merakla beklenen yeni bölümünde Celil, son bir koz peşinde... 

Deşifre olduktan sonra yapacak bir şeyi kalmayan Celil, son bir koz peşindedir. Tedirgin olsa da düğmeye basar ve özerklik yanlısı yabancıların bindiği yolcu trenini bombalar. Askerlerin ve yolcuların hayatını tehlikeye atan Celil, işlerin kontrolden çıktığının farkındadır. 

Diğer yandan Serdar Komutan ve ekibi, tüm olan bitenler karşısında oldukça öfkelidir. Şiyar ise Celil hakkında öyle bir sır öğrenir ki! Bu sırrı Fuat ile paylaşması halinde Celil’in tüm çabaları boşa gitmiş olacaktır. 


Şefkat Tepe 30. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Şefkat Tepe 30. Bölüm


Heyecan dolu yeni bölümü ile beklenen dizi “ŞEFKAT TEPE”, 18 Haziran Cumartesi saat 20.30’da Samanyolu TV’de...

16 Haziran 2011 Perşembe

Samanyolu, Yılın Televizyonu Seçildi

2 bin 500 kişinin oy kullandığı ankette Zaman ve Samanyolu Tv yılın basın kuruluşu seçildi.

Konya'nın Çumra İlçesi Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nin aylık yayın organı Endüstriyel Gündem Gazetesi tarafından yapılan ve 2 bin 500 kişinin oy kullandığı ankette Zaman veSamanyolu TVyılın basın kuruluşu seçildi. 'Yılın Enleri' ulusal basın kategorisinde lise öğrencileri vegazeteokurlarının yüz yüze veinternetüzerinden bir kez oy kullanabildiği ankette bazı sivil toplum kuruluşları ile girişimcilere de ödül verildi.

Çumra Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nin 3 yıl önce yayın hayatına başlayan Endüstriyel Gündem Gazetesi, bu yıl ilk defa okurlarına 'yılın enleri'ni seçtirdi. Türkiye'nin dört bir yanına gönderilen ve 2 bin tirajı bulunan gazete, basın, siviltoplum, girişimci, kamu kurumu gibi on ayrı kategoride anket yaptı. 2 bin 500 kişinin oy kullandığı yılın enlerinde Zaman Gazetesi yılın en iyi ulusal gazetesi, Samanyolu Televizyonu yılın en iyi kanalı seçildi.

Endüstriyel Gündem Gazetesi, okurlarının ödüle layık gördüğü kuruluşlar için Çumra Belediyesi Çok amaçlı salonunda tören düzenlendi. Yılın Ulusal Televizyonu Samanyolu TV, Yılın Bölgesel Televizyonu KON TV, Yılın Kuruluşu Çumra Şeker Fabrikası, Yılın Projesi Mavi Tünel, Yılın Ulusal Gazetesi Zaman Gazetesi, Yılın Yerel Gazetesi Merhaba, Yılın Haber Ajansı Anadolu Ajansı, Yılın Sağlık Kuruluşu Beyza Tıp Merkezi, Yılın Sivil Toplum Kuruluşu Konya STK Birliği ve YılınTarımDestekçisi Osmanlı Tarım olarak belirlendi.

Yılın kanalı seçilen Samanyolu Televizyonu'nun ödülünü Cihan Haber Ajansı Konya Bölge Muhabiri Aydın Hızlıca Çumra Belediye BAşkanı Yusuf Erdem'den, Yılın Gazetesi seçilen Zaman'ın ödülünü ise Çumra Temsilcisi Ali Özsoy, DSİ Çumra Şube Müdürü Ergül Yıldırım'ın elinden aldı.

Programa, Çumra Belediye Başkanı Yusuf Erdem, birim, Kamu Kurumları'nın ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilicileri, okul öğrencileri ve velileri katıldı.


Samanyolu, Yılın Televizyonu Seçildi

KOLLAMA 133. Bölüm

Karanlık güçler için çalışan Baron, Kaya Minik ve Azize, yapılan ani baskınlarla yakalanır ve nezarete atılırlar. Büyük bir hesaplaşmanın yaşanacağı mahkeme gününü bekleyen isimlere Avukat Arzu ile Pikeas’ta eklenir. Tüm isimlerin hesap vereceği mahkeme salonunda, bir hesaplaşma da Pikeas ile üstleri arasında yaşanır. Baron ise karanlık olaylarla ilgili gerçekleri açıklamaktansa intihar etmeyi tercih eder. Diğer yandan suçluların hesap veriyor oluşuna sevinen Necip amir, Yiğit, Memduh ve ekibinin morali ise, mahkemedeki gizli tanıklara düzenlenen suikast ile bozulur.




Kollama 133. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Kollama 133. Bölüm


Kollama, 133. Bölümü ile 17 Haziran Cuma saat 20:30'da Samanyolu TV'de...

Maceracı Isparta Yollarında

Anadolu’nun farklı güzelliklerini ekrana getiren Maceracı, Anadolu’yu keşfe devam ediyor. Her hafta maceralarına bir yenisini ekleyen Murat Yeni, bu hafta Isparta'da gezmedik yer bırakmıyor. Ünlü Isparta tandır kebabının yapımına tanık olan Yeni, lezzet sırlarını öğrendikten sonra, Isparta’nın manevi öneme sahip ilçesi Barla’yı ziyaret ediyor. Yeni, burada Üstad Bediüzzaman’ın hayatından kareler göstererek, onu yakından tanımamızı sağlıyor.

Geleneksel eğlencelere katılmayı ihmal etmeyen Maceracı, Ispartalı ev hanımlarının yarıştığı yemek yarışmasından eğlenceli görüntüleri ekrana taşıyor. Bölge halkıyla gerçekleştiren sohbetlere, Gül yağı ve gül suyu yapımına şahit olacağınız program 17 Haziran Cuma saat 22.15’te Samanyolu’nda ekrana geliyor...







Maceracı Isparta Bölümünü Küre TV'den izleyebilirsiniz.


Maceracı Isparta Bölümü

15 Haziran 2011 Çarşamba

Suudi Medya Heyetinden İstanbul Ziyareti

Suudi Arabistan'ın devlet televizyonları ve devlet haber ajansı üst düzey yetkilileri, İstanbul temasları çerçevesinde Cihan Haber Ajansı'nı ziyaret etti. Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı Müsteşarı ve Suudi Devlet Televizyonları Genel Sorumlusu Abdurrahman bin Abdülaziz el-Hazzaa öncülüğündeki heyet, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici ve diğer yetkililerle görüştü. Suudi Arabistan Haber Ajansı (SPA) Genel Müdürü Abdullah bin Fahd el-Hüseyin'in de yer aldığı heyet, Cihan merkez tesislerini gezerek çalışmalar hakkında bilgi aldı.

İstanbul'da bazı medya kuruluşları ile sivil toplum derneklerini ziyaret eden, yazar ve akademisyenlerle görüşmeler yapan heyette El-İhbariye Kanalı Genel Müdürü Mujarriy Mubarek el-Kahtani, Suudi Devlet Televizyonu Haber Genel Müdürü Saad bin Abdulmuhsin el-Ulayyan, Televizyonlar Dış İlişkiler ve Haber Değişimi Müdürü Selman Mabruk el-Rabii, Suudi Ajansı Teknik Dairesi Müdürü Abdullah Sefer el-Gamdiy de yer aldı. 

Heyet ilk olarak Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici ve ajansın bazı birimlerinden yetkililerle kahvaltıda bir araya geldi. Bilici, burada yaptığı konuşmada ajansın kuruluşu ve işleyişi hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Bilici ayrıca Cihan ile Suudi Arabistan Kültür ve Enformasyon Bakanlığı arasındaki mevcut işbirliğinden duyduğu büyük memnuniyeti aktardı. 

Suudi Bakan Yardımcısı Abdurrahman bin Abdülaziz el-Hazzaa da Cihan ile işbirliğini artırmak için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını belirtti. Suudi yetkililerin toplantıda en çok merak ettikleri konu ise 12 Haziran'daki seçimler oldu. The Economist dergisindeki "CHP'ye oy verin" çağrısı yapılan yazıyı değerlendiren el-Hazzaa, bazı kesimlerin Türkiye'nin Ortadoğu'ya açılmasından rahatsız olduğuna değindi. 

SPA Genel Müdürü Abdullah bin Fahd el-Hüseyin de, 40 yıl önce kurulan ajansın gelecekte özerk bir kuruma dönüşme planları yaptığını, bunun kendileri için bir itici güç olacağını düşündüklerini aktardı. Cihan gibi uluslararası ajanslarla işbirliği yaptıklarını ifade eden el-Hüseyin, "Yeni projelerimiz var, sizden istifade etmek istiyoruz. Cihan'ı, başarılarından ötürü tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı. 

Suudi heyeti, ardından Cihan Haber Ajansı ve Feza Gazetecilik tesislerini gezdi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Misafirleri kendi odasında da ağırlayan Bilici, el-Hazzaa ve el-Hüseyin'e Cihan tarafından hazırlanan "Ben İstanbul'um" ve "Gökyüzünden İstanbul İbadethaneleri" adlı iki kitap hediye etti. El Hazzaa ve el-Hüseyin de Bilici'ye iki ayrı hediye takdim etti. 

Heyetin Samanyolu TV temasları sırasında Bakan Müsteşarı el-Hazzaa, Arap televizyonlarında yayınlanan bazı dizilerin Türkiye'yi ve Türkleri olumsuz tanıttığını, kötü imajı değiştirebilecek Türk dizi ve filmlerini Suudi televizyonlarında yayınlamaya hazır olduklarını dile getirdi. 

İstanbul Valiliği'ni de ziyaret eden Suudi Arabistan basın heyetine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ortadoğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü bir akşam yemeği verdi. 

Cihan Suudi Arabistan Temsilcisi Nazif Erişik'in eşlik ettiği heyet, İstanbul'daki tarihî ve turistik mekânları da gezdi. Suudi heyeti, İstanbul ziyaretinden son derece memnun olarak Türkiye'den ayrıldı. 

(CİHAN)




Suudi Medya Heyetinden İstanbul Ziyareti

TEK TÜRKİYE 147. Bölüm - Tarık, Ailesi İçin Direniyor!

Resim

Oğlunun sağlığına kavuşması ve Dila'nın kurtulması için bir şeyler düşünmek zorunda kalan Tarık; çaresiz bir şekilde Çetin'deki gizli belgeyi alarak konsolos ile anlaşma yapmaya karar verir. Ama bu iş, sandığı kadar kolay olmayacaktır.

Diğer yandan Dila hastaneye yatırılmıştır. Kado'nun emri ile getirildiği hastanede kendisine "akli dengesi yerinde değil" raporu verilir. Kado, Dila'nın bir an önce öldürülmesi için doktorla anlaşma yapar. Onu, hastalığı hayli ilerlemiş olan kişilerin koğuşuna yerleştirir ve ölüme terk eder. Fakat Dila'nın karşısına, kendisine yardım edecek çok önemli isimler çıkar.




Tek Türkiye 147. Bölümü Küre TV'den izleyebilirsiniz.

Tek Türkiye 147. Bölüm