31 Mart 2009 Salı

TEK TÜRKİYE 63. BÖLÜM

Tek Türkiye, 63. bölümüyle ekrana geliyor.

Selma infaz ediliyor.

Tek Türkiye heyecan dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor. Selma abisinin intikamını almak için harekete geçiyor ve örgütten kaçıp Tarık’a sığınıyor. Tarık, Selma’yı kurtarmak için elinden geleni yaparken Abdul ve müridleri köyü karıştırıyor. Selma’yı kafir ilan eden Abdul, Selma için infaz emir veriyor. Tarık onu kurtarmak için elinden geleni yapmaya çalışıyor fakat Abdul’un kuralları işlemeye devam ediyor. Çetin’in de içinde olduğu büyük oyunla Tarık ve köylünün hayatları cehenneme dönerken Selma bu durumu değiştirmek için büyük bir karar veriyor.

Yapımcı: Salih Asan
Yönetmen: Çelik Berksoy
Oyuncular: Ozan Çobanoğlu, Sabri Özmener, Murat Çobangil, Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç

Yayın Günü ve Saati 02 Nisan Perşembe 19:40

Fragman eklenecektir...

Kaynak: Tek Türkiye 63. Bölüm

29 Mart 2009 Pazar

DOĞRULUK EKSENİ 25. BÖLÜM

Doğruluk Ekseni'nde kasabaya yeni bir gelin geliyor. Aliye, şahit olduklarından sonra Fikret'e boşanma davası açmıştır. Işıl kasabayı terk etmek istese de Fikret onu bırakmamaya kararlıdır...
Bu arada Sıdıka, gelini Aliye'ye eve dönmesi için yalvarmaktadır. Aliye Fikret'i affedemeyeceğini söyler...
Oğuz ise Sırma'yı affedememektedir. Sırma'nın yaptığı uygunsuz tavrı sindirememektedir. Sırma ise olanlardan hala Sinem'i suçlu görmektedir. Fakat Sinem çok zor durumdadır. Firdevs ölmüştür ve hapse girmesi gerekmektedir. Bu durumdan kurtulmak isteyen Sinem başına olmadık işler açarken, Fikret bir karar verir ve ailesine yeni gelinlerini getirir. Aliye ise o sırada eve geri dönmeye karar vermiştir.

Doğruluk Ekseni, 25. bölümüyle 31 Mart Salı akşamı 19:40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler.

Fragman izle:



Kaynak, Fragman izle, İndir: Doğruluk Ekseni 25. Bölüm

28 Mart 2009 Cumartesi

KENDİ OKULUMUZA DOĞRU 24. BÖLÜM

KENDİ OKULUMUZA DOĞRU**YENİ**

Kendi Okulumuza Doğru, heyecan dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor.
Handan yaptıklarının cezasını çekerken, Şefik kendisini kurtarmayı başarıyor. Ali ve ailesi yıllar sonra birbirlerine sımsıkı sarılıyorlar.
Cemal amcanın evinde verilen davette öğrenciler ve öğretmenler bir araya geliyor. Fakat beklenmedik bir olayla tüm her şey değişiyor. Yusuf hayata gözlerini yumarken çocuklarına büyük bir hazineden bahsediyor.
Herkes bu hazinenin ne olduğunu merak ederken, tüm soruların cevabı Ömer öğretmende toplanıyor. Ömer ya bu sırrı Ali ve kardeşlerine açıklayacak ya da sonsuza dek saklayacak.

Yayın Günü ve Saati
28 Mart Cumartesi 19:40

Fragman izle:



Kaynak, Fragman izle, İndir: Kendi Okulumuza Doğru 24. Bölüm

26 Mart 2009 Perşembe

KOLLAMA 46. BÖLÜM

Kollama, 46. Bölümüyle ekrana geliyor.

Necip, hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Ailesi ondan iyi bir haber beklerken doktorların verdiği cevapla yıkılıyorlar. Yiğit, amirinin intikamını almaya yemin ederek harekete geçiyor. Ferruh ve Güvercin, her şeyin planladıkları gibi gittiklerini düşünürken karşılarında Yiğit'i bulunca köşeye sıkışıyorlar. Yiğit, Ferruh'un canını almak üzeredir.
Memduh ise onu durdurmak için elinden geleni yapmaktadır. Tüm bu olanlar karşısında Melike ise, Yiğit'e bir söz verir. Destek büro için zor günler çok yakındadır.

Fragman izle:



Kaynak, Fragman İndir, İzle: Kollama 46. Bölüm

DOKTOR TARIK FİLM HAZIRLIĞINDA

Doktor Tarık film hazırlığında

Samanyolu'nda perşembe günleri yayınlanan 'Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, medyada çıkan ve tartışma konusu olan "Kahramanlık Tarık'a yakışıyor, Polat'a değil" sözüne açıklık getirdi.
'Tek Türkiye' ve tiyatrodaki görevlerinin dışında sinemayla da ilgilenen Çobanoğlu, "Kısmet olursa yaza bir sinema projem var. Benim yazdığım bir senaryo. Tek Türkiye'nin eski ve yeni kadrosundan oyuncular olacak. Ancak, tamamıyla bağımsız, uzun zamandır üzerinde durduğum bir hikâye." diyor.

Çobanoğlu, Necati Şaşmaz için söylediği "Türkiye'nin en iyi oyuncularından değil, ama çaba gösteren, emek veren biri; benim ve birçok genç oyuncu gibi. Daha çok öğreneceğimiz şey, daha çok gidecek yolumuz var." sözlerinin de arkasında olduğunu söyledi. Ne magazinle ne de sansasyonel haberlerle ilgisinin olmadığının da altını çizen Çobanoğlu, şöyle konuştu: "İdealleri olan, kendimi, aklımı sürekli zinde tutan üretmeyi seven, biriyim. Altyapısı olan, kısa yoldan buralara gelmeyen, hep kendisini öğrenmeye ve bildiklerini anlatmaya çalışan, günün birinde oyunculuğunu tüm dünya arenasında göstermek isteyen bir oyuncuyum."

'Tek Türkiye' ve tiyatrodaki görevlerinin dışında sinemayla da ilgilenen Çobanoğlu, "Kısmet olursa yaza bir sinema projem var. Benim yazdığım bir senaryo. Tek Türkiye'nin eski ve yeni kadrosundan oyuncular olacak. Ancak, tamamıyla bağımsız, uzun zamandır üzerinde durduğum bir hikâye." diyor.

Televizyon Servisi - Zaman Gazetesi

Kaynak: DOKTOR TARIK FİLM HAZIRLIĞINDA

24 Mart 2009 Salı

Tek Türkiye, 62. Bölümüyle ekrana geliyor.

Çetin’in elinden kurtulan Yavuz’un peşine örgüt düşmüştür.
Tarık çeşitli kişilerle görüşerek yardım bulmaya çalışırken bambaşka bir örgütlenmenin kurulduğundan habersizdir.
Botan ve Şivan, Yavuz’u öldürmek için köye baskın yaparlar.
Şehmuz bu baskında tarafını belli ederek teröristlerden yana olur.
Yavuz ise babasının evine sığınır.İyileşmek için Tarık’a ihtiyacı vardır.
Tarık oraya gittiğinde Selma’yı örgütün gerçek yüzünü görmesi için ikna etmeye çalışır.
Selma bildiği yoldan dönmeyecektir ta ki örgüt onu can evinden vuruncaya kadar.
Şimdi Selma’nın tek umudu Tarık’tır…


26 Mart Perşembe 19:40
Kaynak: Tek Türkiye 62. Bölüm

TEK TÜRKİYE DİZİSİ OYUNCULARI FEZA`DA

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan ve çekimleri Konya'da devam eden Tek Türkiye dizisinin yapımcısı ve oyuncuları Samsun Feza Koleji öğrencileriyle buluştu.

Feza Koleji Öğrencileri, "televizyon programları ve öğrenciler üzerindeki etkileri" konulu bir anket çalışması düzenledi. Anketin "En sevilen dizi kagegorisi"nde Samanyolu ekranlarında yayınlan Tek Türkiye dizisi birinci oldu. Feza Koleji'nin daveti üzerine dizinin yapımcısı Salih Asan ve oyuncular Süleyman Karadağ (Şivan), Müjgan Gönül (Dila) Sabri Özmener (muhtar) Fezalı öğrencilerle buluştular.

Çocukların yoğun ilgi gösterdiği programda tezahüratlar eşliğinde salona giren oyuncular gördükleri manzara karşısında duygulu anlar yaşadı.

Daha önce Samanyolu Televizyonunda yayınlanan Sır Kapısı, Yusuf Yüzlü, Mavi Rüya, Tarık ve Diğerleri gibi projelere imza atan Yapımcı Salih Asan, "Tek Türkiye"nin Türkiye televizyonlarında yayınlanan diziler arasında ihtiyaç duyulan bir proje olduğunu söyledi. Dizinin çekimlerinin devam ettiğini aktaran Yapımcı Asan; "Dizimiz bu ülkenin farklılıklarının bir zenginlik olduğunu haykırmaya devam edecek. Biz dağa çıkmak üzere olan bir genci bu düşüncesinden vazgeçirebiliyorsak, dağa çıkmış bir insanımızı dağdan indirebiliyorsak dizi hedefine ulaşmış olacak. Bu amaca hizmet etmek için bütün ekibimle gayret ediyorum" dedi.
Öğrencilerin sorularını içtenlikle cevaplandıran Asan, “Çok zor şartlar altında çekimleri sürdürüyoruz. Konya'nın soğuğu malum, Kimi zaman -12 santigrat derece havada ve 18 saatlik bir çalışma sonrasında dizi yayına hazırlandı." diye konuştu.

Dizide Hemşire rolünde oynayan Müjgan Gönül Tek Türkiye dizisinin kendisi için ilk dizi çalışması olduğunu aktararak, böyle bir çalışmada yer aldığı için gurur duyduğunu belirtti.

Kaynak: TEK TÜRKİYE DİZİSİ OYUNCULARI FEZA`DA

22 Mart 2009 Pazar

DOĞRULUK EKSENİ 24. BÖLÜM

Doğruluk Ekseni, 24. bölümüyle ekrana geliyor.
Olanlardan Sinem’in suçsuzluğunu ispat edebilmesi için Firdevs’in yaşaması gerekmektedir.
Oğuz, Firdevs’in hayatını kurtarmak için elinden geleni yaparken
Oğuz’dan bir cevap alamayan Sırma, Uğur tarafından rahatsız edilir.
Sırma yaptıklarına pişmandır ama geri adım da atmaz.
Bu arada Fikret, eski günlerine dönmek üzeredir. Işıl’la sık sık görüşmeye başlar.
Aliye ise Fikret’e müjdeli bir haber verir.
Artık her şey çözülmesi zor bir düğüme dönüşmektedir.

Doğruluk ekseni, yeni bölümüyle 24 Mart Salı akşamı saat 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler...

HAYDİ EN SEVGİLİ'YE.. 100 MİLYON SALAVAT KAMPANYASI

Haydi Fanlar En Sevgiliye...(100 Milyon Salavat Kampanyası)

Resmin Üzerini Tılayarak Kampanyamıza Katılım Sağlayabilirsiniz..






Kutlu Doğum ayının yaklaşması münasebeti ile Efendimiz (SAV) Salavat-ı Şerif Kampanyası düzenliyoruz.Kampanyamız 20 Nisan aksamına kadar devam edecek ve aksam namazına müteakip duası yapılacaktır."

Allâh ve melekleri Peygamber'e çokça salât ederler. Ey mü'minler! Siz de O'na çokça salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (el-Ahzâb, 56)"Kim bana bir defa salât ü selâm getirirse, bu sebeple Allâh Teâlâ da ona on misli merhamet eder." (Müslim)Peygamberimize (sav) salat ve selam getirmek:

1- Salavât, Ahzâb Sûresi 56. âyette belirtildiği üzere Cenâb-ı Hakk'ın buyruğuna itâattir.

2- Salavât, günahların affedilmesine vesîledir.

3- Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e yakın olmanın en güzel ve en kolay yolu ona salavât getirmektir.

4- Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, kendisine salât okuyana mukâbelede bulunur.

5- Her salât getirenin ismi, Peygamber -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e arz edilir.

6- Salât ü selâm okuyan kimse, Allâh ve Rasûlü'nün muhabbetini diğer muhabbetlere tercih etmiş olduğu için, O'nun ahlâkıyla ahlaklanmada seviye alır, kötü ahlaktan kurtulur, fazîlete erer.

7- Rasûl-i Ekrem'in kendisine olan muhabbeti arttığı gibi, onun da Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'e olan muhabbeti devam eder ve katlanarak artar.

8- Allâh Teâlâ'nın Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- ile bize ihsan ettiği lutuflar, sayıya gelmeyecek kadar fazla olmasına rağmen, salât ve selâm ile Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-'in üzerimizdeki hakkını çok az da olsa ödemeye çalışmış oluruz.

9- Allâh Teâlâ'nın rahmetinin üzerimize inmesine vesîledir.

10- Salavât unutulan sözün hatırlanmasına sebep olur.

11- Salavât duâların kabûlüne vesîledir.

12- Yine salavât kıyâmetin o zor gününde arşın gölgesinde gölgelenmeye vesîledir ki, hadîs-i şerif'te şöyle buyurulur:

"Kıyamet gününde üç kişi Allâh'ın arşının gölgesinde gölgelenir:

1- Üzüntülü kişinin sıkıntısını teselli eden kişi.

2- Benim sünnetimi ihyâ eden kimse.

3- Benim üzerime çok çok salavât getiren kimse

Kaynak: Kutlu Doğum Salavat Kampanyası

21 Mart 2009 Cumartesi

KENDİ OKULUMUZA DOĞRU 23. BÖLÜM


Tekin intikam için silaha sarılıyor.

Kendi Okulumuza Doğru bu hafta tüm gerçeklerin ortaya çıkacağı sürpriz bölümüyle ekrana geliyor.

Babasını korumaya çalışırken vurulan Pınar hastanede ölüm kalım savaşı verirken Tekin tüm gerçekleri öğrenip Şefik’in peşine düşüyor. Eline geçirdiği silahla onu öldürmeye yemin ediyor. Yusuf ise bu meseleyi çözmek için yine çocuklarından uzaklaşıyor. Ali hem kardeşini hem de babasını bulup ikna etmek zorunda. Ömer ise Pınar’ın başında beklerken bir itirafın eşiğine geliyor. Bu arada çocukların okul için biriktirdikleri para kayboluyor ve herkes birbirini suçluyor. Bu sefer iki tarafta da adaletin sağlanması hiç kolay olmayacak.
Kendi Okulumuza Doğru, bu akşam 19.45'te Samanyolu'nda. İyi seyirler.

19 Mart 2009 Perşembe

TIP ÖĞRENCİLERİ DOKTOR TARIK'I NASIL BULUYOR?

“Doktor Tarık, bize öğretmen oldu”

Samanyolu Televizyonunda yayınlanan ve yayınlandığı günden bu yana reyting sıralamasında hep üstlerde olan, kendinden oldukça bahsettiren yapım Tek Türkiye dizisi, en az medya dünyasında olduğu kadar Tıp Fakültesi öğrencileri arasında da konuşuluyor.
Dizinin başrol oyuncularından Ozan Çobanoğlu’nun katıldığı bir programda Ozan Bey, “Diziyi seyrettikten sonra tayinini doğuya isteyeceğini belirten birçok Tıp öğrencisi oldu. Bunlar bizzat beni arayıp, dizinin mantığı için teşekkür edip, kendileri de Doktor Tarık gibi, Doğuda ülkemizin tekliği için çalışmak istediklerini dile getiriyorlar” demişti.
Bizde bunun üzerine Tıp öğrencilerine, Tek Türkiye’nin Doktor Tarık’ını sorduk. Güneydoğu’dan bir üniversitemiz Gaziantep Tıp Fakültesi öğrencileri Doktor Tarık karakteri hakkında çok renkli ve etkileyici düşüncelere sahip.



Neden Tek Türkiye dizisinde kahraman olan bir doktor. Neden asker değil, polis değil de bir doktor?

Çünkü askerin, polisin görevi zaten vatanı korumak. Onların görevi o... Yeri geldiği zaman vatan için canını vermek, huzur ve güven için düşmanları etkisiz hale getirmek. Her asker ve polis görevini ifa ettiği sürece bir kahramandır. Fedakârlıktan daha çok bu bir görevdir. Ama doktorun görevi sadece hayat kurtarmaktır. Acı çekenin acısını dindirmektir. Görevi sadece hayat kurtarmak olan bir doktor, sağlık alanının dışında da siyasi olarak ta hayat kurtarmaya atılıyor. Daha çok canlar yanmasın diye, düzeni baştan değiştirmeye kalkıyor. İşte bu doktorun yaptığı fedakârlık oluyor.

Doktor, herkesin ihtiyaç hissettiği biridir. Herkesin ihtiyaç duyduğu biri tabiî ki daha genel bir kahraman olur. Doktor, insanın en muhtaç ve aciz olduğu anda ona güç vermek için vardır. Her doktor bir insanın kahramanı, Doktor Tarıklar ise Tek Türkiye’nin kahramanlarıdır.

Bu arada şunu da söylemek istiyorum, belki bu yazıyı okuyan arkadaşlarımız “ne yani tıpçı olmak her şey mi“ diye düşünebilir. Tabiî ki hayır. Bakın dizide Yıldız karakteri de doktor. Ama o bir örnek teşkil etmiyor. Onun gibi doktor olacağına bir insan, insan gibi dağda çoban olsun daha faydalı. Yani iş doktor olmakla sınırlı değil. İş bilgini doğru yolda ve kardeşlik için kullanmakta.

Tek Türkiye ve Doktor Tarık sizi nasıl etkiledi?

Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Ve 5 yıldır Samanyolu Televizyonunun sıkı takipçisiyim. İlk Mavi Rüya ile başladı Samanyolu dizilerinin farkını anlamam. İnsanlara görevlerinin önemi gösteriyor. Öğretmenin, polisin, doktorun, hemşirenin, gazetecinin. Tıp Fakültesini kazanıp okumaya başladıktan sonra Doktor Tarık karakterinden inanılmaz etkilendim. Bir doktor, bir değil binlerce hayat kurtarır, bir doktor düzeni değiştirir mantığını yakaladım. Şuan Gaziantep’ de okuyorum ve mezun olup göreve başlayınca muhakkak doğu illerinde doktorluk yapmak istiyorum. Tek Türkiye, Kürt ve Türk sözcüklerini daha da genişletti zihnimde. Bir insanın neden dağa çıkar tarafını gösterdi. Daha keskin çizgilerim vardı terör hakkında, suçlu sadece bir gruptu gözümde. Ama şimdi işin en ince ayrıntılarını da görmüş olduk.

Doğuya kesinlikle daha çok doktor ve medikal malzeme götürülmeli. İşte dizi bizde bu etkileri yapıyor. Seyrediyor eksiklikleri görüyoruz ve mezuniyet sonramızı düşünüyoruz bu eksiklikleri nasıl tamamlayabiliriz diye. Hatta durumu biraz abartmış gözükmeyelim ama Tek Türkiye’nin hikâyesi üzerine bile derin düşüncelere giriyoruz. Aramızda tartışıyoruz. Doktor Tarık, sonunda böyle olmalı, şöyle olmalı diye. Bu dizi biz tıp öğrencilerini hem sosyalleştirdi, hem de görev bilincimizi genişletti. Doktor Tarık, bizim için bir nevi öğretmen oldu diyebiliriz. (Mustafa Dağlı- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)

Doktor Tarık abartılı bir kahraman mı sizce?

Belki birçoğu için öyle gelebilir bilemiyorum ama bence hiç de abartılı değil. Çünkü Tarık, doktorluk mesleğini sadece para ve rehavet için yapanlara ve doktorluğu sadece böyle zannedenlere çok güzel cevap oldu. Ve ayrıca bu kahraman bizim de bakış açımızı değiştirdi. Ben aslen Aydınlıyım. Ve eskiden Kürt ile terörist aynıydı benim gözümde. Kürt ise kesin terörist, terörist ise kesin Kürttü. Bundan dolayı da doğuda görev yapmak asla istemiyordum. Birde şehit yakınıyım. Kuzenim şehit oldu. Ondan dolayı da daha büyük hınç ve nefret vardı. Ama bu dizide gördüklerimden anladım ki çok yanlış kişilere kin beslemişiz. Bizim gibi düşünen nice değerli Kürt kardeşlerimiz varmış. Şimdi mezun olur olmaz özellikle doğuda Kürt kardeşlerim için çalışmayı ve birlik mesajları vermeyi istiyorum.

Gerçek Doktor Tarıklar var mıdır sizce?

Olmasaydı ülkemizde Doğu sorunu bu kadar güzel çözümlenmeye başlamazdı. Kendimi onun yerine koyduğumda çok zor Doktor Tarık gibi olmam. Ama demek ki öyle idealist tipler varmış ki şimdilerde bu konular bu kadar net gün yüzüne çıkıyor.

Terör meselesinin çözümlenmesinde Doktorlara cidden bu kadar önemli bir görev paylaşımı düşüyor mu?

Tabi ki düşüyor. Öğretmenlere, imamlara, hemşirelere, doktorlara en az askere düşen görev kadar büyük görev düşüyor. Hatta bence daha fazla. Çünkü doğu illerimizde askerden korkuluyor. Şu gün Mardin de öğretmen tanıdığımın dediği asker köye geldiği zaman bütün köylü korku içine giriyorlarmış. Böyle bir alt yapı maalesef oluşmuş. Madem askerle, köylü arasında böyle bir iletişim sorunu var, görev doktora, öğretmene, imama düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti öyle ya da böyle çok dikkatli bir şekilde korunmalı.

Diğer dizilerde bu konuya eğilmeli mi sizce?

Keşke öyle bir şey olsa. İlk Kurtlar Vadisinden çok ümitlendik. Derin devleti, karanlık hesaplaşmaları çok iyi gösterdi. Ama son iki bölümdür Ergenekon olayını sempatik göstermeye ve yumuşatmaya çalıştıklarını fark ettim. Daha takip etmiyorum. Vatan, millet meselesi oyuncak değil. Terör örgütü olan ister PKK olsun ister ETÖ fark etmez, hepsinin üzerine gidilmeli. Biz Doktor Tarık’tan bunu öğrendik. Bilinçlendik. Dizide gereken önemi görüyor yeterli bir seyirciye ulaşmış. İnanın Tek Türkiye dizisi başladığı saatte Aydın’da sokakta kimse kalmıyor. Kahvehaneler de bile eğer birileri varsa muhakkak Samanyolu açılmış ve Tek Türkiye izleniyor. Türkiye insanı gerçekten zekidir. Buna inanıyorum. Tıp öğrencisi olarak, gerçekleri bu kadar güzel dile getirdiği için Tek Türkiye ekibine çok teşekkür ediyorum. Ve izledikleri yolda sonuna kadar gitsinler diyorum. Gitsinler ki biz gelecek nesil doktorları ve diğer meslek erbapları “ Tek Türkiye” miz için neler yapmamız gerektiğini görelim. (Özcan Akkuş- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)

http://www.samanyoluhaber.com/haber-142448.html

18 Mart 2009 Çarşamba

KOLLAMA 45. BÖLÜM

Kollama 45. bölümüyle ekrana geliyor.

Necip’e yapılan suçlamalar kabul görüyor ve Necip cezaevine gönderiliyor.
Yiğit Necip’e atılan bu iftirayı ortaya çıkarmak için kolları sıvar.
Şimdi herkesi çok zor günler bekliyordur.
Melike, Yiğit’ten uzun süredir beklediği cevabı almak üzeredir.
Bu arada Necip hapishanede karşılaştığı eski bir yazardan darbe günlüklerini edinir.
Necip dışarı çıkınca herkesin ipliğini pazara çıkaracaktır artık.
Bunu öğrenen Ferruh ve Güvercin, Necip için içerideki adamlarına ölüm emri verir.
Kollama, yeni bölümüyle 20 Mart Cuma akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler.

Kaynak, Fragman indir, izle: Kollama 45. Bölüm

TEK TÜRKİYE 61. BÖLÜM

Tek Türkiye, 61. Bölümüyle ekrana geliyor.




Her şey gittikçe daha karışıyor!...

Çetin tarafından işkence odasına götürülen Tarık, hiçbir şekilde Çetin’in isteklerini yerine getirmez. Çetin, Tarık’ı ölümle korkutamayacağını anlayınca, onu en hassas yerinden yakalar ve annesinin hayatı ile tehdit eder. Zelal, Tarık’ı kurtarmak için elinden geleni yaparken, en sonunda Çetin’in tuzağına düşer. Tarık için her şey daha da zor bir hal alır. Botan ve Şivan ise Sağırsu köyünü tamamen teslim almıştır. Şimdi köylüye Doktor Tarık yerine Doktor Yıldız’ı kabullendirmek zorundalar. Bu aksiyon sürerken bir yandan da Berfin ve Yılmaz’ı, Zilan sürprizi beklemektedir!.. Tek Türkiye, Perşembe akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler...



Kaynak: Tek Türkiye 61. Bölüm


Fragman eklenecektir...

17 Mart 2009 Salı

KELEBEK FİLMİNİN FRAGMANI GÖSTERİME GİRDİ


1 Mayıs'ta gösterime girecek KELEBEK filminin Tanıtım videoları gösterime girdi.

Bir Sanayi-i Nefise yapımı olan KELEBEK filminin tanıtım videoları, youtube' den uzun zamandır sabırsızlıkla bekleyen izleyicileri için beğeniye sunuldu.
Film yapımcılarıdan edindiğimiz bilgiye göre kısa bir süre içersisinde www.filmkelebek.com adlı siteden film hakkında detaylı bilgilere ulaşabileceksiniz.
Ghassan Massoud’a başlıca rollerde genç oyuncular Caner Cindoruk, Deniz Bolışık, Münir Can ve Serhat Yiğit eşlik ederken, Şahin Çelik, Sümer Tilmaç, Tuncay Beyazıd, Cem Kurtoğlu, Meredith Orlow ve geçtiğimiz yıl Altın Portakal alan Volga Sorgu, Kelebek’te rol alan diğer dikkat çekici isimler arasında...

Tanıtım Videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

DOĞRULUK EKSENİ 23. BÖLÜM - FRAGMAN BURADA

Doğruluk Ekseni 23. Bölümüyle ekrana geliyor...
Sırma Oğuz’a bir şans daha veriyor; fakat bunun için ağır bir şart öne sürüyor. Oğuz, Sırma’nın şartını nasıl yerine getireceğini düşünürken, Firdevs Sinem’le savaş veriyor. Sinem ise kendisine yapılan kötülüklerinin sebebini sadece bir ağaçtan öğreniyor. Sinem büyük şok yaşarken Firdevs, oğlu için Sinem’in hayatını tehlikeye atıyor. Bu arada Uğur planlarına devam ederken, Sırma’nın aklını karıştırıyor ve ona değerli bir hediye veriyor. Bu hediye Oğuz ve Sırma arasında geri dönülmez adımların atılmasına neden oluyor. Adalı ailesi ise Sinem ile ilgili büyük sırrı öğreniyor.

Fragman izle:



Kaynak, Fragman izle ve indir: Doğruluk Ekseni 23. Bölüm

TEK TÜRKİYE RÖPORTAJI


Yeni Şafak Pazar Konya'da çekilen Tek Türkiye setindeydi
Konya'da çekilen Tek Türkiye dizisi reyting rekorlarından sonra şimdi de ziyaretçi rekoru kırıyor. Isparta'dan, Ankara'dan, Mardin'den, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan kısacası Türkiye'nin her yerinden otobüslerle Tek Türkiye setini ziyarete gelen hayran kitlesi, ellerinde cep telefonları, fotoğraf makinaları, dizinin oyuncularıyla aynı kareye girmek için adeta yarışıyorlar. Pazar günleri o kadar yoğun bir ilgi var ki, oyuncuları yakalayan hayranlarının her biri bir taraftan “Fotoğraf çektirelim” diye çekiştiriyor. Bu yüzden Pazar günlerinin ismi oyuncular arasında espriyle karışık “Kanlı Pazar” olarak geçiyor. Doğu ve Güneydoğu'da tek Türkiye çok izleniyor. Dizi başladığında sokaklar tenhalaşıyor. Bazı aileler arabaları ile set ekibinin arkasına takılıp tüm hafta sonu çekimleri izliyor. Ben de belki bir kare çektirebilirim ve “Neden bu dizi bu kadar izleniyor?” sorusuna cevap bulabilirim umuduyla Tek Türkiye setine koştum. Hayranlarının arasından çekip kaçırabildiğim oyuncularla konuştum, setin havasını kokladım, mağaralardan aşağı yuvarlanmamaya çalıştım ve evet fotoğraf çektirdim.

KOYUNLAR YÜRÜYÜÜNNN

Tek Türkiye tarihi 6000 yıl öncesine uzanan Sille ve Tatköy'de çekiliyor. Buradaki dağlara oyulmuş mağaralar, pek çoğunda günlük hayatın devam ettiği köy evleri ve köyün doğası çekim için doğal bir plato oluşturuyor. Şartlar zaman zaman epey zorlu oluyor. Bizzat şahit olduğum toz fırtınaları ve soğuk bunlardan ikisi sadece. Soğuktan korunabilmek için teknik ekibe özel kıyafetler yaptırılmış. Çünkü sabahın 7'sinden gecenin 12'sine kadar dağ bayır çalışıyorlar. Yine de çok neşeli ve esprililer. Köyde ilginç manzaralarla karşılaşmanız olası. Yolda ellerinde tüfekle yan yana yürüyen terörist ve özel tim mensuplarını ya da 40- 50 tane köylü kadın görürseniz şaşırmayın. Onlar figürasyon. Köyün çocuklarının pek çoğu dizide birkaç kez rol almış. Köyün eşekleri, koyunları, köpekleri de yeri geldiğinde dizide yerini alıyor. Koyunları kamera önünde tutmak da teknik ekibe kalıyor: “Koyunlar yürüyünnnn.”

REYTİNG KAYGISI YOK
Tek Türkiye setinde görüştüğüm hemen hemen herkes reyting kaygılarının olmadığını ama bir amaçları olduğunu söylüyor: Halkı teröre karşı bilinçlendirmek. Samimiyetlerinin ekrana yansıdığı ve seyircinin de bunun farkında olduğu için reytinglerde en üst sıralarda yer aldıklarını düşünüyorlar. Birleştikleri başka bir nokta da, Tek Türkiye'nin bütçesinin nispeten mütevazi olmasına rağmen, bir dizinin başarılı olması için gereken her şeyin en iyisine sahip olduğu; hikaye, kostüm, teknik ekip, cast, yönetmen, dekor… hepsinin birbirini tamamladığını söylüyorlar. Kostümler Doğu illerinde bir aylık bir süre içinde yapılan çalışmalar sonucunda, 15.000 metre kumaş harcanarak yapılmış. Oyuncuların pek çoğu devlet tiyatrolarında görevli sanatçılar. Tek Türkiye'nin hikayesi, yaşanmış olayları, gerçekleri yansıtıyor. Öyle ki çekilen bir sahnenin aynen gerçekleştiğini, bir iki hafta sonra gazetede okuyunca şaşırıp kalıyorlar. Belki de çok izlenmesinin sırrı bu; içten, hayatın taa içinden olması.
Reytingde zirveyi zorlayan Tek Türkiye dizisinin setine, Türkiye'nin dört bir yanından akın akın ziyaretçi yağıyor. Oyuncularla bir kare fotoğraf alabilmek için izdiham oluşturan hayranlar, en küçük rolde oynayan karakterlere bile yoğun sevgi gösteriyor. Milletin hassas noktasına dokunan 'kötü karakterli' oyuncular arasında kafasına elma, suratına tokat yiyen var

Dila Hemşire / Müjgan Gönül

Şöhrete alışamadım

İzleyicinin Dila Hemşire'yi evlerinin kızı gibi gördüklerini anlatan Müjgan Gönül, dizinin “Gençler nasıl kandırılıyor? Nasıl ellerine silah alıyorlar?” sorularını cevapladığı için çok izlendiğini söylüyor. Dila'nın örgüt tarafından kaçırılması sahnesinde 3 kere pisliğe bulanıp, 3 kere temizlenen Gönül, Dila adına aksiyonu sevdiğini söyleyerek aksiyon sahnelerine de göz kırpıyor. Gönül için günlük hayatında tanınan bir sima olmak ilginç bir durum olmuş. Alışmaya çalışıyor.

Şivan / Süleyman Karadağ

Sevilen kötü adam

Dizinin kötü adamı Şivan'ı canlandıran Süleyman Karadağ çok seviliyor. Karadağ Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde dizinin yayına girdiği saatlerde sokakların boşaldığını söylüyor. “Diziden teklif geldiğinde ilk etapta çekindim, anlaşmamız uzun sürdü. Çünkü sıcak bir gündem, 12 şehit vardı. Ama ülkeme hizmet için kabul ettim” diyor.

Dr. Tarık / Ozan Çobanoğlu

Tek Türkiye farklı bir resim veriyor

Dizinin başrollerinden biri olan Dr. Tarık'ı canlandıran Ozan Çobanoğlu, Konya Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Rolüne hazırlanırken bir ay boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu gezmiş. Sağlık ocaklarındaki doktorlarla görüşmüş. Özel bir hastanede ameliyatlara katılmış. Çobanoğlu, dizi senaryosunu okuduğunda bu hikayenin kalburüstü olduğunu anlamış ve dizinin bu kadar tutacağını tahmin etmiş. Çobanoğlu, başlarda olmayan reyting kaygısının kendisi için artık var olduğunu ifade ediyor. Günde en az bir film izleyerek kendini geliştiren Çobanoğlu, dizinin sık sık karşılaştırıldığı Kurtlar Vadisi'ni seyretme imkanı olmadığını ancak daha büyük bir prodüksiyon olarak gözüktüğünü anlatıyor. Çobanoğlu'ya göre aralarındaki en büyük fark, Tek Türkiye'nin insanlara daha önce bilmedikleri ve görmedikleri farklı bir resim vermesi, farklı bir dünyaya götürmesi.

Berfin / Özgül Sağdıç

Beni gören teyzeler ağlamaya başlıyordu

“Üşürken üşümeyi oynamıyoruz. Gerçekten üşüyoruz. Bu da dizinin gerçekçi ve doğal olmasını sağlıyor.” diyen Özgül Sağdıç, dizide başına gelmeyenin kalmadığı Berfin karakterini oynuyor. Berfin'in kandırılarak örgüte katıldığını herkesin bildiğini söyleyen Sağdıç, seyirci tepkisini “Beni görünce ağlayan teyzeler vardı.” diye anlatıyor. Sağdıç; “Biz çekim yaparken akşam otele gidiyorduk ama yine de çok zorlandım. Bir insan nasıl o şartlarda yaşamayı seçer, anlamak mümkün değil.”, diyor.

Salih Asan / Yapımcı

Tek Türkiye Sivasspor gibi

Dizinin yapımcısı Salih Asan, kendilerini Sivasspor ile özdeşleştiriyor. “Sivasspor Süperlig'de 1. sırada. Biz de Samanyolu olarak Süperlig'deyiz ama Anadolu takımı olduğumuz için bizi görmek, bahsetmek istemiyorlar.” diyor. Reyting kaygılarının olmadığını, tek kaygılarının “kardeşliği tesis etmek” olduğunu söylüyor Asan; “Dağa çıkma düşüncesi içinde olan bir genci vazgeçirebiliyorsak, bir genci dağdan indirebiliyorsak gerçek reytinge ulaşmışız demektir.” Tek Türkiye'de polisin ve askerin olmadığı eleştirilerini, dizinin geçtiği bölgenin zaten asker ve polisin ulaşamadığı, yolun, telefonun bulunmadığı bir coğrafya olduğunu söyleyerek cevaplıyor Asan. Dizideki şiddetin dozuyla ilgili de “Şiddeti fazla bulanlar, gecenin ikinci yarısında silah sesiyle yatağından fırlayan insanlar mı? Yoksa bizim gibi Batı'da yaşayanlar mı? Şiddet haberlerde olduğu kadar var.” diyor. Bütçelerinin mütevazi olduğunu da kabul etmeyen Asan, “Böyle bir işin mütevazi bir bütçeyle yapılması mümkün değil.” diyor.Asan, “Bunu söyleyen arkadaşlara bu teknik imkanları ve 70 bin lira vereceğim. Yapabiliyorlarsa gelsin çeksinler bu diziyi.” diyor. Dizide özel olarak gerçeğine çok yakın silahlar yaptırılmış. Dizinin son günlerde gerçek silah kullandıkları ile ilgili haberlere de “Usülsüz bir şey yok ortada. Mevzuat çerçevesinde devletin yetkili kurumlarına başvuruyorsunuz. Uygun görürlerse yardımcı oluyorlar.", diyor.

Örgüt doktoru Selma / Tuğçe Doraz

Senaryo gerçekçi

“Selma her şeyden önce doktor. Örgütün yaptığı eylemlere içten içe üzülüyor.” diyen Tuğçe Doraz, ilerleyen bölümlerde Dr. Selma'nın yanlışını anlayıp dağdan inişini izleyeceğimizi anlatıyor. Doraz, “Senaryo bana gerçekçi geliyor çünkü gerçek hayatta da cahillikten örgüte katılanlar var. Eğitimli ama beyni yıkanan insanlar var. Yoksulluktan dağa çıkıyor ama insaniyet öne çıkıyor, oradaki koşulları görüp yeniden geri dönenler var.” diyor.

Ayten / Gamze Karababa

Silahtan korkarım

Çok duygusal bir insan olduğunu söyleyen ve silahtan korkan Gamze Karababa, dizide terör örgütü mensubu Ayten'i oynuyor. Karababa, ilk başta şiddet içeren sahnelerde karşısındaki kişinin canını acıtacağından korkmuş. İlkokulu basıp öğretmen ve öğrencileri öldürme sahnesini çektikten sonra ise çok ağlamış. “Bunun bir dizi olduğunu biliyorsunuz ama normal hayatta da böyle şeyler olduğunu bilmek insanı acıtıyor.” diyor. Ayten'in öldürdüklerine tükürmesi ve pis pis sırıtması onu daha çok nefret edilen bir karakter yapmış. “İlk başta çok tepki alıyorum ama benimle konuşup, gördükten sonra sarılıp, 'Hakkını helal et' diyenler var. Bir gün Ankara'da bir oyuna gittim. Birden bir teyze bir tokat patlattı. 'İnsanları nasıl öldürüyorsun, kıyıyorsun.' diye.”

Çetin / Ergün Kuyucu

İnşallah benim gibisi yoktur!

Turizmcilik ve doğal taş ihracatı yapan Ergün Kuyucu oyunculuğa Gönül Salıncağı dizisinde bir arkadaşının ricası üzerine başlamış. Kollama dizisindeki rolü ise tutulmuş, yani seyirci baya nefret etmiş kötü adam karakterinde. Tek Türkiye'de canlandırdığı karakterin sertliğinden olsa gerek, onu görünce ürken, çekinenler oluyormuş. Askerin içindeki yoldan çıkanları canlandıran Kuyucu, “ Oynadığım karakter asker kökenli ve asker vuruyor. Zehirlenmiş insanlar vardır elbet. Ama ne kadar olursa olsun Türk ordusundan bir subayın asker vurabileceğine inanmıyorum. Umarım yoktur.”diyor.

Botan / Kadim Yaşar

Terörist sadece dağda değil

Setin neşe kaynağı olan Kadim Yaşar, Botan karakteri ile bir terör örgütü mensubunu canlandırıyor. Teröristlerin dünyanın her yerinde olduğunu söyleyen Yaşar, “Dağdaki de beyaz yakalı da aynı işi görüyor.” diyor. Türkiye'de sanatın çok zor olduğunu anlatan Yaşar, “Ancak bu işi yaparken varolabildiğimi düşündüğüm için çok üzerine gidiyorum. Ben bu rolde insanların yapmaması gerekenleri gösteriyorum.” Diye anlatıyor hislerini.

Sabo Ağa / Çetin Azer

İyi, kötü, çirkin...

Dizideki karakterleri iyi, kötü ve çirkin olarak nitelendiren Çetin Azer canlandırdığı Sabo Ağa'nın çirkinlerden olduğunu, çünkü kandırılmış insanlar üzerinde rant elde etmeye çalıştığını söylüyor. Azer, “İyi insanların değerini ortaya çıkaran, kötü karakterlerdir. Ne kadar antipatik olur, ne kadar kötü olursam, iyilerin değerini daha iyi anlatabilirim. İnşallah rahmetli Erol Taş'ın eriştiği mutluluklara ben de erişirim.” diyor.

Yönetmen Naci Çelik Berksoy

Hareketi seviyorum

Dizinin başarısını değerlendirirken “İç yapımlar her zaman daha başarılı olur çünkü kar amacı gütmez.” diyen Naci Çelik Berksoy, diğer dizilerdeki önemli oyuncuların aldığı kadar bir bütçeleri olduğunun altını çiziyor. “Önemli olan projenin sağlamlığı, senaryonun dengeli olması. Dekor olarak kullandığımız doğa çok iyi, kostüm iyi, renkli ve otantik, cast iyi, oyuncular iyi, teknik ekip iyi. Bir dizi yapıyoruz, bir masal, hikaye anlatıyoruz ve çok önemli konulara değiniyoruz.” diyor. Dizide diğerlerinden farklı olarak olayların çok hızlı ilerlediğini anlatan Berksoy, “Belki de başarı burada yatıyor.”, diyor. Çekimlerde iyi resim almaya çalıştığını söyleyen Berksoy, “Hareketli oyun almaya çalışıyorum. Hem kamera, hem oyuncu hareketli olmalı. Sofra sahnesi varsa mutsuz olurum ben.” diyor.

15 Mart 2009 Pazar

DOĞRULUK EKSENİ 23. BÖLÜM

Doğruluk Ekseni 23. Bölümüyle ekrana geliyor...

Sırma Oğuz’a bir şans daha veriyor; fakat bunun için ağır bir şart öne sürüyor. Oğuz, Sırma’nın şartını nasıl yerine getireceğini düşünürken, Firdevs Sinem’le savaş veriyor. Sinem ise kendisine yapılan kötülüklerinin sebebini sadece bir ağaçtan öğreniyor. Sinem büyük şok yaşarken Firdevs, oğlu için Sinem’in hayatını tehlikeye atıyor. Bu arada Uğur planlarına devam ederken, Sırma’nın aklını karıştırıyor ve ona değerli bir hediye veriyor. Bu hediye Oğuz ve Sırma arasında geri dönülmez adımların atılmasına neden oluyor. Adalı ailesi ise Sinem ile ilgili büyük sırrı öğreniyor.

Kaynak, Fragman izle ve indir: Doğruluk Ekseni 23. Bölüm

TEK TÜRKİYE OZAN ÇOBANOĞLU RÖPORTAJI

Tek Türkiye'den Vadi'ye yaylım ateşi - Bugün Gazetesi

Türkiye'nin gerçeklerini cesaretle dile getiren 'Tek Türkiye' dizisinin kahraman doktoru Ozan Çobanoğlu, Kurtlar Vadisi'nin Polat'ına meydan okudu.


"Kahramanlık Tarık'a daha çok yakışıyor. Necati Şaşmaz ortalama bir oyuncu, daha çok yolu var"dedi...


Samanyolu televizyonunda yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisinde 'Doktor Tarık' karakterini canlandıran Ozan Çobanoğlu, BUGÜN'e özel açıklamalar yaptı. Milyonların hayranlığını kazanan Çobanoğlu, Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. İşte Çobanoğlu'nun ses getirecek sözleri...
'Tek Türkiye'de 'Doktor Tarık' rolünde oynuyorsunuz, gerçek hayatta sizi doktor zannedenler oluyor mu? Çoğu benim özel bir hastanede doktor olduğumu sanıyor. Doktor olmadığımı öğrenince hayal kırıklığına uğruyorlar. Kızlar yoğun ilgi gösteriyorlar. Bir röportajınızda "Şöhret olmayan çok iyi oyuncular var. Bu yüzden öne çıkamıyorlar" demişsiniz...


Evet, şöhret olmak iyi oyuncu olmak değildir. Ama çok kötü bir oyuncu da şöhret olabilir. Bence işe bakılmalı. Oradaki oyuncu ne kadar samimi ne kadar gerçek. Star olsa da ne kadar insan olduğu daha önemli...


TÜRKİYE’DE ÇOK STAR YOK


Bir star nasıl olmalıdır?


Önce insan olmalıdır. Türkiye'de çok da star yok aslında. Star, yıldız demek. Yıldız her yerden görülür. Ben star değilim, oyuncuyum. Diziye geçelim isterseniz. Kurtlar Vadisi ile Tek Türkiye'nin karşılaştırılması doğru mu? Her ikisi de perşembe günleri aynı saatte yayınlanan ve en çok izlenen iki dizi. Mukayese edilmesinin en önemli nedenlerinden biri. Bir de içerik olarak devletin aksayan taraflarını, devletin görünmeyen taraflarını göstermeye çalışıyor. Kurtlar Vadisi yüksek bütçeli bir dizidir. Çok iyi oyuncular var orada.


SİLAHI ÖVMÜYORUZ


Polat Alemdar'ın belinde tabancası var, doktor Tarık eline silahı ne zaman alacak?


54 bölüm silah tutmadım. Bütün köy halkı mağdur durumdayken doktor Tarık onları savunmak için silahı eline aldı. Biz silahı övmüyoruz, meth etmiyoruz.


Necati Şaşmaz'ı nasıl buluyorsunuz?


Necati Şaşmaz, ciddiye alıyor işini, daha iyi olmak için çaba gösteriyor. Ama kat etmesi gereken çok yol var. Türkiye'nin en iyi oyuncularından biri demem ama kötü de değil. Ortalama bir yerde. Kahramanlık hangisine daha çok yakışıyor, Polat'a mı Tarık'a mı? Tarık'a kahramanlık daha çok yakışıyor. Çünkü milyon dolarlar teklif ediyorlar ama köyünde kalıyor.Karabekir Paşa olmakHayalini kurduğunuz, oynamak istediğiniz bir rol var mı? Türkiye'de büyük isim olmuş insanların hayatlarını oynamak isterim. Bir biyografi oynamak istiyorum. O karakter şimdiye kadar oynanmamış biri olsun isterim. Mesela, Kazım Karabekir Paşa'yı oynamak isterim. Kuvayi Milliye dönemindeki lider vasfıyla Doğu Anadolu'yu Rus işgalinden kurtarıyor.


Bilinmeyen yönleri...


Hangi takımı tutuyor: Beşiktaş.


Burcu: Kova, burçlara inanıyor.


Uğurlu sayısı: 9


Doğum tarihi: 6 Şubat 1980 Sevdiği renk: Siyah ve mavi.


Tatil için nereleri tercih eder: Konya'ya yakın diye Antalya'yı tercih ediyor.


Tatilde ne yapıyor: Kitap okuyup, bol bol yüzüyor.


Hobileri: Bol bol film izlemek.


Tiyatro aşkı lisede başladı


Ozan Çobanoğlu kimdir? 1980 yılında Kars' ta doğdum. 29 yaşındayım. 13 yaşıma kadar Kars'ta yaşadım sonra Ankara'ya taşındık. Liseyle birlikte tiyatro serüvenim başladı. 2004’ te Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. 2005 yılında kadrolu olarak Konya Devlet Tiyatrosu'na girdim. Babam halk ozanıdır; Murat Çobanoğlu. 'Kiziroğlu Mustafa Bey'in bestesini o yaptı.


Röportaj: Şebnem ÖZUZCAN





Kaynak: Tek Türkiye Ozan Çobanoğlu Röportajı

14 Mart 2009 Cumartesi

GÜL DEVRİNE SEYAHAT...

Gül devrine seyahat.. Var mısınız bir tutam gülle Gül-i Rana(aleyisselatüvesselam) devrine koşmaya.. O asrı soluklamaya, hissetmeye, zerrelerimize kadar duymaya... Şimdi Gül Devri'ne seyahat vakti.. Artık demir almak vakti geldi ahir zamandan ,yıldık dünya telaşından.. Bir kutlu söz duyamaz oldu kulaklar, bir nurlu yüze hasret gözler, bir temiz yürek bulamadı yürekler.. Öylesine bir yanlızlık bizimkisi , çığlık çığlığa bir sessizlik, yürek sancısı sensizlik, kalabalığın içinde birbaşınalık En Sevgilİ (sav)..
Ellerimizi yüreğimize koyduk dinliyoruz.. Diyor ki mecaza kiraladığımız kirli gönüller.. Özledik En Sevgili (aleyhisselatüvesselam) şu dünya üzerinde en sevdiğimsin anam babam tatlı canım sana kurban olsun Hz. Ömer (r.a) nidasıyla..

Kutlu Doğuma yaklaştığımız şu günlerde, istedik ki Samanyolu Fanları'nın organize ettiği bu büyük manevi yarışa biz de katılalım, paylaşalım...

Samanyolu Fanları Efendimizi Unutmadı...
Yine yaklaştık kutlu mevsime... O kutlu Efendi'nin (SAV) teşrifini kutlayacağımız zaman dilimine... Nesirlerimizde O'nu (SAV) anlatalım... Şiirlerimizdeki "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" kahramanı O (SAV) olsun... Sanat ve teknoloji ile Efendimizi anlatalım... Samanyolu Fanları olarakta Güllerin Efendisi (SAV) tekrar gönüllere ve dimağlara sunalım... 15 Mart 2009 Pazar günü başlayacak olan dört kategorideki yarışmalarımız, 15 Nisan 2009 Çarşamba akşam sona erecektir. Seçici kurullar eserleri değerlendirdikten sonra derece girenler 20 Nisan günü açıklanacaktır. Yarışma Kategorileri;
-Güllerin Efendisine Mektup Yarışması
-Güllerin Efendisine Şiir Yarışması
-Güllerin Efendisine Banner Çalışması Yarışması
-Güllerin Efendisine Multi Medya Çalışması Yarışması
-Power Point, -Video
Eserlerinizi en geç 15 Nisan 2009 Çarşamba gününe kadar yonetim@samanyolufanlari.com adresine gönderebilirsiniz... Dereceye giren çeşitli hediyeler verilecektir... Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Kategorilere erişmek için:

İYİLİK KERVANI 11. BÖLÜM

İyilik Kervan 11. Bölüm Özeti

İyilik Kervanı’nın bu haftaki konusu şöyle: Yolcu ailesi yola devam ederken Neva bir kaza geçirir. Bu kaza Yolcu ailesinin hayatını alt üst eder. Neva’nın hayati tehlikesi sürmektedir. Bahadır ise Neva’nın kurtuluşu için birinin ona söylemesi üzerine bir altın ağacına altın asarak batıl inanç yoluyla Neva’nın iyileşmesini diler. Neva aniden iyileşir. Fakat Bahadır altını aldığı köyün muhtarının ne kadar tehlikeli bir insan olduğunu bilmemektedir. Yolcu ailesi Neva ile ilgilenirken hastanede çıkmazda olan bir anneye rastlarlar. Kızı son anlarını yaşamaktadır ve ötenazi için kocasının izni gerekmektedir. Yolcu ailesi şimdi hem bu kızı kurtaracak hem de batıl inançlarla umut tacirliği yapanların ipliğini pazara çıkaracaklardır. Ve bunun için tam 24 saatleri vardır.

Yapımcı: Melih Sezgin
Yönetmen: Tuba Germen
Oyuncular: Ali Karagöz, Şule Gezgöç, Selin Algın, Onur Turan, Uğur Kıvılcım
Yayın Günü ve Saati: 16 Mart Pazartesi 19:40


KENDİ OKULUMUZA DOĞRU 22. BÖLÜM

Okulda büyük şok

Kendi Okulumuza Doğru’nun bu haftaki konusu şöyle; Babalarını okulda bulamayan Ali, Tekin ve Pınar büyük bir hayal kırıklığı yaşarlar. Fakat bu arada okula şok bir haber gelir. Okulun üzerine kurulu olduğu arsa sahipleri arasında bir sorun vardır. Ya okul hemen tahliye edilecektir ya da 250 bin lira arsanın son ortağına ödenecektir. Herkes bu parayı nasıl bulacaklarını düşünürken, öğrenciler okullarını kurtarmak için seferber olurlar ve oldukça ilginç yöntemlere başvururlar. Ali, Ömer, Pınar ve Melek bu iş için çırpınırken Tekin kim olduğu belli olmayan adamlar tarafından kaçırılır.
Asıl amaçları Yusuf’u öldürmek olan adamları kimin tuttuğunu henüz kimse bilmemektedir. Ali şimdi hem kardeşini hem de okulu kurtarmak için mücadele verecektir.
Kendi Okulumuza Doğru, 22. Bölümüyle bu akşam 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi Seyirler.
Fragmanı buradan izleyebilirsiniz.




TEK TÜRKİYE YILIN DİZİSİ

TEK TÜRKİYE YILIN DİZİSİ
Radyo Evi Derneği (RADEV) 08 Artı 'Türkiye'de Negatifi Pozitife Çevirenler' ödülleri sahiplerini buldu.

700 üyesiyle 2. kuruluş yıldönümü ve Ankara Şubesi'nin açılış törenini gerçekleştirilen RADEV, büyük bir organizasyona imza attı. Kocatepe Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ödül törenine iş, spor, sanat, siyaset ve medya dünyasının seçkin temsilcileri katıldı. Türkiye'nin en pozitif kişi ve kurumlarının taçlandırıldığı ödül töreninde Yılın Dizisi Ödülü Tek Türkiye ye layık görüldü.

Ödül töreninde diğer ödül alanlar ise şöyle:"Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Çemil Çiçek (Yılın Politikacısı), Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik (Yılın Bakanı), Ayhan Güngör Hop Dedik Show (Yılın Pozitif Radyo Şovu), Gönül Dostu Füsun (Yılın Kadın Sunucusu), Radyo Vatan (Yılın Radyosu), Aşk Fm (Yılın Bölgesel Radyosu), Kon TV (Yılın Bölgesel TV Kanalı), Süleyman Dişli (Adapazarı Belediye Başkanı), Mustafa Aydın (Türkiye'nin En İyi Sağlık Yatırımı Aydın Termal Tesisleri), Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk (Yılın Gönül Adamı), Cemal Safi (Yaşam Boyu Onur Ödülü), Etimesgut Belediye Başkanı Serhat Kemal Yılmaz (Yılın Projesi), Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek (Başkentte yapılan hizmetler), Emel Taşçıoğlu (TRT Sanatçısı), Ece Gürsel (Yılın Mankeni), Eros Pansiyon-Yalçın Menteş Tiyatrosu (En İyi Tiyatro Oyunu), Çanta-Aydın Yücel (En İyi Kısa Film), Emel Taşcıoğlu (En İyi Çaylak Oyuncu), Tüprag Maden İşletmeleri (En İyi Şirket), Metaş Şirketler Grubu (En İyi Çıkış Yapan İnşaat Firması), Zelante (Yılın Markası), Göğüş Holding (Yılın Firması), Muammer Mert Turtem Mühendislik (Yılın Uluslararası Girişimcisi), Müge Dağıstanlı (Kanal Türk Orada Neler Oluyor?) Kanal D Magazin (En İyi Gündüz Kuşağı Magazin Programı), Kanal Türk/Türk Life Programı (En İyi Gece Kuşağı Magazin Programı), Tek Türkiye-Samanyolu TV (Yılın Dizisi), İhlas Haber Ajansı-Batuhan Yaşar (Yılın Haber Ajansı), Şamil Tayyar (Yılın Gazetecisi), SES TV-Latif Şimşek (Yılın En İyi Haber Merkezi), Safiye Soyman-Faik Öztürk (Yılın En iyi İkilisi), Fatoş Kabasakal (YılınTV Yıldızı), Sabe Tümer-Haber Türk (En iyi gece haber sohbet programı), Birinci Kuvvet.Com (En İyi Haber Portalı), Magazinci.Com-Nurettin Soydan (Yılın Magazin İnternet Portalı), Naci Alan-Anayurt (Yılın Gazetesi), Murat Yiğitbaşı-Süxe Dergisi (Yılın Magazin Dergisi), Abdülkerim Erdoğan (Yılın Yazarı)."


12 Mart 2009 Perşembe

TEK TÜRKİYE’YE ARTAN SEVGİ SELİ GÖZLERDEN KAÇMIYOR

TEK TÜRKİYE’YE ARTAN SEVGİ SELİ GÖZLERDEN KAÇMIYOR
Samanyolu Televizyonun en çok seyredilen dizisi olan Tek Türkiye, ekran karşısında takip edildiği kadar set ortamında da takip ediliyor.İnanılmaz ilgi, bazen köy muhtarını telaşa sokuyor. Çünkü o kadar yoğun bir ziyaretçi trafiği var ki, köy toz duman altında kalıyor. Tek Türkiye, en zor koşullarda çekilen bir Türk dizisi diyebiliriz. Mağaralarda çekilen, bütçesi dar, yüreği geniş insanlarla oluşan mükemmel bir yapım; Tek Türkiye!..

Durum böyle olunca figüranlarından, başrole inanılmaz bir ilgi görüyor oyuncular. İstanbul’dan Konya’ya sete daha yeni gelmiş yorgun güzel, Dila’dan, dağları evi bilmiş Şivan’a mükemmel bir performans var sette. Yeni bölümün sahne çekiminde, Tarık, Botan ve Doktor Yıldız bir derenin kenarında. Ve Tuğçe Doras, çekim esnasında nerdeyse dereye düşecekken Botan yani Kadim Yaşar kurtarıyor Tuğçe Doras’ı. Çünkü zemin o kadar çamurlu, o kadar kaygan ki. Ayakta durmakta zorlanılan yerde oyuncular mükemmel bir başarı sergiliyorlar. Hem bu zorluklarla hem de seyircileriyle ayrı ayrı ilgileniyorlar.Hele Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç ve Sabri Özmener bir başka. Seyirci, başımızın tacıdır diyerek, gelen ziyaretçilere özel bir ilgi gösteriyorlar. Hepsi ile teker teker fotoğraf çektiriyorlar. En az set kadar yorucu olsa da bu iş, “ Sevgiler karşılıklı, onlar bizi seviyor ki fotoğraf çekmek istiyor, onları kırmak elde mi” diye düşünen tüm oyuncular tarafından özenle gerçekleştiriliyor.

























Sette bir diyalog gözden kaçmıyor, Ankara’dan gelmiş bir beyle fotoğraf çektiren Özlem Hanım daha sonra Sabri Özmener’e “ Bak manevi oğlum gelmiş” diyor. Sabri Bey’de “Ya senin ne kadar da çok oğlun var” diyor. Anlayacağınız oyuncu ve seyirci bütünlüğü tam bir aile sıcaklığında..Bu zor koşullarda bu büyük başarının sırrı da bu herhalde.. Cumartesi- Pazar günleri Tatköy, tam bir ana baba gününe benziyor. Resmen bir insan seli oluşuyor. Hatta oyuncular kendi aralarında Pazar’ı artık “Kanlı Pazar” olarak değerlendiriyorlar. İzdihamdan dolayı yaşanan zorluk sebebiyle. Herkesin elinde fotoğraf makinesi “–Şivan nerde, -Tarık nerde” sesleri arasında kendinizi kaybediyorsunuz.








Osmaniye’den gelen iki otobüs, Ankara’dan gelen, Mardin’den gelen, İstanbul’dan gelen yüzlerce seyirci, seti, sanatçıları, mağaraları, dinlenme yerlerini görmek için yarış yapıyorlar. Minibüsler, servisler, özel arabalar set alanı ziyaretçilerin vasıtaları ile dolup taşmış bir vaziyette. Sabri Özmener, “Diğer kanallarda birçok projede yer aldım, ama seyirciden bu kadar ilgi sadece Samanyolu’nda gördüm” diyor.

Set, Türkiye’nin hemen her yerinden ziyaretçi alıyor. Ve bu ilgi gün geçtikçe artıyor. Sadece setleri ziyaret etmekle, Perşembe akşamlarını ona ayırmakla kalmayan hayranlar internet aleminde de onlara özel fan siteleri açmış. Özgül Sağdıç için: http://www.ozgulsagdic.ile.biz/, Özlem Akınözü için: http://www.ozlemakinozu.net/, Ozan Çobanoğlu için: http://www.ozancobanoglu.net.tc/, Eren Özyalçın için: http://www.erenozyalcin.ile.biz/ ve bunlara benzer birçok site.Bu siteler bu siteye üyeler bu dizinin ne kadar benimsendiğinin reyting kaygısı taşımaması gerektiğinin göstergelerinden sadece biri. Seyirciler kendilerini dizi ile o kadar birleştirmiş ki, seyircilerden biri Özgül Sağdıç’ın fotoğrafını istiyor, bir tane veriyoruz “A ama bu yeni çekilmemiş yeni çekip bize iletin” diyor. Yeni çekilmediğini nerden anladınız diye sorunca oda “ Berfin, bu kostümü ilk sezonda giyiyordu, oradan anladım” diyor.Biz de diyecek söz bulamıyoruz. Bu sevgi seline sadece “41 kere Maşallah” diyoruz.
Kaynak: Tek Türkiye

KİMSE YOK MU YENİ BÖLÜMÜYLE EKRANA GELİYOR

Kimse Yok mu'da iki dram

Özlem-Reha Yeprem çiftinin sunduğu 'Kimse Yok mu' bu akşam ilk olarak Kütahya'da Kara ailesine konuk oluyor.
Kocası terk ettikten sonra, çocuklarıyla beraber yaşamaya çalışan Emine Hanım'ın evinde çoğu zaman yemek pişmiyor. Programın ikinci bölümünde ise yine eşi tarafından aldatılıp çocuğuyla ortada bırakılan Hatice Hanım'ın dramı ekrana geliyor.
Samanyolu TV / 23.35

BURÇ FM'DE SESLİ GAZETE

Gazeteler, Burç FM'de sesleniyor

Burç FM'de Fatma Gökbulut'un sunduğu 'Sesli Gazete', köşe yazılarını radyo dinleyicisi ile buluşturuyor. Gökbulut, kendine has üslubuyla 'gazete okuyacak vaktim yok' diyenlere mazeret bırakmıyor.
Çok sevdiği köşe yazarlarını okumadan evden çıkamayanlardansınız... Fakat işiniz acil ve bir yere yetişmek istiyorsunuz... Kısacası gazete okumaya fırsatınız yok. Ne yapacağınızı kara kara düşünüyorsanız, hiç dert etmeyin. Köşe yazıları konuşsun (!) siz dinleyin. Burç FM'de (88.8) hafta içi her gün yayınlanan 'Sesli Gazete' bu sorununuzu çözüyor. Fatma Gökbulut'un sunduğu programda gazete haberlerinin aksine sadece köşe yazarlarının makalelerine yer veriliyor. Veriliyor dediysek yazılar sadece okunup geçilmiyor programda. Gökbulut, yazıları okurken kendine has üslûbuyla köşe yazılarına farklı bir derinlikte katıyor.
Gökbulut'a dinleyiciler tarafından çok sevilen üslubunu soruyoruz: "Ahmet Turan Alkan'ı okurken adeta onun yerine konuşuyormuş gibi hissediyorum kendimi. Yaptığı espri, üslup derken yazarla bütünleşiyorum. Ahmet Kekeç ve Mehmet Şeker'i okurken de aynı şeyleri hissediyorum. Onlar biraz daha mizahî yazıyor. Ben de o formata giriyorum." Her yazıya ayrı bir hava katan Gökbulut, fonetik vurgulamalara özellikle dikkat ediyor. 'Ne tür geri dönüşler alıyorsunuz?' sorusuna "Dinleyiciler programı çok beğendiklerini ve adeta yazarı dinliyormuş hissine kapıldıklarını söylüyorlar. Bu da benim için büyük gurur tabiî ki. Bir de ben yazı dili gibi okumuyorum. O zaman haber oluyor sıkılırlar diye düşünüyorum. Hatta okurken kelimelerin sonundaki 'r'leri yutarak samimi bir üslup katıyorum." şeklinde cevap veriyor.
Programın amacı, insanların işini kolaylaştırmak ve onlara günde en az 10 köşe yazarını dinletmek. Programın bilinirliği sadece ülkemizle sınırlı değil. İngiltere'de bir üniversite, programdaki yazıları kaydedip iletişim fakültesinde ders olarak işliyormuş. O günün veya haftanın gündemine paralel yazılan makalelerin okunduğu 'Sesli Gazete', hafta içi 08.00-09.00 ve 14.05-15.00 saatleri arasında canlı olarak yayınlanıyor.

KOLLAMA 44. BÖLÜMÜYLE EKRANA GELİYOR FRAGMAN BURADA

Kollama 44. Bölüm

Yiğit vicdan azabı çekiyor .
Kollama, yeni bölümüyle ekrana geliyor. Melike’nin sorularını cevapsız bırakan Yiğit, onu incitmemek için ondan uzaklaşmaya karar verir. Necip ve Memduh ise belediye başkanına yapılan suikastın peşindedir. Suçlulara çok yaklaşırlar ve aralarında müthiş bir kovalamaca başlar. Yiğit ise olanlara engel olamadığı için kendisini suçlamakta ağır bir vicdan azabı çekmektedir. Ferruh ise Yiğit’in oğlunun olduğu kreşe gider.
Yiğit’i orada kötü bir sürpriz beklemektedir. Bu arada Gölge adındaki kişi, Yiğit’e reddedemeyeceği bir teklifte bulunur.

Vicdan azabı...
Onu daha da bilerken...
Nefes kesen kovalamaca devam ediyor...
İki düşman şimdi karşı karşıya...
Fragmanı buradan izleyebilirsiniz.




Kollama, yeni bölümüyle 13 Mart Cuma akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler.

11 Mart 2009 Çarşamba

DAVOS ÇIKIŞI SONRASI AYNA PROGRAMI


DAVOS ÇIKIŞI SONRASI AYNA PROGRAMI

Üniversitede dersler onun programından örneklerle süsleniyor!.. Öğretmenler, öğrenciler, küçükler, büyükler herkes AYNA’ ya bakıyor!..

Bir program düşünün, bir ülkenin sağ tarafından sol tarafına herkesi kuşatmış!.. Bir program düşünün 360 bölüm aynı heyecan ile çekilmiş.. Grönland’dan Magagaskar’a, Afganistan’dan Brezilya’ya, Meksika’dan Papua Yeni Gine’ye, Yeni Zelanda’dan İzlanda’ya tam 110 ülkede çekimi yapılmış...

14 yıllık mazisi ile bir programdan çok bir okul olmuş!..

Evet, Samanyolu Televizyonu'nun uzun soluklu programı Ayna’dan bahsediyoruz. Cumartesi gecesi sizi evinizden alıp ta Afrika’ya, Amerika’ya, Uzak doğuya götüren programdan.

Kimin aklına gelmiş bu Ayna belgeseli, ilk formatı ile 14 yıl sonraki aynı mı? 110 ülke gezilmiş, peki bu 110 ülkeden Türkiye’ye bakış nasıl? Daha güncel sorulara gidelim, Davos çıkışından sonra yabancı ülkelerden ekip olumlu ya da olumsuz bir tepki almış mı?

Ayna için bir nevi 110 ülkede kurulmuş seyyar elçiliğimiz diyebilir miyiz? İşte bu sorularla Ayna’nın başarılı ve vazgeçilmez sunucusu Saim Orhan’ın kapısını çalıyoruz…

En uzun soluklu belgesel programının 14 yıl öncesiAyna programı ilk olarak haber formatında hazırlandı. 1995 yılında gezilerde eklendi bu programa. 2002 yılında ise Türkiye’de gezi belgesel programı ihtiyacının olduğunu fark ettik. Ve sadece “Gezi- Belgesel” stili program hazırlamaya başladık.

Tabiî ki bu kadar uzun soluklu olacağını beklemiyorduk. Fakat büyük bir ihtiyaç hissedilen bir program olduğunu biliyorduk. Gerçekten de hem belgesel programları arasında en çok seyredilen hem de en uzun süreli yayınlanan belgesel olmayı başardık.

Şu ana kadar gezilen 110 ülkeden Türkiye’ye bakışTürkiye’ye bakış, gittikçe daha da olumlu hal alıyor. Şu ana kadar ters tepki ile karşılaştığımız bir ülke olmadı. Batısından, doğusuna sevildiğimizi hissettik.

11 Eylül sonrası ve Davos çıkışı sonrası gezilerinde değişenler

11 Eylül sonrası yaptığımız belgesel gezilerimizde Müslüman kimliğimizden dolayı bir tepki ile karşılaşmadık. Ekip olarak, çok hoş karşılanmalara şahit olduk. İsveç, Norveç gibi batı ülkeleri tarafından hep sevilen bir ülke olduk. Yoğun bir turist trafiği var o diyarlardan buralar. Demek ki yeterince seviliyoruz.

Davos çıkışı sonrası gezilerimizde ise ülke imajımız oldukça kuvvetlenmiş bunu fark ettik. Özellikle Arap ülkelerinde imajımız inanılmaz arttı. Geçen Bahreyn’e yaptığımız gezide bunu daha çok anladık. Ülkemiz, diğer dünya ülkelerinde görmesi gereken saygıyı elbette görecek.

SAMANYOLU FANLARI MART 2009 BÜLTENİ ÇIKTI

Sanal âlemde 8000'e ulaşan üye sayısı ile Samanyolu program ve dizilerinin analiz edildiği, aynı zamanda resim, müzik ve video paylaşımlarının yapıldığı http://www.samanyolufanlari.com/ adlı site, 2009 ocak ayından itibaren çıkarmaya başladığı aylık bültenlerin 3. sünü, Mart ayı bültenini sunuyor. Buyrun indirin:

PDF Şeklinde Okumak İsterseniz;
Not: Çalışması için Adobe Reader gereklidir. Eğer varsa %80'e ayarlarsanız net bir şekilde okuyabilirsiniz.

TEK TÜRKİYE 60. BÖLÜM

Reyting rekorları kıran Tek Türkiye, 60. bölümüyle ekrana geliyor.
Büyük Plan Devreye Giriyor. Tarık, annesini Zeynel’in elinden kurtarmaya çalışıyor. Fakat çabaları sonuçsuz kalıyor...
Bu arada köylü hastalıktan kırılıyor ve onlar için gelen ilaçları örgüt çalıyor. Örgütün amacı Tarık’ı köyde yapayalnız bırakmak. Tarık’a alternatif olarak doktor Selma’nın ekibini kuruyor ve köylülere sözde yardım ediyorlar. Fakat Selma Tarık’a ihtiyaç duyuyor...
Tarık bu durum karşılığında şartlarını öne sürüyor. Fakat farkında olmadan hain bir oyunun içine çekiliyor...
Bu arada büyük bir plan devreye gidiyor ve Çetin Tarık’ı örgüte yardım ve yataklıktan dolayı tutuklamak için yola çıkıyor.
Tek Türkiye, yeni bölümüyle perşembe akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda.

MAĞDURU 'KOLLAMA' ONUN İŞİ

MAĞDURU 'KOLLAMA' ONUN İŞİ

Dexter'la benzerlikler taşıyan Kollama'ya ilgi artıyor. Dizide suçluları geceleri kendi yöntemleriyle cezanlandıran Yiğit polisin maceraları var.

RTÜK'ün yaptığı araştırma televizyonda en çok izlenen yapımların diziler olduğu bir kez daha kanıtlandı. Bu dönemde polis dizileri ise neredeyse her kanalın vazgeçilmezi. Ekranlarda benzer öykülerle yer alan polis dizileri arasında senaryosunun farklılığıyla öne çıkan Kollama, İstanbul Emniyet Müdürü Celallatin Cerrah'ın da rol aldığı bir polis dizisi. Samanyolu'da yayınlanan Kollama dizisinin cesur başkomiseri Yiğit'i canlandıran Orhan Bıyıklı ekrandaki diğer polisiye yapımlar için “Onlar işin magazinsel tarafındalar ve meseleleri daha yüzeysel ele alıyorlar, biz ise güncel konuları işliyoruz” diyor
Aksiyon sahnelerinin fazlalığı ile de dikkat çeken Kollama dizisinde Yiğit senaryo gereği zaman zaman suçluları sadece yakalayan değil onlara ceza veren bir karakter. Dizi bu yönüyle bir dönem CNBC-e'de de yayınlanan ABD yapımı Dexter adlı diziyi anımsatıyor. Bıyıklı, Dexter'daki gibi gündüz görevini yapan akşamsa kendi mücadelesini veren bir polisi oynasa da ilerleyen bölümlerde izleyicinin beklenmeyen olaylarla baş başa kalacağını söylüyor. Bıyıklı, dizideki yaşadığı bu hali: “Yiğit vicdanımızın sesini hakırıyor” diye özetliyor ve ekliyor: “Herkesin suça, suçlulara ve haksızlığa karşı geliştirdiği veya en azından yapamasa bile düşündüğü kendi yönteminin var olduğunu tahmin ediyorum”

Özel hayatımda çapraz sorgu yapıyorum

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olan genç oyuncu rolünden dolayı aldığı tepkilerin olumlu olduğunu kimi zaman polislerden de olumlu eleştiriler aldığını söylüyor. Bu rolün kendisine çok şey kattığını, olaylara artık daha soğukkanlı baktığını belirten Orhan Bıyıklı zaman zaman karşısındakileri dinlerken çapraz sorgu yöntemine başvurduğunu da itiraf ediyor.

Kaynak: Orhan Bıyıklı - Kollama

OKTAY USTA, AZİZİYE KOLEJİ`NDEYDİ

OKTAY USTA, AZİZİYE KOLEJİ`NDEYDİ

Samanyolu Televizyonu'nun Sevilen Programlarından Yeşil Elma'nın Yapımcısı ve Sunucusu Oktay Usta (Aymelek) Aziziye Eğitim Koleji Tarafından Düzenlenen 'Lezzetli Yemekler' Yarışmasında Hayranlarıyla Bir Araya Geldi.
Aziziye Eğitim Kurumları ve Palandöken Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği 'Lezzetli yemekler' yarışmasının finali okul spor salonunda gerçekleştirildi. Geleneksel Erzurum yemekleri, et yemekleri, börekler, şerbetli tatlılar ve zeytinyağlılar kategorisinde 50 yarışmacı birincilik için yarıştı. Yeşil Elma Programı'nın sunucusu Oktay Usta'nın sunduğu programda canlı performans yarışmaları da düzenlendi.
Erzurum Valisi Sami Bulut ile Palandöken Kaymakamı Şenol Esmer'in de katıldığı programda Oktay Usta, Vali ve Kaymakam'a sürpriz yaparak protokole bıçakla portakal kabuğu soydurttu. Yaklaşık bin kişinin izleyici olarak katıldığı yarışmada hayranları Oktay Usta'ya büyük ilgi gösterdi. 20 kişilik jüri tatlılar kategorisinde Ayşe Çomoğlu'nu, zeytinyağlılar kategorisinde Fatma Adalar'ı, geleneksel Erzurum yemekleri kategorisinde Süreyya Özgenç'i, et yemekleri kategorisinde Sabire Yılmaz'ı, börekler kategorisinde ise Esra Köksal'ı birinci olarak belirledi. Yarışma sonucunda dereceye girenler bir miktar para ile ödüllendirildi. Vali Bulut yarışmacılara katılımlarından dolayı teşekkür etti. 9 aydır Erzurum'da bulunduğunu ifade eden Vali Bulut, yarışmaya katılan en güzel yemekleri tatmaktan mutlu olduğunu söyledi.Aziziye Eğitim Kurumları Genel Müdürü Aziz Burgazlı ise amaçlarının geleneksel ve yeni keşfedilen lezzetleri ortaya çıkarmak olduğunu ifade etti. Burgazlı, geleneksel tatların kaybolmaması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğine dikkat çekti.Program sonunda Oktay Usta, hayranlarıyla bol bol hatıra fotoğraf çektirip sohbet etti.
CİHAN

Kaynak: OKTAY USTA, AZİZİYE KOLEJİ`NDEYDİ

KAPIALTI SAMANYOLU HABER TV'DE

Cezaevlerine 'Kapıaltı'ndan girdi

Cezaevleriyle ilgili haber ve değerlendirmelerde en dikkat çekici konu, 'doluluk oranı'. Cumhuriyet tarihindeki en kalabalık dönemini yaşayan cezaevlerinde kimlerin yattığı, neden burada oldukları ve nasıl yaşadıkları sürekli merak edilir.
Samanyolu Haber TV'nin yeni programı 'Kapıaltı'nda hapishanelerde yaşanan önemli olayların perde arkası, isyan ve protestoların sebepleri ekrana geliyor. Bu akşam ilk bölümü yayınlanacak programı daha önce de 'Sokak Çocukları'ndan hatırladığımız Nurten Güzelsevdi hazırlayıp sunuyor.
Cezaevi gerçeğini ilk kez mahkûmların ağzından ekrana taşıdıklarını söyleyen Güzelsevdi, çekimler sırasında ilginç olaylarla karşılaşmış. Mahkûmların anlattıkları pek çok ilginç olayı programda izlemek mümkün. Âşık olduğu 18 yaşındaki genci öldüren 40 yaşındaki bayan mahkûmun anlattıklarını ise hâlâ unutamıyor Güzelsevdi. İlk zamanlar korktuğunu itiraf eden Güzelsevdi, "Sokak çocuklarından dolayı biraz temkinliydim. Ama alıştıktan sonra çok iyi bir iletişim kurduk mah-kûmlarla. Azarladığım, kızdığım ve yargıladığım zamanlar bile oldu. Bir ara kameraman arkadaşlar, 'Böyle yaparsan dışarı çıkamayız' dediler bana. Ama tüm bunlar, kendinizi sevdirmeyle ilgili. Hiçbir sorun yaşamadım." diyor. Bir yıllık hazırlık sürecinden sonra ekrana gelecek olan program için, 26 cezaevinde farklı suç profillerine sahip 100'ü aşkın mahkûmla görüşülmüş. Sadece mahkûmların değil, onların yakınlarının da düşünceleri sorulmuş. Ulvi bir amaca hizmet ettiklerini düşünen Güzelsevdi, önemli bir konuya dikkat çekiyor: "Programı sadece mahkûmların ve yakınlarının değil, herkesin izlemesi gerekli. Çünkü herkes bir mahkûm adayı. Sabah evden çıkınca cezaevine girmeyeceğini kim garanti edebilir? Karakola gitmemiş insanları cezaevine gördüm. Bir de mah-kûmları değerlendirirken, suç işlemeden önceki döneme bakılması lazım."
Kapıaltı'nın ilk bölümünde Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, cezaevlerinin günümüzdeki durumuna dair bir değerlendirmede bulunuyor. Program, merkezi sistemleri bulunan cezaevlerinde ortak yayınla izlenebilecek. Olmayanlarda ise koğuşlarda bulunan TV'lerden izinle takip edebilecek. Kapıaltı, bu akşam Samanyolu Haber TV'de.



Kaynak: Kapıaltı

KOLLAMA 44. BÖLÜM FRAGMAN İZLE

Kollama, 44. Bölümüyle ekrana gelecek...

Vicdan azabı...
Onu daha da bilerken...
Nefes kesen kovalamaca devam ediyor...
İki düşman şimdi karşı karşıya...

Fragmanı buradan izleyebilirsiniz.



10 Mart 2009 Salı

SAMANYOLU MEVLİD KANDİLİ PROGRAMI İNDİR

8 Mart 2009 Mevlid Kandili akşamı Samanyolu TV'de yayınlanan ve FKM oyuncularının sahnelediği, "İnsanlık O'nunla Yeniden Doğuyor" adlı programın indirme linklerini sunuyoruz:


































http://rapidshare.com/files/207076050/Mevlit.Kandili.2009.part1.rar
http://rapidshare.com/files/207076059/Mevlit.Kandili.2009.part2.rar
http://rapidshare.com/files/207076081/Mevlit.Kandili.2009.part3.rar
http://rapidshare.com/files/207079360/Mevlit.Kandili.2009.part4.rar
http://rapidshare.com/files/207080316/Mevlit.Kandili.2009.part5.rar
http://rapidshare.com/files/207080360/Mevlit.Kandili.2009.part6.rar
http://rapidshare.com/files/207083074/Mevlit.Kandili.2009.part7.rar

Daha fazla içerik için Tıklayınız: Samanyolu Multimedya

EN İYİLERİN ARASINDA SAMANYOLU VAR

ALTIN ÖRÜMCEK HEYECANI DEVAM EDİYOR
Altın Örümcek 2008 web siteleri değerlendirme yarışmasında Samanyolu TV web sitesi (www.samanyolu.tv), Radyo TV dalında finale kalmayı hak kazandı.

2008’in birincilerinin belli olacağı jüri final değerlendirmeleri devam ederken internet kullanıcıları da halk oylamasına katılarak bu heyecana ortak oluyor ve her kategoride kendi birincilerini seçiyor. Her kategoride 2 birincinin belirleneceği yarışmada kazanan halk oylaması ile belirlenecek.

“ALTIN 990” yazıp, 3969’a mesaj atarak siz de "Altın Örümcek 2008 web siteleri değerlendirme yarışmasına" katkıda bulunabilirsiniz... Samanyolu TV'nin Referans kodu "990"

DOĞRULUK EKSENİ 22. BÖLÜM

SIRMA İLE OĞUZ KAYIP

Küçük bir kasabada yaşayan köklü bir ailenin hikayesinin anlatıldığı Doğruluk Ekseni, bu hafta yeni bölümüyle ekrana geliyor. Hastanede yaralı olan Sinem, Sırma’ya gerçeği anlatmak için elinden geleni yapar ve onunla konuşma fırsatını sonunda bulur. Sırma Sinem’in anlatacaklarını dinler ve ardından Oğuz’la beraber bir görev için yola çıkarlar fakat o gün bir daha geri dönmezler. Halime türlü oyunlarına devam edip Harun’u da ailesinden koparmaya çalışırken Sırma’nın eve dönmediğini ve Oğuz’la birlikte olduğunu öğrenince herkesi telaşa verir.
Oğuz ve Sırma kaçmıştır. Adalı ailesi silahlarına sarılıp onları bulmak için yola çıktıklarında şoke olacakları bir manzarayla karşılaşırlar.

Yayın günü ve saati: 10 Mart Salı / 19.30

Kaynak: Doğruluk Ekseni 22. Bölüm

8 Mart 2009 Pazar

KOLLAMA'YA YEMEK MOLASI

'Kollama'ya yemek molası

Senaryosunda güncel olaylara da göndermelerde bulunan 'Kollama' dizisi oyuncuları önceki gün bir yemekte buluştu.
Anadolu yakasında bir restoranda bir araya gelen davetliler arasında; dizinin yapımcısı, senaristi Ertan Kurtulan, oyuncular Mehmet Özgür, Orhan Bıyıklı, Süeda Çil, Yeliz Şar, Deniz Evrenol ve Ertan Kılıç yer aldı. Samanyolu Yayın Grubu çalışanlarının da katıldığı yemekte Kurtulan, dizinin gündemi özellikle takip ettiğini, önümüzdeki günlerde daha da aktif ve akıcı olayların içlerine gireceklerini söyledi. Dizide Yiğit'i oynayan Orhan Bıyıklı dizinin mantığını oldukça doğru bulduğunu söylerken, Necip Komiser rolündeki Mehmet Özgür, "Kollama yaşanan gerçekleri gösteriyor." dedi.

Kaynak: Kollama'ya Yemek Molası

MEVLİD KANDİLİ PROGRAMI STV EKRANINDA

KANDİL EKRANI

'İnsanlık O'nunla Yeniden Doğuyor' adlı, Kandil programı 21.15'te izleyiciyle buluşacak. Programda, Fırat Kültür Merkezi tarafından 'O'nu Beklerken' isimli tiyatro oyunu sahnelenirken, Sami Özer Mevlid-i Şerif sanatçılarımız Ertuğrul Erkişi ve Gökmen ise gecenin ruhuna uygun eserler seslendirecek.

Samanyolu TV / 21. 15

TEK TÜRKİYE'NİN ŞİVAN'I VE DİLA'SI ÖĞRENCİLERLE

Şivan ile Dila öğrencilerle

Samanyolu'nun sevilen dizisi 'Tek Türkiye'nin oyuncuları Süleyman Karadağ (Şivan) ile Müjgan Gönül (Dila) çarşamba günü Özel Burç Safiye Sultan Koleji öğrencileriyle bir araya geldi.
Okulun konferans salonundaki buluşmada öğrencilerin sevgi gösterileriyle karşılaşan Gönül ve Karadağ, dizinin gelecek bölümleriyle ilgili ipuçları verdi. Şivan'ın nereli olduğunun dizinin sonunda belli olacağını söyleyen Karadağ, bir öğrencinin 'teröristler sadece Kürtlerden çıkmaz' sözüne katıldığını söyleyerek, aynı öğrenciyle bir süre Kürtçe sohbet etti. 'Dizide yaşadığınız sahneler sizi etkiliyor mu?' sorusuna ise Gönül, "Bazı sahnelerden çok etkileniyor hatta ağlıyorum. Ancak daha çok teknik olaylarla ilgileniyorum." dedi.

Kaynak: TÜRKİYE'NİN ŞİVAN'I VE DİLA'SI ÖĞRENCİLERLE

6 Mart 2009 Cuma

KENDİ OKULUMUZA DOĞRU 21. BÖLÜM

Bir matematik probleminin en orijinal çözümü bu dizide.
Kendi Okulumuza Doğru bu hafta ilginç bir bölümüyle ekrana geliyor.
Matematik dersini bir türlü anlamayan öğrenciler, Kemal öğretmeni köşeye sıkıştırıyorlar. Kemal öğretmen bir matematik probleminin nasıl çözüleceğini düşünürken Ömer ona ilginç bir çözüm önerir...
Bu arada Tekin ise kendisi ve ailesiyle ilgili problemi çözmeye çalışmaktadır. Tüm gerçeğin ortaya çıkmasına çok az kalmıştır. Fakat Yusuf kimsenin beklemediği bir anda herkesi şaşırtacak bir karar verir.

Yapımcı: Melih Sezgi
Yönetmen: Gökhan Erkut
Oyuncular: Özbek Yıldız, Betül Koçlu, Bedia Ener Öztep, Çağrı Mengüç, Şakir Gürzumar
Yayın Günü ve Saati: 07 Mart Cumartesi 19:40

KOLLAMA EKİBİ BİR ARAYA GELDİ



Gün geçtikçe seyirci kitlesi büyüyen Kollama dizisinin birbirinden başarılı oyuncuları, akşam yemeğinde bir araya geldi. Nefis Erzurum yemeklerinin yanı sıra neşeli sohbetler, sıcak ortam ekip ruhunun en az setteki kadar mükemmel olduğunu gösterdi.
Samanyolu Yayın Grubunun çalışanlarının da katıldığı yemekte, Kollama dizisi senaristi Ertan Kurtulan, dizinin gündemi özellikle takip ettiğini, daha da aktif ve akıcı olayların içlerine gireceklerini söyledi. Yiğit, karakterinin yanlış yola girişini eleştirenlere ise, “Bizim amacımız, kötü yolu da teşhir etmek, kaldı ki Yiğit akıllı biri. Bin nasihatten iyidir, bin musibet. Yiğit’ de belki gerçeği görecek ve onun görüşü ile ekran karşısındaki milyonlar gerçeği daha net fark edecek” cevabını verdi.

Dizideki Yiğit karakterindeki Orhan Bıyıklı’ da dizinin mantığını oldukça doğru bulduğunu ve Kollama ekibi olarak doğru bir çalışmanın içinde olduklarını söyledi. “Bizim derdimiz magazin değildi. Amacımız günceli ve gündemi, bu ikilem içinde polisi anlatmaktı. Bunu da çok güzel yaptığımıza inanıyorum” dedi. Yiğit karakterinin Halime’ yi unutup, Melike’ye yöneldi iddialarına da “Yiğit asla ihanet edecek biri değil, O Halime’ yi hiç unutmayacak, hatta öyle ki en yenildiği, hayattan koptuğu anda, Halime’ ye bağırıp, çağıracak “Neden gittin, Neden beni bıraktın” diye. O bağırışlar, kızgınlıktan değil, ona olan ihtiyacından. İhtiyacı varsa demek ki unutmamış” diye değerlendirdi. Melike konusunda ise, “Melike belki de Yiğit için bir ilkin başlangıcı. Peki, Melike, Yiğit için son olacak mı? Bu sorunun sürpriz cevabını Kollama’ yı takip ederek öğrenebilirsiniz” dedi.

Dizinin Necip Komiseri Mehmet Özgür, dizi ve konusu polisler hakkında çok önemli değerlendirmelerde bulundu. Mehmet Özgür, dizinin en önemli mesajının kendine göre şu olduğunu söyledi; “3.Dünya ülkelerinde iki gerçek vardır. 1. Yaşanan gerçek, 2. Gösterilen gerçek. İşte Kollama, yaşanan gerçekleri gösteriyor. Bu yüzden gündemden kopmayacak olan bir dizi. Dizide de seyrediyorsunuz, polislerimiz cidden çok zor koşullar altında, kelle koltukta çalışan insanlar. Ama maalesef, ülkemizde gereken değeri görmüyorlar. AB ülkelerinde polisler kendilerine sunulan şartlardan oldukça memnun. Orada polisler, bir Mercedes’e binebiliyor. 15 günlük, yurt dışına gidip muhteşem bir tatil yapabiliyor. Ülkemizde ise, maalesef bir polisin bir yılda kazandığı, bu tatili karşılayamayacak bir rakam. Bizim ülkemizde de zengin insanlar var. Ama polisler bu seviyenin çok altında. Oysa onlar, en az o zengin vatandaşlar kadar rahat geçinmeliler. Hem geçim derdi, hem ülke sorunları onlar için çok ağır. Buna rağmen, büyük bir şevkle, aşkla çalışıyor polislerimiz. Ülkemizde, onlara verilmesi gereken değeri verecektir diye umuyorum” dedi.







5 Mart 2009 Perşembe

KOLLAMA 43. BÖLÜM

Ve Melike, en sonunda Yiğit’i donduracak itirafı yapıyor!..
Kollama’da bu hafta ipler çekiliyor!..
Necip’in müdahalesi ile Hayri’nin elinden kurtulan Rana ve Melike oldukça heyecan içindeyken, Güvencin olay yerine gelip, Melike’yi Yiğit’ten uzak tutmaya çalışır. Yiğit ise farkında olmadan tarafını seçmiştir. Keleş ise Ferruh’un sonunu yavaş yavaş getirmek için harekete başlar. Dokuz Parmak, Belediye Başkanının cenazesini provoke etmeye çalışırken, sağduyuya büyük ihtiyaç duyulur. Ve Melike, en sonunda Yiğit’i donduracak itirafı yapar.

Cuma 19:40

Kaynak: Kollama 43. Bölüm

KAPIALTI SAMANYOLUHABER TELEVİZYONUNDA

İŞTE SES GETİRECEK PROGRAM
Samanyolu Haber cezaevine girdi!
Samanyolu Haber Tv özgürlüğün başladığı ya da bittiği yer olan kapıaltından geçti ve cezaevlerine girdi.Hırsızlık, cinayet, gasp, dolandırıcılık... Suç ve ceza; ardı cezaevi... Cumhuriyet tarihinin en yüksek doluluk rakamlarına ulaşan cezaevlerinde kimler var, neden buradalar ve nasıl yaşıyorlar? Hayatlarında neler kaybettiler, cezaevinde neler kazandılar?
26 ceza infaz kurumunda, farklı suç profillerine sahip 100'ü aşkın mahkum suçu, cezayı, pişmanlığı ve özlemleri KAPIALTI programına anlattı. İşte 11 Mart Çarsamba günü saat 21:20'de ilk bölümü ekrana gelecek olan programın tanıtım filmi...
http://www.samanyoluhaber.com/haber-140585.html

KADİM YAŞAR ANLATIYOR: TEK TÜRKİYE'İN BOTAN'I NASIL BİRİ?

Abti'nin dönüşü yine dağlara oldu !

Yeşeren Düşler’de dağlara çıkarak gözlerden kaybolan Abti’nin dönüşü, Tek Türkiye’de yine dağlara oldu!..


1976 Muş doğumlu olan Kadim Yaşar, şu aralar çok yoğun bir tempo ile çalışıyor. Bir yandan Tek Türkiye’nin çekimleri için Konya’ya giden, dublajları için İstanbul’a gelen Kadim Yaşar, Konya ve İstanbul arasında mekik dokuyor. Birçok sinema ve dizilerde gördüğümüz ünlü oyuncu, “Neden tiyatroyu tercih ettiniz?” sorusuna, sanata ve özellikle tiyatroya olan aşkını, ilkokul öğretmenine borçlu olduğunu belirterek cevap veriyor. Sorularımıza cevaplar vermeye devam ediyor Kadim Yaşar...
Çok ince ve kibar bir sesiniz var. Oysa Hem Abti karakterinde, hem Botan karakterinde dehşet kalın ve kaba bir ses duyuyoruz. Seslendirme de size ait olduğuna göre zorlanmıyor musunuz?


Botan karakterinde zorlanmıyorum. Net bir ses. Ama Abti karakterinin sesi, oldukça inişli çıkışlı bir ses. Abti’de zorlanmıştım, sonuçta tiyatrocuyum. Bunların eğitimini aldığımız için üstesinden geliyorum. Kendi sesimi merak eden arkadaşlara Google’dan Sessiz Duruş Kadim Yaşar yazıp videomu dinlemelerini öneririm. Orada Atatürk’ün sözlerini seslendiriyorum. Altı yıllık bir dublaj tecrübem var.


Dizideki Botan’ı soruyoruz Kadim Yaşar’a, Botan nasıl biri? Şivan ile paylaşamadığı ne?


Botan, yürüttüğü davanın bilincinde olan ama aslında onu dağlara bağlayan en büyük etkeninde Doktor Selma olduğu bir komutan. O karşılıksız bir şekilde ama duygusallıktan uzakta seviyor Selma’yı. Onun Şivan ile bir alıp veremediği yok. Ama Botan hep şunun peşinde, Şivan Kürtçe'de çoban demek, bir çoban nasıl olurda örgütte bu kadar büyük ve önemli bir göreve getirilir. Nasıl bu kadar çevresi ve yetkisi olur. Ona takılmış biraz. Yoksa öyle büyük bir sıkıntısı yok. Botan’ın tek derdi Selma.


Çekimleri soruyoruz Yaşar’a. Çatışma sahnelerinde yaralan oyuncuları duyuyoruz peki bu soğukta hastalanan oyuncular oluyor mu?


Elbette. Elbette oluyor. Çok zor koşullarda çekim yapıyoruz. Çok soğuk. Ve hastalanan oyuncu arkadaşlarda oluyor. Herkesin kendi çapında hastalıktan korunma yöntemi var ben bol bol limon yiyorum. Şimdiye kadar hiç hasta olmadım çekimde.


Biraz geçmişe gidiyoruz Kadim Yaşar ile. Eski büyük oyunculardan bahsediyoruz ve Kadim Yaşar, şunları söylüyor;


Erol Taş, Şener Şen, İlyas Salman, Halit Akçatepe bunlar bir daha benzerini göremeyeceğimiz büyük oyuncular. Yeşilçam’ın o zor koşullarında, büyük bir samimiyet, mükemmel bir başarı ile isimlerini Türk Sinema Tarihine yazdırmışlar. Ve bir daha asla böyle büyük oyuncular yetiştiremeyeceğiz.


Peki neden? Sinema dünyasında teknolojik şartlar gün geçtikçe ilerliyor?


Evet, ekonomik ve teknolojik olarak dediğiniz doğru olabilir ama sinema sektöründe büyük bir dejenere söz konusu. Samimiyet yok, rolü yapmış olmak için yapmaya başladık. Şartlar ilerledikçe, biz geriledik. O şahane oyuncular o zor koşullarda, işlerine bağlılık ve samimiyetle bu kadar büyük oldular. Yapmış olmak için yapmadılar işlerini. Bu konuda tek suçlu oyuncu demek çok yanlış olur. Magazini de suçlayamazsın. Çünkü o zamanlarda da magazin vardı. Ama seviye vardı. Şimdi sokak kültürümüzden, ailemize, her şeyimiz dejenere olma noktasında. Bu yüzden o samimiyeti ve güzelliği bir daha yakalayamayız diye düşünüyorum.


Dizi Sektörü ile Sinemayı karşılaştırır mısınız?


Tabiî ki arasında dağlar kadar fark var. Ama bunu daha belirgin noktalardan ele alacak olursak, televizyon, her eve girmesi mecburi bir hal almış bir iletişim aracı. Televizyonda ne varsa onu seyretmek zorundasın. Televizyondakiler yayın akışını ayarlamış koymuş, sende izleyeceksin. Belki sırf can sıkıntısından, sadece vakit geçirmek için. Ama sinema öyle değil. Sinema, sırf gerçekten bir şeyler seyretmek istediğin zaman, tamamen senin tercih ettiğin bir olay. Farkında olmadan ruh dünyanı, sosyal kimliğini de belli ediyorsun seçtiğin sinema türünde. Yani sinema, senin kimliğin bile olabiliyor. Bu yüzden karşılaştırılamayacak kadar başka buluyorum sinemayı.


Magazine biraz değinelim...


Şimdiler de izleyici kültürü de, oyuncu kültürü de değişti. Ben eskiden bir Şener Şen seyrederken, gidip de acaba şimdi kiminle, ne yapıyor, nerde, ne yiyor gibi soruları hiç merak etmezdim. Bizim zamanımızda çoğunlukta öyleydi. Ama TV her eve mecburi giriş yapınca, her akşam yemeğinde en az haftada bir aynı yüzleri ekranda göre göre senin özeline, evine kadar geldi oyuncular. İster istemez de her hafta sofrana konuk ettiğin oyuncuyu da merak eder oldun. Çünkü o senin evine girmiş. Senin ailenden biri gibi. Sokakta seyirciler seni görünce “ O, Botan “ diyor, ya da başka dizilerden “ Aa .. Polat “ bu diyor. O kadar gerçekçi buluyorlar o karakterleri çünkü dediğim gibi izleyicinin evine kadar giriyorsun. Onlarda seni merak ediyorlar. Ben seviyeden yanayım. Merakında bir seviyesi olmalı. Sanatçının bir yanı gizemli kalmalı. Özel hayatına girince belki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Adı üstünde özel zaten, özeli oyuncuda kalmalı. Bu özel ekranlara taşındıkça, sanat kavramı tartışılmaya başlıyor. Bu da etik bir şey değil.

Kasım’da Pres adlı filmi gösterime girecek olan Kadim Yaşar, 04 Temmuz 2009’da dünya evine girecek. Şimdiden kendisini tebrik edip, başarılarının devamını diliyoruz...



Kaynak: KADİM YAŞAR ANLATIYOR: TEK TÜRKİYE'İN BOTAN'I NASIL BİRİ?