5 Eylül 2012 Çarşamba

Zamanın Evliya Çelebi’si

Zamanın Evliya Çelebi’si

Resim

Saim Orhan, İzleyicilerini Dünyanın Farklı Kültürlerine Doğru Keyifli Yolculuklara Çıkaran Belgesel Ve Gezi Programı Yapımcısı. 2002 Yılından Bu Yana Yüz Kırkı Aşkın Ülkeyi Ziyaret Eden Orhon İle Gezi Hakkında Konuştuk . 

İlk gezi rotanız neresiydi?

İlk gezimiz Mısır’a olmuştu. Mısır’daki piramitler ve çöl… Ardından 1996’da Afganistan, 1997’de Azerbaycan, 1998’de Rusya ve Sibirya tarafları, 1998’de Çin, Moğolistan derken devam edip gitti böyle. 2002 yılından sonra rotamız tamamen yurt dışına döndü. Hakikaten ne kadar ihtiyaç olduğunu gördük. Türkiye’de en uzun soluklu gezi belgeselini yapıyoruz. Geriye dönüp baktığımızda 140 ülkede çekimler yapmış ve 1 milyon 200 bin kilometreden fazla yol kat etmişiz. 

İnsanların ilgisi nasıl?

Reytinglerimize baktığımız zaman her geçen gün yükselen bir grafik gördükçe Türkiye’de Anadolu insanının ciddi bir ilgisi olduğunu görüyoruz. İnanın Anadolu insanı çok duyarlı. Yayınladıktan sonra o topraklara gidiyorlar. Bu gruplar halinde olabildiği gibi tek tek de olabiliyor. Aslında bizim amaçlarımızdan bir tanesi de bu. Her kesimin alacağı bir mesaj var diye bakıyoruz programımıza. Biz de bundan mutlu oluyoruz. Çünkü bu programı ne kadar çok yayınlarsa Türk halkı o kadar ilgilenir ve dünyada varlığımız o denli artar. Bilgilendikten sonra o topraklara gidip çok başarılı işler kuranlar biliyoruz. 

10 yıldır geziyorsunuz ve 140 ülke son 10 yılda nerelerde nasıl değişimler gördünüz?

Dünya haritasına baktığınızda nereler ön plana çıkmaya başladı son 10 yılda?
Bundan 15 - 20 yıl önce Türkiye maalesef bilinmiyordu. Mesela Gana’ya gittiğimizde bir Tamale bölgesi var. Orada insanlar tanımıyorlardı, bizi bilmiyorlardı. Türkiye artık her geçen gün daha tanınan ve daha bilinen bir ülke haline geliyor. Bunu yaşıyoruz. Sadece Afrika ülkelerinde değil bugün Kanada’da milletvekilleri, senatörler de bize Türkiye’yi anlatıyor. Türkiye’nin büyük bir gelişmişliğini gösteriyor bu bize. Türkiye geliştikçe Türk insanı da artık gezmeye görmeye meraklı hale geliyor. 

İnsanımızın gezi trendlerinde değişim gözlemliyor musunuz?

Akım değişiyor tabi bu çok bariz. Hâlâ Avrupa’ya gidiyoruz. Özellikle herkesin gittiği Paris’e, Roma’ya akım devam ediyor. Diğer yandan bir süre sonra buralar artık sıradan hale gelmeye başlıyor. İnsanımız artık sıra dışı şeyler aramaya başladı. Farklı yerlere gidelim, hiç kimsenin gitmediği yerler olsun diyorlar. Artık farklı arayışlar olduğunu gittiğimiz seyahatlerde görmeye başladık. 

Bu süreçte Türkiye ve İstanbul da dışarıdan daha cazip, daha yoğun tercih edilir bir hale geldi mi?

Zaten Türkiye dünyada çok yükselen bir değer. Türkiye tanındıkça insanlar bizlerle ticaret yapmaya başlıyorlar ve ekonomimiz gelişmeye başlıyor. Tanıdıkça kültürel alışverişte bulunmak istiyorlar. Avrupalı Türkiye’yi duyuyordu ama Uzak Doğu, Güney Amerika, Orta Amerika falan bizi hiç tanımıyordu. Şimdi geliyorlar ve diyorlar ki: “Avrupa’nın göbeğinde gerçekten gelişmiş bir ülke varmış bir de biz tam göbeğiz işte bu önemli bir nokta.” 

Bu 10 yıllık seyahat deneyiminde sizi en çok etkileyen yerler neresiydi? 

Dünya bir taraftan güzellikler yaşarken bir taraftan da çok perişan haller de yaşıyor. Savaş sonrası coğrafyalar beni hakikaten etkilemiştir. Afganistan, Nijerya’daki Hurani kabilesi, Kamerun’da 1,30 santimetre boyunda pigmeler aklımda yer etmiş durumda. Diğer taraftan Victoria Şelalesi. Yerel dildeki ismi gürleyen su manasına geliyor. Muazzam bir harika. Brezilya ve Amazonlar muhteşem topraklar. Arjantin, Şili’nin güneyi ve Grönland beni etkileyen yerler oldu. 

YOLCULUK TEDBRİLERİ

Afrika’ya yapılacak seyahatler öncesinde mutlaka gerekli aşıları olmak lazım. Basit ilaçlar, ateş düşürücüler götürülebilir. Meyve tüketimi en sağlıklı ve garantili beslenme yöntemlerinden. İklime uygun giyinmek, pusula ya da GPS cihazı ve konserveler doğada yararlı olan unsurlar.

Kaynak: http://www.turkishairlines.com/tr-tr/sk ... ebisi.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder