13 Mart 2012 Salı

Farklı Boyut - Abdullah Aymaz




Senarist Erhan Turhan Bey e-mail ile bana bir çekimin arka planını anlatan bir yazı göndermiş. Sizlerle paylaşmak istiyorum:

Resim

Senarist Erhan Turhan Bey e-mail ile bana bir çekimin arka planını anlatan bir yazı göndermiş. Sizlerle paylaşmak istiyorum:

Farklı Boyut, Samanyolu'nda cuma akşamları yayınlanan bir dizi. Dizide, Melek adlı bir öğretmen rüya-yı sadıkalarda şehit babasını görür. Ancak babasıyla birlikte her seferinde daha önce tanımadığı bir şehidi de görür. Bu şehitler Melek'ten, şehit olmadan önce eksik bıraktıkları işlerinin tamamlanmasını isterler. Melek rüyayı gördükten sonra şehitlerin geride bıraktıkları kişilerle tanışır ve onları o şehidin işaret ettiği işin tamamlanması konusunda ikna etmeye çalışır. Bu arada türlü esrarlı olaylar yaşanır. Bunun yanında Melek'in bu (ve başka) sıra dışı yeteneklerinin farkında olan 'karanlık bir grup' Melek'in rüyalarına sızmaya ve onun rüyaları sayesinde deşifre olmamak için onu devşirme planları yapmaktadır. 

İlk bölümde Melek'in rüyasında 'habis bir varlık' ona musallat olur. Tam da rüyada onu öldürecekken Melek medet ister ve o anda 'Hz. Hamza olduğunu hissettiği bir Zat' ok atarak ona musallat olan habis varlığı rüyasında etkisiz kılar.

İşte bu rüya sahnesinin çekiminde çok enteresan şeyler yaşandı. Bunu yapımcı Mehmet Akyol'un kaleminden okuyalım: 

"Farklı Boyut birinci bölüm çekimlerinde Hz. Hamza sahnesinin günü yaklaştıkça heyecan artıyordu. Günler öncesinden sahne için dekor, aksesuar hazırlıkları yapılmıştı. Çekim günü oyuncular kostümlerini giymişti. Nihayet sahnenin çekimine geçilecekti. Bu arada ışıklar hazırlanıyor aynı anda yönetmenimiz Taner Tunç Bey oyunculara sahneyi tekrar tekrar tarif ediyor ve bu sahnenin bölüm için ve dizimiz Farklı Boyut için öneminin altını çiziyordu. 

"Sahnenin çekimine başlanacaktı. Ancak başta yönetmen Taner Tunç Bey olmak üzere ekibin üzerinde büyük bir stres ve gerginlik vardı. Hemen hemen tüm çekim ekibinin içine 'nedensiz' bir sıkıntı çökmüştü. Sanki bir şey ekibin boğazını sıkıyor gibiydi. Bu sıkıntının umumi bir ruh hali olduğu fark edildi. Bu arada bu sıkıntı hazırlık esnasında aksamalara neden oluyor ve bu da sinirlerin gerilmesine neden oluyordu. 

"Başta yönetmenimiz Taner Tunç Bey olmak üzere tüm ekip sahnenin ağırlığı ve manevi soumluluğunu iliklerine kadar hissediyordu. Derken 'kayıt' komutunun verileceği ana gelinmişti. Ancak tam da o sırada beklenmeyen bir şey oldu: Önceden defalarca kontrol edilen ve hazırlanmış olan ışıklar birden patır patır sönmeye başladı.

"Bütün ekip şaşkınlık içine düştü. Çünkü bu alışıldık bir durum değildi. Işık ekibi derhal durumu kontrol etti ancak ışıkların bu şekilde sönmesini gerektirecek teknik bir problem bulunamadı. Her şey yolunda gözüküyordu. 

"Görüntü yönetmenimiz İlyas Yavuz ve ışık şefimiz Ahmet Aydın bir kez daha her şeyi kontrol ettirdiler. Işıklar tekrar hazırlandı. Kablolar tekrar tekrar kontrol edildi. Yönetmenimiz tam sahneyi çekmek için 'kayıt' komutunu verecekken beklenmedik bir şey daha oldu: Işıklar tekrar söndü! Oyuncular ve ekip iyice gerilmişti.

"Hazırlıklar tekrar yapıldı ve aynı şey üçüncü kez tekrarlandı! Işıklar görünen bir sebep olmaksızın bir kez daha sönmüştü. Tam ekip bunun şokunu yaşarken sahne aksesuarı olan cam bir eşya gürültüyle yere düştü! 

"Bahsi geçen aksesuar tekrar hazırlanıp yerine konuldu. Sahnenin çekimine tekrar başlandı. Sahne gereği (Hz. Hamza'nın attığı) okun camı kırıp duvardaki tabloya saplanması gerekiyordu. Ancak çekimler defalarca yapılmasına rağmen ok bir türlü hedefe atılamadı. Üstelik cam da bir türlü kırılmadı. Defalarca hem oyuncu hem de ekipten farklı kişiler denedi ancak terslikler devam etti. Her seferinde bir aksilik çıktı. Sahne çekilemedi. 

"Aksilikler o derece üst üste gelmişti ki bir ara 'Galiba bu sahneyi çekemeyeceğiz, diyen yönetmenimiz Taner Tunç en sonunda yerinden kalktı. Oku bizzat kendisi aldı. Yayı gerdi. Oku fırlattı ve hedefe tam isabet ettirdi. 

"Okun isabet etmesiyle birlikte sanki sihirli bir düğmeye basılmış gibi bir anda tüm ekibin sıkıntısı, kasveti dağıldı. Herkeste hissedilir ani bir rahatlama yaşandı. Okun atılmasından sonra sahnenin geri kalanı rahat rahat su gibi aktı."


Farklı Boyut - Abdullah Aymaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder