28 Nisan 2012 Cumartesi

Çocuk Programları, Çocuk Yayıncılığı Nereden Nereye Geldi?

Akoder Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Bostancı'dan çarpıcı değerlendirmeler

Resim

Ülkemizde çocuk odaklı televizyonculuğun geçmişini düşününce ilk akla gelen kişi tartışmasız Meryem Akbal. TRT terbiyesinden geçmiş olan Meryem Akbal ülkemizde çığır açan bir televizyoncu.Çocuklarımdan dolayı yıllardır yaptığı her iş bir şekilde gündemimde yer aldı.Samanyolu ekranlarından evimize misafir olan Tarçın ve arkadaşlarıyla büyüyen oğlum şu an 13 yaşında.Yeşil Obayı çocuklarım kadar, hatta belki daha büyük bir ilgiyle takip ettim.Şakayık ailesinin veteriner babası Hasan Bey,öğretmen annesi Necla hanım ve oğulları Nezih’i şehirden köye uzanan hikayesi ne tatlı anlatılmıştı.

Bizden,yerel öğelerle süslenmiş bir program olan Yeşil oba, bize farklı bir ufuk açtı. Kendimizden beslenmeyi, müktesebatımızı kullanmayı, yerel ve bize özgü olanların değerini bilmeyi,bu şekilde ürün üretmeyi örnekledi. Yeşil Obanın bitişi evde en çok beni üzmüştü.O dönem bir boşluk oldu yayınlandığı kanalda.Cedrik isimli çizgi filme bıraktı yerini Yeşil Oba. Cedrik ve kız arkadaşı Çinli Çen’e dair şikayetlerimle ilgili kanalı bir çok kez aradığımı hatırlıyorum.Her defasında uzman bir ekibin gözetiminden geçtiğini, bazı bölümlerin ayıklanarak yayınlandığını anlatmaya çalıştılar. Ama Yeşil Oba sonrası Cedrik soğuk bir duş etkisi yapmıştı bende.

Sonra 2007’de Yumurcak doğdu. Artık ülkemizin bir çocuk kanalı vardı.Çocuk odaklı yayın yapmanın ticari risklerine rağmen Yumurcak bu riski aldı ve yeni bir çığır açtı.

Genel Yayın yönetmeni Meryem Akbal yine çok güzel işlere imza attı. Bu ülkeye çocuk yayıncılığında bir ufuk çizdi. Yumurcak tv, hem ebeveynlere hem de çocuklara rahat bir soluk aldırdı. Çocukluğun masumiyetine zarar vermeyen, duygusal, düşünsel ve davranışsal anlamda gelişimine katkıda bulunan yapımların toplumun geleceğini korumak için ne kadar önemli ve gerekli olduğu anlaşıldı. Çocuk odaklı yayınların ne kadar önemli olduğu, özellikle çocuğun yaşına, duygu, düşünce ve algı dünyasına uygun olmayan içeriklere maruz kaldığında ne tür sıkıntılar oluştuğu müşahede edildi.Yumurcak tv ‘nin çok kısa bir sürede ciddi bir izlenme oranına ulaşması da pedagojik bir bakış açısıyla yapılan kaliteli içeriğin muhatabı tarafından kabul gördüğünün en büyük ispatı oldu.

Bu süreçte bir çok ulusal kanal ticari endişelerle uzak durdukları çocuk odaklı yapımlarını yayın akışlarından tamamen çıkardılar. Bazıları çocuk kanalı açtı. Bu arada uydudan ya da kablolu üzerinden yayın yapan çocuk kanalı olduğu iddiasında olan kanallarda ortaya çıktı.Çocuğun hassasiyetlerini yok sayan,masumiyetine helal getirecek dozda şiddet, cinsellik içeren yada belli bir yaşam tarzı dayatan çizgi filmleri tercih eden kanallarda var olmaya devam ediyor.Ancak pedagojik olarak çocuğun yaşına uygun,görsel anlamda kalite yapımların varlığının diğerlerinin etki gücünü azaltıcı bir etkiye sahip olduğu görüldü.

Süreç içinde devlet destekli çocuk kanalı TRT Çocuk geldi. Çocuk odaklı,devlet destekli bir kanalın olması biraz gecikmişte olsa çok isabetli oldu. Çünkü televizyon izleme oranının oldukça yüksek,medya okuryazarlığı oranının istenen düzeyin hayli altında olduğu ülkemizde,çocuğa uygun, kaliteli ve reyting kaygısı gütmeden yapılan, devamı reklam gelirlerine bağlı olmayan kanalların sayısının artması hayati derecede önemliydi.

JANGEUMUN RÜYALARI VE CAİLLOU

Yumurcak TV bizi Jangeum ve Caillou ile tanıştırdı.

Bizim evin en çok izlenen iki çizgi filmi oldu bunlar.Jangeumun maceralarını kaç tur izlediğimizi hatırlamıyorum bile. Verdiği mesajlar, öğreticiliği hakkında sayfalarca yazabilirim.

Sonra Caillou geldi. İki çocuklu bir Fransız ailesinin hayatını 3-6 yaşın pedogojik özelliklerine uygun şekilde anlatıyordu. Onu ve sakin yaşantısını çok sevdik.Zamanının büyük bölümünü Caillou ve kardeşiyle ile geçiren anne-baba karakterleri, aile büyükleri (büyükbaba-büyükanne), komşularla ve çevresiyle sıkı bir temas halinde olmanın gerekliliği ve bu ortamın çocuğa ve aileye katkısı çok güzel vurgulanıyordu. Modern çağın parçalanan büyük ailesini toplayan, güven içinde yaşanan bir mahalleyi hatırlatan bu yapım bize kaybettiğimiz ya da kaybetmekte olduklarımızı da hatırlattı. Özellikle yoğun bir çalışma hayatının içindeki aileler için, genelde ise çocuğunun yanında olup onu ihmal edenler için güzel bir örneklik oluşturdu.Hatta çocuklar çok kibar, orunlarını konuşarak halleden, sabırlı ebeveynler için ''Caillou’un ailesi gibidiye bir tabir geliştirdi.

PEPEE, KELOĞLAN MASALLARI VE DEDEKORKUT

TRT Çocuğun en sevilen iki yerli karakteri Pepee ve Keloğlan.

Pepee hedef kitlesi 3-6 yaş olan bir yapım.Hitap ettiği kitle ve iyi bir pazarlama taktiği sayesinde çok iyi tutan,bilinirliği artan bir proje.Pepee yerel değerlerden beslenen,3-6 çocuklarının dilini yakalamış bir yapım.Akılda kalan şarkıları,Halayları,Zeybek oyunu,Hüdayda’sıyla,başı örtülü ninesiyle kendi kültüründen beslenen temalarıyla önemli bir yapım.

Bir anne hassasiyetiyle yapıldığını gözlemlemek hiç zor değil.İçeriğe eklenen bize has,yerel temalar çok iyi çalışılmış. Kendi değerlerinden beslenmenin izleyicide oluşturduğu önemli bir duygu var. Kendi tarihsel kodlarını doğru okuma ve bu birikimden bir çocuk yapımında faydalanmak, bir müzik ve sanat zevki edindirmek çocuklar açısından ciddi bir kazanım.

Tüm bunlara karşın bazen çok iyi çalışılmamış hissi veren şarkıları da var. Düşünüldüğü gibi söylenivermiş bazı şarkılar. Bazı pedagojik hatalara da rastlanabiliyor. Örneğin 10’ar 10 ar saymak gibi.Bir de dünyanın 150 ülkesinde yayınlanan Pokoyo gibi çok bilinen bir karakterden esinlenilmiş olma gerçeği var. Özgün bir proje olmayışı çocuklar penceresinden bakınca çok fazla bir şey ifade etmeyebilir ancak, işin uzmanları ve meslek erbabı tarafından bu işin nasıl değerlendirildiği de önemli.Malum yapılan işin küresel etkileri de var.

Eğer çocuk yayıncılığı konusunda söz sahibi olmak, bu konuda bir ufuk belirlemek istiyorsak tamamen özgün projeler üretmek zorundayız olmalı ve o sabiteden hareketle genişletmeliyiz çemberi.

KELOĞLAN MASALLARI

Hedef kitlesi çocuklar olsa da yetişkinlerinde büyük bir beğeniyle izlediği TRT Çocuğun en çok bilinen, kaliteli ve tamamen yerli yapımı Keloğlan Masalları kendine özel bir hayran kitlesi oluşturmuş durumda. Çocukların tekrar bölümlerini bile sıkılmadan tekrar tekrar izlediği bir yapım.

Dede Korkut isimli çizgi filmde kültürel ve tarihi merakları tahrik etme anlamında güzel bir yerli yapım. Bu tür yapımların sayısının artması ülkemiz açısından hayli sevindirici. 

POKOYO

Pepee’nin en kibar tabiriyle esinlendiği çizgi film karakteri Pokoyo,2005 yılında İspanya,Madrid’te doğmuş. 150 ülkede bilinen evrenselmiş bir karakter. Şimdilerde Yumurcak tv’de haftada üç gün izlenebiliyor.

Benim gözlemlediğim kadarıyla Yumurcak tv son yıllarda evrensel değerleri taşıyan yapımları önceliyor. Bu anlamda yapılmış kaliteli ürünleri muhatabına taşımayı hedefliyor. Ancak ben şahsen Meryem Akbal’ın düşünce ve duygularından beslenen yapımları özledim. Meryem Akbal neden dünyanın ikinci Hayao Miyazaki’si olmasın. Eserleri tüm dünya çocuklarına dokunmasın.Belki şu anki sorumluluğunun ağırlığı buna müsadee etmiyor olabilir ancak onun etrafında ondan el alan bir ekip bu işi pekala yapabilir.Bu, belki de dünyada bırakılacak en büyük sadakayı cariye olabilir.

Ebeveynlerin çocuklarına rahatça izletebileceği bu tip yapımların artması hem ülkemiz hem de dünya açısından ciddi bir kazanım.Belki bundan sonraki hedef, tüm dünyada kabul görecek yerel öğelerde taşıyan, insani erdemleri merkezine alan yapımlar olmalı. Keloğlanın yada Nasrettin hocanın evrensel figür olarak tüm dünya çocuklarının gündeminde olması ne hoş olurdu değil mi?


Çocuk Programları, Çocuk Yayıncılığı Nereden Nereye Geldi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder